Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/10 E. 2019/732 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/10 Esas
KARAR NO : 2019/732

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2013
KARAR TARİHİ : 09/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalılardan … A.Ş nezdinde hesabı olduğunu, 08/03/2013 tarihinde müvekkili tarafından dava dışı … Dağ. A.Ş ye 2.500 TL nın EFT yolu gönderilmesi için havale talimatı verdiğini, havale talimatına iban numarasının yanlış yazıldığını, EFT nın bu durumda yapılmayarak geri gönderilmesi gerekir iken davalı … T.A.Ş nezdindeki …’ın hesabına geçtiğini, tüm başvurularına rağmen de müvekkiline iade edilmediğini beyanla, 2.500 TL nın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevabında, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu işlemin davacının yazılı talimatı üzerine yapıldığını, müvekkilinin bir sorumluluğunun olmadığını ve kusurda yüklenemeyeğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davalılar arasında müşterek ve mütessil sorumluluk doğuracak bir ilişkinin de olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Bankası T.A.O vekili cevabında; davacı şirket tarafından söz konusu işlemin üzerinden sekiz ay gibi bir süre geçtikten sonra işlemin iptalinin istenildiğini, ayrıca davacı tarafça aynı hesaba daha öncede EFT işlemi yapıldığını, müvekkilinin kötü niyetinden ve kusurundan bahsedilemeyeceğini beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur
Dava, bankacılık işlemi sırasında verilen hizmetin kusurlu olması nedeni ile uğranılan zararın, kusurlu davalı bankalardan tahsili istemine ilişkindir.
Dava dosyasının … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/457 Esas 2013/548 Karar sayılı 19/12/2013 tarihli görevsizlik kararı gereği mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf deliller toplanmış ve resen tayin edilen emekli banka müdürü … vasıtası ile inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi davalı …’ın sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, diğer davalı …’ın ise yanlış iban nosuna gelen 2.500 TL yi iade etmesi gerekir iken kendi müşterisi olan …’ın hesabına aktarmasının doğru olmadığını ve bu meblağın davacıya iade etmesi gerektiğini, özetle davacının davasının davalı … yönünden kabulünün gerektiğini rapor etmiştir.
Mahkememizden verilen 2014/982 E., 2015/496 Karar sayılı, 07/07/2015 tarihli kararında “…dosya kapsamında bulunan banka kayıt ve dekont bilgileri, sözleşme örneği ve davalı bankaların, davaya konu havale işleminin kayıtlarına ilişkin bilgileri, bilirkişi vasıtası ile yaptırılan incelenmesinde, davacının davalı … Şubesinde bulunan hesabı üzerinden aralarındaki sözleşme uyarınca verdiği EFT talimatı ile 2.500 TL nın … A.Ş adına havale yapılmasını istediği, bu havalenin davalı …’a davalı … tarafından bildirildiği, davalı …’ın bu havaleyi dava dışı … hesabına aktardığı, bu işlemin yapılmasında, davalı …’ın kusurunun bulunmadığının, davalı …’ın başka müşteri hesabına havaleyi aktararak kusurlu hizmet verdiği ve talebe rağmen davacının uğradığı zararın karşılanmadığı tespit edilmiş olduğundan davacının davalı … A.Ş aleyhinde açtığı davanın reddine, davalı … Bankası T.A.O hakkındaki davanın kabulüne ve 2.500 TL’nin 21/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 2014/982 E. 2015/496 Karar sayılı 07/07/2015 tarihli karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/14282 E., 2018/5313 K. Sayılı, 13/09/2018 tarihli ilamında “…mahkemece, davacı talimatındaki çelişkili bilgi nedeniyle havale edilen meblağın alıcı hesabına geçmeden davalı …. tarafından iade edilmesi gerektiği halde bunu yapmayarak davacının zararına neden olduğu kabul edilmiştir. Ancak, dosya içerisindeki bilgi belgelerden davacının kendisinin yazdığını ikrar ettiği EFT talimatında yazılı “iban numarasının” …’a ait olduğu, davalı …. tarafından paranın bu kişinin hesabına geçildiği ve davacının bu işlemden evvel de yine … hesabına para havale ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, davacı İBAN numarasını yanlış yazdığını, … A.Ş.’ye EFT gönderdiğini iddia etmiş ise de mahkemece, … A.Ş.’nin şahıs şirketi olup olmadığı, … ile ilgisinin bulunup bulunmadığı, hesabın ne şekilde açıldığı üzerinde durulmamıştır. Bunun yanı sıra davacının da bizzat kabul ettiği gibi davacının kendisinin doldurduğu EFT talimatındaki İBAN numarası ile hesap sahibi isminin tutmaması nedeniyle zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusuru olup olmadığı da tartışılmamıştır. O halde, öncelikle …’ın … A.Ş. ile ilgisi olup olmadığının araştırılması, hiçbir ilgisinin bulunmaması ve havalenin yanlış hesaba geçmesi durumunda davacının müterafik kusurlu olup olmadığı konusunda inceleme yapılması gerektiğinden, davalı …. yararına bozulmasına…” karar verilmiş olup, bozma ilamı kesinleşmekle, yargılamaya davalı …. yönünden mahkememiz 2019/10 esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce, dosyanın bankacı bilirkişi …’a tevdii ile, dosya ve davalı banka kayıtları üzerinden inceleme yaparak, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, yapılan EFT işleminde davacının verdiği talimatta IBAN ve alıcı ismi olup olmadığı, alıcı ismi varsa davalı bankanın IBAN numarası ile alıcı isminin uyuşmaması nedeniyle bir kusuru olup olmadığı, dava konusu olayda davalı bankanın kusuru olup olmadığı varsa derecesi ve hangi işlemler nedeniyle olduğu konusunda rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş olup, ibraz edilen 02.05.2019 tarihli raporda; Davacı firmanın toplu talimatla … aracılığıyla yapılan EFT işlemlerinde, … firmanın talimatını aynen yerine getirdiği ve bu sebeple aralarında imzalanmış sözleşme gereğince de bundan sorumlu tutulamayacağı ve önceki davalarda da bu yönde karar alındığı, hesap ismi ve IBAN uyuşmazlığı sebebiyle davalı banka … tarafından paranın hesaba geçilmemesi gerekirken geçildiği; ancak hesaba geçilen hesap sahibi …’la, davacının ticari ilişkisinin bulunması sebebiyle tutarın hesaba geçilmiş olduğu ve davacının bu işlemden 8 ay sonra bankayı ihbar ederek bilgilendirdiğinin görüldüğü, işlemin iadesine yönelik EFT’yi gönderen … tarafından da bu yönde bir bilginin davalı …’a gelmediğinin görüldüğü, tüm bunlar çerçevesinde sehven hesaba geçildiği görünen 2.500TL’nin, sebepsiz zenginleşmiş durumda olan …’dan alınarak iadesinin gerektiği, ancak takdiri mahkemede olmak üzere yanlış IBAN’a gönderdiğini kabul eden davacının da, en az davalı kadar sorumluluğunun bulunduğu ve işlemin 8 ay gibi uzun bir süreden sonra talep edilmiş olması sebebiyle her ikisinin de mütefarik kusurlu davranışının olduğu kanaatine varıldığı, 2.500TL’nin, 21/11/2013 tarihinden itibaren davalı bankadan alınması talep edilen değişen orandaki avans faizi hükmünün mahkemece değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosya içerisinde bulunan dekont örneği, havale, EFT talimat çıktısı ve hesap hareketleri örneğinden, davacının dava dışı banka olan …’da bulunan hesabından ticari ilişkisinin bulunduğu müşterisi … A.Ş.’ye EFT yoluyla 2.500 TL havale talimatı verdiği, bu talimata alıcı isminin yanlış olarak … olarak yanlış yazıldığı, yapılan havalenin … tarafından davalı …’a EFT edildiği, … tarafından da dava dışı …’ın hesabına geçildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamakta olup, davaya konu uyuşmazlık davacının EFT talimatında yazmış olduğu hesap numarasının … A.Ş.’ye ait olmasına rağmen yanlışlıkla ismin … olarak yazmış olması nedeniyle, davalı banka tarafından yapılan havalenin hesap numarasının …’a ait olmamasına rağmen bu hesaba aktarmış olması nedeniyle davacının zararından sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacının … A.Ş.’ye açmış olduğu davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/09/2019 tarihli kararı ile …’ın, … A.Ş. ile ilgisi olup olmadığının araştırılması, hiçbir ilgisinin bulunmaması ve havalenin yanlış hesaba geçilmesi durumunda davacının müterafik kusuru olup olmadığı konusunda inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş, mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yargılamaya devam olunmuş, dava dışı … A.Ş.’nin ticaret sicil kaydı dosyaya eklenmiş, yapılan incelenmesinde; …’ın bu şirketle ortaklık veya yöneticilik bazında herhangi bir ilgisinin bulunmadığı görülmüş, dosya bankacı bilirkişiye verilerek, inceleme yaptırılıp rapor aldırılmış, düzenlenen raporda; davacının toplu talimatla … aracılığıyla yaptırdığı EFT işlemlerinde hesap ismi ve IBAN uyuşmazlığı nedeniyle davalı … tarafından paranın hesaba geçilmemesi gerekirken geçildiği, bu işlemin sehven yapıldığı, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerince hesabına para geçilen dava dışı …’dan talepte bulunması gerektiği, yapılan işlemde davacının da mütefarik kusurunun bulunduğunu rapor etmiş olduğu görülmüştür.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının … aracılığıyla yaptırdığı EFT işleminde hesabına havale istediği şirketin hesap numarasını doğru yazıp, hesap sahibi ismini yanlış yazdığı, davalı banka tarafından da bu eksiklik dikkate alınmadan havalenin talimatta yer alan isim olan … adına geçildiği görülmüş, davalı bankanın yapılan havale işleminde hesap sahibi adı ile hesap numarasının uyuşmaması durumunda havale işlemini iade etmesi gerektiği, havaleyi ancak hesap numarası ve hesap sahibi adının tutması halinde yapması gerekirken bu işlemin yapmadığı ve uyuşmazlığa rağmen hesap sahibi olmayan adına havaleyi göndermek suretiyle davacının zarara uğramasına neden olduğu, aldırılan 30/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının mütefarik kusuru bulunduğu rapor edilmiş ise de davalı bankanın hesap numarası ve hesap sahibi adı uyuşmazlığı karşısında iade etmesi gereken parayı davacının havale talimatında yer almayan bir hesaba aktarmak suretiyle tam kusurlu olarak davrandığı ve davacının zarara uğramasına neden olduğu kabul edilerek, davacının davasının kabulüne, 2.500 TL’nin 21.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının KABULÜNE, 2.500 TL’nin 21.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 170,78 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 42,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye128,08 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 42,70 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 1.478,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13.maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, kabul edilen kısmı aşamayacağından 2.500 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın talep halinde iadesine,
dair davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere karar verildi.09/07/2019

Katip …

Hakim …

Harç Beyanı
K.H.= 170,78 TL
P.H.= 42,70 TL
B.H.= 128,08 TL

Davacı yargılama gideri
1.430,50 TL mahkememiz masrafları
48,00 TL ASHM’nin masrafları
1.478,50 TL Toplam yargılama gideri