Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/978 E. 2023/79 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/978 Esas
KARAR NO : 2023/79

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 18/10/2018 tarihli dava dilekçesinden özetle; Müvekkillerinin şirket ortağı …’in 07.07.2010 yılında vefat etmesi üzerine yasal mirasçıları olarak, şirketin ortağı olduklarını, … ile …’in merhumun diğer yasal mirasçıları olduğunu, … ile müşterek çocukları oldukları gibi reşit olamamaları nedeniyle yasal temsilcilerinin hala müvekkili … olduğunu, bu haliyle müvekkillerinin tescil tarihi olan 11.08.2010 tarihi itibari ile davalı şirketin yarı hissesine sahipleri olduğunu, Şirketin diğer yarı hissesine sahip olan ve şirket müdürü olarak görünen …’in müvekkilleri şirketin her alanından iyiniyetli denemeyecek bir şekilde uzak tuttuklarını, Müvekkillerinin seçmemiş olmasına rağmen şirket müdürü olarak görünen …’ e şirket kayıtlarını incelemek ve toplantı yapmak isteği ile ihtarname göndermiş olduğunu, Müvekkillerinin önceki yıllarda şirketle ilgili hukuksal süreçlere girmiş olmalarına rağmen mevcut durumun daha önce de değişmediğini, dava konusu şirketin, şirket müdürü olarak görünen … nedeni ile kanuni amacına hizmet etmekten aciz kılındığını, Kar payı dağıtılacağına ilişkin ana sözleşme hükmü olmasına rağmen, ortaklık tescil tarihinden itibaren müvekkillerinin gerekçesiz olarak kar payından mahrum bırakıldığını, yarı yarıya şirket hissesi sahibi …’in müdür olarak görünmesine rağmen, ortaklık tescil tarihinden itibaren müvekkillerinin gerekçesiz olarak kar payından mahrum bırakılmış olduğunu, müvekkillerinin yasal ortak olmalarına rağmen şirketten uzak tutulmaya çalışıldığını, müvekkillerinin güvenlik ve gelecekleri konusunda şüphe duymalarına sebebiyet verdiğini, müvekkillerin sözlü olarak baskı altında tutulduklarını, şirket avukatları ve muhasebecisinin dahi müvekkillerinin muhatap olarak görmeme sebebinin şirketin diğer ortağı …’den kaynaklandığını, müvekkillerinin dava açma hazırlığında iken bir takım resmi belgelere taklit imzalar atıldığını tespit ettiklerini, şirketin devamında müvekkillerinin herhangi bir menfaatleri kalmadığını, müvekkillerinin borç altına sokulması durumunun bulunduğunu, mevcut husumet gereği ihtiyati tedbir ve kayyum atanması taleplerinin olduğunu, davalı şirkete ve diğer ortaklara karşı tüm hukuki ve cezai yasal haklarının saklı kalması kaydıyla; Şirket adına müdür olarak görünen …’in şirket adına herhangi bir tasarrufta bulunmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir yolu ile yasaklanmasına, şirketin sahip olduğu menkul ve gayrimenkullerin 3. Şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi ve yönetim kurulu kararı olmaksızın şirkete finansman sağlanması amacıyla üzerine 3. Şahıslar lehine rehin/ipotek tesis edilmesinin önlenmesi için HMK m. 392 f c.2 gereği herhangi bir teminat talep edilmeksizin ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Şirketin işlerinin idaresi için geçici olarak şirkete kayyum atanmasına, yarı hissesi müvekkillere ait olan şirketin haklı nedenler ile feshi ve tasfiyesine, Mahkeme tarafından feshin uygun görülmemesi halinde, müvekkillerinin davalı şirketteki paylarının karara en yakın tarihteki gerçek değerinin hesaplanarak müvekkillerine ödenmesine ve müvekkillerinin paydaşlıktan çıkarılmasına veya bu durumun uygun görülmemesi halinde şirketin bölünmesi başta olmak üzere mahkemece takdir edilecek duruma uygun diğer bir çözüm yolu oluşturulmasına, müvekkillerine 2010 yılından beri ödenmeyen kar paylarının ait oldukları dönemler itibari ile faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı tebliğ edilmiş olup, davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamış olduğu görüldü.
