Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/990 E. 2020/819 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/990 Esas
KARAR NO : 2020/819

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında imzalanmış olan taraflar arasında 29/06/2016 tarihli Sigorta Acentelik Sözleşmesinin akdedildiğini, davalı tarafça müvekkilinin sözleşme kapsamında sigortacılık faaliyetinde bulunması bakımından yetkilendirildiğini, davalının 05/07/2018 tarihli ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, fesihten önce 24/05/2018 tarihinde davacı şirkette hisse devri yapıldığını, davalının devirden iki aylık bir süre geçtikten sonra devirde gerekçe gösterilerek sözleşmenin feshedilmesinin kötü niyetli olduğunu, bu süreç içerisinde davalı yan yetkilileri ile yapılan görüşme ve toplantılarda bu konuya ilişkin bir olumsuzluğun kendilerine bildirilmediğini, davalı yanca müvekkili üzerinde baskı kurularak istifa etmesinin sağlanmaya çalışıldığını, oysa müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmek için olağanüstü emek harcandığını ve bir çok masrafa katlanıldığını beyan ile değeri tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olmadığından tespit edildiği zaman arttırılmak üzere şimdilik 10.000 TL denkleştirme tazminatının ve şimdilik 1.000 TL kar mahrumiyeti tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 02/11/2020 tarihli dilekçesi ile 10.000 TL portföy tazminatı taleplerini 260.112,47 TL arttırarak ,270.112,47 TL portföy tazminatının davalının temerrüt tarihi olan 05.07.2018 den itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline karar verilmesini talep etmişir.
Davalı vekili cevabında, davacı-acentenin portföy tazminatı talep edilebilmesi sigorta şirketinin sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi şartına bağlandığını, davacının belirsiz alacak davası açamayacağını ve belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, acentelik sözleşmesinin davacı acentenin kusuru nedeniyle haklı olarak feshedilmiş olduğundan, davacı denkleştirme tazminatı isteminde bulunamayacağının, Yasa ve sözleşme hükmünden de, acentenin başlamış olduğu işlerin tamamlanmaması yüzünden uğradığı zararı talep etme hakkının ancak sözleşmenin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği halde söz konusu olacağını, davacı/acentenin 24/05/2018 tarihinde köklü değişiklik olarak pay devir işlemi yaptığını ve durumun müvekkili sigorta şirketine bildirilmemiş olması nedeniyle de feshin haklı olduğunu, acentenin bu davranışının taraflar arasındaki güven ilişkisini ortadan kaldıracak bir davranış olduğundan, sözleşmenin devamını çekilmez hale getirdiğinden müvekkil sigorta şirketi tarafından sözleşmenin feshedilmesi zaruriyeti doğduğunu, her halükarda huzurdaki davada denkleştirme tazminatı şartlarının oluşmadığını, müvekkili şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı şirketin çalıştığı yıllar arasında 2017/Temmuz-Kasım döneminde 1.267 müşteri ile toplamda poliçe yapıldığının, sözleşmenin sona ermesinden sonra 2018/Temmuz-Kasım döneminde bu müşterilerden sadece 194’ü ile poliçe yapıldığının tespit edildiğini, Acentelik Sözleşmesinin sona erdirilmesi neticesinde TTK kapsamında kar mahrumiyetine ilişkin bir düzenlemede olmadığından, davacının bu talebinin de yerinde olmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki sigorta acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketi tarafından feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı ve kar mahrumiyeti zararının tespit ve tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosyanın mali müşavir bilirkişi …, sigortacı bilirkişi …, …, işletme mühendisi …ve finans uzmanı Doç. Dr. …’e verilerek; taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaparak, taraflar arasındaki sigorta acentelik sözleşmesinin davalı tarafından feshi nedeniyle davacının denkleştirme tazminatı ve kar mahrumiyeti zararının oluşup oluşmadığı, fesih şartları ile birlikte incelenip varsa miktarlarına dair ayrıntılı rapor düzenlemelerinin istenmesine karar verilmiş, dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tüzel kişi acentenin ortak yapısının değiştirilmesinin aslen acentelik sözleşmesinin feshi için haklı sebep olduğunu, bu konuda nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacının denkleştirme tazminatı isteminde bulunabileceğik kanaatine varılması halinde hesap edilen denkleştirme tazminatının 501.221,56 TL olarak hesaplandığını, denkleştirme tazminatının üst sınırının ise değerlendirme ve mali ve sektörel çalışma kapsamında, hukuki takdiri mahkemeye ait olmak üzere 270.112,47 TL olarak hesaplandığını rapor etmiş, bilirkişi heyetinden … ayrık görüşünde, HMK 226/c2 ve 279/4 ahkamıyla 6754 Sayılı Kanunun 3/3 maddesi hükmü gözetildiğinde, hukuki tavsifi gerektirmekle, takdirin mahkemeye ait olduğunu, feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığının takdirinin mahkemeye ait olacağını rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
Taraflar arasında 29/06/2016 tarihli Sigorta Acentelik Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin 05/07/2018 tarihli ihtar ile davalı tarafça tek taraflı olarak feshedildiği, dava konusu ihtilafın davalının sözleşmeyi feshinde dayandığı gerekçelerde, dolayısı ile sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı, davacının sözleşmenin feshinden dolayı denkleştirme-portföy tazminatı alacağının doğup doğmadığı, kar mahrumiyeti zararının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklandığı, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshini davacının 24/05/2018 tarihli pay devrine dayandırdığı, davacının pay devrine rağmen tarafların ilişkilerinin olumlu seyretmesine ve acentelik gereği yükümlülüklerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmesine karşılık feshin haksız olduğunu, haksız fehsin kendilerinin zararına, ayrıca davacı acentenin portföyündeki müşterilerle çalışmaya devam eden davalı sigorta şirketinin ise haksız yere kazanç elde etmesine sebep olduğunu iddia eder olduğu, davacı acentenin 24/05/2018 tarihinde pay devri yaptığı, pay devrinin aynı tarihte ticaret sicilde ilan edildiği görülmüş, taraflar arasındaki sözleşmenin 14. Maddesinde haber verme yükümlülüğünün düzenlendiği, acentenin, kuruluş sırasında verdiği bilgi ve belgelerde herhangi bir değişiklik meydana gelmesi halinde, davacı-acentenin bu değişikliği davalı-…’ya derhal ve yazılı şekilde bildireceğinin hüküm altına alındığı, ayrıca bildirimin değişikliğin resmi kayıt ve belge başvurusunu takiben üç iş günü içinde yapılacağının ve bu değişikliklerin bildirilmemesi sonucunda ortaya çıkabilecek tüm zararların acente tarafından karşılanacağının düzenlendiği, sözleşmenin 26 maddesinde de feshin şartlarının düzenlendiği, davalının sözleşmeyi feshinin haber verme yükümlülüğü düzenlemesi kapsamında ve 26. maddedeki usulü şartları taşır olduğu anlaşılmış, davacının 24/05/2018 tarihinde ortaklık yapısının değişmesine ve ticaret sicilde ilan edilmesine rağmen bunu sözleşmede belirtildiği gibi süresinde davalı sigortalıya bildirmediğinden, davalının sigorta şirketinin sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, davacının davalıdan portföy tazminatı ve kar mahrumiyeti alacağının doğmadığı kanaatine varılmakla, davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin harç ve ıslah harcı toplamı olan 4.633,26 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 4.633,26 TL nın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 27.427,870 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 15/12/2020

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”