Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/838 E. 2021/805 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/838 Esas
KARAR NO : 2021/805

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili firma ile davalı şirket arasında 05/09/2017 tarihinde 250 adet Simental cinsi damızlık boş düve alınması için sözleşme yapıldığını, daha sonra 03/10/2017 tarihinde müvekkil firma ile davalı şirket arasında 280 adet Merinos cinsi damızlık koyun ve 14 adet Merinos cinsi koçun satışı için sözleşme yapıldığını, sözleşmenin yapılması ve hayvanların seçilmesi için müvekkili firma tarafından davalı …’in yetkilendirildiğini, davalı firma ve sahibinin, müvekkilini yanıltarak … alınan hayvanları müvekkiline getirdiklerini, sözleşmede belirtilen özellikleri taşımayan hayvanların sürekli olarak hastalandığını, döl tutmama sorunu yaşadıklarını, yeterli verime ulaşmadığı gibi bir çok hayvan da zayıf olduğundan telef olduğunu, müvekkilinin bir yıla yakındır bu hayvanların bakımını yaptığını, ancak hayvanların genetiği gereği büyümemekte , yeterli olgunluğa ulaşmadığından dolayı gebe kalmadığını ve damızlık vasfını da kaybettiğini, ayrıca hayvanların 12 tanesinin iki gözünün kör olduğunu, ,116 tane koyunun ise yurt dışından hastalıklı geldiğini ve hastalık nedeniyle telef olduğunu, … ve … İl Tarım Müdürlükleri tarafından yapılan bütün tetkiklerde koyunların yurt dışından hasta olarak geldiğinin belirlendiğini, müvekkilinin davalıya dişi koyunlar için 180 Euro, erkekler için 600 Euro, daha sonra alınan 100 koyun için tanesine 210 Euro ve ayrıca 5 adet koç için toplamda 86.500 Euro ödeme yaptığını, davalı firma sahibi olan …’le yapılan görüşmelerde hiçbir sonuç alınamadığını, düvelerin … gebe düvesi ile değişimi yapılacağı belirtilmiş ise de daha sonra davalı … telefonlara bile bakmaz olduğunu, müvekkilinin hayvanların telef olması, hastalıklı olması ve doğurgan olmayıp yeni yavruların elde edilememesi nedeni ile müvekkilinin zararının oluştuğunu beyan ile davalıların ayıplı ifası nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik şimdilik 1.000,00 TL nın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, Borçlar Kanunu 220/b, 222 ve 223. Madde düzenlemelerine göre davacının talebinin zamanaşımına uğradığını ve davanın öncelikle bu yönden reddi gerektiğini, davacı yanın dava dilekçesinde belirttiği hayvan alım/satım sözleşmelerinden kaynaklanan yükümlülüklerin davalılar tarafından sözleşme hükümlerine uygun şekilde yerine getirildiğini, 05/09/2017 ve 03/10/2017 tarihli satış sözleşmesinde belirtilen nitelikte hayvanların zamanında davacı şirkete teslim edildiğini, üstelik her iki sözleşme hükümlerini yerine getiren müvekkili firma ve yetkilisi diğer davalıdan aradan 5 ay süre geçtikten sonra davacı firmanın yeniden 500 baş küçükbaş hayvan alım satımı da gerçekleştirdiğini, davacı yanın alım/satımı yapılan hayvanların Almanya menşeli olacağına ilişkin iddialarının satış sözleşmesi hükümleri ve Bakanlıkça ithal izni verilmesi prosüderleri karşısında tamamen hayal ürünü olduğunu, ithal edilecek sözleşme konusu hayvanların Macaristan menşeli olacağının her iki sözleşmenin ilk maddesinde; “ bu sözleşme Macaristan’dan Türkiye’ye…satış sözleşmesidir….” şeklinde açıkça belirtildiğini, bakanlıkça onaylanan “kontrol belgesi “ de hayvanların menşei ülkesinin Macaristan olarak belirtildiğini, ayıplı olduğu iddia edilen ve ilk sözleşmenin konusu olan büyükbaş boş düve hayvanların Macaristan’da seçiminin bizzat davacı şirket temsilcisi … tarafından yapıldığını, müvekkilinin davacıya gönderdiği davetiye ile yanında … Süt Üreticileri Birliği Başkanı … ile beraber gelindiğini ve 3-4 gün kalarak hayvanları müvekkili … ile birlikte tespit ettiklerini, aradan geçen 10 gün içinde Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından görevlendirilen Veteriner Hekim ve Ziraat Mühendisi (…) seçim yapmak için …’a geldiğini, seçim heyetinin onayladığı hayvanlar için liste hazırlanıp imza altına alındığını, davacı şirket temsilcisinin daha sonra hayvanların yüklenmesi için geldiğinde de koyun alma isteğini bildirdiğini ve koyunları tek tek boyayarak seçimlerini yaptığını, bu hayvanların da tüm tetkikleri yapılarak uygun bulunduktan sonra gönderildiğini beyan ile davacının idiia ettiği zararında, davalıların sorumluluğunu gerektirecek bir kusurun söz konusu olmadığını, alıcıya ayıplı mal satma söz olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuş, davanın Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı’ na ihbarını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki canlı koyun ve canlı büyükbaş hayvan satış sözleşmesi kapsamında teslim edilen hayvanların ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın tazminini istemine ilişkindir.
