Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/176 E. 2020/466 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/176 Esas
KARAR NO : 2020/466

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 01/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında … adresinde bulunan Konut Projesine tesis edilecek 1 adet asansörün yüklenici davacı şirket tarafından temin, montaj ve teslimi hususunda 07.02.2012 tarihli sözleşme imzalandığını, davacı şirketin üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve asansörü 31.12.2012 tarihinde davalıya teslim ettiğini, ancak davalının, sözleşmeden doğan fatura bedelini ödemediğini, davalı şirketin borcunu ödememesi nedeniyle davacı şirket tarafından … 33.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 03.01.2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından tebligatın usulsüz olduğu belirtilerek 18.01.2019 tarihinde şikâyet davası açıldığını ve aleyhine başlatılan icra takibine 18.01.2019 tarihinde itiraz ettiğini, davalı şirketin şikayeti üzerine … 24. İcra Hukuk Mahkemesi … E., … E. sayılı kararı ile, davalı şirketin şikayetinin kabul edildiğini ve tebligat iptal edildiğinden açıklanan ve mahkemece de resen gözetilecek nedenlerle, davacının fazlaya dair her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydı ile davalının … 33.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin, takip talebindeki şartlarla birlikte devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 07/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında akdedilen 07.02.2012 tarihli sözleşmede, davacı tarafından taahhüt edilen mal ve hizmetin davacının yanlış hesaplamaları sebebiyle sunamayacağını davalıya bildirdiğini, ve yine davacı tarafından akdin feshi yahut yeni bir sözleşme ile başka evsafta bir asansör montajının mümkün olacağının beyan edilmesi üzerine, taraflar arasında 25.04.2012 tarihli ek protokol imzalandığını, 07.02.2012 tarihli sözleşme ve 25.04.2012 tarihli ek protokol çerçevesinde davalı tarafından yerine getirilmesi gereken tüm işlerin zamanında yerine getirildiğini, ek protokol gereğince davacının, akde konu işi 3,5 ayda bitirerek asansörü işler vaziyette davalıya teslim etmeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen işin zamanında tamamlanamadığını, işin sözleşmede kararlaştırılan 5 aylık süre geçtikten sonra ve eksik bir şekilde yerine getirildiğini, davacının edimlerini yerine getirmemesi üzerine davalı tarafından davacıya 10.11.2014 tarihli … no.lu 7.200 EURO (20.340,72 TL) bedelli “31.12.2012 tarihli … no.lu faturanız karşılığı işin taahhüt zamanında teslim edilmemesi ve eksik kalınması nedeniyle iadesi” açıklamasıyla iade faturası kesildiğini ve tebliğ edildiğini, iade faturasının davacı tarafından geri iade edilmesi üzerine davalı tarafından … 57. Noterliğinin … yevmiye no.lu … tarihli ihtarnamesinin keşide edilerek, iade faturasının yeniden davacıya tebliğ edildiğini ve davalının ticari defterlerine işlendiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının eksik ve ayıplı işleri nedeniyle davalı tarafından davacıya kesilen 10.11.2014 tarihli … no.lu 7.200 EURO (20.340,72 TL) bedelli iade faturası olduğunu, iade faturasının kesildiği tarihteki döviz kuruna göre hesaplanmak suretiyle TL’ye çevrildiğini, davacı tarafından EURO üzerinden icra takibi başlanılmasının kötü niyetli olduğunu, dava değerinin de iade faturasındaki bedel üzerinden değerlendirilmesinin gerektiğini, arz edilen sebepler ve mahkemece re’sen dikkati nazara alınacak sebeplerle; davanın reddini, davacının davalıya %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 7.260,64 Euro asıl alacak, takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa 3905 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Euro alacağa kamu bankalarınca ödenen en yüksek mevduat faizi üzerinden işleyecek ve değişen oranlardaki faizin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı vekilinin 18/01/2019 tarihli dilekçesi ile ödeme emrine, borca, faize ve tüm fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 21/10/2019 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … tarafından ibraz edilen 10/02/2020 tarihli raporda; “davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı ticari defterlerinin de aynı şekilde dava konusu döneme ait ticari defterlerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliği haiz olduğu, taraflar arasında asansör montajı konulu sözleşme yapıldığı, asansörün teslim edildiğine dair geçici kabul yapıldığı davalının bu konuda itirazının olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın asansörün süresinden sonra ve eksik teslim edilmesi sebebi ile davalının ödemeden imtina ettiği bakiye borçtan kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşmede geç teslime dair cezai şart düzenlenmediği, dosya kapsamında eksik teslim edilen işler ve zamanında yapılmayan teslimden kaynaklanan zararın müstakil bir şekilde gösterildiği bir tespit bulunmadığı, davacının düzenlediği alacak konusu faturanın davalı tarafından teslim alınmasından sonra TTK 21’de düzenlenen itiraz prosedürüne göre 8 gün içinde itiraz edilmediği bu sebeple davacının dava konusu faturayı iade ettiği ve ticari defter kayıtlarına almadığı, sayın mahkemenin davacının dava konusu alacağa hak kazandığı kanaatinde olması halinde davacı ticari defterlerine göre davacının icra takibi ve dava tarihi itibari ile 7.260,64 USD alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, davacının