Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/304 E. 2021/266 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/304 Esas
KARAR NO : 2021/266

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 21/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun … adresinde ticari faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davacı müvekkil şirket tarafından yapılan inceleme neticesinde davalının cari hesap incelemelerine göre 46.445,81 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalının davacı müvekkil nezdinde 10.000,00 TL bedelli banka teminat mektubu olduğunun tespit edildiği, davalı borçlu, müvekkil şirkete karşı sözleşmeden doğan yükümlülüklerini aksattığını, düzenlenen faturaları ödemediğinden temerrüde düştüğünü, müvekkil tarafından defalarca uyarılmasına rağmen de ödeme yapmamakta ısrar ettiğini, davalı borçlu aleyhine … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket tarafından teminat mektubunun çözülmesi ve kalan bakiye 36.445,81 TL’nin ise icra takibi sureti ile tahsilinin planlandığı, ancak davalı tarafça bu aşamada, icra takip tarihinden sonra 14.152,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin 10.000,00 TL’si cari hesap borcundan mahsup edildiğini, kalan 4.152,00 TL’si ise icra takibinden mahsup edildiğini, davalı borçlu, yetkiye, borca ve ferilerine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu bildirerek borçlunun haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazı ile müvekkilin haklı alacağına nail olmasını geciktirmek gayreti içinde olduğu tartışmadan münezzeh olduğunu, dava konusu iyi niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 09/09/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket takip tarihi itibariyle şirketin 46.445,81 TL borcu olduğunu beyan ettiğini, 10.000,00 TL mevcut banka teminat mektubunu mahsup ettiklerini şirketimizce yapılan 14.152,00 TL ödemenin 10.000,00 TL’sini CH borcuna kalanını ise icra takibine mahsup ettiklerini, dilekçenin başında 46.445,81 TL CH borcu olduğundan bahsedip şirketimizce yapılan ödemenin bir kısmını CH borcuna bir kısmını icra takibine mahsup ettiklerini, dava ve taleplerin fahiş ve haksız olduğunu, davacı 36.445,81 TL üzerinden icra takibi yaptığını ve 14.152,00 TL ödemişse bakiyenin 22.293,81 TL olacağı basit bir hesapla tespit edileceğini, şirketimizin davacıya böyle bir borcunun da bulunmadığını, davacı şirketin tüplü bayiliğini yaptığı dönem için yaptıkları satışlara istinaden yakıt desteği, tesisat katılım desteği vb gibi isimlerle davacı şirket yapılan satışların cins ve miktarına göre bir takım desteklemeleri yaptığını 13/08/2018 tarihinde ipragaz yetkililerinden şirkete bir mail geldiğini, mailde araç destek primine dair faturanın tek seferde kesilmesinin istendiğini, 2.500 + KDV = 2.950 TL olduğunu, 2.500 + KDV = 20.950,00 TL tesisat katılım desteği faturasının kesilmesini istediklerini, davacı şirketin müvekkil şirkete … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davacı şirketin bununla yetinmeyip sözleşme sona erdiğinde nedeni belli olmayan vade farkı faturaya yansıtıldığını, … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkil şirkete haksız yere vade faturaları kesmesinin nedenlerinin ayrıntılı şekilde anlatıldığını, müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, kendisi tarafından müvekkil şirketin satışlarına göre kendisine keşide etmemizi istediği faturaları ters kayıt atarak şirketi borçlu gösterdiklerini bildirerek davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 36.445,81 TL cari hesap alacağının tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 22/01/2019 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize, borcun tüm ferilerine ve icra takibine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 09/12/2019 celse ara kararı uyarınca, … ATM’ye talimat yazılarak tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacı ve davalı arasında cari hesap ilişkisinin tespiti ile davalının borçlu olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, talimat mahkemesince görevlendirilen Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 19/02/2020 tarihli raporda özetle; “Davalı … A.