Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/247 E. 2023/115 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/247 Esas
KARAR NO : 2023/115

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2013
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosyamız davalısı … vekili tarafından … 8.Asliye Ticaret Mahkemesine verilen 20/08/2013 tarihli dava dilekçesinde; davacı ile davalı … arasında imzalanmış olan 27/12/2011 tarihli sözleşmeye göre davacıya ait olan iki tane maden sahası ruhsatı, davalının yetkili temsilcisi ve ortağı olduğu diğer davalı şirket adına devir ve tescil edildiğini, sözleşmeyi …’nin de imzaladığını, …’nin şirket ortağı yapılacağını, sözleşmenin 3.maddesinin 3.bendi gereği finans kaynağı sağlandıktan sonra … ve …’nin davalı şirkete her biri %30 oranında ortak yapılacağının …’e de %40 ortaklık kalacağını, sözleşmenin 3.maddesinin 9.bendi gereği finans kaynağı sağlandıktan sonra davacının davalı …’e bildirilen yaklaşık 4.500.000 TL civarındaki borcunun ödenmesi gerektiğini, finans kaynağının …’tan yaklaşık 8-10 ay önce sağlandığı bilgisinin alındığını, …’in …’nin e-mail adresine gönderdiği elektronik mektuplarında, kredinin onaylandığını ve 20.000.000 Euro tutarlı ilk kredi limitinin kullanıldığını itiraf ettiğini, onaylanan toplam kredi tutarının 250.000.000 Euro olduğunun davacıya ve …’ye söylendiğini, davalı …’in davacıya ait maden sahalarının ruhsatını ve davacının hazırladığı fizibilite raporunu kullanarak 250.000.000 Euro tutarında kredi kullanma onayı aldığını ve bu kredinin 20.000.000 ve 14.000.000 Euro tutarındaki iki dilimini alarak kendi şirketinin başka projelerinde kullandığını, … otelde 01/07/2013 tarihinde yapılan toplantıda bir uzlaşma sağlanamadığını, davalı …’e … 25.Not.den uyarı bildirimi gönderildiğini, buna karşılık davalının … 10.Not. aracılığıyla cevabi ihtarname gönderdiğini, davalıya sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmesi için ihtarname gönderildiğini, davalının sözleşmenin imza tarihi olan 27/12/2011 tarihinden beri üzerine düşen yükümlülüğü yerine getimediğinin belirterek davalı …Ltd.şti.adına kayıtlı olan … ili … İlçesi … köyü … sicil numaralı …ruhsatı ile … ili … ilçesi … köyü … sicil numaralı Demir-Alüminyum madeni ruhsatının tescilinin iptaline ve davacıya iadesi ile tesciline, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılar … 8.Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş oldukları cevap ve karşı dava dilekçesinde, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin adresinin … olduğunu, diğer davalı …’in adresinin de İstanbul olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından eksik yatırılan harcın ikmal edilmesi gerektiğini, sözleşme konusu madenlerin mevcut haliyle ve henüz fizibilite raporları ile sondaj rezerv çalışmaları tamamlanmadan gerek yurt içinde gerekse yurt dışında bu şekilde bir kredi imkanının söz konusu olamayacağını, kredinin onaylanması ve finans kaynağının sağlanması için maden sahalarına ilişkin olarak Dış Tic.ve Rekabet Kurulu tarafından onaylanmış MTA raporunun mevcut olması gerektiğini, müvekkili tarafından iyi niyet gösterilerek, üçüncü şahıslara, alacaklılara, davacı şahsa ve 27/12/2011 tarihli sözleşmede imzası bulunan ve %30 luk hisse ortaklığının verileceği konusunda sözleşmede adı geçen …’ye fizibilite ve masraflar dahil olmak üzere yaklaşık 3.100.000TL lik ödeme yapılmış olduğunu bu ödemelere ilişkin dekontlar da müvekkili nezdinde mevcut olduğunu, üçüncü şahıslara, davalı ve dava dışı …’ye yapılan ödemelerin ve makbuzlarını da ekte sunduklarını, müvekkili şirket tarafından 21/12/2012 tarihinde 50.000-TL 13/06/2013 tarihinde 50.000-TL, 08/07/2013 tarihinde 50.000-TL olmak üzere dava konusu … ruhsat numaralı Hasbey haciz borçları ödemesi açıklaması altında 150.000TL lik ödeme yapıldığını, … 15. İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı icra dosyasına 243.263,05-TL, … 15. