Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/198 E. 2021/1005 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/146 Esas
KARAR NO : 2021/964

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 18/03/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı firma arasında 29.11.2017 tarihinde … uzantılı internet sitesinin yeniden tasarlanması, bu internet sitesinin fonksiyonlarına sahip mobil (Android/IOS) (*IOS,) uygulamalar geliştirilmesi ve sözleşmenin bu kısmının ifası sonrası 1 yıl süreyle bakım ve teknik destek verilmesi konulu “Web Sitesi ve Mobil Uygulama Geliştirme Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmenin ilgili hükümleri kapsamında davalı firmanın, 22.12.2017 tarihinde müvekkil firmaya 43.896-TL fatura düzenlediğini, müvekkilin ise sözleşmedeki 1 aylık ödeme süresine uygun olarak 19.01.2018 tarihinde bu tutarı ödediğini, sözleşmenin 7. Sayfasında yer alan EK-1 : Fiyat başlıklı bölüme bakıldığında sözleşmenin içeriğinde yer alan eser/hizmetlerin kalem kalem sayılarak fiyatlarının ve teslim sürelerinin gösterildiğini, bu tablonun altında aynı sayfada; “Uygulamaların kabul testine hazır olma süresi 20 haftadır.” denerek sözleşmede belirtilen edimlerin yerlerine getirilme süreleri ayrı ayrı gösterilerek bir plan çıkarıldığını, 20 hafta sonra tüm yazılım öğelerinin bir bütün halinde teste sokulacağının öngörüldüğünü, Örneğin “…” işlemlerinin 10 gün içerisinde bitirileceği kararlaştırıldığını, ancak bu borçların hiç biri ifa edilmediğini, söz konusu sözleşmenin konusu olan tasarım ve yazılım işi niteliği itibariyle bölünebilir olmadığı gibi kısmen ifa edilmesinin de mümkün olmadığını, sözleşmenin 7.1. Maddesi uyarınca karşı tarafın söz konusu yazılımı sözleşmede belirlenen sürelerde teslim edip kuracağını, karşı tarafın müvekkilin adresine dahi gelmediğini, ifa maksatlı olmamak kaydıyla yalnızca sözleşmenin ifa sürecinden müvekkilin bilgilendirilmesi ve bilgi alışverişi yapılması amaçlı yazılımların küçük bir kısmının müvekkile gönderildiğini, ancak bu kısımların müvekkil firma çalışanları tarafından incelendiğinde hiç bir unsurun müvekkilin iradesine uygun olmadığının görüldüğünü, bu yazılım ve tasarım kısımlarının hala müvekkilin sistemlerinde saklı olduğunu, bu durumun karşı tarafa bildirildiğini, karşı tarafın ifa anında bunların düzeltileceğini söylemişse de ne sözleşmedeki sürelere uyulduğunu, ne de ifaya hazırlık sürecinde müvekkilin işaret ettiği yanlışlıkları gideremediğini, teste hazır bir ürünün hiç ortaya çıkarılamadığını, bu sürecin, sözleşme kapsamında belirlenen vadeden de uzun sürdüğünü, karşı tarafın sözleşmeyi ifa etmesinin mümkün olmadığı kanaati uyandığını, bilgilendirme maksatlı gönderilen örnek yazılım ürünleri üzerinde yapılan incelemeden, davalının mesleki yeterlilik, bilgi ve tecrübesinin de söz konusu sözleşmeyi ifa etmeye yeterli olmadığının anlaşıldığını, bu sebeplerle sözleşmenin fesh edildiğini, ödenen bedelin iadesi talep edildiğini, karşı tarafın ödeme yapmaya yanaşmadığını, bu nedenlerle davalı ile müvekkil arasında akdedilen Web Sitesi ve Mobil Uygulama Geliştirme Sözleşmesinin feshinin haklılığının tespitine, sözleşme kapsamında davalıya ödenen 43.896-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; söz konusu sözleşmenin ifa edilmediğini, kabul testine hazır edilen ancak testin yapılmasına dahi imkan vermeyecek kadar eksik bir web sitesi bölümü bulunduğunu, bu bölümün hala tüm log kayıtlarıyla birlikte müvekkilin sistemlerinde saklandığını, sözleşmenin diğer unsurlarının ise hiç ifa edilmediğini, kabul testine dahi hazır edilmediğini, kabul testine hazır edilen web sitesi bölümü ise test edilmek bir yana test işleminin başlanmasına dahi müsaade etmeyecek hatalara sahip, işe yaramaz bir kod yığınından ibaret olduğunu, sözleşmenin feshinin nedeni, kabul