Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/323 E. 2020/682 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/323 Esas
KARAR NO : 2020/682

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 28/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 27/03/2018 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile tapuda davalı taraf adına kayıtlı olan “… İli … İlçesi, … Mah., … Cad. … Pafta, 399 Ada, 6 Parsel’de” kayıtlı bulunan taşınmazın, müvekkil şirket tarafından satın alındığını, müvekkil tarafından fabrika olarak kullanmak amacıyla satın alınmış olan taşınmazın kapalı alanı 8000 m2 olduğunu, taşınmazın bulunduğu bölgenin çok yüksek ve dağlık olduğunu, müvekkil şirketin taşınmazı devraldığında çevre düzenlemesi yapılmadan, alt katında makine ve ekipmanın bulunduğu, üretim tesisat parçalarının olduğunu, devralındığında yapılan teknik incelemede çatıdaki su sızdırma/akıtma, fosseptik kuyusuna yerleştirilmemiş pompalar, tır girişine uygun olmayan yükleme alanının genişletilmesi, trafo etrafının betonlanması, satış anlaşmasına göre sökülen yağ soğutma sisteminden dolayı düzgün bırakılmayan kazan dairesinin düzenlenmesi, imes yönetiminin şart koştuğu mazgal açılması, ön cephedeki kaldırımların yeniden yapılması, peyzaj işleri vb gibi birçok eksiğin kaleme alındığını ve ayıp tespit edildiğini, satın alındıktan sonra hava koşulları nedeniyle çatının aktığını, müvekkil şirket yetkilisi ile defalarca iletişim kurulmasına, çözüm talep edilmesine rağmen herhangi bir ilerleme kaydedilemediği, çatıdaki sorunun ortadan kalkması için onarım yapılması adına … tic. A.Ş ile 06/12/2018 tarihinde sözleşme yapıldığını, çatı onarım maliyetinin KDV dahil 90.000,00 TL olacağını, müvekkil şirket tarafından davalı tarafa … 17. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile onarım bedeli olan 19.470,12 TL ile sözleşmede kararlaştırılan 90.000,00 TL olmak üzere 109.470,12 TL’nin tebliğden itibaren 3 iş günü içerisinde müvekkil şirketin uğradığı zararın tazmin edilmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin ihtarnameye verdiği cevapta sorumluluğu üstlenmekten kaçındığını, gizli ayıptan dolayı zararları önlemek adına dava dışı … Tic. Ltd Şti’ye 90.000,00 TL ödemek suretiyle çatının onarımının yaptırıldığını bildirerek ayıplı satılan taşınmaz nedeniyle müvekkil şirketin uğramış olduğu zarara karşı ödemek durumunda kalınan 109.470,12 TL’nin satım tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 16/07/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkil tarafından davacıya söz konusu gayrimenkulü gözden geçirmesi için gereken sürenin verildiğini, davacının basiretli bir tacir olarak dava konusu gayrimenkulü etraflıca gezip, incelediğini ve mevcut hali ile kabul ederek satın aldığını, gayrimenkulün çatısının 2016 yılının şubat ayında tamamlandığını ve daha sonra hiçbir sızıntı ve akıntı yapmadığını, satış sırasında da çatıda herhangi bir ayıp iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından çatının önceden de aktığını iddia ettiğini fakat olayın hangi tarihlerde vuku bulduğunun davacı tarafından gizli tutulduğunu, davacının 19.470,12 TL masrafla çatıyı tamir ettirdiğinden bahsettiğini, ancak yaptırmış olduğu onarımın gerekliliği ve niteliğinden bahsedilmediğini, davacının söz konusu ödemeyi yaptıktan sonra müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunmadığını, e-mail yazışmalarının ayıp ihbarı olarak kabul edilemeyeceğini, davacının ihbarının şekil şartına uyulmadığından geçersiz olduğunu, ayıp ihbarı müvekkil şirketi temerrüde düşürme maksadında olduğunu, fabrikanın natamam