Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/253 E. 2021/33 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/253 Esas
KARAR NO : 2021/33

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 25/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; keşidecisi … Ltd. Şti. Olan, lehtarı … olan, …bank …Şubesine ait, keşide yeri …, … TRL hesap numarasına kayıtlı, … çek numaralı, 15/01/2005 düzenleme tarihli 18.600,00 TL bedelli çekin keşide edildiğini, çekin ciro zincirine göre … Şirket yetkilisi müvekkili …’e daha sonrasında sırasıyla …, …, … ve …’e ciro edildiğini, çekin son hamilinin ise …’ın dava konusu çeki 17/01/2005 tarihinde … Bankası A.Ş.’ye ibraz ettiğini ancak çekin karşılıksız olduğunu, çekin son hamilinin ise karşılıksız çek nedeniyle müvekkiline ve diğer cirantalara 22/03/2005 tarihinde … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, çekin üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını sadece dijital ortamda ciro zincirinde bulunduğunu, çekin altında bulunan imza ve kaşenin müvekkiline değil diğer şirket ortağı …’e ait olduğunu, müvekkilinin takibe konu çeke ilişkin cirantalarla ya da keşideci ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, alacaklının diğer borçluların mallarına fiili haciz uygulamadığını yalnızca müvekkiline fiili haciz gerçekleştirdiğini, davalının kötü niyetli olarak başlatmış olduğu takipten dolayı %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini bildirmekle, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davaya konu takibin borçlular adına kesinleştiğini ve kesinleşen takip kapsamında icra işlemlerinin yapıldığını, davacının 2005 yılından bu yana takibe itirazının bulunmadığını, müvekkili tarafından davacının … bulunan taşınmazına 29/12/2018 tarihinde haciz konulduğunu, süresi içerisinde ise satış avansı yatırılarak taşınmazın satışının talep edildiğini, bu talep sonrasında davacının mesnetsiz iddialar ile takibin iptalini talep ettiğini, takip sebebiyle davacı ve diğer tüm borçlular adına fiili haciz uygulandığını bildirmekle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davaya konu … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası örneği celp edilerek mahkememiz dosyası arasına alındığı görülmekle yapılan incelemede; davalı/alacaklının 18.600,00 TL alacağın tahsili için davacı/borçluya icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği görülmüştür.
… 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu çek aslının mahkememiz dosyası arasına alındığı görülmüştür.
Yapı Kredi bankasına müzekkere yazılarak davacıya ait sözleşme ve imza asıllarının bulunduğu belge asıllarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce … Sulh Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak … 3. Noterliğin … tarihli … yevmiye numaralı imza beyannamesinin dosyamız arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizin 23/09/2020 tarihli ara kararı uyarınca çek aslı ve mukayese belgeler incelenerek çek üzerinde bulunan imzanın …’e ait olup olmadığına ilişkin inceleme yapılması için dosyanın grafolog bilirkişi …’a tevdi edildiği görülmekle, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 26/10/2020 tarihli raporunda; inceleme ve dava konusu çek üzerinde imzası bulunan 2. Ciro …’e ait imzalar arasında tersim biçimi, işleklik derecisi, istif, eğim, doğrultu, alışkanlıklar, seyir , hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik saptanmadığını, söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ün el ürünü olmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Davacı taraf, dava konusu çekin üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ederek, çekten dolayı … 2. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı tarafa davacının kötü niyetli olduğunu, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık; … 2. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibine konu keşidecisi … Ltd Şti, lehdarı … olan, …bank … şubesine ait … çek numaralı 15/01/2005 keşide tarihli 18.600,00 TL bedelli çek üzerinde ciranta olan davacının cirosu üzerinde bulunan imzanın davacının elini ürünü olup olmadığı ve davacının bu çek nedeniyle borçlu olup olmadığına ilişkindir.
Davacı taraf, dava konusu çekin ciro zincirinde ikinci sırada yer aldığını, kendisi adına atıldığı görülen imzanın eli ürünü olmadığını, … ile birlikte … Ltd Şti’ye ortak olduğunu, önceki cirantalar ve keşideci ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını beyan ederek imza defi ileri sürmüştür. Davalı taraf, iyi niyetli hamil olduğunu, ciro silsilesine göre usulüne uygun olarak çeki devraldığını, davacının defileri ileri süremeyeceğini beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Dava konusu çekin incelenmesinde; keşidecisi … Ltd Şti olduğu, lehdarı … olduğu, ilk cironun lehdar … tarafından yapıldığı, ikinci cirantanın … kaşesinin üzerinde ismi bulunan davacı … olduğu, sonraki cirantaların … ve … olduğu, son hamilin davalı … olduğu görülmüştür.
Yargılama sırasında çekin keşide tarihinden önce ve keşide tarihine yakın olanlardan başlanmak üzere davacının imzalarının bulunduğu belgeler toplanmış, davacının imza örnekleri alınmış ve dava konusu çek üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan incelemeler sonucunda; dava konusu çekte davacının isminin altında bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davacı, … işletmesinin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve imzanın diğer ortak tarafından atıldığını beyan etse de şahıs işletmesi olduğu ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığı, kaşenin doğrudan davacının adına olması sebebiyle davacının borçlandırıldığı ve icra takibinin davacı aleyhine başlatıldığı anlaşıldığından bu hususun irdelenmesine gerek görülmemiştir.
Türk Ticaret Kanunu m.824’de belirtildiği üzere emre yazılı olan veya kanunen böyle sayılan kıymetli evraklar, emre yazılı senetlerdir. Yine TTK m. 825’de belirtildiği üzere, borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir. İmza defi, senedin geçersizliğine ilişkin bir defi olup, senet metninden anlaşılmadığı için herkes tarafından kullanılmamakla birlikte geçersizlik defi kişiliğinde doğan kişi tarafından herkese karşı ileri sürülebilir. Somut olayda; davacının kendi şahsında doğan imza defini ileri sürdüğü, yapılan incelemede imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği anlaşıldığından davacının dava konusu kambiyo senedinden kaynaklı borçlardan sorumlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, davacının … 2. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinden borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet olgusu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KABULÜNE, davacının … 2. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinden borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.270,56 TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 317,65 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 952,91 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 317,65 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcından oluşan toplam 362,05 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 778,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