Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/318 E. 2019/778 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/318 Esas
KARAR NO : 2019/778
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 11/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olarak personel ve öğrenci taşımacılığı işi yaptığını, davalı ile 31/12/2014 tarihinde 5 farklı güzergahta davalı personellerinin taşımacılığı hususunda anlaştıklarını, sözleşmeyi yazılı olarak yenilediklerini, 2017/2018/2019 dönemlerine ait olarak ise sözlü görüşmelere ve şirket mailleri üzerinden yaptıkları mutabakatlara devam ettiklerini, müvekkili şirketin 2019 yılı içerisinde de davalı şirketin personellerini taşımaya devam ettiğini, davalının 13/03/2019 tarihinden itibaren hizmet almayacaklarını müvekkiline yazılı olarak bildirildiğini, davalının haksız ve hukuka ayrıkı fesihine karşılık müvekkilinin Bakırköy …Noterliğinin 18/03/2019 tarih…Yevmiye numaralı ihtarı ile feshin haksız olduğunu ve uğramış olduğu zararın karşılanmasını davalıdan istemiş ihtarnamenin 21/03/2019 tarihinde davalı şirket çalışanına tebliğ olduğunu, 08/04/2019 tarihinde uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk bürosuna müracaat edildiğini ancak davalı vekilinin hiçbir gerekçe sunmasızın müvekkilinin taleplerini kabul etmediklerini bildirmiş ve arabuluculuk sürecinin sona erdiğini bildirerek davanın kabulünü, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL kaybının fesih tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 27/06/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin Bağcılar, davacının adresinin ise Başakşehir olması nedeniyle yetkili mahkemeni Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bildirerek yetkiye itirazlarının bulunduğunu, davacının müvekkili şirket presonelinin taşınması için tahsis ettiği araçların ve araç sürücülerinin iş görme ile ilgili uyğulamalarının, geçmiş dönemdeki uygulamalarla bağdaşmayacak ölçülerde değiştiğini ve kötüleştiğini, bu durumun müvekkili şirket çalışanlarında performans düşüklüğü ve can güvenliğini tehlikeye düşürücü nitelikte olumsuz sonuçlar doğuracak hale geldiğini, müvekkili tarafından davacı şirketin sözlü olarak uyarıldığını, şoförlerin saatinde işe başlamadığını bu nedenle müvekkili şirket çalışanlarının mesai saatinde işyerine ulaşmalarının mümkün olmadığını, sözleşmenin yükümlülüğüne aykırılıkları nedeni ile sona erdiğini, davacının bu bağlamda talep edebileceği herhangi bir zararı bulunmadığını bildirmekle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kazanç kaybının tahsili istemiyle açılan tazminat davasıdır.
Davalı taraf, cevap dilekçesiyle yerleşim yerinin Bağcılar olduğunu, davacının yerleşim yerinin de Başakşehir olduğunu beyan ederek yetkili mahkemenin Bakırköy Adliyesi olduğu yönünde yetki itirazında bulunmuştur. Davalı taraf beyan dilekçesinde ise taraflar arasındaki yetki sözleşmesinde yetkili mahkemenin İstanbul Adliyesi olarak kararlaştırıldığını beyan ederek yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemeye sunulan iki adet sözleşmenin incelenmesinde; birinin 08.12.2014 başlama tarihli ve 31.12.2014 bitiş tarihli, diğerinin 02.01.2015 başlama tarihli ve 31.12.2015 bitiş tarihli olarak düzenlendiği görülmüştür. Davacı taraf; dava dilekçesinde bu sözleşmelerden sonra 2017, 2018 ve 2019 yılına ait dönemler için sözlü görüşmeler üzerinden sözleşmelerin yenilendiğini ve ticareti devam ettirdiklerini beyan etmiştir. HMK m.18’de belirtildiği üzere yetki sözleşmesinin veya şartının yazılı yapılması gerekmektedir. Dava konusu alacak talebinin kaynağı taraflar arasındaki yazılı olmayan son sözleşmeye ilişkindir. Yukarıda anılan sözleşmelerin başlangıç ve bitiş tarihleri belirlidir, sözleşmelerin bitiş tarihinden sonra taraflarca yeni bir yazılı sözleşme akdedilmeksizin sözlü mutabakat üzerine ticaret devam edilmiştir, dava konusu alacak da yazılı olmayan bu sözleşme ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla davacının ileri sürdüğü, sona ermiş sözleşmelerde bulunan yetki şartının somut olaya uygulanması mümkün değildir. Yazılı ve geçerli bir şekilde yapılmış olan ve somut uyuşmazlığa uygulanması gereken başkaca yetki sözleşmesi de bulunmadığından davacının bu savunması dikkate alınmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre; kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralları, genel mahkemenin yetkisini kaldırmamakla birlikte; davacı davasını genel veya özel yetkili mahkemede açmak hususunda bir seçim hakkına sahiptir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yazılı olmayan bir sözleşme ilişkisinin feshinden kaynaklı para alacağıdır. Dolayısıyla 6100 sayılı HMK m.10 ve TBK m.89/1 hükmüne göre davacının yerleşim yeri olan Başakşehir ilçesinin bağlı bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Ayrıca HMK m.6 gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesi de Bağcılar ilçesinin bağlı bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesidir. Mahkememizi yetkili kılan bir kural söz konusu değildir. Somut olayda genel ve özel yetki kuralları gereği davacının davasını yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açması gerekirken yetkisiz mahkemede açması nedeniyle seçme hakkı davalıya geçmiştir. Davalı taraf da süresi içerisinde usulüne uygun olarak yapmış olduğu yetki itirazıyla yukarıda anılan kurallar uyarınca yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi seçmiştir. Sonuç olarak; mahkememizin yetkili olmaması, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olması, yetki itirazının usulüne uygun olması nedenleriyle yetkisizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; tarafların yüzüne karşı,gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.11/09/2019

Katip
¸

Hakim …
¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”