testine hazır olduğu bildirilen kısımın teste dahi hazır olmaması, diğer edim unsurlarının zamanında ifa edilmemesi, zamanında ifa edilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması ve uzayan süreçte yapılan düzeltmeler ve görüşmelerden karşı yanın bu sözleşmeyi ifa edebilecek mesleki bilgi ve tecrübeye sahip olmadığının anlaşıldığını, teslim olgusunun ispatı için Kabul Formu olarak anılan belgenin davalı tarafından sunulması gerektiğini, imzalanmış bir kabul formu olmadığını, kabul edilebilecek bir ürünün de söz konusu olmadığını, sözleşmede açıkça kabul testine başlanmaması halinde nihai faturanın kesileceğinin yazılı olduğunu, davalı tarafça bugüne kadar müvekkile gönderilmiş bir fatura olmadığını, müvekkile bu yönde iletilmiş bir talep olmadığını, sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edildiğinde savunma ve sorumluluktan kurtulma maksatlı iş bu haksız karşı davanın ikame edildiğini, huzurdaki davada teslim edilmiş bir ürün olmadığını, sözleşmenin kalan kısmı hakkında ise davalı tarafından hiç bir girişimde bulunulmadığını, müvekkilin hala eski web sitesini kullandığını, davalı – karşı davacının, dilekçenin birinci sayfasının son paragrafında “işe zamanında başlanmaması, işin gecikmesi davacıdan kaynaklı olup ayrıca işin web sitesine yönelik kısmı teslim edildiğinden sözleşmeden dönme hukuken mümkün değildir.” dediğini, yani davalının, sözleşmeye zamanında başlanmadığını tevil yollu ikrar ettiğini, artık zamanında başlanmamasının müvekkile atfedilebilecek bir kusurdan kaynaklandığını ispat yükünün kendisinde olduğunu, davalının, müvekkilin ilgili java kodlarını 6 ay geç gönderdiğini iddia ettiğini, müvekkilin mevcut web sitesinin java kodları ile söz konusu sözleşmenin bir alakası olmadığını, sözleşmenin konusu bir web sitesi tasarlandığını, sözleşmenin konusu mevcut web sitesine fonksiyon eklenmesi veya değişiklik yapılması değil; en baştan yeni bir websitesi tasarlandığını, davalı yanın Java kodlarına ilişkin bu iddiası bile davalının sözleşmenin akdi esnasında kopyala/yapıştır bir yazılım yazmak ve az emek ile çok para kazanmak niyetinde olduğunu gösterdiğini, davalı – karşı davacının, müvekkilin internet sitesi üzerinde yer alan içeriklerin yönetimi için de resim yönetim modülü geliştirdiğini, gecikmenin aynı zamanda buna bağlı olduğunu iddia ettiğini, esasında sözleşmenin hiçbir yerinde böyle bir işin yer almadığını, sözleşmede yer alan işlerin yapılması için bu modülün geliştirilmesi gibi bir zorunluluğun olmadığını, sözleşmenin, pekala bu modül geliştirilmeden de ifa edilebilir olduğunu, ancak ne var ki davalının bu modülü de oluşturmadığını, davalının müvekkile gönderdiği ufak yazılım bloklarının hiçbirinin çalışır halde olmadığını, müvekkilin sistemlerinin, davaya konu sözleşmenin ifasına uygun olduğunu, sözleşmede müvekkilin yazılım iyileştirmesi yapacağına dair hiçbir ibare olmadığını, davalının SAP sistemi ile alakalı iddialarda bulunduğunu, oysa sözleşmenin 7. Sayfasında yer alan ilk tablonun beşinci maddesine bakıldığında yüklenici edimleri arasında “SAP ile senkronize çalışır hale getirilmesi” başlıklı bir edim olduğunun görüldüğünü, davalının, sözleşme ile kendi yüklendiği edimini, müvekkilin yerine getirmediğinden bahisle ifanın geciktiğini iddia ettiğini, … AŞ, entegrasyon üzerine çalışan ve söz konusu sektörde herkes tarafından çalışılan bir firma olduğunu, dava ile alakası olmadığını, müvekkilden bu konuyla alakalı talepte bulunulması ve bunun gecikmeye gerekçe yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkilin işsahibi, davalının ise yüklenici olduğunu, sözleşmenin konusu yazılımın web sitesi, android, İOS yazılımların yazılması, üye yönetimi, veritabanı bağlantısı, satın alma, online alışveriş, sipariş takibi, sipariş bilgilerinin saklanması, envanter bilgilerinin