dava konusu alacağa hak kazandığının kabulü halinde, davacının 28.11.2017’de tebliğ olunan ihtarname ile davalıyı temerrüde düşürdüğü, davacının döviz cinsinden talebi talebi gözetilerek davacının davalıdan takip tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre 17,82 USD işlemiş faiz talep edebileceği,” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; sözleşmeden doğan fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, davalı taraf ile asansör temin, montaj ve teslim hususunda sözleşme imzaladığını, sözleşme kapsamında üstendiği yükümlülükleri yerine getirdiğini, sözleşmeden doğan fatura alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili için … 33. İcra … E. Sayılı icra takibini başlattığını beyan ederek davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf; davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işi eksik yaptığını, sözleşmede kararlaştırılan edimi 5 ay sonra yerine getirdiğini, bu sebeple iade faturası kesildiğini, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmenin konusunun 1 adet asansörün montaj ve teslimine ilişkin olduğu, sözleşme kapsamında davacının asansörü temin edip davalının belirttiği yere montajını yapıp çalışır duruma getirmeyi üstlendiği, davalının da buna karşılık bedel ödeme borcunu üstlendiği, yapılan işin bedelinin 18.500,00 EURO+KDV olarak kararlaştırıldığı, ek protokol ile sözleşme bedelinin 16.000,00 EURO+KDV olarak revize edildiği, sözleşmenin 4. Maddesinde geçici kabulün yapılması ile fatura kesileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca davacı tarafından sunulan geçici kabul tutanağından 31/12/2012 tarihinde asansörün montajının yapılıp, çalışır durumda davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, sahibi lehine delil olma vasfına haiz oldukları, davacının alacağının dayanağı olan faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından tanzim edilen iade faturasının davacıda kayıtlı olmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 7.260,64 EURO alacaklı olduğu, davalının 10/11/2014 tarihli 7.200,00 EURO bedelli iade faturasını defterine işlemesi nedeniyle defter kayıtlarındaki davacı alacağını kapattığını tespit edilmiştir.
Davalı taraf, esasen teslim edilen asansörün ayıplı ve kusurlu olduğunu, geçici kabulün yapılmadığını, teslimin yapılmadığını savunmaktadır. Dosya içerisinde bulunan delillerin değerlendirilmesinde; davalı tarafından geçici kabul tutanağına yönelik itirazda bulunmuş ise de sözleşmenin 4. maddesi uyarınca faturanın geçici kabul yapıldığında düzenleneceğinin kararlaştırılması, davalının davacı tarafından düzenlenen faturayı kendi ticari defterlerine kayıt etmesi nedenleriyle geçici kabul tutanağına yönelik itirazlar yerinde görülmemiş ve geçici kabulün 31/12/2012 tarihinde gerçekleştirildiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca davalı tarafından eksiklikler listesi verildiği, davacı tarafından bu eksikliklerin giderildiği, davalı tarafından yazılı olarak ilk defa 03/04/2014 tarihli mail ile ayıp ihbarında bulunulduğu, davalı tarafından taahhüt edilen işin yapılmadığından bahisle 10/11/2014 tarihinde iade faturasının düzenlendiği anlaşılmakla ayıp ihbarının faturanın deftere işlenmesinden yaklaşık 16 ay sonra yapıldığı, ayıba ilişkin açıkça bir tespit yapılmadığı, tacir olan davalının malı teslim aldıktan sonra gözden geçirme yükümlülüğü altında olduğu, davalının gizli ayıp iddiasında bulunmadığı, dolayısıyla malı teslim aldıktan sonra derhal gözden geçirip ayıplı olup olmadığını tespit etmesi gerektiği, ayıp tespit edilmesi halinde bunun makul bir sürede bildirilmesi gerektiği, geçici kabul tutanağı ile faturanın defter işlenmesinden sonra yaklaşık 16 ay sonra ayıp ihbarının yapıldığı anlaşılmakla davalının ayıp savunmasına itibar edilmemiştir. Ek olarak; iade faturasını düzenleyen davalının faturasına konu zararını ispat etmesi gerektiği, davalının uğradığını iddia ettiği zararı somut bir şekilde ispat edemediği, sözleşmede geç teslime veya ayıba ilişkin bir cezai şart da düzenlenmediği anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirilerek, davalının 10/11/2014 tarihli 7.200,00 EURO bedelli iade faturası nedeniyle borcunun sona ermediği, bu fatura tutarı dışında tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre mutabık oldukları 7.260,64 EURO tutarında davacının alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 7.260,64 Euro üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca temerrüt faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, itirazın iptaline, takibin 7.260,64 EURO üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca temerrüt faizi uygulanmasına, kabul edilen alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.549,09 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.236,84 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 782,57 TL peşin ve icra veznesine yatan 163,73 TL harç olmak üzere toplam 946,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.290,54 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 946,30 TL + 44,40 TL başvurma harcından oluşan toplam 990,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 876,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.911,82 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸

Harç Beyanı
K.H.=2.236,84 TL
P.H.= 782,57 TL
İ.H = 163,73 TL
B.H.= 1.290,54 TL

Davacı yargılama gideri
800,00 TL bilirkişi ücreti
76,50 TL posta gideri
876,50 TL Toplam yargılama gideri