Mahkememizce 19/12/2011- 17/10/2012- 28/07/2010 tarihli kararlar incelenerek buradaki imzaların davacılardan …’e ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi … tarafından sunulan 13/01/2021 Tarihli raporda; inceleme konusu karar fotokopilerindeki … adına bulunan imzalar ile … isimli şahsın mevcut mukayese imzaları arasında sınırlı itiyadi hususiyetler yönünden, imzaların genel şekli ve tersim tarzı , imzaların başlangıcı ve nihayete erdirilişi, imzalar içerisindeki karakteristik el hareketlerinin yapılışı, imzalar içerisindeki karakteristik el hareketlerinin yapılış, itiyadi diğer hususiyetler yönünden yapılan karşılaştırmaları neticesinde inceleme konusu imzaların … isimli şahsın elinden çıktığını gösterir kaligrafik ve grafolojik bulgu tespit edilemediğini, bildirmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 01/03/2022 Tarihli raporda; Davacı limited şirket ortaklarının dağıtılmamış geçmiş yıl kârlarından mütevellit alacak tutarlarının
Davacılar Sermaye Payı Kar Payı Alacağı
1) … 0,125 x 584.795,79TL 73.099,47 TL
2) … 0,125 x 584.795,79TL 73.099,47 TL
3) … 0,125 x 584.795,79TL 73.099,47 TL
4) … 0,125 x 584.795,79TL 73.099,47 TL olduğu ,Davacıların dağıtılmamış kar payı alacakları toplamının 292.397,90-TL olarak hesaplandığı, davacı limited şirket ortaklarının, karar tarihine en yakın bilanço tarihi itibariyle davalı şirketten talep edebilecekleri dağıtılmamış geçmiş yıl kârları ve 2021 yılı dönem kârı dahil rayici ortaklık paylarının ise;
Sermaye Payı Özvarlık Tutarı Özvarlıktaki Payı
1) … 0,1250 x 8.693.249,90TL = 1.086.656,24 TL
2) … 0,1250 x 8.693.249,90TL = 1.086.656,24TL
3) … 0,1250 x 8.693.249,90TL = 1.086.656,24TL
4) … 0,1250 x 8.693.249,90TL = 1.086.656,24 TL
Davacıların Rayici Özvarlıktaki Pay Toplamının 4.346.624,95-TL olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizce Tarafların bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesine, taşınmazların karar tarihine en yakın piyasa rayiç değerlerinin tespiti ile davacıların ayrılma payının ne olabileceğinin belirlenmesi açısından önceki bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 22/09/2022 tarihli ek raporda; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere dayanılarak hazırlanan raporlarında yapılan itirazların somut bir delile dayanmadığı görüş ve kanaatine varılarak kök raporlarındaki belirlenen taşınmaz değerinin ve ulaşılan sonucun değiştirilmesine yer olmadığı sonucuna vardıklarını bildirmişlerdir.
Davacılar, Davalı … tic. Ltd şirketinin haklı nedenle feshine taleplerinin kabul edilmemesi halinde paylarının gerçek değerinin tespiti ile kendilerine ödenmek sureti ile ortaklıktan çıkarılmalarına, 2010 yılından beri ödenmeyen kâr paylarının ait oldukları dönem itibari ile faizi birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin 300.000,00-TL sermayeli 5 ortaklı limited şirket olduğu, …’in 0.50 pay oranına davacılar …, …, …, …’in her birinin de 0.1250 oranında sermaye paylarına sahip oldukları, davalı …’in şirketin münferit imza ile yetkili müdürü olduğu ticaret sicil özetinin yapılan incelemesinden anlaşılmıştır.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen raporda; davalı şirketin 31/12/2021 tarihi itibari ile rayici öz varlık toplamının 8.693.249,90-TL olduğu, davacı pay sahipleri ayrıldıktan sonra faaliyetlerine devam edebilecekleri feshini gerektirebilecek bir durum olmadığı tespit edildiğinden mahkememizce davalı şirketin feshi yerine davacılarında talepleri arasında yer alan ortaklıktan çıkarılmalarına ilişkin çözümün en uygun yol olduğu sonucuna varılmıştır.