satış sitesi ile entegrasyonu vs. Sözleşmede belirtilen tüm yazılım bloklarının yazılması ve müvekkilin sistemlerine kurulması olduğunu, ancak davalı yan, sanki sözleşme kapsamında tüm yükümlülüğü web sitesini hazırlamakmış gibi davaya cevap verdiğini, müvekkil firmaya gönderilen web sitesi yazılımı bölümü sözleşmenin %10’u dahi olmadığını, … ortamı olarak adlandırılan ortam, uygulamanın geliştirildiği ortamın ismi olduğunu, bu ortamda yazılan bir yazılımın … denilen test ortamında test edilmesi gerektiğini, davaya konu sözleşmenin 7. Sayfasında yer alan ikinci tablonun son sırasında … belirlemesi yapılarak … ortamında test yapılacağının belirlendiğini, ayrıca 5. Sayfa, 7.2. Maddede yüklenicinin ürünlerin kabul testleriyle alakalı iş sahibine eğitim vereceği, müşterinin (işsahibi) hizmet sağlayıcı (yüklenici) ile birlikte testleri gerçekleştireceği ve test başarılı sonuçlanırsa bir kabul formu düzenleneceğinin yazılı olduğunu, 7.3. Maddede kabul testinde başarılı olmayan ürün ile alakalı sorunların 10 iş günü içerisinde yüklenici tarafından çözüme kavuşturulacağının yazılı olduğunu, 7.2. Maddenin devamında; Ürünlerin teslimi takiben 10 iş günü içinde yüklenici tarafından teste başlanacağı, başlanmaması durumunda kabul testi başarılı farz edilip nihai faturanın kesileceğinin yazılı olduğunu, ürünlerin testte başarılı olamadığını, ayrıca müvekkile kesilmiş bir faturanın söz konusu olmadığını, davalının ileri sürdüğü hususlara bakılınca; bu iddiaların sözleşmenin %10’unu bile oluşturmayan bir noktada toplandığı, bu yönüyle davalının sözleşmenin %90’ını ifadan uzak kaldığı ve bu durumun eksik iş anlamına geldiğinin görülmekte olduğunu, eksik iş halinde ise herhangi bir ayıp ihbarına lüzum olmadığının hukuken aşikar olduğunu, bu nedenlerle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, sözleşme kapsamında ödenen bedelin ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 30/09/2019 tarihli celse ara kararı gereğince; Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, taraflar arasındaki sözleşme ve dosya kapsamındaki USB bellek, diğer bilgi ve belgelerin, dava konusu sistemin ve yazılımın yerinde incelemesi yapılarak, sözleşme konusu hizmetin gereği gibi ifa edilip edilmediğinin, sözleşmenin feshinin gerekip gerekmeyeceğinin, tarafların sözleşmenin feshindeki kusur durumunun ve asıl dava ve karşı dava konusu alacak taleplerinin değerlendirilerek davacının davalıdan, davalının davacıdan alacaklı olup olmadığının varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler …,…, …’in 26/03/2020 tarihli raporunda özetle; Web Sitesi dosyada davalı tarafça sunulan belgelerde ve yerinde inceleme esnasında taraflarca beyan edilmiş olan web sitesi projesinin “…” isimli subdomain üzerinden demosunun yayınlandığı, dosyaya sunulan iligli web sitesini gösteren ekran görüntülerine bakıldığında web sitesinin test aşamasında yayına alınmış olduğu görülmektedir. Genel itibari Web Sitesi projesinin “1. Talepleri Doğru Belirleme, 2. Planlama ve Proje Analizi, 3. Tasarım, 4. Kodlama ve 5. Test” aşamalarının yapılmış olduğu “…” kısmının yapılmadığı/yapılamadan sözleşmenin fesh edilmiş olduğu, projenin yapılan aşamalarının Web Sitesi projesinin yaklaşık 690 nın tamamlanmış olduğu, Projenin “Mobil Uygulama” kısmının ise tasarımlarının yapılmış olduğu, kısmen kodlanmış olduğu ve netice olarak yapılmış olan tasarımların ve kodlamaya başlarmış olması projenin yaklaşık 9625 nin tamamlanmış olduğu, Yerinde yapılan imcelemede tarafların beyanları doğrultusunda; ilgili projenin “Mobil Uygualamarı” web sitesi projenin tamamlandıktan sonra mobil uygulama geliştirme aşamasına geçileceği fakat davacı tarafın sözleşme feshinden dolayı mobil uygulama geliştirme aşamalarının tamamlanamadığı, Genel olarak; proje süresinde ortaya çıkan sözleşme dışı eklentiler/modüller