şekilde satın ve teslim alındığını, kabul ve teslim alındığında mevcut durumda çatıda herhangi bir ayıp olmadığını, söz konusu meydana gelen hava olaylarından dolayı yağan yağmurlar doğal afet niteliğinden olup, İstanbul’un bir çok yerinde sel, çökme ve ağır hasarlara neden olduğunu, oluşan akıntı ve sızıntının mücbir sebep sonucunda oluşmuş olup, müvekkil şirkete herhangi bir kusur yükletilmesinin mümkün olmayacağını bildirerek davacının ayıp iddiasının haksız ve dayanaksız olduğu sabit olup, hukuka ve kanuna aykırı olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 13/01/2020 tarihli celse ara kararı uyarınca, … ATM’ye talimat yazılarak dava konusu taşınmaz üzerinde keşfen inceleme yapılmak ve dosyadaki deliller değerlendirilmek suretiyle taşınmazın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise gizli ayıp olup olmadığı, ayıp nedeniyle yapılan tamiratın tespiti, ayıp nedeniyle ortaya çıkan zararın ne kadar olduğu, ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, davalı tarafın sorumlu olup olmadığı belirlenerek davacının ayıp nedeniyle rücu edebileceği miktar olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, İnşaat Mühendisi …, Mimar … ve Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 14/09/2020 tarihli raporda; “Gerek dosya içinde bulunan belgelerden ve resimlerden, gerekse mahallinde yapılan inceleme ve araştırmalarda, davaya konu binanın çatısının su sızıntılarının ve akmaların, çatının yeterli teknik ve fenni kurallara uyulmadan yapıldığı, Policarbon levhaların yeterli bindirme payı ile montajının yapılmadığı ve altlarının yastıklanmadığı için zamanla boşluklar oluşarak su sızıntılarına sebebiyet verdiği, bu nedenle yapılan imalatın gizli ayıp olarak sonradan ortaya çıktığı, ayıbın ortaya çıktığı tespit edilen 19.06.2018 tarihinden hemen sonra 19.07.2018 tarihinde yapılan Whats-up görüşmelerinde ve 14.08.2018 tarihinde ilk düzenlenen fatura ile ayıp ihbarında bulunulduğu ve onarımın yapılmaya çalışıldığı görülmektedir. İhbar sürelerine uyulup uyulmadığı Yüce Mahkemenin takdirinde olduğu, incelemeye ibraz eden şirketin defterleri üzerinde yapılan usul incelemesinde, 2018-2019 yılına ait defterlerin e-defter beratlarını ve 2018-2019 yılı envanter defterinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından: 19 Aralık 2012 Tarihli ve 28502 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ticari defterlere ilişkin tebliğ’in 13. ve 17. maddelerine göre 2018/08 ve 2019/02 aylarına ait yevmiye defterinin e-defter beyanından onayının yapıldığı ve e-defter beratının alındığı, defterlerinin delil kudretinin olup olmadığının takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu, 14.08.2018 tarihinde …Tic. Ltd. Şti.’den BGS Aksesuar, Hakliye, Vinç Çalışması, Silikon, Vida açıklamalı ve KDV dahil 19.470,12 TL tutarında fatura aldığı, bu faturayı 2018 yılı yevmiye defterinin … tarih ve … nolu yevmiye maddesine kayıt ettiği, yine, 04.02.2019 tarihinde … Ltd. Şti.’den Çatı Polikarbon ve Genel Bakım Bedeli açıklamalı ve KDV dahil 90.000,00 TL tutarında fatura aldığı, bu faturayı 2019 yılı yevmiye defterinin 04.02.2019 tarih ve 3354 nolu yevmiye maddesine kayıt ettiği, yapılan ayıplı imalatlardan davalı firmanın sorumlu olduğu, davacının, bu gizli ayıp nedeniyle onarımını yaptırmaya çalıştığı/yaptığı ve maliki olduğu bina çatısındaki su akıntıları için toplam 109.470,12 TL bedeli, davalı şirkete rücu edebileceği” görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; gayrimenkul satış sözleşmesi kapsamında satın alınan taşınmazda ayıp nedeniyle meydana gelen zararın tahsiline ilişkindir.