Mahkememizce davacı tanıkları Karar dairesince davacı tanıkları … ve …’nın dinlenmesine karar verilmekle, adresleri mahkemesine talimat yazılmış, Tanık …, … Üreticileri birliği başkanı olduğunu, davacı şirket sahibini tanımadığını, hayvanlardan anlaması sebebi ile davacı şirket sahibi ile birlikte …’a davalının çiftliğine gittiklerini, önce gittiklerinde hayvanların tam istedikleri gibi olduğunu, … küpeli ve … menşeeli olan hayvanları almak için davalılar ile görüştülerini, hayvanların yüklenmesi için … tekrar gittiklerinde gösterilen hayvanlar değilde … menşeeli başka hayvanların kamyonlara yüklendiğini, Türkiye’ye getirdiklerinde hayvanların %60’ına yakınının telef olduğunu, gönderilen koyunlarında davacının orada seçtiği koyunlardan değil, daha kötü bir cins koyun olduğunu, onlarında hastalıktan telef olduğunu, beyan etmiş, davacı tanığı … beyanında, önceden davacı bünyesinde diğer çalışanların başında ve çiftliğin alım satım işleri ile görevli olduğunu, gelen düveler … düvesi olmadığını, aynı zamanda taahhüt edilen damızlık tarzında da olmadığını, davacı şirketin bundan ötürü çok büyük zarar ettiğini, aynı şirketten davacının koyun da aldığını, koyunlarda da hastalık çıktığını ve 250 tane koyun, 300 tane de kuzusu yaylada öldüğünü beyan etmişir.
Mahkememizce dosyanın Mali Müşavir Bilirkişi… ile Veteriner Hekim Bilirkişiler … ile …’ e verilerek; davacının 2017 ve 2018 yıllarına ait defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme yaparak taraflar arasındaki canlı koyun ve canlı büyükbaş hayvan satış sözleşmesi kapsamında hayvanların ne zaman teslim alındığı, teslim alındığındaki raporlar ve tüm kayıtlar incelenerek, davalıların ayıplı teslim yapıp yapmadığı, yapmış ise ayıbın niteliği gereği gizli veya açık ayıp olup olmadığı, ayıp varsa davacının öğrenme ve ayıba dair ihbarının olup olmadığı, ayıplı teslim varsa davacının dava tarihi itibariyle zararının ne kadar olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişiler: hayvanların; Bakanlık’ın ithalat için negatif olmasını gerekli gördüğü hastalıklar yönünden ari olduğunu, mevcut teşhis edilen hastalıklarının dahi bu hastalıklardan farklı, sonradan bulaş ihtimalinin yüksek olduğu hastalıklardan olduğunu, hayvanların yurtdışından gelirken hastalıklı olma ihtimallerinin zayıf olduğu, hayvanlarda bağışıklığın düşmesi ve bakım şartlarının kötü olması nedeniyle hastalıkların ülkemizde oluştuğuna kanaat getirildiğini, hayvanların hastalıklarının ve ölümlerinin ithalattan uzun bir süre sonra şekillenmesinin hayvanlarım ülkemizde hastalandığını gösterdiğini, hastalıklı olarak geldiği iddia edilen hayvanlarla ilgili üç ayrı ithalat yapılmasının makul olmadığının anlaşıldığını, davacı tarafın sunulan kayıtlarında davaya konu ithalat bedellerinin ödendiği tespit edilmiş edildiğini, iddia edilen zararlardan, koyun satışına ilişkin satıma konu koyunlarda ortaya çıkan hastalık ve diğer hususların teknik incelemede İthal edilip geldikten sonrası bakım koşulları sebebi ile oluştuğu tespiti yapılmış olmakla, davalının koyunlarının ayıplı olmaması sebebi ile davacının zararlarına ilişkin talebin taktirinin mahkemeye ait olacağını, düve satışına ilişkin bildirilen hususlarda dosyada iki adet sözleşme bulunması, davalıya verilen vekaletname ile yapmış olduğu işlemlerden sorumluluğu hususlarında değerlendirmenin mahkemeye ait olacağını, davacının ayıba ilişkin bildirdiği “döl tutmaması.” vd sebepler ile bildirilen ayıbın ve oluştuğu bildirilen zararlarının tespitinin yapılabileceği teknik ve mali dayanaklarının dosyada mevcut olmadığını rapor etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davacının davalıdan 05/09/2017 ve 03/10/2017 tarihlerinde davalıdan hayvan alımı yaptığını, küçükbaş ve büyükbaş hayvanların … ırkından taahhüt edilip … ırkından çıkması, hastalıklı olmaları ve doğurganlık gibi beklenen faydayı sağlayacak özellikleri taşımamaları nedeniyle zarara uğradığından bahisle davalılardan tazminini talep ettiği, davalının cevabında taahhütlerini yerine getirdiğinden ve davacının zararının doğması ve artmasında kusur ve sorumluluklarının bulunmadığından bahisle davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüştür.