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına 355.444,85-TL , … 28. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 274.463,72-TL, … 28. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına 177.298,62-TL, … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına 119.457,63-TL ödeme yapılarak icra borçları kapatılmış olduğunu, Ruhsatların devri aşamasında da devir masrafları için müvekkili tarafından yaklaşık 110.000-TL lik ödemeler yapıldığını, davalının talebinin kabul edilerek sözleşme feshedilir ve maden ruhsatları davalı adına tescil edilir ise müvekkilinin yapmış olduğu bu ödemeler miktarında zararının ortaya çıkacak olduğunu, iş bu zararın bedeli olarak fazlaya dair her türlü talep ve dava haklılıkları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 150.000-TL lik talep ile karşı dava ikame ettiğini, yargılama sürecinde banka dekont ve kayıtları üzerine yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkilinin davalıdan ne kadar alacaklı olduğunu ve zararının ne miktarda olduğunun ortaya çıkaracağını,bildirerek fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 150.000-TL sının yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … K sayılı 10/10/2013 tarihli yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize 12/03/2014 tarihinde gönderildiğinden yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 2014/83Esas ve 2014/160 sayılı ilam ile “…. davacı tarafından davalı adına yapılmış olan ruhsat devir işlemlerinin iptali ile kendi adına kayıt ve tescilinin talep edildiği, ruhsat devir işlemleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar bünyesinde devir eden ve devir alanın müracaatı ile birlikte yapıldığından ve idari bir işlem olduğundan davaya bakmakla görevli mahkemenin idari mahkemesi olduğu gerekçesi ile mahkememizin görevsizliği nedeni ile asıl davanın reddine karşılık davada davalının talepleri , taraflar arasında akdedilen 27/12/2011 tarihli Rodövans sözleşmesinin fesih edilmesi ve maden ruhsatlarının iptali ile davacı adına tecil edilmesi durumunda sözleşmenin gerçekleşmesi için yapmış olduğu masrafların tahsiline ilişkin, olduğundan karşılık davanın bu dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydına…” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 2014/83 Esas 2014/160 sayılı karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2015/10419 Esas ve 2015/9798 Karar sayılı 14/09/2015 tarihinde bozulmuş olup bozma ilamında; “…Dava, davalılar adına kayıtlı maden ruhsat tescilinin iptali ile davacı adına yeniden kaydedilmesi, karşı dava ise alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, maden ruhsat tescilinin iptali istemine ilişkin dava yönünden, İdare Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş;alacak davası yönünden davanın başka bir esas üzerinden devamına karar verilmiş hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İdari yargı yerlerinde açılacak davalarda husumetin kimlere yöneltileceğine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2. maddesi gereğince, idari yargı yerlerinde ancak ilgili idare kurumu dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek kişiler aleyhine İdare Mahkemelerinde dava açılamaz.
Davacı adına kayıtlı olan … ili … ilçesinde mevcut iki adet maden işletme ruhsatının, davalı … ile imzaladıkları 22/12/2011 tarihli sözleşmeye istinaden davalılar adına kayıt ve tescil edildiği,davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğinden davalıya devri yapılan maden işletme ruhsatının yeniden adına tescil edilmesine ilişkin iş bu davanın görülme yeri idari yargı olmayıp adli yargı yeridir.