yazılım yapan tarafın insiyatifinde olan bir durum olduğu ve bu durum yazılım firması tarafından zorunluluğu olmadığı halde yapmaya çalışılması sonucunda proje süresinin uzamasına sebep olduğu ve bu tür durumların neredeyse tüm yazılım projelerinde karşılaşılan durumlar olduğu bir gerçektir. Dava konusu projede yaşanan gecikmelerden davalı tarafın tek başına sorumlu olmadığı; Proje kapsamında yapılması gereken “Belge, Bilgi, İçerik, ve Gerekli dökümanlar” ve Entegrasyonlar ile ilgili verilerin davacı tarafından davalıya talep edildiğinde veya talep edilmeden önce sunulması durumunda projenin daha hızlı ve verimli devam etmesi söz konusu olduğu aşikardır. Fakat dosya kapsamında ki taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde davalı tarafça proje aşamaları boyunca davacıdan gerekli bilgi ve belgeler talep edilmiş olduğu, lakin davacı tarafça ilgili belge ve bilgilerin bazılarının geç teslim edildiğinden dolayı projenin sürecinin uzamış olduğu, Davalı/karşı davacının ayıplı bir hizmet sunulduğuna, projenin ayıplı bir şekilde teslim edildiğine dair bir tespit teknik açıdan yapılamadığı, gecikmenin davacı/karşı davalının ilgili belge ve bilgileri geç teslim etmesi nedeni İle oluştuğu, davacı /karşı davalının gecikmeye sebebiyet vermesi nedeni ile davalı/ karşı davacının temerrüde düştüğünden bahisle sözleşmeden dönerek menfi zararını talep etmesinin mümkün olamayacağı, karşı dava bakımından ise Web Sitesi projesinin yaklaşık 9490 nın, Mobil Uygulama’nın 9025 nin tamamlanmış olduğu, davalı/karşı davalının taleplerinin kabulünün Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz 27/10/2020 tarihli ara kararı gereğince; Bilgisayar Mühendisi … rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi … ‘in 29/03/2021 tarihli raporunda özetle; davaya konu olan taraflar arasındaki ihtilafın Yazılım projelerinde sıkça karşılaşılan sorunlar olduğu bilinmektedir. Yazılım projeleri doğası gereği karmaşık bir yapıda olup, tarafların talepleri ve yüklenici firmaların sorumluluklarını yerinde getirmekte anlaşmazlıklar olabilmektedir. Dava konusu projede, “Değerlendirme” bölümünde açıklanan hususlar doğrultusunda tarafların projenin olumsuz yönde ilerlemesinden müştereken sorumlu oldukları; Yapılan web sitesinin içeriğinin Davacı/Karşı Davalı tarafından değerlendirme bölümünde açıklandığı üzere, öne sürülen sebeblerden dolayı kabul görmediği anlaşılmaktadır. Güncel Web sitesi tasarımı için davalı/karşı davacı tarafından talep edilen java kodlarının 6 ay sonra verilmesi projeyi geciktirmiştir. Yüklenici firmanın “Davalı / Karşı Davacı… Tic. Ltd.şti.” Web tasarımının test aşamasına kadar getirildiğinin ve bunun içinde outsourcing (dişarıya verilen iş) için yaptığı ödemeyi aşağıda olduğu gibi açıklamıştır. “Yapılan toplam harcama : 39.998,94 TL’dir. … için halen borçlu bulunmaktayım.Proje için 39.950,00 TL 4 KDV’lik bir maliyet öngörmüşlerdi. 12.500,00TL * KDV’lik bir ödeme yaptım. 27.450,00TL *KDV yani 32.391,00 TL halen borçluyum kendilerine.” Sözleşme bedeli 148.800 TL *KDV olarak kararlaştırılmış olup, Davacı/Karşı Davalı tarafından 43.896 TL’nin 19.01.2018 tarihinde ödendiği tespit edilmektedir. Projenin fesh edilmesinden dolayı sözleşmeye konu olan kalemlerin Web sitesi tasarımı hariç tamamlanmamış olmasından dolayı , ek bir ödeme yapılmaması ve ödenen 43.836TL’nin harcanan zaman emek karşılığı olarak Davalı/ Karşı Davacı’dan iadesinin talep edilmemesi gerektiğinin adil olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz 20/08/2021 tarihli ara kararı gereğince; Tarafların iddia ve savunmaları, tarafların bilirkişi raporuna yapılan itiraz ve beyan dilekçelerinde belirtilen hususlar, dosya kapsamındaki tüm belgeler ve yazılımın tüm kayıtları yerinde incelenerek, öncelikle yazılımın hangi aşamada olduğunu, davalının