Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/208 E. 2019/788 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/208 Esas
KARAR NO : 2019/788

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/04/2014
KARAR TARİHİ : 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; taraflar arasında 02/09/2011 tarihli satış sözleşmesi akdedildiğini, iş bu satış sözleşmesi ile davalı tarafın müvekkili şirketin belirlediği 6’lık ve 22’lik ayarlarda 540 ton ağırlığında nervürlü İnşaat demirinin davacı tarafa satımını ve teslimini kabul ve taahhüt ettiğini, toplam 540.000-TL bedelli çeklerin davalıya verildiğini, müvekkili şirketin, davalı tarafın 02/09/2011 tarihli sözleşmeye göre 15/11/2011 tarihinde teslimini taahhüt ettiği malların karşığı olarak verildiğini ve sözleşme konusu malların teslim edilmemesi neticesi ediminin yerine geterilmemesinden bahisle karşılığının bulunmadığını, ancak 17/11/2011 keşide tarihli … nolu 45.000,00-TL tutarlı 18/11/2011 keşide tarihli 1006738 nolu 45.000,00-TL. bedelli çeklerin müvekkili şirketçe ödenmek durumunda kaldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı tarafın sözleşme konusu mallar müvekkili şirkete teslim edilmediğinde davalı tarafın kendisine iade edileceğini, söz konusu çeklerden dolayı müvekkili şirketin borçlu bulunmadığının tespiti ile çeklerin iptali ve ödenen çek bedellerinin ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; faktoring ilişkisi kapsamında çeki devraldığını, faktoring ilişkisinin usulüne uygun olduğunu, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, 6361 Sayılı kanunun 9/3 maddesi ve TTK m.687 uyarınca iyiniyetli hamil olduğunu ve bu yüzden şahsi defilerin ileri sürülemeyeceğini beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
… 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizin 2014/402 Esas 2016/92 Karar ve 01/02/2016 karar tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin 12/05/2016 havale tarihli dilekçesi ile ilgili dosyanın Yargıtay’a gönderilmesini talep ettiği görüldü.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/11381 Esas 2017/957 Karar 09/02/2017 karar tarihli kararı ile ” davacı tarafından çek lehdarı dava dışı … Ltd. Şti. aleyhine … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan bedelsizlik nedeniyle menfi tespit davası sonucunda anılan mahkemenin kesinleşen 17.06.2014 tarih, 2011/944 E; 2011/148 K. sayılı kararı ile dava konusu çekten dolayı önceki alacaklı … Ltd. Şti.’ne karşı borçlu olmadığına karar verilmiş olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacı borçlu önceki alacaklısına karşı ileri sürdüğü ve kesinleşen mahkeme kararı ile saptanmış olan bedelsizlik def’ini temlik alan durumundaki davalı … şirketine karşı da ileri sürebilecektir. 6361 sayılı Yasa’nın somut olayda uygulama yeri bulunmamakla birlikte bir an için yerel mahkemenin gerekçesinde belirtildiği üzere uygulanacağı düşünülse bile anılan Yasa’nın 9/3. maddesi hükmünün faktoring işleminin taraflarından olmayan kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği, somut olayda ise tarafların kambiyo işlemine dahil olmaları sebebi ile 6361 sayılı Yasa’nın 9/3. maddesi hükmünün uygulanamayacağı, faktoring işleminin hukuki niteliği itibariyle alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiği Dairemizin istakrarlı uygulaması ile kabul edildiğinden yerel mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde de isabet görülmemiştir. Bu itibarla davanın kabulü gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ” şeklindeki hükmü ile kararın bozulduğu, ilgili dosyanın 2019/208 Esas sayılı numarası ile mahkememize tevzi edilerek açık yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava; davacı tarafın 13.01.2012 keşide tarihli 1006732 nolu 45.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalı tarafa borçu bulunmadığını iddia ederek … 18. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasına yapmış olduğu 55.009,00 TL ödemenin davalıdan istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava dışı …Tic.Ltd.Şti ile 02.09.2011 tarihinde sözleşme imzalandığını, dava konusu çekin bu sözleşmeye istinaden dava dışı … Tic.Ltd.Şti’ye verildiğini ancak … Tic.Ltd.Şti’nin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, çekin bedelsiz kaldığını iddia etmiştir. Dava konusu çek davacı tarafından keşide edilerek dava dışı …Tic.Ltd.