Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/243 Esas
KARAR NO : 2021/320
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememiz dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Bankası … Şubesine ait … çek seri numaralı, 29/03/2018 tarihli, 210.000,00 TL bedelli çeki haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibi başlattığını, çekin şüpheli … tarafından eşine ait …Şti. Adına tanzim ettirildiğini, eşi … tarafından cirolanarak …’ın kardeşi … tarafından piyasaya sürüldüğünü, …, … A.Ş.’den kullanmış olduğu kredilere istinaden davaya konu çeki … A.Ş.’ye temlik cirosu ile teslim ettiğini, söz konusu çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıkması sebebiyle bedelin … ödenmediğini, ödenmeyen çek bedeline istinaden davalının müvekkili adına … 36. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine konu edildiğini, davalı tarafından müvekkiline ait gayrimenkullerin haczedildiğini, fiili hacizlerin uygulanarak araçların yediemin depolarına kaldırıldığını bu süreçte müvekkili şirketin icra tehdidi altında davalı vekiline 20.000,00 TL ödeme yapılarak hacizlerin durdurulmaya çalışıldığını, davalı ile yapılan görüşmelerde borca istinaden 220.000,00 TL ödeme yapılması durumunda dosyanın fekkinin yapılacağının bildirilmesi üzerine müvekkili tarafından 220.000,00 TL ödemenin davalı şirket avukatına yapılarak icra dosyasının infaz edildiğini yapılan ödemenin icra tehdidi altında olduğunu, müvekkilinin iradesi dışında elinden çıkan çek için toplamda 240.000,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını bildirmekle, davanın kabulüne, … 36. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası sebebiyle müvekkili tarafından ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile müvekkili şirkete ödenmek üzere istirdadına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkilinin dava konusu çekte meşru ve iyi niyetli olduğunu, müvekkili bankanın yetkili hamil olarak alacaklı sıfatına haiz olduğunu, ödeme emrini davacının usulüne uygun olarak tebliğ aldığını, takibe ilişkin dava açılmadığını, davacının müvekkili bankadan borcun ödenmesi için indirim talep ettiğini, müvekkili bankanın ise iyi niyetli olarak indirim yaptığını, müvekkili bankanın alacağını yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde tevsik ettiğini, davacının çekin rızası dışında elinden çıktığını ve bu sebeple icra takibi yapılamayacağına ilişkin itirazı olsa da bu durumun alacaklının alacağını temin etmesine engel bir durum olmadığını bildirmekle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olan …’ın iradesi fesada uğratılmak suretiyle ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında “Güveni Kötüye Kullanma ve Dolandırıcılık “ suretiyle elinden çıkan, “… Bankası ,… Şubesinin, … çek seri nolu, 21.02.2018 tarih, 210.000-TL. “bedelli 1 adet çekin haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkili şirketin uhdesinden çıktığını, söz konusu çekin , ilgili suçların Şüphelisi … tarafından, öncelikle eşi …’ın hissedarı ve müdürü olduğu …Ltd. Şti’ne ciro edildiği, daha sonra eşi …tarafından cirolanarak, yine kardeşi … cirosu ile piyasaya sürüldüğünü, …’ın … A.Ş’den kullanmış olduğu kredilere istinaden işbu dava konusu çeki … A.Ş’ye temlik cirosu ile teslim ettiğini, söz konusu çek bedelinin müvekkil şirketçe kambiyo senedi vasfında olması hasebiyle ödemek mecburiyetinde kaldığını, diğer kaybolan iki çek için … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas ve … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyaları ile haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan çek bedellerinin iadesi için “İstirdat” davası açtıklarını, yargılamasının devam ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile … bankası … şubesinin 21.02.2018 tarih,… çek seri numaralı ve 210.000-TL. bedelli çek nedeniyle müvekkil şirketçe 14.03.2018 tarihinde ödenmiş olan meblağın, ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile ,müvekkil şirkete ödenmek üzere sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, … 36.İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile … Bankası A.Ş.nin … Şubesine ait … seri nolu 210.000,00 TL’lik 29/03/2018 tarihli çekin tahsili amacıyla yapılan icra takibine davacı tarafın istirdat talepli dava açtığını, söz konusu alacağa ilişkin borçlular aleyhine gerçekleştirilen kambiyo senetlerine özgü icra takibinin usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirildiği, tahsilinin yapılıp hacizlerinin fek edildiğini ve dosyanın infazen kapatıldığını, müvekkili bankanın dava konusu çekte meşru ve iyi niyetli hamil olarak alacaklı sıfatının bulunduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili işi niyetli hamil olduğundan davacını ileri sürdüğü def’ilerin senedi ciro ve teslim yoluyla teslim alan müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
… 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/01/2020 tarihli … Esas … Esas sayılı kararı ile mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve açık yargılamaya devam olunmuştur.
