Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/315 E. 2021/141 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/263 Esas
KARAR NO : 2021/204

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında komisyon sözleşmesi imzalandığını, sözleşme hükümleri gereğince satılan her daire için müvekkili aracı şirkete %8+KDV komisyonun tamamı, müşterinin müteahhite daire bedelinin %30’luk kısmını ödemesi halinde en geç 30 iş günü içinde ödeneceğini, sözleşme hükümleri uyarınca müvekkili şirketin “…” dairesinin satımına aracılık ettiğini ve komisyon bedeline hak kazandığını, 28/12/2018 tarihinde düzenlenen … numaralı, 42.185,00 TL bedelli faturanın usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiğini ancak fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, ödemenin yapılmaması üzerine müvekkili tarafından borcun tahsili amacıyla … 8. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili tarafından başlatılan takipten sonra davalı şirket tarafından müvekkiline 05/04/2019 tarihinde fatura borcundan kaynaklı 32.185,00 TL ödeme yaptığını, davalının yapmış olduğu ödemenin borç ikrarı olduğunu bildirmekle, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalı tarafa yüklenilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketin davacı tarafından düzeltme beyannamesi verilmesi halinde fatura alacağını ödeyeceğini belirttiğini, müvekkili şirketin borcunu ödemek için tüm çabayı gösterdiğini, davacı şirketin daha sonrasında düzeltme beyannamesi verdiğini ancak bu durumu da müvekkili şirkete bildirmediğini, bildirilmeyen düzeltmeden müvekkilinin haberi olmadığı için müvekkilinin davacıya ödeme yapmadığını, ödeme emrinin müvekkiline tebliğinden sonra davacı ile görüşme yapıldığını ve düzeltme beyannamesinin verildiğini bildirilmesi üzerine müvekkili tarafından davacıya 32.185,00 TL’lik kısmı 05/04/2019 tarihinde, kalan kısmın ise arabuluculuk toplantısından sonra 12/04/2019 tarihinde olmak üzere takibe konu asıl alacağın tamamının ödendiğini bildirmekle davanın reddine, davacının haksız talep miktarının %20’si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Dosyamız davasına konu … 8. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacının 42.185,00 TL asıl alacağın davalıdan tahsili için icra takibine geçtiği, davalının 13/02/2019 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görüldü.
Mahkememizin 04/11/2019 tarihli duruşmasının 2 numaralı ara kararı uyarınca dosyanın bilirkişi mali müşavir …’na tevdine karar verilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 20/01/2020 tarihli raporunda; davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapıldığını, faturalarla kayıtlı uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğunu, davalı ticari defterlerinin de aynı şekilde dava konusu döneme ait ticari defterlerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapıldığını, davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğine haiz olduğunu, taraflar arasında komisyon sözleşmesi yapıldığını, dava konusu faturanın düzenlendiği davalının dava konusu fatura karşılığı hizmetin verilmediği veya faturanın temsil alınmadığı itirazı olmadığını, davalının faturanın vergi dairesine beyan edilmediği sebebi ile ödemeyi yapmadığını, davacının düzeltme beyannamesi verdiğini, beyannamenin vermemenin ödemeyi yapmamak için haklı sebep olmadığını, dava konusu borcun takipten sonra ödendiğini, davacının borcun ödenmediği itirazı olmadığını, icra masrafları, vekalet ücreti ve faiz talebi olduğunu, TBK 100. Maddeye göre ödemelerin öncelikle icra masrafları ve faize sayılması gerektiğinden davalının ödemelerinin önceliklere faiz ve masraflara sayılması şeklinde yapılan hesaplamaya göre davalının 7.492,03 TL borçlu olduğunun kabul edilebileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin 05/10/2020 tarihli ara kararı uyarınca dosyanın bilirkişi mali müşavir …’e tevdine karar verilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 11/12/2020 tarihli raporunda; takip tarihinde davalıdan takibe konu 42.185,00 TL tutar davacı alacağı mevcut olduğunu, takipten sonra 05/04/2019 tarihinde 32.185,00 TL ve 12/04/2019 tarihinde 10.000,00 TL olarak haricen davacıya ödeme yapıldığını, ödemelerin taraflarca icra dosyasına bildirilmediği, takip sonrası dava öncesi yapılan davalı ödemeleri sebebiyle TBK 100 kapsamında davacının yapmış olduğu masraflar, vekalet ücreti ve ödeme tarihlerine kadar hesaplanan faiz davacı alacağına ilave edilmek suretiyle 07/05/2019 dava tarihi itibariyle kalan davacı alacağının 6.700,40 TL asıl alacak ve 89,49 TL dava tarihine kadar işlemiş faizi ile toplam 6.789,89 TL hesaplandığına ilişkin görüş ve kanaat bildirmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Davacı taraf faturadan kaynaklı alacağı olduğu iddiasıyla başlattığı … 8. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibine davalı tarafın yapmış olduğu itirazın, asıl alacak haricinde kalan bakiye alacak olarak (vekalet ücreti ve icra masrafları) 7.507,51 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf borçlu olmadığını, takip konusu asıl alacağın ödendiğini, icra takibine davacının neden olduğunu davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamından, davalı tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinden önce 05.04.2019 tarihinde 32.185,00 TL, 12.04.2019 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında takip konusu fatura alacağının varlığına yönelik bir çekişme bulunmamaktadır. Nitekim davalı tarafından asıl alacak miktarı kadar ödeme yapılmıştır. Uyuşmazlık davalının takibin açılmasına sebebiyet verip vermediği, icra takibinin ferileri yönünden davacının alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesinde belirtildiği üzere; borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Yani temerrüde düşen borçlu tarafından yapılan kısmi ödemeler öncelikle borcun ferilerinden mahsup edilir.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi, tarafların defterlerinin incelenerek TBK m.100 uyarınca davacının bakiye alacağının hesaplanması konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen ve hükme esas alınan 11/12/2020 tarihli raporda, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahiplerinin lehine delil olma vasfına haiz oldukları, takip konusu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, TBK m.100 hükmüne göre yapılan mahsuplar sonucu davacının 6.700,40 TL asıl alacak ve 89,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.789,89 TL bakiye alacağı olduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu açısından yapılan değerlendirmede; takip konusu alacağın dayanağını oluşturan faturaların tarafların ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahipleri lehine delil olma vasfına haiz olduğu ve birbirini doğruladığı, davalı tarafın takip konusu faturaları kabul edip kendi defterlerine işlediği, dolayısıyla borcun varlığından haberdar olduğu, ancak ödeme edimini yerine getirmediği, düzeltme beyannamesi verildiğinin bildirilmemesinin ödemeden kaçınma hakkı vermediği, fatura konusu alacağın miktarının belirli ve net olduğu, davalının icra takibinin yapılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla davacının icra takibi nedeniyle dava tarihi itibariyle bakiye 6.789,89 TL alacağı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; 11/12/2020 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplama TBK m.100 hükmüne uygun olduğundan bu rapor hükme esas alınmış, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 6.789,89 TL üzerinden devamına, asıl alacak 6.700,40 TL’ye dava tarihinden (07/05/2019) itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 6.789,89 TL üzerinden devamına, asıl alacak 6.700,40 TL’ye dava tarihinden (07/05/2019) itibaren avans faizi uygulanmasına, kabul edilen alacağın %20’si oranındaki 1.357,97 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-İcra vekalet ücreti ve masrafların TBK mad. 100 uyarınca ödemelerden ilk olarak mahsup edildiğini, mükerrer tahsilatlara yol açmamak adına infaz aşamasında dikkate alınmasına,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 463,81 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 128,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 335,60 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 128,21 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcından oluşan toplam 172,61 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, posta ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.490,7 TL yargılama giderinin davanın kabul oranında hesaplanan 1.348,20 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT. uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT. uyarınca hesap olunan 717,62 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 127,11 TL’nin davacıdan, 1.192,89 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı ve davalı vekilinin tarafın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