Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/223 E. 2020/182 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/223 Esas
KARAR NO : 2020/182

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka numaralı araç ile … çarpması sonucu aracın sağ ön tarafında yolcu konumunda oturan mütevvefa …’ın hayatını kaybettiğini, davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesine göre … plakalı araç 12/02/2015-12/02/2016 vaoe ve 290.000 TL temintla sigortalanmış olup müteveffa …’ın mezkur hadise neticesinde mezkur plakalı araçta ölmesi sonucu gerçekleşen olayda tazminat sorumluluğu bulunduğunu, diğer davalı … bakımından ise aracı kullanan ve …’ın vefatına sebebiyet vermesi nedeniyle ayrı ayrı 27.252,93 TL maddi tazminat taleplerinin bulunduğunu, baba … ve anne … için ayrı ayrı 20.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini bildirmekle davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta’ya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı … Sigorta vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; dava tarihi itibariyle davada talep edilen tazminatların zamanaşımına uğramış olduğunu, dava şartının oluşmasının gerekmesi için davacıların müvekkili şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, sigorta poliçesinin limiti 290.000,00 TL olduğunu, KTK’nın 92/f maddesine göre manevi tazminat talebi ZMMS kapsamında olmadığını, davacıların müvekkili sigorta şirketine hiçbir şekilde başvuruda bulunmaması nedeniyle temerrüt oluşmadığını bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … 19. Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
… 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ile mahkememiz dosyası ile … 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas dosyası arasında tarafları ve konusu bakımından hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmakla birleştirilmesine karar verilmiştir.
… SGK’ya müzekkere yazılarak davacılara ait son maaş durumunu gösterir, sigorta hizmet dökümünün çıkartılması, 29/03/2018 tarihli kaza nedeniyle davacıya rücua tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığına dair bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizin 10/04/2019 tarihli celsesindeki ara kararı uyarınca mahkememiz dosyası ile birleştirilen … 19. ATM.’nin … esas sayılı dosyalarının birleştirilmiş olmasına rağmen taraflarının farklı olması ve ayrı maluliyet yönünden ATK raporlarının alınması gerektiğinden bahisle birleştirme kararı verilen mahkemeye dosyanın iade edilmesi neticesinde … 19. ATM.’nin 12/04/2019 tarihli ara kararı uyarınca davacılarının her ne kadar aynı olmasada müteveffanın anne ve babasının dosya davacıları olduğunu, dava konusunun aynı olduğu, mahkememizce aldırılan bilirkişi raprunda da birleştirilen dosyanın davacıları hakkında hesaplama yapıldığı tespit edilmekle mahkememize yeniden gönderilen dosyaların bir bütün olarak yeniden değerlendirilmesi neticesinde Mahkememiz dosyası ile birleştirilen … 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının tarafları ile dava konusu itibariyle hukuki ve fiili bir irtibat bulunsada huzurdaki mahkememiz dosyasının geldiği aşama itibariyle dosyaların bir bütün olarak değerlendirilmesinin … 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının henüz tensip aşamasında olduğu, taraf teşkili bile sağlanmadığı, dosyaya rapor tanzimi gerektiği de tespit edilmekle dosyamız içerisinden tefrik edilerek mahkekememizin … esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam olunmasına dair karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi aktüer …’a tevdi edilmiş olup bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 09/10/2019 tarihli raporunda;
a)Dosyada sureti mevcut ve bu olay nedeniyle alınmış bulunan 12.11.2018 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde; Davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın davalı sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla işbu raporda davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılacaktır.
b)Davacılar desteği …, sürücüsü %100 kusurlu bulunan … plakalı aracın maliki ve sigorta ettireni olarak gözükmektedir. Bir kimsenin kendisine ait araçta hatır için taşınması söz konusu olmayacağından somut olayda hatır taşıması koşularının gerçekleşmediği kanaatine varılmakla bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye aittir.
c)Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 01,06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarından öncesine ait olduğundan, değişen poliçe genel şartlarının somut olaya uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Müteveffanın Yaşı Ve Bakiye Ömrü;
A)23.05.1979 doğumlu olan müteveffa, 29.03.2015 vefat tarihinde (35)yıl, (10) ay, (6) günlük olup, (36)yaşında kabul edilerek P.M.F. tablosuna göre bakiye ömrü (33) yıl ve muhtemelen (69) aşma kadar yaşayacaktır.