yazılımlara ilişkin işin ne kadarlık kısmının yerine getirildiğinin tespit edilmesi, yazılımın mevcut durumda davacının belirttiği hata ve eksikliklerin, ayıpların bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bu hususlar yazılım üzerinde belirlenerek test edilmesi yoluyla incelenip değerlendirilmesi, yazılımların gecikmesindeki kusurun davalı hizmet sağlayıcıdan kaynaklı olup olmadığı, müşteriden kaynaklı gecikmelerde ve kendisine yüklenemeyecek arıza, gecikme gibi proje geliştirmeyi engelleyici durumlar olup olmadığı, sözleşmenin 2.ve 4. maddeleri ile EK-1 protokolü değerlendirilerek davalının yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, yazılımda ayıp ve eksik bulunması halinde sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen prosedür, testlerin yapılması ve 7.4’e göre hata ve eksikliklerin düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı, davacı tarafça yapılan fesih sonrası sözleşme 7.4 maddesi değerlendirilerek yazılımında eksik ve ayıp var ise de somut olay açısından ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakların kullanılmasının mümkün olup olmadığı, davacının tarafından ilave iş istenip istenilmediği, verilmesi gereken java kodları, modüller ve diğer bilgilerin zamanında verilip verilmediği, davalının işin yapılan kısmı gereği ücret hak edip etmediği, ücret hak etmesi halinde hak ettiği ücretin belirlenmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler İTÜ Bilgisayar Mühendisi … ve Ticaret Hukukunda Uzman …’ın 17/11/2021 tarihli raporunda özetle; Ödeme planının sözleşmeye uygun ilerlediği tespit edilmiştir. Ayrıca davacının sözleşmeyi fesih prosedürü de sözleşmeye uygundur. Projenin “kapsam belirleme” ve “alan analizi ve gereksinim oluşturma” aşamalarına yönelik e-mail yoluyla, informal, münferit ve yetersiz yazışmalar yapılmış; tarafların ortak ihmali neticesinde bu konuda taraflarca ortak olarak onaylanmış bir belge oluşturulamamıştır. Projenin “kapsam belirleme” ve “alan analizi ve gereksinim oluşturma” aşamalarına yönelik taraflarca onaylı bir çıktı oluşturulmadığından dava konusu yazılımların tamamlanma miktarın ayrıntılı ve kesin olarak belirlenmesi mümkün değildir. Yapılan sözleşme kapsamında incelendiğinde, davalının “(1) …” ve “(4) …” bileşenlerinin sözleşme kapsamına uygun, “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” bileşenini ise entegrasyon kusurlarıyla teslim ettiği görülmüştür. Oluşan entegrasyon kusurları ortak ihmal sonucu oluşmuştur. Yapılan sözleşme kapsamında incelendiğinde, davalının (2), (3), (5), (6) ve (7) bileşenlerini/faaliyetlerini layıkıyla yerine getirmediği görülmüştür. Bu durumun ortaya çıkmasında, sürecin başlangıcında yapılan ortak ihmallerin büyük rol oynadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Davacı taraf, davalı taraf ile internet sitesinin yeniden tasarlanması ve mobil uygulaması geliştirilmesi için anlaştıklarını, davalı tarafın hizmeti gereği gibi ifa etmediğini, bu nedenle sözleşmeyi feshettiğini, beyan ederek ödenen bedelin iadesini talep etmiştir. Davalı taraf, projenin gecikme nedeninin davacı taraf olduğunu, edimlerin sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğini, asıl davanın reddinin gerektiğini beyan etmiş davacıdan bakiye alacağı olduğu iddiasıyla 53.921,00 TL bedel için karşı dava açtığını bildirerek karşı davanın kabul edilmesini talep etmiştir.
Dolayısıyla uyuşmazlık; sözleşme kapsamındaki yazılım hizmetinin verilip verilmediği, yazılımda hata ve ayıp olup olmadığı, yazılımın süresinde teslim edilmemesinin kimin kusurundan ileri geldiği, sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği ve buna bağlı olarak ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği, karşı dava açısından davalının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktalarına ilişkindir.
