Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/140 E. 2021/143 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/37 Esas
KARAR NO : 2021/168

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2019
KARAR TARİHİ : 08/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 23/01/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı … adlı şahsın müvekkil şirket nezdinde muhasebe elemanı olarak görev yaptığını, hiçbir şekilde temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığını, 28/09/2018 tarihinde tesadüfen …’nın şirket kasasından 5.000 USD ve 295 TL’yi şirketten izin almadan aldığını ve kullandığının tespit edildiğini, …’nın yazılı savunmasının alındığı ve olayı kabul ettiğini, aldığı paraları iade ettiğini ve görevine son verildiğini, şirket hesaplarında inceleme başlatılarak …’nın müvekkil şirket adına usulsüz olarak bankadan aldığı çeklere sahte imza atarak bu çekleri ilişkili olduğu kişiler ve şirketler vasıtasıyla tahsil ettirerek şirketten para çaldığını ve şirketi zarar uğrattığını, bunun üzerinde … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkil şirket tarafından suistimal ve rüşvetle mücadele uzmanı smmm … denetim ve araştırma için görevlendirildiği, uzman tarafından yapılan araştırmada …’nın yaptığı usulsüz işlemleri olan 171.318,00 TL + 566.347 USD + 479.881 EURO tutarında para çaldığını, gizlemek için muhtelif hesaplara yevmiye kayıtları işlediğini, sahte çek tahsilatlarının …’nın eşi olan … tarafından tahsil edildiğini, bir kısım çeklerin bankaya henüz ibraz edilmediğini, … tarafından usulsüzce bankadan alınarak ve sahte imza atılmak suretiyle kendi şirketleri olan …Ltd Şti ve …Tic. Ltd Şti verdiğini, oradan da .. A.Ş’ne kırdırıldığını, müvekkil şirketin davaya konu 20/01/2019 tarihli … çek nolu ve 40.300,00 TL bedelli … Bankasına ait çekteki imzanın sahte olduğunu bildirerek 20/01/2019 tarihli … çek nolu ve 40.300,00 TL bedelli … Bankasına ait çek bakımından davalılara borçlu olunmadığının tespitine, İİK m.72/2 uyarınca söz konusu çeke dayalı olarak müvekkil şirket aleyhine başlatılacak takiplerin, hacizlerin, ihtiyati hacizlerin tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan 18/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin dava konusu çeki davalı müşterisi … Tic. Ltd Şti ile aralarında akdedilmiş olan faktoring sözleşmesine binaen devraldığını, çekin müvekkile devir ve ciro edilmesini sağlayan faturaya bağlı alacak temliki işleminin 6361 sayılı kanunda belirtilen esaslara ve BDDK’nın belirlediği kriterlere uygun yerine getirildiğini, sözleşmede müşteri olan …Tic. Ltd Şti’nin temlik ettiği, davalı … Ltd Şti’den olan kambiyo senedine bağlı alacağı 6361 sayılı yasanın öngördüğü şekilde fatura ile tevsik edildiğini, çeklerin piyasaya sürülmesini sağladığı belirtilen davacı işçisi … hakkında başlatılan cezai soruşturmanın iş bu dava açısından bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının dilekçe içeriğinden anlaşıldığı üzere aynı imza ile tedavüle sürülen ve ödenen birden fazla çekin bulunduğunu, müvekkil şirket zaten bu duruma güvenerek işlem yapılmasına onay verdiğini, davacı şirketin yanında çalışanının işlemlerini gözetim ve denetimde bulunma yükümlülüğünde özen yükümlülüğüne aykırı davranarak kusurlu olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğunun olduğunu ve davacının sorumlu tutulmasının gerektiğini, davaya konu çeki müvekkil, müşterisi tarafından müvekkile verildiğini, müvekkilin davacıyı tanımaz ve doğrudan bir ilişkisinin de bulunmadığını, davacı tarafından inkar olunan imzanın sıhhatini davalı müvekkilin bilme şansının olmadığını, öncelikle kötü niyet tazminatı talep edebilmesi ve mahkemece talep edilen kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının kötü niyetli olması yada ağır kusurunun bulunmasının gerektiğini bildirerek usul ve yasaya aykırı davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Ltd Şti ve … Ltd Şti’ye tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak davalılar tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Mahkememizin 14/10/2019 tarihli ara kararı uyarınca, dosyanın … ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek dosyamız davacısı şirketin yetkililerinin imza asıllarını içerir belge asılları ile dava konusu ihtilafta, çek üzerinde davacı şirket adına keşideci olarak atılan imzanın dosya kapsamındaki imza örnekleri ile karşılaştırılarak davacı şirket yetkilileri …, … ve …’e ait olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmek üzere imza incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından ibraz edilen 16/03/2020 tarihli ATK raporunda özetle; “inceleme konusu basit tersimli keşideci imzası ile …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …ün eli ürünü olmadığı, söz konusu imza atan şahsın tanı unsurlarını … ve … açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından … ve …’ün eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 30/11/2020 celse ara kararı uyarınca, dosya incelenerek dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilileri …, … ve …’e ait olup olmadığının imza incelemesi yapılarak tespit edilmesi konusunda rapor düzenlenmek üzere imza incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Grafolog bilirkişi …, … ve … tarafından ibraz edilen 21/01/2021 tarihli raporda özetle; “inceleme konusu … Bankası A.Ş … şubesinin, keşide yeri …l, keşide tarihi 20/01/2019 olarak belirlenmiş, … çek numaralı, 40.300,00 TL bedelli, … Ltd Şti emrine düzenlenmiş çekteki, … ve … A.