Şti’ye verilmiş, … Tic.Ltd.Şti tarafından da faktoring sözleşme kapsamında davalıya ciro edilmiştir. Davalı taraf, faktoring ilişkisi kapsamında çeki devraldığını, faktoring ilişkisinin usulüne uygun olduğunu, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, şahsi defilerin ileri sürülemeyeceğini beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 01.02.2016 tarihinde karar verilmiş, verilen kararda; davalı tarafın faktoring ilişkisinin usulüne uygun olması, davalı tarafın 6361 sayılı Kanun’un 9/3 maddesi uyarınca iyi niyetli hamil olarak çeki elinde bulundurduğu, davalı tarafın çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun, bile bile davacı zararına hareket ettiğinin ispatlanamadığı, şahsi defilerin ileri sürülemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın temyizi üzerine, verilen karar Yargıtay 19 HD’nin 09.02.2017 tarih 2014/402 E. 2016/92 K. Sayılı ilamıyla bozulmuş, yine Yargıtay 19 HD’nin 2017/3922 E. 2019/1196 K. Sayılı karar düzeltme ilamı ile bozma ilamı kesinleşmiştir. Yargıtay 19 HD’nin 09.02.2017 tarih 2014/402 E. 2016/92 K. Sayılı bozma ilamına mahkememizce 29.05.2019 tarihinde yapılan duruşmada uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki delillerin Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu çekin 13.01.2012 keşide tarihi, faktoring sözleşmesi, fatura ile icra takibinin ve ödeme tarihleri dikkate alındığında, uyuşmazlığın 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 13.12.2012 tarihinden önce doğmuş olduğu dolayısıyla somut olayda uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan 2006 tarihli Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyada bulunan faktoring sözleşmesi ile eklerinin incelenmesinde ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; faktoring ilişkisinin 2006 tarihli Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2 maddesine uygun olduğu görülmüştür.
Faktoring işlemi, içeriğinde alacağın temliki hükümlerini barındıran atipik bir sözleşmedir. Bu nedenle uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu m.167/1 uyarınca borçlu önceki alacaklıya karşı ileri sürebileceği def’ileri, temlik alan faktoring şirketine karşı ileri sürülebilir.
Somut olayda; davacı tarafından çek lehdarı … Şti aleyhine … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan bedelsizlik nedeniyle menfi tespit davası sonucunda anılan mahkemenin 17.06.2014 tarih 2011/944 Es. 2011/148 K. Sayılı kararı ile davacı tarafın dava konusu çekten dolayı temlik eden önceki alacaklı … Ltd.Şti’ye borçlu olmadığına karar verilmiş olduğu görülmüştür. Davacı borçlunun önceki alacaklısına borçlu olmadığı kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olup bu durumda bedelsizlik def’ini temlik alan durumunda olan davalı … şirketine karşı ileri sürebilecektir. 6361 sayılı Kanun m.9/3 hükmü somut olaya uygulanamayacaktır. Yukarıda anılan nedenlerle davacı tarafından dava konusu çeke ilişkin olarak davalıya yöneltilen bedelsizlik def’i mahkememizce kabul edilmiş, davacı tarafın dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığına, çekten kaynaklı borçtan sorumlu olmadığı kanaatine varılarak davacı tarafından haksız yere ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan istirdatına karar verilmiştir. Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi ise davalı tarafın kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle uygun görülmeyerek reddedilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, 55.009,00 TL’nin davalıdan istirdatına ve tahsiline, ödeme tarihlerinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, 55.009,00 TL’nin davalıdan istirdatına ve tahsiline, ödeme tarihinden itibaren (25.003,00 TL için 17/04/2012, 25.003,00 TL için 18/04/2012, 5.003,00 TL için 09/05/2012 tarihinden itibaren) ticari faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.757,66 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 939,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.818,21 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan; 939,45 TL peşin harç ile 1.598,85 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 2.538,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 6.400,99 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2019

Katip
¸

Hakim …
¸