Ş’nin 2018 ve 2019 yılları yasal ticari elektronik defterlerinin Gelir İdaresi Başkanlığı açılış beratlarının 6102 Sayılı TTK’nun 64’üncü maddesinin üçüncü fıkrasının birinci ve ikinci cümlesine göre, kapanış beratlarının ise dördüncü cümlesine göre yasal süresi içinde yaptırıldığı, muhasebe kayıtlarının düzenli, muhasebe ilkelerine göre ve yasaya uygun tutulduğu görüldüğünden, bahse konu yallara ait yasal ticari defterlerinin davalı şirket lehine kesin delil vasfının bulunabileceği, davalı şirketin 2018-2019 yıllarındaki ticari elektronik defterlerindeki taraflar arasındaki cari hesap hareketlerini gösteren muhasebe hesaplarına göre 17/12/2018 icra takip tarihi itibariyle davalı … A.Ş’nin davacı … A.Ş’ne 320 İ002- … Şirketi hesabı ile 27.442,18 TL borcunun yine … – … Anonim Şirketi Hesabı ile 10.590,10 TL borcunun olması nedeniyle, davalı şirketin davacı şirkete toplam 27.442,18 TL + 10.590,10 TL = 38.032,28 TL borcunun bulunduğu, davalı şirketin 2018-2019 yıllarındaki ticari elektronik defterlerindeki taraflar arasındaki cari hesap hareketlerini gösteren muhasebe hesaplarına göre 17/12/2018 icra takibinin davalıya 16/01/2019 tebliğ tarihi davalı … A.Ş’nin …- … Şirketi Hesabı ile 10.590,10 TL borcunun olması ve hesapların birbiriyle mahsup edilmesiyle, davalının davacıya hiçbir alacak veya borcunun bulunmadığı, davaya dayanak … 30. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 17/12/2018 icra takip tarihi itibariyle 36.445,81 TL üzerinden icra takibine girişildiğinden, 17/12/2018 icra takip tarihi itibariyle 38.032,28 TL – 36.445,81 TL = 1.586,47 TL tutarında eksik icra takibine girişildiği, icra takibinin davalıya 16/01/2019 tebliğ tarihi itibariyle ise 36.445,81 TL – 0,00 TL = 36.445,81 TL tutarında fazla icra takibine girişildiği” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 29/06/2020 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davacının ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti, davalı, ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırılarak icra takibi yapılan ödemeler dikkate alınarak TBK m.100 uyarınca mahsup edilerek nihai olarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından ibraz edilen 23/10/2020 tarihli raporda özetle; “davacı tarafın sunulan kayıtları, davalı tarafın kayıtlarına ilişkin alınan talimat raporu, tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; takibe konu icra dosyası içerisindeki takip talebi 17/12/2018 ise de icra müdürlüğünün kapak sayfasında takip tarihi 21/12/2018’dir, dolayısıyla 21/12/2018 tarihi esas alınmak suretiyle borç alacak hesabı detaylarının tarafların kabulünde olan 19/12/2018 tarihli 14.152,00 TL tutarındaki davalı ödemesinin takip tarihinden önce yapıldığı, bu nedenle davacının 21/12/2018 takip tarihi itibariyle 26.393,81 TL alacağının hesaplandığı, yine dava tarihindeki 26.393,81 TL alacaklı olduğu ilaveten davacı beyanına göre 10.000,00 TL davalının teminatının mevcut olduğu, teminatın düşülmesi neticesinde 16.393,81 TL tutar takip ve dava tarihi itibariyle hesaplanacağı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; cari hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, ticari ilişki kapsamında davalıdan cari hesap alacağı olduğu iddiasıyla başlattığı … 30. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiş, icra takibinden sonra yapılan 14.152,00 TL ödemenin 10.000,00 TL’sinin cari hesap borcundan 4.152,00 TL’sinin icra masraflarından mahsup edildiğini beyan ederek bakiye kalan alacak açısından takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf, ödemenin icra takibinden önce yapıldığını, davacıya borçlu olmadığını, davacı tarafından kesilen faturaların karşı iade faturası olarak kesildiğini, bu faturaları kabul etmediklerini, alacaklı olan tarafın kendisinin olduğunu beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla her iki tarafın da ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiştir. Talimat mahkemesince ve mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının değerlendirilmesinde; tarafların ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahiplerinin lehine delil olma vasfına haiz oldukları, taraflar arasında dava tarihi itibariyle borç durumunda 5.900,00 TL fark bulunduğu, bu farkın davalı tarafından kesilen faturaların davacı tarafından iade edilmesinden kaynaklandığı, bu faturaların tanzim edilmesi yönünde davacının mail gönderdiği, davacının bu faturaları önce defterine kaydedip sonra iade ettiği, iade dayanakları bulunmadığı, bu nedenle bu farkın davalı borcundan düşülmesi gerektiği, takip tarihi itibariyle davacının ticari defterlerinde 46.445,81 TL davacı alacağı mevcut olduğu, davalının ticari defterlerinde 38.032,25 TL davacı alacağı mevcut olduğu, taraf kayıtlarında 8.413,53 TL fark olduğu, bu farka ilişkin hesaplama yapıldığında 5.939,86 TL karşılıksız çek iadesinin davalıda takip tarihinden sonra yapılmasından kaynaklandığı, dolayısıyla davalıda borcun takip tarihi itibariyle 43.972,14 TL olması gerektiği, kalan 2.473,67 TL borcu azaltıcı sebebin davalı tarafından dayanaklandırılması gerektiği, buna ilişkin davalı tarafından delil sunulmadığı, takip talebinde takip tarihi 17.12.2018 olarak belirtilmiş ise de esasen takip tarihinin 21.12.2018 olduğu, davalı tarafından 19.12.2018 tarihinde 14.152,00 TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla ödemenin takipten önce yapılması nedeniyle TBK m.100 kapsamında mahsup yapmanın gerekmediği, sonuç olarak davacı tarafından yakıt destek ve tesisat katılım primi olarak düzenlenen toplam değeri 5.900,00 TL değerindeki iki faturanın iade sebebi somut bir delille ispatlanamadığından davacı alacağından düşülmüş, yine davalı tarafından yapılan ödeme de takip tarihinden önce olduğundan davacı alacağından düşülmüş, davacının takip tarihi itibariyle 26.393,81 TL alacağı olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı tarafından defterine kayıt edilen borçların ödendiğine veya borçların sona erdiğine dair somut bir delil sunulmadığından, kendi defterlerindeki borç azaltıcı işlemlerin somut ve gerekçeli dayanakları açıklanmadığından davalının savunmaları yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf, davalı tarafından kendisine 10.000,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, ancak teminat mektubunun nakde çevrilmediğini beyan etmiştir. Takip talebinde 10.000,00 TL teminat mektubunun alacaktan düşüldüğüne dair bir kayıt bulunmadığından, davalı tarafından takip tarihinden önce ödeme yapıldığından, yapılan ödemenin hangi borca ilişkin olduğu davalı tarafından belirtilmediğinden davacının yapılan bu ödemeyi istediği borçtan düşme hakkına sahip olduğu, teminat mektubunun nakde çevrilmediği anlaşıldığından teminat mektubu alacaktan mahsup edilmemiştir. Ayrıca teminat mektubu bir tahsil aracı olup, alacağın varlığını değiştiremez. Ancak nakde çevrilir ise alacağın miktarını azaltabilir. Henüz teminat mektubu nakde çevrilmediğinden alacağı azaltan bir neden olarak görülmemiş ancak mükerrerlik arz etmemesi için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hüküm oluşturulmuştur.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 26.393,81 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 26.393,81 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 26.393,81 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 26.393,81 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.278,76 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.802,96 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 551,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.251,46 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 551,50 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 595,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 942,40 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 770,22 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 500,00 TL yargılama giderinin, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 153,28 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerine bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 241,07 TL’nin davacıdan, 1.078,93 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