Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/148 Esas
KARAR NO : 2020/33
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 19/03/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından dava dışı …Tic. A.Ş’nin borcundan ötürü İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu dosyadan alınan haciz talimatı ile …Tic. Ltd Şti’nin İstanbul adresine hacze gidildiğini, müvekkili şirket tarafından muhafaza baskısı altında istirdata konu edilen 35.000,00 TL dekont açıklama kısmına icra dosya numarası belirtilerek ihtirazi kayıt ile davalı banka vekili… hesabına müvekkil şirket … Ltd Şti …şubesi hesabından gönderildiğini, muhafaza altında alacaklısının…A.Ş olan borçlusunun …Ltd Şti ve … olan ödeme şeklinin ise 28/02/2019 tarihinde 15.000,00 TL, 08/03/2019 tarihinde 5.000,00 TL 15/03/2019 tarihinde 10.000,00 TL 22/03/2019 tarihinde 10.000,00 TL 29/03/2019 tarihinde 10.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı 1 adet bononun verilmek zorunda kalındığını, davalı banka tarafından muhafaza baskısı altında müvekkillerden 35.000,00 TL tahsil edildiğini ve menfi tespite konu edilen 50.000,00 TL tutarlı bono alındığını, müvekkilinin davalı tarafa bu şekilde bir borcunun bulunmadığını bildirerek ihtirazi kayıt ile ödenen 35.000,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, 50.000,00 TL tutarlı senet yönünden icra işlemlerinin önüne geçebilmek adına ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacı tarafından arabuluculuk görüşmelerindeki son tutanak dava dilekçesi ekine eklenmesinin gerektiğini, eklenmemiş ise 1 haftalık kesin süre verilerek sunulmasının istenilmesini, sunulmaz ise usulden redddedileceğinin ihtar edilmesi gerektiğini, müvekkilin kambiyo senedine dayanan alacağının tahsili amacıyla borçlu aleyhine ilgili icra dosyası ile takibe geçildiğini, 23/01/2019 tarihinde gerçekleştirilen haciz sırasında davacı tarafından istihkak iddia edildiğini, istihkak iddiasına itiraz edilerek İİK m.97 kararı verilmesi talebinde bulunulduğunu, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi … E. … K. Sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiğini, takibin devamı kararı ile ek haciz ve muhafaza işlemi için 27/02/2019 tarihinde tekrar hacze gidildiğini, haciz sırasında dava konusu bononun imzalandığını ve istirdatı istenen paranın ödendiğini, haciz işleminden sonra bononun ve protokolün icra tehdidi ve haciz baskısı altında imzalandığı iddiasının kabul edilemeyeceğini bildirerek öncelikle davanın dava şartı yokluğu ile usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava, menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarının konusu belli bir paranın ödenmemesine ilişkindir. Belirli bir paranın “ödenmemesi”, ödenmesini de kapsar. Nitekim doktrinde belirtildiği üzere menfi tespit davalarında davacı borçlu olmadığının tespitini talep etmesine rağmen davanın konusu maddi anlamda bir alacağa ilişkin olduğundan alacak davalarında olduğu gibi ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Esasında ispat yükü yer değiştirmemekte tarafların sıfatı nedeniyle ispat yükü davalı alacaklıda üzerindedir. Dolayısıyla menfi tespit davalarının da konusu belli bir paranın ödenmesine ilişkin alacak davası niteliğinde olduğundan TTK m.5/A’da düzenlenen dava şartı olan zorunlu arabulucuk müessesine tabi olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca davacının bir diğer talebi, haciz baskısı altında ödenen paranın iadesine ilişkin olup, bu talep doğrudan arabuluculuk müessesine tabidir.
Davacı tarafa 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk son tutanağını sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, verilen süre içerisinde davacı tarafından arabuluculuk son tutanağı sunulmuştur. Ancak sunulan tutanağın incelenmesinde; arabuluculuk son tutanağının 15.04.2019 tarihinde düzenlendiği, dava tarihi olan 19.03.2019 tarihinden sonra arabuluculuk son tutanağının tanzim edildiği görülmüştür. Her dava, dava tarihindeki şartlar ve koşullar ile değerlendirilir. Somut olayda, dava tarihi itibariyle dava şartı olan zorunlu arabuluculuk sürecinin sonuçlanmamış ve son tutanağının tanzim edilmemiş olması, bu eksikliğin sonradan tamamlanabilir bir eksiklik olmaması ve dava şartı niteliğinde olması sebepleriyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde, davanın menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasının konusunun belirli bir paranın ödenmesine ilişkin olduğu, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.451,59 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.397,19 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT uyarınca hesap olunan maktu 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davalı tarafın yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı
20/01/2020
Katip
¸
Hakim