… 36. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalının 208.400,00 TL çek alacağı, 18.927,29 TL ticari reeskont faizi, 21.000,00 TL %10,0 çek tazminatı ve 630,00 TL %0,3 komisyon olmak üzere toplam 248.957,29 TL alacağın davacıdan tahsilini talep ettiği, takibin kesinleştiği görüldü.
Mahkememizin 28/09/2020 tarihli celsesinde davacının ticari defter ve kayıtları ile davalının banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak asıl ve birleşen davaya konu çeklerin ödemesine ilişkin olarak davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında oluşturulan muhasebel kayıtların incelenmesi ve ne şekilde bir kayıt oluşturulduğunun saptanması, akabinde davalı …, banka kayıtları üzerinde gerekirse yerinde inceleme yapılarak asıl ve birleşen davaya konu çeklerin banka kayıtlarında ne şekilde kaydedildiği, çeklerin ne için devralındığı, çeklere ilişkin oluşturulan kaydın ne olduğunun belirlenmesi ve davaya konu çekler ile dava dışı kredi borçlusu ve banka arasındaki kayıtların incelenerek tespiti yapılmasına, sonuç olarak asıl ve birleşen davaya konu çeklerin rehin veya teminat için alınıp alınmadığının tespiti konusunda dosyanın mali müşavir ve bankacı bilirkişilere tevdine karar verilmiş, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 11/12/2020 tarihli raporunda; davacı şirketin TTK’na göre tutulması gereken ticarni defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiklerini, dolayısıyla davacı ve davalı şirketlerin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıklarını, davacı şirket defter ve belgelerinde işbu davaya ve birleşen davaya konu olan çeklerin davalı cari hesabına 2017 dönümendi işlendiğini, 22/09/2017 tarih ve … numaralı fiş ile mevzuata uygun olarak işlendiği ve taraflar arasındaki çek ilişkisinin hatır çeki mahiyeti taşıdığını, çeklerin banka kayıtlarına göre dava dışı …’a kullandırılan kredilere teminat olarak alındığı gözetildiğinde, bu çeklerin vade tarihinde davalı bankanın bu çek bedellerini mahsup edebileceğini kredi tutarlarının çek bedellerinin üstünde olup olmadığının önem kazandığını, esas dosyada; esas dosya bakımından yaptığımız kayıt incelemelerine göre; bu dosyada dava konusu edilen 29/03/2018 tarihli ve 210.000,00 TL7’lik çek teminatına karşın davalının dava dışı …’a kullandırdığı … numaralı kredi dolayısıyla 29/03/2018 tarihinde 1.297,00 TL anapara kredi alacağı bulunduğu görüldüğünden 210.000,00 TL’lik çekin tamamının bu kredinin teminatına oluşturduğu kredi tutarını aşan bir teminat kısmı bulunmadığını, birleşen dosyada; dosyada davaya konu edilen 21/02/2018 tarihli ve 210.000,00 TL’lik çekin dava dışı kredi borçlusu … mevduat hesabına, dava dışı … tarafından ödenmiş olması nedeniyle teminat sayılıp sayılayacağı değerlendirildiğinde teminat sayılması halinde; davalı bankanın dava dışı …’a kullandırdığı 3 ayrı kredi dolayısıyla 21/02/2018 tarihinde 1.193.792,00 TL anapara kredi alacağı bulunduğunun görüldüğünü, 210.000,00 TL’lik çekin tamamının bu kredinin teminatını oluşturduğunu, kredi tutarını aşan bir teminat kısmı bulunmadığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Asıl dava, … 36. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu edilen … Bankası … şubesinin … seri numaralı 29/03/2018 tarihli 210.000,00 TL bedelli çekin davacının rızası hilafına elinden çıktığı, söz konusu çekin dava dışı …’ın davalıya kullanmış olduğu kredilerin teminatı için verildiği iddiasıyla icra dosyasına davacı tarafından ödenen bedelin istirdatına ilişkindir.