B)Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarıyla kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (24) yıl ve pasif devresi (9) yıldır.
Hak sahipleri Ve Destek Süreleri
Her ne kadar müteveffanın eşi ve çocuğu tarafından açılan dava tefrik edilmiş ise de; davacıların maddi zararı belirlenirken müteveffanın eş ve çocuğu da paylaştırmada dikkate alınacaktır. Buna göre; Davacı anne ve baba bakımından kendi bakiye ömür süreleri ile sınırlı olarak, eş bakımından müteveffanın bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak, erkek çocuk bakımından rüşt yaşı olan 18 yaşına kadar müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları süreler aşağıdadır.
HAK SAHİBİ DOĞUM TARİHİ VEFAT T. YAŞI DESTEK SÜRESİ
Eş … 18/01/1980 35(bakiye ömrü 33 yıl) 24+9=33 yıl
Oğlu … 13/08/2012 3 (18 yaşına kadar) 15 yıl
Anne … 10/02/1942 73(bakiye ömrü 8 yıl) 8 yıl
Baba … 01/08/1943 72 (bakiye ömrü 8 yıl) 8 yıl
PAYLAR
Türk Medeni Kanunen 186.maddesinde “Birliği(evlilik) eşler beraber yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıklan ile katılırlar.” demektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin bu konudaki son kararlarında anne ve baba ile çocuklara aynı oranda destek payı verileceği belirtilmektedir. Bu durumda müteveffanın 3 yıl içinde bir çocuğu daha olacağı kabul edilerek müteveffanın gelirinin tamamı davacıların destekte olduğu dönemde aşağıdaki oranlarda hak sahipleri arasında paylaştırılacaktır.
KAZANÇ DURUMU İLE BİLİNEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
Dosyada sureti mevcut ve müteveffanın eş ve çocuğu tarafından açılan davada alınan 12.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda ücret bordroları esas alınarak müteveffanın kaza tarihindeki aylık brüt ücretinin 1.811,41 TL ve yasal kesintilerden sonra agi hariç net tutarının 1.268,01 TL olduğu belirlenerek bu tutarın kaza tarihinde agisiz asgari ücretin 1,48 katına tekabül ettiği tespit edilmiş ve buna göre hesaplama yapılmıştır. Dava dosyasında bordrolar mevcut olmadığından zorunlu olarak işbu raporda da aynı ilkelere göre müteveffanın kazançları belirlenerek hesaplama yapılacaktır.
BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
A)Müteveffanın işlemiş ve bilinen aktif devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve İskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)İşleyecek bakiye aktif ve pasif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılmıştır. Bu duruma göre,
b)Kazalmın işleyecek aktif devre başındaki (l)yıllık net geliri ise; (1.829,02 x 1,48 katı= 2.706,95 + 259,04=) 2.965,99 TL x 12 Ay = 35.591,88 TL olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınarak hesaplanmıştır.
Davalının Sorumluluk Kapsamı Ve Temerrüt Tarihi
a)Kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan tarifeye göre davalı sigorta şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 290.000,00 TL.dır.
Müteveffanın Eş ve Çocuğu tarafından açılan davada alınan hesap raporunda tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmış olması nedeniyle, limit zarara orantılanmış ve davacı anne ve babanın davalı sigorta şirketinden talep edebileceği zarar tutarı ayrı ayrı 20.472,56 TL olarak belirlenmiştir. Sigorta şirketinin limiti aşar şekilde sorumlu olmaması ve limitin bir kısmının dışarıda kalmaması bakımından zorunlu olarak dava dışı eş ve çocuk bakımından zarar hesabı yapılmaksızın davalı sigorta şirketinin davacılara karşı sorumlu olduğu tutar 20,472,56 TL olarak kabul edilmiştir.
