Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/881 E. 2020/201 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/881 Esas
KARAR NO : 2020/201

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı banka tarafından müvekkiline ait … nolu hesabından 06/04/2018 tarihinde 1.837,50 TL tutarında ücret kesintisi yapıldığı, kesintinin hangi bankacılık işlemine istinaden yapıldığına dair bir açıklık olmadığı gibi, o tarihte müvekkilinin adına her hangi bir kredi kartı veya kredli mevduat hesabı başvurusunun da bulunmadığını, müvekkili ile davalı banka arasında akdedilen kredi mevduat hesabı sözleşmesi kapsamında limit tahsis ücreti tahsilatı masraf kalemi adı altında ücret kesintisi yapılacağına dair bir anlaşma da bulunmadığını, dolayısı ile ücret kesintisinin müvekkili ile davalı banka arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini beyan ile 1.837,50 TL tutarındaki alacağın 06/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı kötü niyetli olduğunan 1.286,25 TL avukatlık ücreti ve 500 TL adli para cezasına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, taraflar arasında Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Genel Kredi Sözleşmesi ve ayrıca Ticari Kart Sözleşmesi bulunduğunu, akdedilen sözleşmelerde kredilerde alınacak ücretlerin hüküm altına alındığı, davacının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, tahsil edilen limit tahsis ücretinin ilgili yönetmeliğe ve hukuku uygun olduğunu, müvekkili bankanın tacir olarak yaptığı işlerde ücret alma hakkına haiz olduğunu, davacının bu davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, davacının davalı banka ile bankacılık hizmet sözleşmesi bulunduğu bu hesabından davalı banka tarafından kesilen limit tahsis ücretinin bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, davacı ile davalı banka arasında akdedilen sözleşme ve hesap ekstreleri celbedilmekle dosyamız içerisine alınmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmekle, dosyamız resen tayi edilen Bankacı Bilirkişi …’e tevdi edilmiş, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında hesabından kesilen limit tahsis ücreti olup olmadığı, bu kesintinin hangi sözleşme kapsamında yapıldığı, bunun bankacılık uygulama ve mevzuatı alanında değerlendirerek rapor düzenlenmesinin istenilmişmiş, bilirkişi; taraflar arasında müşterinin genel ticari ya da mesleki faaliyetlerinin finansmanında kullanılmak üzere 01/07/2014 tarih 337.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin olduğunu, bu sözleşme kapsamında davalının davacıya Ticari Kredi, 20.000 TL limitli Kredili Mevduat Hesabı ve yine 20.000 TL limitli İşletme Kredi Kartı tahsis ettiğini, davacının kredili mevduat hesabı ve kredi kartını halen aktif olarak kullandığını, gerek yargıtay gerekse sair mevzuat çerçevesinde bankaların müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetlerine karşılık hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi harcamaları uygun bir ücret karşılığında müşterilerine yansıtmaları karşısında yasal bir engel bulunmadığını, diğer bankalar tarafından ticari krediler bakımından uygulanan limit tahsisi tahsilatının komisyon oran ve tutarları ile kıyaslandığında, davalı banka tarafından tahsil edilen limit tahsis ücretinin ortalama bir miktarda ve makul bir düzeyde olduğunu, mevzuata uygun olduğunu, davalı bankanın haksızca tahsil ettiği bir bedelin bulunmadığını, davalı bankanın hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi adlar altında münasip bir ücreti tahsil etmesine yasal bir engel bulunmadığını, sözleşme, bankacılık teamül ve uygulamaları kapsamında alınan dava konusu limit tahsis ücretinin usul ve hukuka uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını 13/02/2020 tarihinde rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının, davalı bankanın limit tahsis ücreti adı altında kendisinden tahsil ettiği 1.837,50 TL nin, tahsilin haksız olduğundan bahisle faiziyle iadesini talep ettiği, davalının tahsilin yasa ve yönetmeliğe uygun yapıldığını savunduğu ve davanın reddini talep ettiği, taraflar arasında 01/07/2014 tarih 337.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşme kapsamında davalının davacıya Ticari Kredi, Kredili Mevduat Hesabı ile İşletme Kredi Kartı tahsis ettiğini ve kullandırdığı, dava konusu ihtilafa ilişkin kesintinin 06/04/2018 yapıldığı ve 1.837,50 TL tutarında olduğu görülmüş, komisyon ve ücretlerin taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesinde düzenlendiği, ” bankanın faiz ve komisyon oranının, kredi alana ihbar veya bankanın internet sitesinde, şubelerinde ilan ederek mevzuatın izin verdiği en yüksek orana çıkarmaya yetkili olduğu” nun hüküm altına alındığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre taraflar arasındaki sözleşmede bu hususta serbestlik ve düzenleme olması, tahsil edilen meblağın Türkiye Merkez Bankası düzenlemeleri,emsal banka uygulamaları ve güncel ekonomik koşullar ile uyumlu ve makul olması halinde kabul edildiği anlaşılmakla, davalı bankanın davacı ile aralarındaki Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, davacıya 20.000TL limitli Kredili Mevduat Hesabı ve yine 20.000 TL limitli İşletme Kredi Kartı tahsis ettiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre limit tahsis ücreti talep etme hakkının böylece doğduğu, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre de bankaların müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetlerine karşılık hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi harcamaları uygun bir ücret karşılığında müşterilerine yansıtmaları karşısında yasal bir engel bulunmadığı, diğer bankalardan alınan cevaplarda, kredi tahsislerinde en yüksek % 2 oranında limit tahsis ücreti tahsil edildiği görülmüş, davalı bankanın davacıya kullandırılan krediler miktarı üzerinden % 2 limit tahsis ücretine denk gelen 800,00 TL limit tahsis ücreti tahsil etmesinin haklı ve yerinde olduğu, bunu aşan 1.037,50 TL tahsilatın ise yapılan bankacılık tahsis işlemi dikkate alındığında makul olmadığı kanaatine varılmakla, davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve 1.037,50 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 1.037,50 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 70,87 TL den peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 35,90 TL peşin harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 800 TL bilirkişi ücreti, 115,00 TL posta masrafı toplamı 915,00 TL den kabul ve red oranı gözetilerek; 516,63 TL sının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili yararına AÜTT gereği davanın kabul edilen kısmı üzerinden tayin ve takdir olunan 1.037,50 TL vekalat ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan 15,90 TL posta giderinden kabul ve red oranı gözetilerek, 8,10 TL sının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı vekili yararına AÜTT gereği davanın reddedilen kısmı üzerinden tayin ve takdir olunan 800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere karar verildi.03/03/2020

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”