Şu halde, açıklanan yön gözetilmeden, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2015/10419 Esas ve 2015/9798 Karar sayılı 14/09/2015 tarihli bozma ilamına uyularak Asıl dava açısından mahkememizin 2016/160 sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Asıl dava açısından mahkemezin 2016/160 Esas ,2018/263 karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda; yatırımcılar …, …Ltd. tarafından … ve …,…Ltd. arasında akdedilen 27/12/2011 tarihli sözleşmenin 3. Maddesi ile … Ltd şirket adına tecil edilen …’a ait ruhsatlar için finans kaynağı oluşturularak maden sahalarında sondaj rezerv çalışması yapılması yükümlenilmiş olmasına rağmen yatırımcıların 17/07/2013 tarihli ihtarnamesinden mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinden ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yazılan müzekkerelerden …’in sondaj çalışmasını yaptırmadığı, finans kaynağını sağlayamadığı, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren geçen zaman içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmediği, maden ruhsatlarının davalı şirket adına tescil edilmesine rağmen …’un hissedarlık durumunun gerçekleştirilmediği, sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği, davacı …’un talebinin davalı …Tic. Ltd. adına kayıtlı olan … sicil nolu ve … sicil nolu ruhsatın tecilin iptali ve kendi adına iadesi ile tescilinden ibaret olduğu, Maden Sicilindeki Devir işlemlerinin idari bir işlem olması nedeni ile Adli Mahkemelerde devir işleminin iptaline karar verilemeyeceği, devre esas teşkil eden ilişkinin geçersizliğinin tespiti ile Maden ruhsatının adiyetinin tespitine karar verilebileceği gerekçesiyle Asıl Davanın Kabulüne, davalı …Tic. Ltd adına kayıtlı olan … ili … ilçesi …, … sicil numaralı ve … ili … ilçesi, … köyü … sicil nolu Maden Ruhsatının davacı …’a adiyetinin Tespitine karar verilmiş ,Mahkemizce verilen karar Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2019/1908 Esas 2020/451 karar sayılı ilamı ile onanarak 01.07.2020 tarihinde kesinleşmiştir.
Dosyamız davacılarının açmış olduğu karşılık davada mahkememizin 2019/247 sayılı esasına kaydedilerek yargılamaya bu dosya üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 14/11/2022 tarihli raporda: maden ruhsatların davacıya/iş bu davada davalıya aidiyetine karar verilmiş olması sebebi ile, Davalı karşı davacı …Ltd.Şti.nin iş bu davada talep ettiği iptal olunan … ve … no.lu maden ruhsatları için yatırım dönemlerinde yapmış olduğu harcamaların iş bu davada davalıdan alınarak, kendisine ödenmesi talebi ile ilgili olarak, davacının sunmuş olduğu ticari defter kayıtları üzerine yapılan incelemede, davacının dava konusu ettiği maden ruhsatları ile ilgili toplam 350.484.63 TL’lik harcamanın, davacı ticari defter kayıtlarında, 260-Haklar , 191-İndirilecek KDV ve 770-Genel Yönetim giderleri hesaplarında, giderleştirildiği ve/veya aktifleştirildiği, ticari defter kayıtlarında yer alan harcama tutarlarının, iş bu dava ve tefrik olunan İş bu davada davalı, karşı davada davacının, iş bu davada davacı, karşı davada davalı … aleyhine 20.08.2013 tarihinde … 8.ATM … E. Sayılı dava dosyasında açılmış olan davanın, dava tarihlerinden önce yapılan harcamaları içerdiği, Davacı şirket ve yetkililleri tarafından, ticari defter kayıtlarına intikal ettirilmediği ve davacı şirket adına haricen nakden ve bankadan ödendiği anlaşılan 1.330.958,16 TL ödemelere ilişkin taraflarına Mail ile sunulan harcama belgelerinde yer alan ödeme tarihi, ödeme bilgisi ve açıklamalarından; Dava konusu maden ruhsatları ile ilgili olduğu değerlendirilen, davacı şirket adına Orman İşletme müdürlükleri, Vergi Daireleri, Enerji Bakanlığı’na bağlı müdürlükler ile, kamu kurum ve kuruluşlarına ödendiği anlaşılan ruhsat harçları, başvuru, saha, ağaçlandırma, toprak döküm vs. harcamaları toplam tutarının 1.330.958,16-TL olduğu, bu harcama tutarının 9.713,06 TL sinin tefrik olunan … 8.ATM de açılmış …E.no.lu karşı davanın dava tarihi (23/09/2013) kadar olmak üzere, toplam 831.440,77-TL harcama tutarının, iş bu davada, 30.04.2019 dava tarihine kadar yapıldığı, kalan 499.517,39-TL harici harcamanın dava tarihinden sonraki dönemleri kapsadığı, tespit edildiğini, davacının … 15., 28. Ve 7. icra dairelerine ödendiğini belirttiği, 5 adet icra takiplerine ilişkin olduğu iddia olunan toplam 1.169.926,87 TL’lik icra ödeme belgelerinin, dava dosyası ve davacının ticari kayıtlardan ve icra dairesi gönderilerinden tespit edilemediği, davacı tarafından dava dilekçelerinde iddia olunan yaklaşık 3.100.000.