Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/13 E. 2019/1220 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/13 Esas
KARAR NO : 2019/1220

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/07/2013
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 10.09.2012 tarihinde … caddesinde … sevk ve idaresindeki …’a ait kaza anında her hangi bir sigortası bulunmayan … plakalı otomobilin … sevk ve idaresindeki ve …’a ait … Acentesi aracılığıyla … poliçe nolu 04.10.2011 – 04.10.2012 tarihleri arasında ZMMS yaptırmış olan … plakalı motosiklete çarptığını, bu kaza sonucunda motosiklette bulunan …’ın hayatını kaybettiğini, kazaya sebebiyet veren aracın her hangi bir sigortasının bulunmaması sebebiyle müvekkilleri tarafından … hesabından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulduğunu, … hesabından müvekkiline 10.149 TL tutarında ödeme yapıldığını, ödenen bu miktarın yetersiz olduğunu, …’ın yaş itibariyle ailesine ve kendisine en verimli olacağı dönemde vefat ettiğini ve …’ın davacıların tek çocuğu olduğunu, en büyük maddi ve manevi destekçisi olan çocuklarının erken vefat etmesiyle ebeveynlerinin de gelecek güvencelerini yitirdiğini, ölüme sebebiyet veren kaza ile ilgili … 14 Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya numarasıyla kamu davası görüldüğünü, … hesabı tarafından yapılan ödemenin müvekkillerinin destekten yoksun kaldığı için uğradığı zararı karşılamadığını ifade ile ıslah talepleri saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL’nin kaza tarihinden itibaren başlamak üzere bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; görev itirazında bulunmuş ve TTK 1483 ve devamı maddelerinde zorunlu sorumluluk sigortasının düzenlendiğini, TTK 4. Maddesinde bu kamundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağını, aynı kanunun 5. Maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. Maddesi hükmünce ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacağının düzenlenmiş olduğundan huzurdaki davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın kazaya karaştığı ifade edilen … plakalı araç işleteni/sürücüsü olan …’a ihbar edilmesi gerektiğini, davacıların daha önce müvekkili şirkete başvurduğunu ve kendilerine ödeme yapılarak ibraname alındığını, davacıların aşan zararlarını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun kusur oranı ile kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı bulunduğunu, kazanın oluşumunda varsa kusur oranı, varsa ödenecek ek tazminatın miktarının bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini ifade etmiştir.
… 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01/10/2013 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile “dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleşeceği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine aksi takdirde bir ek kararla davanın açılmımış sayılmasına karar verilmesine” şeklinde karar verilmiş olup, mahkememizin 2014/82 Esas numarasına kaydı yapılıp açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 24/06/2015 tarihli 2014/82 Esas 2015/454 Karar sayılı kararı ile “davanın kabulü ile davacı … yönünden 26.979,31 TL davacı ücreti … için 27.318,04 TL olmak üzere toplam 54.297,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” şeklinde karar verilmiş olup, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 17/09/2015 tarihli temyiz dilekçesi ile ilgili dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2018 tarih 2015/15842 Esas 2018/8630 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA karar verilmiş olup mahkememizin 2019/13 Esas sayılı numarası ile kaydı yapılıp açık yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi aktüer …’a tevdi edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 08/05/2019 tarihli raporunda; 10.09.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’ın vefatı nedeniyle; Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 67.326,03 TL. Olup, %20 müterafik kusur indirimli tutarının = 52.255,03 TL olduğu, Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 58.762,99 TL. Olduğu, %20 müterafik kusur indirimli tutarının = 45.510,25 TL olduğu, aynı davada asgari ücretin artması halinde bunun Mahkemece dikkate alınacağı kuralı kamu düzeni ile ilgili olmakla birlikte tüm diğer usulü kazanılmış hakları ortadan kaldırmayacağı cihetle; davacılar tarafından temyiz edilmeyerek onanması istenen bozmadan önceki kararda; Anne … bakımından hüküm altına alınan = 27.318,04 TL ve Baba … bakımından hüküm altına alınan = 26.979,31 TL.lık tutarların, davalı bakımından usulü müktesap hak halini alıp almayacağı ve buna göre Mahkemece verilecek kararda anılan tutarların aşılıp aşılmayacağı hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, bozmadan önce verilen karara göre temerrüt tarihinin 20.04.2013 olacağı ve olaya yasal faiz oranlarının uygulanacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 27/05/2019 tarihli beyan dilekçesinde askerlik döneminin hesaba katılmaması gerektiğinden ve ayrıca destek oranları ile yetiştirme gideri oranı arasındaki 10 katlık farkın makul seviyeye indirilecek şekilde ek rapor alınmasını talep ettiği, dosyanın ek rapor alınmak üzere aynı bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin mahkememiz sunmuş olduğu 03/10/2019 tarihli raporunda; Davalı vekili tarafından bakım ve yetiştirme giderinin toplamda %5 oranında hesaplanmasına itiraz edilmiştir. Ekte emsal olarak ibraz edilen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/4747 E, 2017/11973 K ve 21.12.2017 tarihli kararında asgari ücret üzerinden bulunacak gelirin %5’i oranında bakım ve yetiştirme gideri hesaplanması gerektiği, annenin veya babanın çalışmıyor olması halinde çalışmayandan bakım ve yetiştirme