Birleşen dava, … Bankası … şubesinin … seri numaralı 21/02/2018 tarihli 210.000,00 TL bedelli çekin davacının rızası hilafına elinden çıktığı, söz konusu çekin dava dışı …’ın davalıya kullanmış olduğu kredilerin teminatı için verildiği iddiasıyla davacı tarafından ödenen bedelin istirdatına ilişkindir.
Davacı taraf, her iki dosyada da yönetim kurulu başkanı …’ın iradesinin fesada uğratılarak …tarafından dolandırıldığını, çeklerin …’ın piyasadaki ilişkilerini kullanmak suretiyle kırdırıp bedellerinin …’a verileceği vaadiyle alındığını ancak çeklerin davalı bankaya verildiğini, davalı bankanın çekleri …’ın kullandığı kredilerin teminatı olarak aldığını, çekin temlik cirosuyla değil gizli rehin cirosuyla alındığını, çekte rehin cirosunun yok hükmünde olduğunu, dava konusu olayla ilgili olarak … 43. ASCM’nin … E. Sayılı dosyasında ceza yargılaması yapıldığını, davalının çekleri teminat için aldığını, davalının kötü niyetli hamil olduğunu beyan etmiştir. Davalı taraf, dava konusu çeklerin meşru ve iyi niyetli hamili olduğunu, şahsi defilerin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini, dava konusu çeklerin teminat çeki olmadığını, gizli rehin cirosuyla alınmadığını, temlik cirosu olarak alındığını, kredi alacaklarına karşılık alındığını, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
… 43. ASCM’nin … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı şirketin yetkilisi …’ın şikayeti üzerine soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonunda … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan ceza davası açıldığı, ceza yargılamasının halen devam ettiği görülmüştür. Davalının çeki iktisabına ilişkin bir yargılama bulunmadığından ceza dosyası bekletici mesele yapılmamıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan, davalı banka tarafından tanzim edilen yazıdan asıl ve birleşen davaya konu çeklerin banka müşterisi …’ın kullandığı kredilere istinaden teminat olarak verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; davacı tarafından tanzim edilen çeklerin davalı tarafından teminat olarak rehin cirosu ile devir alınıp alınmadığı, davalının meşru ve iyi niyetli hamil olup olmadığı, davacı tarafından davalıya ödenen bedellerin iadesinin gerekip gerekmediği noktaları üzerinde toplanmaktadır.