-TL olduğu belirtilen ödemelerden bir kısım ödemelerin, avans mahiyetinde olduğu, harcama tutarlarının 159 no.lu verilen avanslar ve … no-lu İş avansları hesabına borç kaydedildiği, ilgili hesapların 31.12.2018 yıl sonu hesap bakiyelerinin 159 hesap verilen avanslar 1.282.369,72 TL(B ), 195 n.lu İş Avansları hesabının 244,69 TL (olmak üzere toplam 1.282.614,41 TL olduğu, avans tutarlarının dava konusu maden ruhsatları için yapılan harcama niteliğinde olup, olmadığı ya da yapılan avans ödemelerine ilişkin hizmetin hizmet sağlayıcısından teslim alınıp, alınmadığı hususlarının, harcamaların davacı … ticari kayıtlarında aktifleştirilmemiş olması ya da bunlara ilişkin her hangi bir hak ediş raporunun dava dosyası ya da inceleme sırasında ibraz edilmemiş olduğundan tespit edilemediği, böylece, davacı tarafından yapılmış çeşitli avans ödemelerinin, davalıdan iadesinin talep edilebilecek yatırım harcaması olarak değerlendirilmediği, böylece … Madencilik adına … ve … no.lu maden ruhsatları adına yaptığı harcama tutarının; Davacının ticari defter kayıtlarına intikal ettirmiş olduğu 350.484,63 TL ile birlikte, kabulü hususu tamamen takdiri yüce mahkemeye ait olmak üzere, davacının defter kayıtlarında yer almayan harici ödeme tutarı, 1.330.958,16 TL ile birlikte (350.484,6341.330.958,16) toplam 1.681.442,79-TL olacağı , davacının talebi ile bağlılığı gereği iptal edilen dava konusu ruhsatlar için yapmış olduğu, harcamalar karşılığı 150.000.-TL alacak tutarını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacılar 28/11/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava konusu ruhsatlar için yapmış oldukları harcama tutarının 1.681.442,79-TL olduğunu, 150.000-TL’lik tazminat taleplerinin 1.531.442,79-TL daha arttırarak 1.681.442,79-TL’ye çıkartıklarını bildirerek 1.681.442,79-TL’ nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı tarafından da ıslaha karşı sunulan beyan dilekçesi ile cevap dilekçesinin tam ıslah edildiği, dava tarihi itibari ile davacıların gerçekleşmemiş olan taleplerinin esas ve usulden reddi gerektiği, geri kalan kısmının ise zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiği, davacı … yönünden yapılan herhangi bir ödeme olmadığından tüm alacağın bu davacı yönünden reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
Taraflar arasında tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme akdedilmiş olduğundan TBK nun 146. Maddesi uyarınca; 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. TBK nun 149. Maddesi gereğince de zamanaşımı alacağın muaccel olması ile işlemeye başlar. Davacı açısından alacağın muaccel olduğu tarih davalılar tarafından sözleşmenin feshi ve maden ruhsatının iadesinin talep edildiği, asıl davanın açıldığı 20/08/2013 tarihidir. Bu tarihden itibaren de ıslah tarihi olan 28/11/2022 tarihine kadar 10 yıllık süre geçmediğinden davalının zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasında akedilen 27/12/2011 tarihli sözleşmenin,davacıların yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve bu sebeple sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle davalı … tarafından haklı nedenle fesih edildiği mahkememizin 2016/160 Esas 2018/213 Karar sayılı dosyasında; yapılan yargılama sonucunda verilen kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın onamasından geçerek 01/07/2020 tarihinde kesinleşmesi ile sabit olmuştur.
Türk Borçlar Kanunu’nun 112. maddesine göre; ” Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olabileceği gibi menfi zarar da olabilir.
Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır.
Menfi zarar ise ; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar.