B)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde katan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda;
Her ne kadar müteveffanın eş ve çocuğu tarafından davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş ise de; davacı anne ve baba tarafından sigorta şirketine başvuru yapılarak temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge bulunmadığından sigorta şirketi bakımından temerrüt işbu davanın açıldığı 19.12.2018 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sigorta şirketi dışındaki davalı sürücü bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 29.03.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sonuç olarak; delillerin ve hukuki durumların takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; 29.03.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda Muhammet Aydın’ın vefatı nedeniyle;
A)Davacılar desteği …, sürücüsü %100 kusurlu bulunan … plakalı aracın maliki ve sigorta ettireni olarak gözüktüğünden ve buna göre de bir kimsenin kendisine ait araçta hatır için taşınması söz konusu olmayacağından somut olayda hatır taşıması koşularının gerçekleşmediği,
b)Dava dilekçesinde müteveffanın eş ve çocukları tarafından açılan davada alınan hesap raporunda davacı anne ve baba için hesaplanan tutarlar talep edilmiştir. İşbu raporda ise değişen asgari ücret artışları dikkate alınarak hesaplama yapıldığından davacı anne ve babanın zararı söz konusu rapordaki tutardan fazla çıkmıştır. Bu durumda;
Eş ve çocuklar tarafından açılan davada alman hesap raporundaki tutarların davacılarca kabul edilmesi nedeniyle Sayın Mahkemece söz konusu tutarların davalılar lehine usulü müktesep hak halini aldığının kabulü halinde; davacı Anne …’nin talep edilebilir destek zararı 27.252,93 TL ve davacı Baba …’in talep edilebilir destek zararı 27.252,93 TL olacak ve bu tarların he/bir davacı bakımından ayrı ayrı 20.472,56 TL.sı ile sınırlı olarak davalı sigorta şirketi sorumlu olacaktır.
C)Sayın Mahkemece müteveffanın eş ve çocukları tarafından açılan davada alınan hesap raporunun davacılar bakımından bağlayıcı olmayacağının kabulü halinde ise; işbu raporda değişen asgari ücret artışları dikkate alınarak belirlendiği gibi;
-Davacı …ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 31.326.08 TL.
-Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 31.326.08 TL. olduğu,
D)Müteveffanm eş ve çocukları tarafından açılan davada alman hesap raporunda tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplammın poliçe limitini aşması nedeniyle yapılan orantılama sonucu davacı anne ve babanın teminat limitinden ayrı ayrı 20.472,56 TL.yı talep edebileceği belirlenmiş olup, Sigorta şirketinin limiti aşar şekilde sorumlu olmaması ve limitin bir kısmının dışarıda kalmaması bakımından zorunlu olarak işbu raporda da davalı sigorta şirketinin davacılara karşı sorumlu olduğu tutarın ayrı ayrı 20.472,56 TL ile sınırlı olarak kabulünün gerekeceği buna göre de;
-Davacı anne … ın 31.326,08 TL.lık destek zararının 20.472,56 TL.smdan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen, geriye kalan (31.326,08-20.472,56)- 10.853,52 TL.lık kısmından ise sadece davalı sürücünün sorumlu olacağı,
-Davacı baba …’ın 31.326,08 TL.lık destek zararının 20.472,56 TL.smdan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen, geriye kalan (31.326,08-20.472,56)= 10.853,52 TL.lık kısmından ise sadece davalı sürücünün sorumlu olacağı,
E)Davacılar tarafından davalı sigorta şirketine yapılmış bir başvuru belgesi bulunmadığından davalı sigorta şirketi bakımından temerrüdün 19.12.2018 dava tarihinde,
Davalı araç sürücüsü bakımından ise 29.03.2015 olay tarihinde gerçeklemiş olacağı,
F)Zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminat taleplerini kapsamadığı ve dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş oldukları 12/11/2019 havale tarihli dilekçeleri ile davacı … için 31.326,08 TL ve müvekkil davacı … için 31.326,08 TL olmak üzere toplamda 62.652,16 TL olduğu ve talep ettikleri 54.505,86 TL’lik tutar arasındaki 8.146,30 TL farkı ıslah ettikleri görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 29/03/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle açılan destekten yoksun kalma cenaze masrafları ve manevi tazminata ilişkin tazminat davasıdır.
29.03.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda …’ın vefatı nedeniyle, davacılar desteği …, sürücüsü %100 kusurlu bulunan … plakalı aracın maliki ve sigorta ettireni olarak gözüktüğünden ve buna göre de bir kimsenin kendisine ait araçta hatır için taşınması söz konusu olmayacağından somut olayda hatır taşıması koşularının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesinde müteveffanın eş ve çocukları tarafından açılan davada alınan hesap raporunda davacı anne ve baba için hesaplanan tutarlar talep edilmiştir. İşbu raporda ise değişen asgari ücret artışları dikkate alınarak hesaplama yapıldığından davacı anne ve babanın zararı söz konusu rapordaki tutardan fazla çıkmıştır.