Dosya kapsamından; taraflar arasında 29/11/2017 tarihli Web Sitesi ve Mobil Uygulama Geliştirme Sözleşmesi ve ek protokollerinin akdedildiği, sözleşmenin 2. maddesinde, sözleşmenin konusunun davacının mevcut Web sitesinin mobil uyumlu olarak yeniden tasarlanması ve Web sitesindeki fonksiyonlara sahip İos ve Android platformlarında native mobil uygulama geliştirmek olduğu, sözleşmenin 3. maddesinde işin süresinin 29/11/2018 tarihinde sona ereceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 4. maddesinde müşterinin hizmet sağlayıcının faaliyetlerinin kontrolü dışında gelişen sebepler veya doğal afetler, kanuni engellemeler, telekomünikasyon ve enerji alt yapılarında geniş kapsamlı hizmetlerin sunulmasını engelleyecek nitelikteki genel problemleri, veri aktarımı ve bağlantı sorunları, müşteri nezdinde kullanılmakta olan bilgisayar, ekipman ve donanımın iyi bir şekilde çalışmaması nedeniyle hizmetlerin hiç veya gereği gibi verilmemesi sebebiyle hizmet sağlayıcıdan herhangi bir talepte bulunmayacağı, hizmet sağlayıcıdan kaynaklı olmayan, açıkça hizmet sağlayıcının kusurunun bulunmadığı gecikmelerden hizmet sağlayıcının hiçbir şekilde sorumlu tutulmayacağı, müşteriden kaynaklı gecikme veya arıza hallerinde hizmet sağlayıcının sorumlu olmayacağı, proje başladıktan sonra müşterinin projeyi iptal etmesini istemesi halinde hizmet sağlayıcının proje süresince yaptığı çalışmanın karşılığını tazmin etmekle yükümlü olduğu, tazmin edilecek bedelin proje bedelinin en az yarısı olduğu, sözleşmenin 5. maddesinde ek-1’de yer alan ödemelerin %25’inin işe başlandığında, %50’sinin projenin müşteri testinin sunulduğunda, kalan %25’inin ise testler tamamlandığında faturalandırılacağının düzenlendiği, sözleşmenin 7.1 maddesinde hizmet sağlayıcının ürünleri planlanan zamanda müşteriye teslim edeceği, 7.2 maddesinde teslim edilmesinden sonra kabul testlerinin gerçekleşmesi için eğitim verileceği, eğitim ve bilgi aktarımının tamamlanmasının akabinde kabul testleri yapılacağı, kabul testinin başarılı olması halinde kabul formunun düzenleneceği, geliştirilecek uygulamaların kabul testine hazır olma süresinin 20 hafta olarak belirlendiği, sözleşme bedelinin sekiz kaleme ayrıldığı ve toplam 148.800,00 TL + KDV olduğu, davacının sözleşme bedelinin %25’i oranındaki 43.896,00 TL’yi 19/01/2018 tarihinde ödediği, davacı tarafından 23/10/2018 tarihli … 57. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle sözleşmenin feshedildiği anlaşılmıştır.
Karşı dava açısından; davalı/karşı davacı işin tamamlanan kısmına göre hak kazandığı ücretin 97.817,00 TL olduğunu beyan ederek bakiye 53,921,00 TL alacağını talep etmiştir.
Yargılama sırasında uyuşmazlık konusu hakkında 26/03/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış olup, her iki tarafın bilirkişi raporuna itirazları olması üzerine itirazların değerlendirilmesi amacıyla 26/03/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmış ancak yeterli inceleme yapılmaması ve tarafların itirazlarının bulunması nedeniyle tarafların iddia ve savunmaları, tarafların bilirkişi raporuna yapılan itiraz ve beyan dilekçelerinde belirtilen hususlar, dosya kapsamındaki tüm belgeler ve yazılımın tüm kayıtları yerinde incelenerek, öncelikle yazılımın hangi aşamada olduğunu, davalının yazılımlara ilişkin işin ne kadarlık kısmının yerine getirildiğinin tespit edilmesi, yazılımın mevcut durumda davacının belirttiği hata ve eksikliklerin, ayıpların bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bu hususlar yazılım üzerinde belirlenerek test edilmesi yoluyla incelenip değerlendirilmesi, yazılımların gecikmesindeki kusurun davalı hizmet sağlayıcıdan kaynaklı olup olmadığı, müşteriden kaynaklı gecikmelerde ve kendisine yüklenemeyecek arıza, gecikme gibi proje geliştirmeyi engelleyici durumlar olup olmadığı, sözleşmenin 2.ve 4. maddeleri ile EK-1 protokolü değerlendirilerek davalının yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, yazılımda ayıp ve eksik bulunması halinde sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen prosedür, testlerin yapılması ve 7.4’e göre hata ve eksikliklerin düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı, davacı tarafça yapılan fesih sonrası sözleşme 7.4 maddesi değerlendirilerek yazılımında eksik ve ayıp var ise de somut olay açısından ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakların kullanılmasının mümkün olup olmadığı, davacının tarafından ilave iş istenip istenilmediği, verilmesi gereken java kodları, modüller ve diğer bilgilerin zamanında verilip verilmediği, davalının işin yapılan kısmı gereği ücret hak edip etmediği, ücret hak etmesi halinde hak ettiği ücretin belirlenmesi konusunda bilirkişi incelemesi ara kararı oluşturulmuştur. Son bilirkişi raporunda; dava dosyasında tarafların