Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/222 E. 2019/879 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/222 Esas
KARAR NO : 2019/879

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirketin davalı bankadan kamyon satın alınması sırasında ticari araç kredisi kullandığını, kredi taksitlerinin 10/12/2012 tarihinde başladığını, son taksidinin ise 09/11/2015 ılında son bulduğunu, müvekkilinin taksitlerini eksiksiz ve tam olarak ödediğini, davalı bankanın müvekkilinin 2012 yılında kullandığı krediye teminat olarak verdiği aracı 2018 yılında kullanılan ve 2019 yılında ödenmesi gereken kredinin ödenmemesi üzerine sebebiyle müvekkili şirkete ait aracı rehin hakkından dolayı satışa çıkardığını, … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, müvekkiline rehin evraklarının dahi verilmediğini, 2012 yılında çekilen krediden kaynaklı herhangi bir teminat düzenlenmesinin mümkün olmadığını bildirmekle takibin durdurulamasını, … plakalı araç üzerindeki rehinin kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacının dava şartı arabuluculuğa başvuru yapılmaksızın huzurdaki davanın açıldığını ve davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, müvekkili bankanın alacağın tahsilini gecikmeye yönelik olarak yaptığını, davacının tacir olduğunu ve sözleşmede açıkça kararlaştırılan hükümlere rağmen davacının itirazının hiçbir dayanağı olmadığını bildirmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklının 526.055,16 TL 11/01/2019 faiz başlangıç tarihli kredi, 7.676,90 TL 11/01/2019 – 11/01/2019 tarihleri arasında sabit tutarlı işlemiş faizi ve 705,49 TL ihtar protestosunun davacı/borçludan tahsiline ilişkin icra takibine geçildiği görüldü.
… Trafik Tescil Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davaya konu … plakalı araca ait tüm bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
… Bank … şubesine müzekkere yazılarak ticari kredi sözleşmesi, rehin belgesi, davacı şirkete ait 2012 – 2016 yıllarına ait tüm hesap hareketlerinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, davalı bankadan 2012 yılında kullandığı krediden dolayı … aracı üzerinde rehin hakkı tesis ettiğini, davalı banka da 2018 yılında garanti fonu kapsamında bir başka kredi daha kullandığını, davalı bankanın bu kredinin tahsili için 2012 yılında tesis edilen rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını bu takipten dolayı borçlu olmadığını tespitini, kullanmış olduğu kredilerden dolayı borçlu olmadığının tespitini ve rehnin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı taraf rehnin tüm borçları kapsadığını, davanın arabuluculuğa başvurmadan açlıdığını, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Mahkememizce yapılan 24.06.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında tespit davalarının arabulucuğa tabi olmadığı belirtilerek davalı tarafın arabuluculuk itirazının reddine karar verilse de 30.09.2019 tarihli celsede bu ara karardan rücu edilerek zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Çünkü menfi tespit davalarının konusu belli bir paranın ödenmemesine ilişkindir. Belli bir paranın ödenmemesi, “ödenmesini” de içinde barındırır. Dolayısıyla menfi tespit davalarının da konusu belli bir paranın ödenmesi/ödenmemesi olması nedeniyle TTK m.5/A’da düzenlenen dava şartı olan zorunlu arabulucuk müessesine tabi olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasının konusunun belirli bir paranın ödenmesine ilişkin olduğu, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında , davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.588,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.543,81 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2019

Katip
¸

Hakim
¸