Müteveffanın eş ve çocukları tarafından açılan davada alınan hesap raporu iş bu davadaki davacıların o dosyada taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı olmayacağı ve yine davalı sigorta şirketinin o dosyada taraf olması ve teminat limitinde sorumlu olması nedenleriyle birleşme talep edilen dosyadaki rapor davacılar bakımından bağlayıcı olmayacaktır.
Dosya kapsamına alınan 09/10/2019 tarihli yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan aktür bilirkişi raporuna göre, davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 31.326.08 TL, davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 31.326.08 TL olduğu tespit edilmiştir.
Müteveffanm eş ve çocukları tarafından açılan davada alman hesap raporunda tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplammın poliçe limitini aşması nedeniyle yapılan orantılama sonucu davacı anne ve babanın teminat limitinden ayrı ayrı 20.472,56 TL’yi talep edebileceği gözetilerek sigorta şirketinin limiti aşar şekilde sorumlu olmaması ve limitin bir kısmının dışarıda kalmaması bakımından zorunlu olarak davalı sigorta şirketinin davacılara karşı sorumlu olduğu tutarın ayrı ayrı 20.472,56 TL ile sınırlı olarak kabulü gerekeceğinden, davacı anne … ın 31.326,08 TL destek zararının 20.472,56 TL’sinden tüm davalıların müştereken ve müteselsilen, geriye kalan (31.326,08-20.472,56) 10.853,52 TL’lik kısmından ise sadece davalı sürücünün sorumlu olacağı, davacı baba …’ın 31.326,08 TL’lik destek zararının 20.472,56 TL’sinden tüm davalıların müştereken ve müteselsilen, geriye kalan (31.326,08-20.472,56) 10.853,52 TL’lik kısmından ise sadece davalı sürücünün sorumlu olacağı kanaatine varılmış olup davacılar tarafından davalı sigorta şirketine yapılmış bir başvuru belgesi bulunmadığından davalı sigorta şirketi bakımından temerrüdün 19.12.2018 dava tarihinde, davalı araç sürücüsü bakımından ise 29.03.2015 olay tarihinde gerçeklemiş olacağı, zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminat taleplerini kapsamadığı ve poliçede kazaya sebebiyet aracın kullanım amacının otomobil olarak belirlenmesi karşısında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yine davalı … yönünden manevi tazminat miktarının belirlenmesinde davalının kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olması, mütevaffanın kaza tarihinde 36 yaşında olması, davacı …’nin SGK kayıtlarına göre çalışmadığı ve herhangi bir aylık almadığı, davacı …’in ise yurt dışı sözleşme aylığı aldığı, davalı …’in dosyaya sunduğu hisseli ev maliki olduğu dair tapu kaydı ve kira sözleşmesi dikkate alındığında davacılar … ve … için ayrı ayrı 15.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın 29/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davacı … için 20.472,56 TL ve davacı … için 20.472,56 TL olmak üzere toplam 40.945,12 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan davalı sigorta şirketi yönünden 19/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve davalı … yönünden 29/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline,
-Tahsilde tekerrür olmamak üzere davacılar … ve … için ayrı ayrı 10.853,52 TL olmak üzere toplam 21.707,04 TL destekten yoksun kalma tazminatının 29/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının;
-Davalı sigorta şirketi yönünden reddine,
-Davacılar … ve … için ayrı ayrı 15.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın 29/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.329,07 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.613,93 TL+139,15 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.753,08 TL harcı mahsubu ile bakiye 4.575,99 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bakiye 1.043,88 TL harç bedeline kadar davalı … Sigorta A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla)
4-Davacı tarafından yatırılan 1.613,93 TL harç ile 139,15 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.753,08 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 791,75 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde bakiye 714,81 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bakiye 315,81 TL gider avansına kadar davalı … Sigorta A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla)
Bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat talepleri yönünden dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 8.944,78 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bakiye 6.122,87 TL vekalet ücretine kadar davalı … Sigorta A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla)
7-Davacılar tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat talepleri yönünden dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsil edilerek davacılara verilmesine,
8-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsil edilerek davalı … Sigorta A.Ş. tarafına verilmesine,
9-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/02/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”