Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/311 E. 2021/771 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/311 Esas
KARAR NO : 2021/771

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 12/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket … Ltd. Şti. tarafından davalı şirket talebi üzerine bir kısım gıda ürünlerinin satışı ve teslimi yapıldığını, yapılan bu satış karşılığında davalıya bir kısım irsaliyeli faturalar tanzim edildiğini, satışa konu gıda ürünleri ile birlikte davalıya teslim edildiği, davalı tarafından, faturalardan kaynaklı toplam alacağa mahsup kısmi ödemeler yapılmış ancak söz konusu fatura bedellerinden geriye kalan takibe konu 4.090,00 TL borç tutarı ödenmemiş olup, yapılan tüm taleplere ve uyarılara rağmen de müfekkil şirkete ödenmediğini, söz konusu fatura bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsilini sağlamak aracıyla 4.000,00 TL alacak için … 6. İcra Müdürlüğü … E. sayılı ilamsız icra takibi yapıldığını, iş bu takibe 01.04.2019 tarihinde davalı vekili tarafından böyle bir borcun olmadığı beyanı edilerek itiraz edildiğini ve yapıları itiraz nedeniyle icra takibinin durduğunu, bunun üzerine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereği dava şartı olan Arabuluculuğa başvurulduğunu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını ve anlaşma sağlanamadığına dair 30.04.2019 tarihli arabuluculuk son tutanağının düzenlenerek taraflara teslim edildiğini, davalı vekili tarafından yapılan 01.04.2019 tarihli itirazın tamamen haksız ve mesnetsiz, somut bir iddia içermeyen ve de icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik bir itiraz olduğunu, ekte sundukları müvekkil şirkete ait cari hesap ve muavin defter dökümü görüleceği üzere müvekkilin davalıdan takip tarihi itibariyle 4.000,00 TL alacaklı olup yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda da müvekkil şirketin davalıdan alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, bu nedenle davalının yaptığı itiraz, likit olan alacak miktarına rağmen, borçtan kurtulmaya çalışmak ve de alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak için kötü niyetle yapılmış olup, davalının takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi gerektiğini, takibin devamını ve müvekkil şirket alacağının tahsilini sağlamak üzere öncelikle re’sen de değerlendirilmesi gereken nedenler ve yukarıda belirtilen nedenlerle (doğmuş ve doğacak diğer talep ve dava haklarımız saklı kalmak üzere) işbu itirazın iptali davasını açma gereği hasıl olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yönelik itirazlarının tümünün iptali ile takip talebinde yazılı şartlarla takibin aynen devamına, davalı aleyhine itiraz olunan alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediği görüşmüştür.
Mahkememizce celp edilen … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 4.000,00 TL asıl alacağın tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 01/04/2019 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 18/09/2019 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 10/10/2019 tarihli raporda özetle; “Dava, davacının faturaya bağlı cari hesap alacağından dolayı davalı hakkında açmış olduğu icra takibine, davalının itiraz etmesi nedeniyle davacının davalı hakkında açmış olduğu itirazın iptali davasıdır. Davacı …; defter ve belgelerini ibraz etmiş olup: 2018-2019 takvim yılına ait incetenen resmi defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı … Ltd.Şti” ne alt defter ve belgeleri ibraz edilmediği için incelemeler yapılamamıştır. Davacı .., Ltd. Şti firmasının defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede Davalı … Sağlık Hizmetleri Ltd. … firmasından 4.000,00.-TL alacaklı olduğu” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı tarafın ticari ilişki kapsamında faturadan kaynaklı cari hesap alacağı olduğu iddiasıyla başlattığı … 6. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine karşı davalı tarafın yapmış oldugu itirazın iptaline ilişkindir.
Yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma vasfına sahip olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacı tarafından davalı aleyhine 15 adet fatura tanzim edildiği, bu faturaların toplam değerinin 9.586,60 TL olduğu, davalı şirket tarafından 5.586,60 TL ödeme yapıldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre faturalardan kaynaklı olarak 4.000,00 TL bakiye alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; faturaların sevk irsaliyelerinin çalışanları tarafından imzalanmadığı yönünde itirazda bulunulmuştur. Davacı tarafından fatura konusu malların teslim edildiğinin davalı tarafça itiraz edilmese bile ispat edilmesi gerekir. Salt fatura alacağın varlığını göstermez. Bu nedenle öncelikle davalı şirket yetkilisi …’ın isticvabına karar verilmiştir. Talimat mahkemesi aracılığıyla yapılan isticvapta davalı şirket yetkilisi … davaya konu ile ilgili fatura irsaliyelerinden ve malların alınıp alınmadığına ilişkin bilgisi olmadığını beyan etmiştir. Bu sebeple SGK’ya müzekkere yazılarak davalının sigortalı çalışanlarının listesi temin edilmiştir. SGK tarafından verilen müzekkerede davalının 2019 yılı Nisan ayında sigortalı bildirmeye başladığı bildirilmiştir. Sonuç olarak faturaların tanzim tarihi ve sevk tarihi itibariyle davalının çalışanlarını sigorta ettirmediği görüldüğünden bir kısım faturalarda malı teslim alan olarak görülen ve icra dosyasından davalıya çıkarılan ödeme emrini tebliğ alan …’ın uyuşmazlığın aydınlatılması için mahkememizce re’sen tanık olarak dinlenilmesine karar verilmiştir. Mahkememizin 29/09/2021 tarihli celsesinde dinlenen tanık …; tarafları tanıdığını, davalı firmada çalıştığını, çalışma süresinde sigortasının yapılmadığını, davalının satın alma ve idari işlerine baktığını, siparişlerin hepsini davacıya kendisinin verdiğini, ürünlerin bir kısmını kendisinin teslim aldığını, bir kısmını ise başka arkadaşların teslim aldığını, teslim alan gözüken …’in orada garson olarak çalıştığını, …’ın mutfakta çalıştığını, …’nin aşçı olduğunu, … garson olarak çalıştığını, ödemeyi şirket sahiplerinin banka hesabından yaptıklarını, icra takibinden çıkarılan ödeme emrini kendisinin teslim aldığını, kendisinin bulunduğu sırada malları kendisinin teslim aldığını, kendisi yoksa diğer çalışanların teslim aldığını, çalışanların hiçbirinin sigortasının yapılmadığını, 2019 yılının Nisan-Mayıs ayı gibi ayrıldığını, malları firmanın sevkiyatında bulunan şoförlerin teslim ettiğini, …’ın da bu şoförlerden biri olduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacı tarafından davalı aleyhine 15 adet fatura tanzim edildiği, bu faturaların toplam değerinin 9.586,60 TL olduğu, davalı şirket tarafından 5.586,60 TL ödeme yapıldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre faturalardan kaynaklı olarak 4.000,00 TL bakiye alacağı kaldığı, davalı tarafından malların teslim alınmadığı yönünde itirazda bulunulduğu, ancak faturalarda malları teslim alan olarak gözüken …’ın malları teslim aldığını kabul ettiği, davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen ve davalının 5.586.60 TL olarak ödemesini yaptığı faturalarda da teslim alanın … olarak gözüktüğü, ayrıca dava konusu icra takibinden davalı adına çıkarılan ödeme emrinin yine tanık … tarafından tebliğ alındığı, davalı tarafından süresinde icra takibine itirazda bulunabildiğine göre …’ın o tarihte davalı çalışanı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, tanık beyanları ve mevcut delil durumu itibariyle davacı tarafından faturaya konu malların davalının çalışanlarına ve dolayısıyla davalıya teslim edildiği, davalının faturaların konusunu oluşturan malların teslim edilmediği ve teslim alanların şirket çalışanı olmadığı yönündeki itirazlarının yerinde olmadığı, dolayısıyla TTK m.21 uyarınca davalı tarafın faturaların içeriğini kabul etmiş sayıldığı, faturaların bedelinin ödendiği gösterir bir delil sunulmadığı anlaşıldığından bu faturalardan dolayı davacının bakiye 4.000,00 TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 4.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 4.000,00 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, itirazın iptaline, takibin 4.000,00 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 4.000,00 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 800,00 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 273,24 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 48,31 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 224,93 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 48,31 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 92,71 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 934,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.880 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.