Ş yetkilisine atfen atılmış keşideci imzasının, şirket yetkililerinden …’e atfen atılmış olduğu ancak bu imzanın mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran davacı şirket yetkilisi …’ün eli ürünü olmadığı, söz konusu keşideci imzası …’ün imzaları model alınarak taklit edilmiş olduğu için taklit eden kişinin grafolojik özelliklerini teşhise yeter oranda yansıtmayacağı cihetle kim tarafından taklit edildiğinin bu meyanda diğer şirket yetkilileri … ve … tarafından taklit edilip edilmediklerinin teknik olarak tespit edilemeyeceği” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; … Bankasına ait, … çek numaralı, 40.300 TL bedelli 20/01/2019 tarihli çeki elinde bulunduran davalılara karşı 40.300,00 TL borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı taraf, dava konusu çekin üzerindeki imzaların sahte olduğunu, davacı şirkete ait olmadığını, davacı şirketin çift imza ile temsil edildiğini ancak sahte imzanın tek olduğunu, dava dışı …’nın şirketin muhasebecisi olarak çalışmaktayken dava konusu çeki şirketten çalıp sahte imza atarak kendisine ait olan … Ltd. Şti’ye ciroladığı, ardından yine kendisine ait olan …Tic. Ltd. Şti isimli şirkete ciroladığı, son olarak davalı … Faktoringe cirolayarak devrettiğini, dava dışı … hakkında eylemlerinden ötürü suç duyurusunda bulunduklarını, 20/01/2019 tarih … numaralı 40.300,00 TL bedelli dava konusu çek nedeniyle davalılardan borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı …iyi niyetli hamil olduğunu, ağır kusur ve kötü niyetinin bulunmadığını, dava konusu çekin usulüne uygun bir şekilde alındığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davacı taraf, davaya konu çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ederek imza inkarında bulunmuştur. Davacının söz konusu çeke yönelik imza itirazında bulunduğu anlaşıldığından yargılama kambiyo senetleriyle sınırlı olarak yapılmış, taraflar arasındaki ticari ilişkinin irdelenmesine gerek görülmemiştir.
Davacı şirketin, davaya konu çekin keşide tarihi itibariyle yetkililerinin …, … ve … olduğu anlaşıldığından, şirket yetkililerinin imza örnekleri alınmış ve gerekli mercilerden imzalarının bulunduğu belgeler toplanmıştır. Akabinde davaya konu çekteki imzanın davacı şirketin yetkililerine ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi için dosya …l ATK Fizik İhtisas Dairesine sevk edilmiştir. Mahkememize ibraz edilen raporda; çek üzerindeki imzanın kuvvetle muhtemel …’ün eli ürünü olmadığı, … ve …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Davalının itirazlarının değerlendirilmesi ve imza konusundaki ihtilafın kesin olarak giderilmesi için güzel sanatlar fakültesinde görevli öğretim üyelerinden bilirkişi heyeti oluşturularak imza incelemesi yapılması için çalışılmış ise de …’ne yazılan müzekkereye verilen yanıtta “imza incelemesi ve grafoloji” konusunda uzman öğretim üyesi bulunmadığı bildirilmiştir. Bunun üzerine davacının ticaret sicil dosyasının tamamı celp edilerek Bölge Bilirkişi Kurulu listesinden Grafolog bilirkişilere dosya tevdii edilmiştir. Mahkememize ibraz edilen raporda; dava konusu çekin …’ün eli ürünü olmadığı, … ve … tarafından imzanın taklit edilip edilmediklerinin teknik olarak tespit edilemeyeceğinin tespit edildiği belirtilmiştir. Sonuç olarak; dava konusu çekteki imzanın davacı şirketin yetkilisi …’ün eli ürünü olmadığı, diğer yetkililerinin de eli ürünü olup olmadığının belirlenemediği tespit edilmiştir. Dava konusu çekin davacı şirketin yetkilileri tarafından imzalanıp imzalanmadığının ispat yükü üzerinde olan davalı tarafından imzanın davacı şirket yetkilileri tarafından atıldığı ispat edilememiştir. Neticeten davaya konu çekteki imzanın davacı şirket adına yetkililer tarafından atılmadığı, imzanın davacıya ait olmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olaydaki davacı tarafın ileri sürdüğü defi sahte imzaya ilişkindir. TTK m.677/1’e göre geçerli olmayan imzaların bulunması diğer imzaların geçerliliğini etkilemez. Ancak sahte imza, imza taklidi gibi durumlarda geçersizlik defi kişiliğinde doğan kişi tarafından bu defi herkese karşı ileri sürülebilir. İmza defi, senedin geçersizliğine ilişkin bir defi olup, senet metninden anlaşılmadığı için herkes tarafından kullanılmamakla birlikte geçersizlik defi kişiliğinde doğan kişi tarafından herkese karşı ileri sürülebilir. Somut uyuşmazlıkta; davacının kendi şahsında doğan imza defini ileri sürdüğü, davacı tarafın çek üzerindeki imzasının sahte olduğu, davacı şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşıldığından yukarıda bahsedilen TTK hükümleri kapsamında davacı tarafın dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı taraf her ne kadar iyi niyetli hamil konumunda olsa da mutlak defiler herkese karşı ileri sürülür ve her halde korunur. Sonuç olarak davacı taraf dava konusu çekten dolayı davalılara ileri sürdüğü mutlak defi nedeniyle borçlu değildir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, davacının 20/01/2019 keşide tarihli … seri numaralı, 40.300,00 TL bedelli çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, davacının 20/01/2019 keşide tarihli … seri numaralı, 40.300,00 TL bedelli çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.752,89 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 688,23 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.064,66 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 688,23 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 732,63 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 455,35 TL yargılama gideri + 460,00 TL ATK masrafından oluşan toplam 915,35 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.039,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile …l Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı . 08/03/2021

Katip …
¸¸

Hakim … ¸¸