gideri düşülmemesi gerektiği belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk dairesinin bu konudaki diğer emsal kararları da bu yöndedir. Söz konusu kararlar dikkate alınarak asgari ücret üzerinden bulunan kazançların %5’i bakım ve yetiştirme gideri olarak kabul edilmiştir. anne veya babadan hangisinin çalışıp çalışmadığı belli olmadığından %5 üzerinden belirlenen bakım ve yetiştirme gideri yarı yarıya(167,66 TL olarak) maddi zararlardan tenzil edilmiştir. %5 e göre belirlenen bakım ve yetiştirme giderinin yarı yarıya veya sadece babanın zararından indirilmesi esasında toplamda çıkan tazminata da etki etmemektedir. Bu nedenle Yargıtay kararlarına uygun olarak belirlenen bakım ve yetiştirme giderinden davalı vekilinin itirazı doğrultusunda bir değişikliğe gidilmesi mümkün olmamıştır. Davalı tarafından askerlik hizmet süresinin dışlanmadığı ileri sürülmüştür. Ancak; Bilinmeyen dönem kazanç tespitinde müteveffanın askerlik çağına girdiği 01.01.2016-01.01.2017 tarihleri arası 1 yıllık dönem dışarıda tutularak askerlik hizmet süresi dışlandığından davalının bu yöndeki itirazı doğrultusunda değişiklik gerekmemektedir. Davalı müteveffa çocuğun üniversite okuma olasılığı durumunda 25 yaşına kadar ailesinin bakımına muhtaç olacağı belirtilerek itirazda bulunulmuştur. Yargıtay bozma ilamında açıkça müteveffanın 18 yaşından itibaren desteğin başlayacağı belirtilmektedir. Yargıtay bu konudaki diğer emsal kararlarında da desteğin 18 yaşından itibaren başlayacağı belirtilmektedir. Bu nedenle Yargıtay bozma ilamına uygun olarak düzenlenen önceki raporda bu yönde bir değişiklik söz konusu olmayacaktır. Davalı taraf %20 müterafik kusur indiriminin toplam tazminat tutarından yapılması gerekirken %25 kusur indirimi yapıldıktan sonra kalan tutardan müterafik kusur indirimi yapılmış olmasının davacılar lehine olduğu yönünde itirazda bulunmuştur. Bu konudaki son Yargıtay kararları dikkate alındığında davalının itirazı doğrultusunda davacıların %20 müterafik kusur indirimli maddi zararları; Anne …’nin maddi zararı; bakiye destek zararı = 47.231,17 TL, Müterafik kusur indirimi yapılmamış tutarı (75.357,74-8.031,16)= 67.326,58 TL. Baba …’nin maddi zararı; bakiye destek zararı = 43.092,66 TL olduğu, Müterafik kusur indirimi yapılmamış tutarı (66.263,69-7.500,70)= 58.762,99 TL olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Olay tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 225.000,00 TL.dır. Daha önce yapılan ödemenin tenzili sonucu davalının bakiye sorumluluk limiti (225.000,00- 10.149,00)= 214.851,00 TL olarak devam ettiği, davacıların müterafik kusur indirimi yapılmayan bakiye maddi zarar toplamı olan (67.326,58+58.762,99)= 126.089,57 TL’lik tutarın dahi bakiye limiti aşmadığından davalının belirlenen zararın tamamı ile sorumlu olacağı, Yargıtay bozma ilamından önce verilen kararda başvuru tarihi dikkate alınarak temerrüdün 20.04.2013 tarihinde gerçekleştiği belirlendiğinden bu hususun bozma dışında kalarak kesinleştiği, aynı şekilde bozma ilamından önce verilen kararda yasal faize hükmedilerek bozma dışında kalarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olup yapılan incelemede mahkememizin önceki kararının desteğin motosikletti yolcu konumunda olduğundan koruyucu ekipman kullanmaması, kask, dizlik ve dirseklik olmaması sebebi ile kendisine kusur izafe edilip edilemeyeceği, edilecekse hakkaniyete uygun oranda indirim yapılıp yapılamayacağının tartışıldığı noktasında değerlendirme yapılması için bozulduğu anlaşılmış olup diğer yönlerden kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla dosyamıza sunulan hükme elverişli Yargıtay bozma ilamına uygun şekilde düzenlenen 03/10/2019 tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre 10.09.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’ın vefatı nedeniyle davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı 67.326,03 TL, %20 müterafik kusur indirimli tutarının 47.231,17 TL olduğu, davacı baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı 58.762,99 TL, %20 müterafik kusur indirimli tutarının 43.092,66 TL olduğu, aynı davada asgari ücretin artması nedeniyle dikkate alınacağı kuralı kamu düzeni ile ilgili olmakla birlikte usulü kazanılmış hakları ortadan kaldırmayacağından mahkememizin önceki kararının davacılar tarafından temyiz edilmeyerek onanması istenen bozmadan önceki kararda da anne … bakımından hüküm altına alınan 27.318,04 TL ve baba … bakımından hüküm altına alınan 26.979,31 TL bedelli tutarların davalı bakımından usulü müktesep hak halini alacağı dikkate alınarak mahkememizce yapılan değerlendirmede davacının önceki kararda belirtilenden daha fazla tazminat alamayacağı kanaatine varılarak davalı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğundan bozmadan önce verilen karara göre temerrüt tarihinin 20.04.2013 olacağı ve olaya yasal faiz oranlarının uygulanacağı anlaşılmakla davanın kabulü ile davacı … yönünden 26.979,31 TL ve davacı … yönünden 27.318,04 TL olmak üzere toplam 54.297,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davacı … yönünden 26.979,31 TL ve davacı … yönünden 27.318,04 TL olmak üzere toplam 54.297,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.709,05 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,40 TL + 168,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 253,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.455,25 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan; 85,40 TL + 168,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 253,80 TL ile 1.931,95 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 2.185,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 6.322,71 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/11/2019

Katip
¸

Hakim
¸