karşılıklı onaylarıyla bulunan, yazılım geliştirme sürecine yönelik tek belge olan sözleşme kapsamında değerlendirme yapıldığı, her ne kadar mütalaa beyanında bir takım analiz belgeleri yer alıyor olsa da, yer verilmiş belgeler taraflarca imzalı ve onaylı olmadığından dikkate alınmadığı, taraflarca yapılan sözleşmede “mevcut web sitesini yeniden tasarlamak” ve “… dokümanında belirtilen kapsam” gibi soyut ve ispatı mümkün olmayan tanımlara yer verildiği, dava konusu yazılım projelerinde “kod düzeyi test” aşamasına yönelik tatmin edici bir belge/bulguya rastlanmadığı, bu husus, büyük oranda davalının ihmali olmakla birlikte test durumlarının geliştirilmesinde (a) maddesinde belirtilen çalışmaların çıktıları baz alınacağından davacının da ihmalini içerdiği, (a) maddesinde belirtilen çalışmaların yapılmamış olması nedeniyle proje konusu yazılımın “tamamlanmış” olmasının tespiti mümkün olmadığı, dış sistemlerle entegrasyon, kapsamın belirlenmiş olması ön şartıyla davalının sorumluluğunda olduğu, ancak, uyuşmazlıkların büyük kısmını oluşturan … entegrasyonu, … sisteminin davalı tarafındaki sistemlerde barındırılıyor olması nedeniyle ortak sorumluluk dahilinde olduğu, davacının geliştirmiş olduğu kodlar ve tarafların yaptıkları yazışmalar incelendiğinde … entegrasyonu konusundaki ihmalin büyük oranda davalı taraf kaynaklı olduğu, davalı, geçmiş bilirkişi raporlarıyla da tespit edildiği üzere web sitesinin kod geliştirme aşamasını büyük oranda, mobil uygulama tasarım aşamasını büyük oranda ve mobil uygulama kod geliştirme aşamasını da başlangıç düzeyde gerçekleştirdiği, davalı, Ek-1’de sunulan bileşenlerden (1) ve (4) numaralı bileşenleri sözleşmedeki kapsama uygun fakat düşük kaliteli bir biçimde, (8) numaralı bileşeni ise, ihmalin büyük kısmı davalı tarafında olmak kaydıyla (d) maddesinde açıklanan entegrasyon kusurlarıyla teslim ettiği, yapılan sözleşmenin 5.4 numaralı maddesi gereği, ödemenin %25’i işe başlandığında, %50’si müşteri testine sunulduğunda (bu raporda “Kabul testleri” olarak anılan aşama) ve %25’i testler tamamlandığında yapılmak üzere anlaşıldığı, yapılan ödemelerin sözleşmeye uygun ilerlediği, hazırlanan yazılımın “Kabul testleri” aşamasına ulaşamaması ve bu nedenle %50’lik kısmın ödenememesine yol açan gelişmelerde davalı ve davacının ortak ihmali söz konusu olduğu, son %25’lik ödemenin yapılmasına yönelik şartlar ise hiç oluşmadığı, sözleşme konusu “responsive web sitesi”, “ios native mobil uygulama” ve “android native mobil uygulama” uygulamalarından “responsive web sitesi” uygulamasının test aşamasında, mobil uygulamaların tasarım aşamasında olduğu, davalının sözleşmede sözü edilen üç uygulamadan “responsive web sitesi”ni sözleşme kapsamında tanımlandığı kadarıyla büyük oranda tamamlarken mobil uygulamaları tamamlayamadığı, projenin “kapsam belirleme” ve “alan analizi ve gereksinim oluşturma” aşamalarına yönelik taraflarca onaylı bir çıktı oluşturulmadığından dava konusu yazılımların tamamlanma miktarın ayrıntılı ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, davalının “(1) mobile…” ve “(4) Responsive web sitesi, …” bileşenlerinin kapsama uygun, “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” bileşenleri için kabul edilebilir bir eforla istenen seviyeye getirilebilecek bir yazılım geliştirdiği, bu kapsamda sözleşmede taraflarca onaylanan ücretin tamamının olmasa da büyük oranda (sonraki maddede açıklanmaktadır) hak edildiği, EK-1’de yer alan “(1) mobile app …” ve “(4) Responsive web sitesi, push backend” bileşenlerinin kapsama uygun biçimde geliştirildiğinden tamamının. “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” bileşeninin ise hem sistemin kritik bir parçası olması nedeniyle hem de ortak ihmal sonucu tamamlanamamış olması nedeniyle yarı yarıya ücreti hak ettiği, böylece toplam hak ediş 73.700TL+KDV olduğu, yapılan sözleşme kapsamında incelendiğinde, davalının “(1) mobile …” ve “(4) …” bileşenlerinin sözleşme kapsamına uygun, “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” bileşenini ise entegrasyon kusurlarıyla teslim ettiği, entegrasyon kusurlarının ortak ihmal sonucu oluştuğu, yapılan sözleşme kapsamında incelendiğinde, davalının (2), (3), (5), (6) ve (7) bileşenlerini/faaliyetlerini layıkıyla yerine getirmediği, bu durumun ortaya çıkmasında, sürecin başlangıcında yapılan ortak ihmallerin büyük rol oynadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce görevlendirme konuları hakkında uyuşmazlıkla ilgili bütün deliller incelenerek yanıt verildiğinden son bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Teknik bilirkişi raporu kapsamında davacının feshi haksız olarak değerlendirilerek asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Karşı dava açısından yapılan değerlendirmede; sözleşmenin 4.7 