Davacı taraf, davalı taraftan satın aldığı gayrimenkulun ayıplı olduğunu, ayıp nedeniyle zarar meydana geldiğini beyan ederek meydana gelen ve ödenmek zorunda kalınan zararın davalıdan tazminini talep etmiştir. Davalı taraf, davacının taşınmazı inceleyerek mevcut haliyle kabul ettiğini, iddialarının doğru olmadığını, ayıp ihbarının yapılmadığını, sorumlu olmadığını beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamından taraflar arasında 27.03.2018 tarihli “Gayrimenkul Satış Vadi Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşmeye istinaden davalı adına kayıtlı “… ili, … İlçesi, … Mahallesi, …Caddesi … Pafta, 399 Ada, 6 Parsel”de bulunan taşınmazın davacıya satıldığı ve tapuda devrinin gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; taşınmazda gizli ayıp olup olmadığı, ayıp nedeniyle meydana gelen zararlardan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
TBK m.246’da; taşınır satışına ilişkin kuralların, kıyas yoluyla taşınmaz satışında da uygulanacağının düzenlendiği, m.223’de; alıcının, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olduğu, alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağının düzenlendiği, m.227’de; alıcının ayıp halinde onarım bedeli ve masrafı ile tazminat isteme hakkının bulunduğunun düzenlendiği görülmüştür.
Yargılama sırasında taşınmaz üzerinde keşfen yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda; davaya konu binanın çatısının yeterli teknik ve fenni kurallara uyulmadan yapılması sebebiyle su sızıntısı ve akmasına neden olduğu, ayıbın sonradan ortaya çıktığı ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıp nedeniyle davalının sorumlu olduğu, davacının ayıp nedeniyle uğradığı zarara ilişkin 109.470,12 TL’yi davalıya rücu edebileceği belirtilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca; ” Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır.” 6098 Sayılı TBK’nın 223/2 maddesi gereğince, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde TTK.nun 23.maddesi hükümü uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa durumun hemen satıcıya bildirilmesinin gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı hususu düzenlenmiştir. Açık ayıp, malın tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır. Gizli ayıplar ise basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır. Somut olayda, ayıp gizli nitelikte olduğundan TBK m.223/2 uyarınca makul bir süre içerisinde satıcı davalıya bildirilmelidir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taşınmazın gizli ayıplı olduğu, davacının mail yoluyla ayıp ihbarında bulunduğu, ilk onarıma rağmen ayıpların devam etmesi üzerine ayıbın giderilmesi için 06.12.2018 tarihinde başka bir firma ile anlaştığı, … 17. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu durumun yine davalıya bildirildiği, gizli ayıp bulunması sebebiyle ayıp ihbarının süresinin makul olduğu ve süresinde yapıldığı, ayıp ihbarının geçerliliğinin bir şekle tabi olmadığı, ispat açısından nasıl yapıldığının önem arz ettiği, davalının ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı, TBK m.227 uyarınca davacı tarafın ayıp nedeniyle uğradığı zararı ve taşınmazın onarımına ilişkin yapmış olduğu masrafları davalıdan talep edebileceği, davacının ayıp nedeniyle toplam 109.470,12 TL zarara uğradığı anlaşıldığından davanın kabulüne, 109.470,12 TL’nin ihtarnamenin tebliği ve ihtarnamede tanınan sürenin sonu olarak tespit edilen 14/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, 109.470,12 TL’nin temerrüt tarihi olan 14/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 7.477,90 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 1.869,48 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.608,42 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.869,48 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 384,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 2.298,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.388,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 14.349,66 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8 -Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