6102 sayılı TTK 638/2 hükmü gereğince “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Ortaklıktan çıkmak için “haklı sebep” ile kast edilenin şirketin ortaklığını çekilmez kılacak nitelikteki husumet, şirketin işleyişi, yönetimi ve faaliyetleri hakkında bilgi vermemenin süreklilik kazanması, ortakların şirketten dışlanması, şirket yöneticilerinin kişisel menfaatleri yönünde hareket edip şirketi borca batık hale sürüklemesi, şirkete ihanet etmesi, ortaklık amacının gerçekleşmesi olanağının kalmaması olarak sayılabilir. Haklı sebep kavramının her somut olayda mahkeme tarafından takdir edilmesi gerekmekle birlikte, ortaya konulan haklı sebebin nesnel ve objektif ölçülere uygun olması gerekir. (Yargıtay 11.HD 17/06/2020 tarih 2019/3224 E., 2020/2963 K. sayılı, emsal kararı)
Davalı şirket ortakları arasında akrabalık ilişkisi olduğu, davalı …’ in şirket müdürü sıfatı ile 25 yıl süre ile 26/03/2029 tarihine kadar şirketi münferit imzası ile temsil ve ilzama yetkili kılındığı, davalı şirket müdürünün 16/10/2012 tarihinden bu yana ortaklar genel kurulunu toplantıya davet etmediği, davalı şirketin feshi için gerekli sebeplerin oluşmadığı ancak ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığı, belirli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen ortaklar arasındaki husumetin ortak amacın gerçekleştirilmesine artık imkan vermeyeceği, ortaklığın her iki taraf için de çekilmez hal aldığı davacıların davalı şirketten çıkma istemlerinin haklı sebebe dayandığı sonuca varılmıştır.
6102 sayılı TTK 641/1 maddesi hükmü “Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkına haizdir.” hükmü gereğince ortaklıktan çıkma payının, şirketin karar tarihine en yakın tarihteki mal varlığının gerçek değeri saptanarak buna göre belirlenmesi gerekir. İbraz edilen kök ve ek bilirkişi raporunda güncel rayiç değerler üzerinden ve somut, aksi kanıtlanmamış davalı şirketin mali kayıtlarına göre, karar tarihine en yakın ortaklıktan çıkma payının hesapladığı davacıların davalı şirketin 31/12/2021 tarihli rayiçi öz varlık toplamı olan 8.693.249,90-TL nin sermaye payları olan 0.1250’sine tekabül eden 1.086.656,24-TL’si ortaklık paylarını talep edebilecekleri buna göre 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
TTK 616/1-e maddesi gereğince kar payı dağıtılmasında yetkili organ olan genel kurulda kâr payı dağıtılmasına ilişkin herhangi bir karar alınmadan kâr payı dağıtılması da mümkün değildir. Davalı şirketin kâr payı dağıtmasına yönelik alınmış bir genel kurul kararı olmadığından kar payı talebine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK 638.maddesine dayalı olarak açılan davada husumetin, limited şirkete yöneltileceği, davalı … limited şirketin ortağı ve müdürü olup, kendisine husumet yöneltilemeyeceğinden, bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davalı şirketin fesh koşullarının oluşmadığı, TTK nun 638 maddesi kapsamında davacıların ortaklıktan çıkarılmalarını ve çıkma payını talep edebilecekleri karar tarihine en yakın rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacıların her birinin ortaklık payının 1.086.656,24-TL olduğu hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından Davacıların davalı … Ltd Şti’ndeki ortaklıktan çıkartılmalarına, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e , 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e davalı şirketten tahsil edilerek ödenmesine, davalı … hakkında açılan davanın husumetten reddine, Kâr payı alacağına ilişkin talebinin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kısmen kabulüne, davalı … hakkında açılan davanın husumetten reddine,
2-Kar payı alacağına ilişkin talebinin reddine,
3-Davacıların davalı …Tic. Ltd Şti’ndeki ortaklıktan çıkartılmalarına, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e, 1.086.656,24 TL ortaklık payının …’e davalı şirketten tahsil edilerek ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kar payına ilişkin olarak hesaplanan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcı ile Ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin açılan dava yönünden hesaplanan 296.917,95-TL harç olmak üzere toplam 297.097,85-TL harçtan mahkeme veznesine yatırılan 74.230,00-TL , peşin alınan 35,90-TL ve 54,40-TL harcın toplamı olan 74.320,30-TL harcın mahsubu ile 222.775,55-TL harcın davalı …Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 74.320,3‬0-TL harç ile aşağıda dökümü yapılan 5.800‬-TL yargılama giderinin davalı …Tic. Ltd Şti’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettiren karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Kar Payı alacağına ilişkin talep reddedilmiş olduğundan Avukatlık kanunun 13.maddesi uyarınca maktu vekalet ücretinden az olamayacağı gibi reddedilen kısmı da geçemeyeceğinden, kar payı alacağı da 1.000-TL olduğundan 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd. Şti’ye verilmesine,
8-Ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin davada; Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 274.932,50-TL nin Davalı … Ltd. Şti’den tahsili ile bu davacılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/02/2023

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.

Harç Beyanı ( Ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin )
K.H.=297.097,85‬-TL
P.H.= 74.320,30 -TL
B.H= 222.775,55-TL

Davacı yargılama gideri
5.200-TL bilirkişi ücreti
600-TL tebligat gideri
5.800-TL Toplam yargılama gideri