maddesine göre, proje başladıktan sonra müşterinin projeyi iptal etmesini istemesi halinde hizmet sağlayıcının proje süresince yaptığı çalışmanın karşılığını tazmin etmekle yükümlü olduğu anlaşıldığından davalı karşı davacının sözleşmenin feshine kadar yaptığı çalışmanın karşılığının davacı tarafından tazmin edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bilirkişi raporunda davalının “(1) mobile app … ve “(4) … web sitesi, …” bileşenlerinin kapsama uygun, “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” bileşenleri için kabul edilebilir bir eforla istenen seviyeye getirilebilecek bir yazılım geliştirdiği, bu kapsamda sözleşmede taraflarca onaylanan ücretin tamamının olmasa da büyük oranda hak edildiği, EK-1’de yer alan “(1) mobile …” ve “(4) … web sitesi, …” bileşenlerinin kapsama uygun biçimde geliştirildiğinden tamamının. “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” bileşeninin ise hem sistemin kritik bir parçası olması nedeniyle hem de ortak ihmal sonucu tamamlanamamış olması nedeniyle yarı yarıya ücreti hak ettiği bildirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede ödemelerin düzenlendiği Ek-1’de; “(1) mobile …” işinin karşılığının 9.800,00 TL+KDV, “(4) … web sitesi, …” işin karşılığının 52.200,00+KDV, “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” işin karşılığının 23.400,00+KDV olarak düzenlendiği ve projenin iki aşamalı olarak ücretlendirildiği, ilk yedi kalem için toplam 145.000,00 TL+KDV olarak ücret kararlaştırıldığı ancak KDV dahil edilemeden 17.000,00 TL indirim yapılarak proje bedelinin 128.000,00 TL+KDV olarak belirlendiği, ikinci kısım olan “(8) Web sitesi ve mobil uygulamalar için web servis geliştirilmesi” işinin 23.400,00 TL+KDV olduğunu ancak 2.600,00 TL indirim yapıldığı, revize proje bedelinin 148.800,00 TL+KDV olduğu görülmüştür. Ancak bilirkişi tarafından, belirtilen toplu indirim oranlanmadan davalı karşı davacının bakiye alacağı hatalı hesaplanmıştır. Bu nedenle ilk 7 kalem iş için proje toplam bedeli olan 145.000,00 TL’den yapılan 17.000,00 TL’lik indirim oranı doğrultusunda 1 ve 4 numaralı işlerine ilişkin indirim yapılmış, yapılan indirim doğrultusunda 1 ve 4 numara için 54.731,03 TL+KDV davalının alacağı hesaplanmıştır. 8 numaralı işin yapılan indirimi sonucunda bulunan 20.800,00 TL bedelinin yarısı oranındaki ücrete davalının hak kazandığı anlaşılmakla bu işten davalının 10.400,00 TL+KDV alacağı bulunduğu değerlendirilmiştir. Dolayısıyla davalının toplam hak ettiği alacağın KDV hariç 65.131,03 TL, KDV dahil 76.854,61 TL olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafından ödenen 43.896,00 TL’nin düşülmesi sonucunda davalının bakiye 32.958,61 TL alacağı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, 32.958,61 TL’nin arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği temerrüt tarihi olan 22.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi(talep edilen faizin türü seçilmediğinden) ile birlikte davacı karşı davalı …Ş.’den tahsili ile karşı davacı … Ltd.Şti.’ne ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın reddine,
-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL’nin, peşin alınan 749,64 TL harçtan mahsubu bakiye 690,34 TL ‘nin davacıya iadesine,
-Davacı tarafından yapılan masraflar toplamı 5.638,50 TL yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan herhangi bir masraf bulunmadığından, bu hususla ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.506,48 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd. Şti’ye verilmesine,
-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
2-Karşı davanın kısmen kabulüne, 32.958,61 TL ‘nin 22.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalı …Ş.’den tahsili ile karşı davacı …Ltd. Şti’ne ödenmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.251,40 TL nispi karar ve peşin alınan 970,00 TL harçtan mahsubu bakiye ilam harcından 1.281,4‬0 TL nispi karar ve ilam harcının davacı karşı davalı …Ş.’ ‘den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davalı/ karşı davacı tarafından yatırılan 970,00 TL harcın davacı karşı davalı …Ş.’den alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
-Davacı/Karşı Davalı tarafından belgelendirilen herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı/Karşı Davacı tarafından belgelendirilen herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı karşı davalı …Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacı … Ltd. Şti’dan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı karşı davacı … Ltd. Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalı …Ş’dan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı karşı davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair; Tarafın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.