Menfi zarar kapsamına şunların gireceği kabul edilmektedir.( Haluk Tandoğan , Türk Mesuliyet Hukuku, s. 427-428 )
a-Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi,
b-Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar,
c-Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi,
ç-Sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolasıyıyla uğranılan zarar
d-Başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar,
e-Dava masrafları
Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde borçlunun temerrüdü durumunda, alacaklıya tanınmış haklar TBK’nın 125. maddesi ile düzenlenmiş olup, temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme halinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
Türk Medeni Kanunun 993. Maddesinde “İyiniyetle zilyedi bulunduğu şeyi, karineyle mevcut hakkına uygun şekilde kullanan veya ondan yararlanan zilyedin, o şeyi geri vermekle yükümlü olduğu kimseye karşı bu yüzden herhangi bir tazminat ödemek zorunda olmadığı, İyiniyetli zilyedin şeyin kaybedilmesinden, yok olmasından veya hasara uğramasından sorumlu olmayacağı” ,Türk Medeni Kanunun 994. Maddesinde “İyiniyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebileceği ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabileceği, İyiniyetli zilyedin, diğer giderler için tazminat isteyemeyeceği, ancak, şeyin geri verilmesinden önce kendisine bu giderler için bir tazminat önerilmezse, kendisi tarafından o şeyle birleştirilen ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri o şeyi geri vermeden önce ayırıp alabileceği, zilyedin elde ettiği ürünlerin, yaptığı giderler sebebiyle doğan alacaklarına mahsup edileceği” düzenleme konusu yapılmıştır.
Sözleşmeden dönme durumunda; taraflar karşılıklı olarak aldıklarını iade etmek zorundadır. İyiniyetli zilyet TMK 994 maddesi uyarınca geri vermeyi isteyen kimseden şey için yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları talep edebilir. Davalı tarafından davacının edimlerini yerine getirmemesi sebebi ile sözleşmenin ifası imkansız hale geldiğinden sözleşmeden haklı neden ile dönülerek, davacı … Tic. Ltd şirketine devir edilen Maden Ruhsatı iade alınmış olduğundan, davalılar, ancak Maden Ruhsatının zilyetlerinde bulunduğu dönem içerisinde yapmış oldukları zorunlu ve faydalı masrafları TMK ‘nun 994 . Maddesi uyarınca talep etme hakkına sahiptirler.
Davanın açıldığı 23/09/2013 tarihine kadar Maden Ruhsatları ile ilgili olarak toplam 350.484,63-TL lik harcama yapıldığı, bu harcamanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu harcamanın Maden ruhsatının davacı şirkete intikalinin sağlanması için yapılan harcama olduğu, zorunlu ve faydalı masraf olarak sayılamayacağı, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen Orman İşletme Müdürlüğü, Vergi daireleri, Enerji Bakanlığı’na bağlı müdürlükler ile kamu kurum ve kuruluşlarına ruhsat harçları için yapılan ödeme, sağa ağaçlandırma, toprak döküm v.s , harcamalarına ilişkin tutarların dava açıldıktan sonraki dönemlere ait olduğu gibi iş avansları hesabına kaydedilen bu harcamaların maden ruhsatları için yapılan harcama niteliğinde olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, … 15,28,7. İcra dairelerinde bulunan 5 adet takip dosyasına ilişkin yapıldığı iddia edilen 1.169.926,87-TL lik icra ödeme belgesinin davacının ticari kayıtlarından ve icra dairesi gönderilerinden tespit edilemediği, yapılan bu harcamaların davacı şirket kayıtlarında aktifleştirilmediği, bunlara ilişkin herhangi hak ediş raporunun bulunmadığı, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen çeşitli avans ödemelerinin davalıdan iadesinin talep edilebileceği, yatırım harcaması olarak yapıldığının ispat edilemediği, ibraz edilen 14/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davacıların Maden ruhsatı için TMK nun 994. Maddesi uyarınca iadesini talep edebilecekleri zorunlu ve faydalı masraf yapmadıkları sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davalı tarafından davacının edimlerini zamanında yerine getirmemesi nedeni ile sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi dolayısıyla sözleşmeden dönülmüş bulunduğundan TBK’ nun 125/3 maddesi uyarınca; Sözleşmeden dönme halinde tarafların, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulacağı ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, davalı tarafından maden ruhsatının iadesinin alındığı, davacılar, kendi kusurları ile sözleşmenin ifasını imkansız hale getirdiklerinden ancak Maden ruhsatına zilyet oldukları dönemde , yapmış oldukları zorunlu ve faydalı giderleri talep edebilecekleri, davacıların zorunlu ve faydalı masraf yaptıklarını ispat edemediği anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasasınca belirlenen karar harcı olan başlangıçta 179,90-TL ile peşin alınan 2.561,65-TL harç ve 27.035,07-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 29.596,72-TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 29.416,82-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 182.515,36-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacılar ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/02/2023
Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.

K.H. : 179,90-TL.
P.H. :29.596,72-TL.
İ.H. :29.416,82.TL.