Asıl dava konusu … Bankası … şubesinin … seri numaralı 29/03/2018 tarihli 210.000,00 TL bedelli çekin, davacı … Tic. A.Ş tarafından ….Ltd Şti emrine keşide edildiği, çek arkasında çek lehtarının cirosu ile …’a, onun tarafından da …’a ciro edildiği, davalı bankadan kredi kullanan …’ın bu çeki ciro yoluyla davalı …Ş’ye devrettiği, 29/03/2018 tarihinde çekin ibraz edildiği, davalı banka kayıtlarına göre söz konusu … seri numaralı çekin teminat olarak banka kayıtlarına alındığı, çekin karşılıksız çıkması üzerine … 36. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin başlatıldığını, davacı tarafından icra dosyasının borcuna mahsuben 240.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı ile çek lehtarı arasındaki ticari ilişkiye nazaran dava konusu çekin hatır çeki olduğu, davalı bankanın 29/03/2018 tarihi itibariyle dava dışı …’a kullandırmış olduğu kredi dolayısıyla 1.297.000,00 TL ana para alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Birleşen dava konusu … Bankası … şubesinin … seri numaralı 21/02/2018 tarihli 210.000,00 TL bedelli çekin davacı …Tic. A.Ş tarafından … Ltd Şti emrine keşide edildiği, çek arkasında çek lehtarının cirosu ile …’a, onun tarafından da …’a ciro edildiği, davalı bankadan kredi kullanan …’ın bu çeki ciro yoluyla davalı …Ş’ye devrettiği, davalı banka kayıtlarına göre söz konusu … seri numaralı çekin teminat olarak banka kayıtlarına alındığı, dava dışı … tarafından çek bedeli açıklamasıyla 14/03/2018 tarihinde davalı bankaya 210.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı ile çek lehtarı arasındaki ticari ilişkiye nazaran dava konusu çekin hatır çeki olduğu, davalı bankanın 21/02/2018 tarihi itibariyle dava dışı …’a kullandırmış olduğu kredi dolayısıyla 1.193.792,00 TL ana para alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 818.maddesi çekler hakkında uygulanacak poliçe hükümlerine ilişkin atıf maddesi olup TTK’nun 689. maddesinde yer alan poliçe ile ilgili rehin cirosuna atıf yapılmadığından çeklerde rehin cirosunun uygulanması mümkün olmayıp, böyle bir ciro yapılsa bile yok hükmündedir. Somut olayda, asıl ve birleşen dava konusu çeklerin üzerindeki ciro beyaz ciro olup, bu ciro TTK’nun 689.maddesinde açıkça yazıldığı şekilde bir rehin cirosu değildir. Çeklerin metninde böyle bir ibare olmadığı için davalı bankanın çekleri kredi müşterisinin borçlarının teminatı olarak aldığına dair kayıt ve belge bulunması çekteki beyaz ciroyu rehin cirosu haline getirmez. Bankanın kredi müşterisinin hamili olduğu çekleri tahsil cirosu ile alması durumunda bu çeklerin üzerindeki yetkisinin sadece tahsil yetkisi olacaktır. Bankanın çekleri rehin cirosu ile alması halinde rehin cirosu geçerli olamayacağından davalı banka çeklerde yetkili hamil olmayacaktır. Bunun dışındaki ciroların temlik cirosu olduğu açıktır.Bankaca bu çekler tahsil edilip kredi müşterisi hesabına alacak kaydedilerek ve kredi müşterisinin bankaya muaccel kredi borcu varsa ondan mahsup edilecek veya banka muaccel olmayan kredi borçları için bu çek bedellerini teminat olarak tutabilecektir. Bu hususlar çekin hamili banka ile çekleri ciroyla devreden kredi müşterisi arasındaki hususlar olup davalı bankaca çeklerin teminat olarak alınmış olması çek keşidecisinin sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir vakıa değildir. Somut olayda ciro temlik cirosu olup 6102 sayılı TTK’nın 687 maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması şartına bağlıdır. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/407 E. 2020/1389 K. Sayılı ilamı bu yöndedir.)
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davaya konu çeklerin davalı bankaya temlik cirosu ile devredildiği, davacının davalı bankanın çekleri ciro ile alırken bunların bedelsiz olduğunu bilerek ve keşideciyi zarara uğratmak amacıyla aldığını ispatlayamadığı, davacının iddiasının şahsi defi olup davalı iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davacının çeklerin ödenmesi konusunda davalı bankaya karşı sorumlu olduğu sonucuna varılarak asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın REDDİNE,
-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL’nin peşin alınan 4.098,60 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 4.039,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 25.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
2-Birleşen davanın REDDİNE,
-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL’nin peşin alınan 3.586,28 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 3.526,98 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 23.150,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2021
Katip …
e-imzalı ✍
Hakim …
e-imzalı ✍