Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/158 E. 2020/65 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/329 Esas
KARAR NO : 2020/26

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket nezdinde… Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı …’ın taşınmazına 06/05/2018 tarihinde su basması sonucu hasar gördüğünü, hasar hususunda yapılan ekpertiz incelemesi neticesinde olayın bina kanalizasyonunun geri tepmesi ve banyo ile tuvalet giderlerinden geri tepmesi nedeni ile daireye lağım suyu basması neticesinde meydana geldiğinin tespit ve rapor edildiğini, zararın davalının hizmet kusuru nedeni ile meydana geldiğini, hasar kapsamında sigortalıya 3.475,00 TL ödeme yapıldığını ve ödenen tazminatın davalıdan rücusunu talep etme haklarının doğduğunu, davalı bu hususta yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiklerini, ancak takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu beyan ile itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davaya konu olayda özel hukuk hükümleri değil idari yargı hükümlerinin uygulanması gerektiğini, bu nedenle davanın görevsiz mahkemede açılmış olduğu, ayrıca davaya konu edilen hasarda müvekkiliin bir kusurunun olmadığını beyan ile davanın gerek görev gerekse esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, hasar nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın, hasara kusuru ile sebep olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili bakımından yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanı TTK m.4 ve m.5 hükümlerinden tanımlanmıştır. Davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK.nin 1472 maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden ibarettir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulamaktadır. Davacı sigorta şirketi halefiyet ilkesi gereğince sigortalısının yerine geçerek talepte bulunduğundan, dava dışı sigortalısı tacir olmadığından ve uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından davanın Asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Nitekim bu husus, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2018/2542 E. 2019/158 K. Sayılı ilamında; “Somut olayda; davacı vekili özetle; müvekkili nezdinde dava dışı … ‘ a ait konutun … Sigorta Poliçesi ile olarak sigortalı olduğunu, 11/11/2016 tarihinde …’ye ait yalçın sokaktaki rögarın tıkanmasına bağlı su basması sonucu sigortalı konutun hasar gördüğünü, oluşan hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, davalının kusuru ile oluşan zarar sebebiyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin, davalıdan rücuan tahsilini talep etmektedir.
Uyuşmazlık haksız fiîlden kaynaklanmakta olup, bu durumda uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde vurgulanarak, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunda karar vermiştir.
Tüm bu açıklanan hususlar doğrultusunda, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılarak, kamu düzenine ilişkin olan görev kuralları gereğince HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davının görevsizlik nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 331.maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2020

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”