Mahkememizce konusunda uzman veteriner hekim bilirkişiler vasıtası ile yaptırılan inceleme neticesinde, dava konusu küçükbaş bir adet havyan ile bir kuzunun ölüm sebeplerinin araştırılması bakımından düzenlenen … Veteriner Kontrol Enstitüsü Analiz/Test/Muayene raporuna göre, parazit bulaştıktan sonra 11-12 hafta sonra hayvanda hastalık bulaşmaya başlayacağı, koyunda ve kuzuda tespit edilen hastalıkların hemli ve hijyenik olmayan ağır ve meralardan bulaşabilecek hastalıkların da bulunduğu, kuzunun Türkiyede doğması ve parazitin enfeksiyona neden olması için geçen süre dikkate alındığında, hayvanların ülkemizde hastalandığı, dava konusu hayvanların geneline bakıldığında ülkemiz şartlarına adaptasyonu sırasında bağışıklığın düşmesine ek olarak, profesyonel bakım koşullarının sağlanamaması, aşı ve tedavilerinin planlı yapılmamış olması nedeniyle telef olduğu hususları tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce davacı taraf ticari kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde, davalıdan yapılan alımlara ilişkin 3 adet kayda rastlandığı, bunların 07/10/2017 tarih 648.744,20 TL, 14/10/2017 tarih 318.608,10 TL ve 30/11/2017 tarih 188.530,77 TL tutarlı kayıtlar olduğu, ödemelerinin yapıldığı tespit edilmiş olup, taraflar arasındaki bu hususta bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacının davalıdan satın aldığı büyükbaş ve küçükbaş hayvanların, ithalatı sırasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılan denetimlerde araştırılan hastalıklarının bulunmaması, ölümlerin ithalattan uzun süre sonra meydana gelmesi ve ölüm nedenlerinin araştırılması bakımından daha önce yaptırılan analiz sonuçları ve ölüme neden olduğu tespit edilen hastalık seyri ve özellikleri dikkate alındığında, dava konusu hayvanların hastalıklı gelmeyip ülkemizde hastalandığı, davacının talebine konu hayvanların döl tutma özelliğinden yoksun olduğu iddiasını destekler delil bulunmadığından tespitinin mümkün olmadığı, davacının dava konusu ettiği ve ayıplı olduğunu iddia ettiği iki alımdan sonra bir kez daha davalılardan hayvan tedarik etmesi anlaşılmış, taraflar arasında ki sözleşmelerden temin edilecek hayvanların … menşeili olacağı hususunda bir taahhüdün bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede, satıcının sorumluluğu olacağı sürenin yazılı olmadığı, iddia edilen ayıbın gebeliğe ilişkin olmadığı, davaya konu büyükbaş hayvanların sağlık kontrolleri yapılarak 15/03/2017 tarihinde davacıya teslim edildiği, davacının dava tarihine kadar, teslim aldığı hayvanlara ilişkin bir ayıp ihbarının olmadığı görülmüştür.
Türk Borçlar Kanununun 220. maddesine göre, satıcı yazılı olarak üstlenmedikçe veya ağır kusuru olmadıkça ayıptan sorumluluğu olmayacağının düzenlendiği, aynı kanununun 224. maddesine göre yazılı süre içerisinde de davacının bir ayıp bildiriminin bulunmadığı, hayvanların ayıbı da gebeliklerine ilişkin olmadığından ve süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından davalının sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği kanaatine varılmış, davacının davasını reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik harç olan 23,40 TL nın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 10,00 TL posta giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 02/11/2021

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”