Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/246 E. 2019/1105 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/246 Esas
KARAR NO : 2019/1105

DAVA : Eser Sözleşmesi
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 04/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Eser Sözleşmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 30/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiller ile davalı müteaahit arasında, müvekkilerinin maliki oldukları … ili, … ilçesi, .. Mah. … mevkii 22 pafta, 869 ada, 124 parsel sayılı gayrimenkul üzerinde inşaat yapılması karşılığından … 2. Noterliğinin… tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi tanzim edildiğini, inşaat sözleşmede kararlaştırılan sürede yapılmadığı gibi 5 yıl geçmiş olması gözetildiğinde artık tamamlanmasının imkansız olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede en uzun süre olan 18 aylık süre belirtildiği, bu belirtilen sürelerin geçmesinde kusurun tamamının müteahhitte olduğunu, hem pay sahibi olan müteaahhitin inşaatı yarım bırakmak ve müvekkillerin ailelerini de mağdur ettiğini, müvekkillerinin sözleşmenin yerine getirmesiyle alaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını, 08/01/2019 tarihinde … 5. Sulh Hukuk Mahkemesi …İş dosyası ile mezkur inşaata ilişkin tespit davası açıldığını, dosyanın bilirkişide olduğu ve dönmediğini, inşaatın durması sebebiyle dairelerden taşınıp yıllarca kira ödemek zorunda kaldıklarını, bu aşamada yaptıkları ödeme ve harcamalar yüzünden mağdur olduklarını, sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi halinde teslime kadar aylık 1.500,00 TL olarak belirlenen kira bedelinin müvekkillere ödenmediğini, müvekillerinin bu süreçte maddi ve manevi olarak yıprandıklarını, müteahhitin yarım kalan inşaatın tamamlanması için gerekli ve zorunlu olan inşaat maliyet bedeli olarak, her müvekkil için 10.000,00 TL bedele uygulanacak en yüksek ticari faiziyle tahsilini, davalı müteahhitin inşaattan elini çekmesini, müvekkillerin yargılama sürecinde inşaatın tamamlanması için yetkilendirilmesini, davalının tüm mal varlığını elinden çıkarması durumu kuvvetle muhtemel olduğunu, davalının mal kaçırma olanağının bulunması sebebiyle karşılığının telafisi güç zararlar doğacağını bildirerek ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekilinin sunmuş olduğu 22/07/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın görevli mahkemede açılmadığını ve davaya konu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk mahkemelerinin olduğunu, davaya konu uyuşmazlık düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu ve davacıların tacir sıfatının bulunmadığını, yetkili mahkemenin büyükçekmece mahkemesinin olduğunu, genel yetki kuralının HMK m.6’da hükmedildiği üzere genel yetkili mahkemenin Büyükçekmece mahkemelerinin olduğunu, genel yetkili mahkemenin gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemelerinin olduğunu, davacı tarafın arabuluculuğa başvurmadığını, bu sebeple arabulucuk dava şartı yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, davacı tarafın tazminat taleplerinin belirlenmesi mümkün olması sebebiyle huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinde hukuki yararının bulunmadığını, davacıların davaya konu kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve sözleşmeye aykırı davrandığını bildirerek mahkemenizin görevsizliği ve yetkisizliği nedeniyle dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini, talebin yerinde görülmemesi halinde dosyanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanı TTK m.4 ve m.5 hükümlerinden tanımlanmıştır. Davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacılar eser sözleşmesine konu arsanın sahipleri olup davalı taraf ise yüklenicidir. Taraflar tacir değildir. Dava konusu uyuşmazlık TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan kaynaklanmamaktadır. Dolayısıyla dava ticari dava niteliğinde değildir. Davacılar, taraflar arasındaki sözleşmede uyuşmazlıkların çözümü için İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi görevli ve yetkili kılındığını belirterek mahkememizin görevli olduğunu iddia etmiştir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.1’de belirtildiği üzere göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.114/1-c’de görevin dava şartı olduğu ve mahkemece her aşamada re’sen dikkate alınması gerektiği düzenleme konusu yapılmıştır. Tüm bu açıklanan nedenlerle uyuşmazlığı çözme konusunda görevli mahkeme HMK m.2 gereğince genel hükümler doğrultusunda İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Ayrıca davacılarn tedbir talebine ilişkin olarak mahkememizce verilen karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/1226 E. 2019/835 K. Sayılı ilamıyla kaldırılmış olup davacıların tedbir talebinin öncelikle dava dilekçesinde talepler yönünden açıklama yaptırılıp toplanacak delillere göre yeniden değerlendirilmesine karar verilmiştir. Ancak HMK m. 390 gereğince ihtiyati tedbir esas hakkında görevli mahkemece değerlendirilir. Mahkememiz görevsiz olduğundan bu konuda karar oluşturulmamıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/1226 E. 2019/835 K. Sayılı ilamının değerlendirilerek tedbir konusunda karar verme hususu görevli mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunda değişiklik yapılmasına dair kanunun 2.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından HMK’nın 114/c ve 138 maddeleri uyarınca, mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 331.maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair; tarafların yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