Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/821 E. 2019/723 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/818 Esas
KARAR NO : 2019/679

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/07/2006
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekili verdiği 19/07/2006 tarihli dava dilekçesi ile; Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, davacıya ait yükün hava yolu ile Almanya’daki … Şehrindeki … fuarındaki marka group standına teslim edilmesi konusunda sözleşmenin yapıldığını, ancak davalının ağır kusuru ile davacının zarar gördüğünü, bu fuara davacının uzun yıllardır katıldığını ve çok önemli fuarlardan biri olduğunu, bu fuara katılmakla Avrupa’da ihracat ilişkilerinin kurulacağını, Uluslar arası iş bağlantılarının yapılacağını, müşteri potansiyelinin artacağını ve büyük masraflar yapılarak tanıtım kataloglarının hazırlatıldığını, Almanya’ya bu amaçla önceden bir ekip gönderdiğini, ve davacının bu fuar için 20.000 adet insert kataloğunu hazırlattığını, 3000 adet de inser olmayacak şekilde hazırlık yapıldığını, toplam 23.000 adet katalog basıldığını ve fuar alanına taşıtmak üzere davalıya teslim ettiğini, davalının ağır derecede kusurlu olarak, sözleşmeye aykırı olarak bu katalogları teslim adresine ulaştırmadığını ve bu nedenle de davacının zarar gördüğünü, yükün belirle tarihler arasında fuara yetirmesinin açıkça davalıya bildirildiğini, fuar alanına yükün 09.01.2006 tarihinde hala ulaşmadığını, bu nedenle de yükün 07.01.2006 tarihinde dahi halen uçağa yüklenmediği, … Gümrük alanında bekletildiği, bu durumun davalının ağır kusurundan kaynaklandığı ve bunun sonucunda da doğan zarardan fazlaya ait haklar saklı tutularak şimdilik 50.000 TL ve 105.000 Euro nun ve ayrıca yoksun kalınan kardan dolayı da şimdilik 100.000 Euro nun yani toplam 50.000 TL ile 205.000 Euro nun 07.01.2006 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; Davanın reddi gerektiğini, davacı ile davalının taşıma senedini imzaladıklarını, buna göre 66 parça 2140 kilogram bürüt ağırlıkta fatura değeri 19.352.00 TL olan katalogları İstanbul’dan … hava yolu ile taşımasını kararlaştırdıklarını, malın kendilerine 06.01.2008 günü gece geç saate teslim edildiğini, devam eden haftanın bayram tatili olduğunu, 07.01.2006 günü kargonun gümrük işlemlerini tamamladığını, aynı tarihte uçağın kapasitesi dolu olduğundan yükün uçağa yüklenemediğini, davacıya teslimat tarihi konusunda bir taahhütlerinin olmadığını, kargonun 13.01.2006 tarihindeki uçak ile transferinin yapılacağının davacıya bildirildiğini, davacının yetkilisinin fuarın 17.01.2006 tarihinde başlayacağını kendilerine bildirdiğini, ancak davacı çalışanı … adlı kişinin cep telefonundan 09.01.2006 tarihinde bir gerekçe gösterilmeden transfer işleminin iptal edildiğinin bildirildiğini, bu nedenle 14.01.2006 tarihinde başlayacak fuardan 5 gün önce taşıma işleminin bizzat davacının emri ile iptal edildiğinden dolayı bir sorumluluklarının olmadığını, malın 07.01.2006 tarihinde gönderileceği konusunda Hiçbir yazılı ve sözlü taahhütleri olmadığını, bayram tatilinden dolayı malın ancak 13.01.2006 tarihinde gönderilmesinin mümkün hale geldiğini ve fuarında 14.01.2006 tarihinde başlaması nedeniyle bir gecikme yaşanmayacağının anlaşıldığının, bu nedenle de geç ifanın olmadığını, bir yanıltmanın bulunmadığını, malın davacıya da 25.01.2006 tarihinde teslim edildiğini, bir zararın olmadığını, davacının belirttiği fuara iştirak etmemesinin davalının kusurundan kaynaklanmadığını, kaldı ki gönderilenin içeriği hakkında bir bilgileri olmadığı için tazminattan sorumlu tutulamayacaklarını, bu nedenle açılan davanın reddini mahkeme farklı kanaatta olursa Varşova Konversiyonunun 24. maddesi ve 22/B maddesinin uygulanması gerektiğini, şayet bir sorumluluk var ise kilogram başına 17 SDR ile sorumlu tutulmaları gerektiğini, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; Davacıya ait katalogların Türkiye’den Almanya’ya taşınacağının anlaştıklarını ancak davalının taşıma edimini hiç ifa etmediği bu nedenle davacı taşıyıcının katalogların basımı için yaptığı masraflar ile ardiye gümrük masraflarını nakliye ve hammaliye bedellerini, yükleme gümrük mesaisi ve komisyon bedelleri adı altında yaptığı harcamaları davalıdan isteyebileceği, davacının fuara katılmış ve kendisini tanıtmış olması da gözetildiğinde diğer zararlarını kanıtlayamadığı, taşıma edimini hiç ifa etmeyen davalının davacının yoksun kaldığı kardan da sorumlu bulunduğu, taraflar arasındaki taşıma sözleşemsinin 11/b maddeisnde davalının sorumluluğunun kg başına 20 USD ile sınırlandırıldığını, bu zarar üzerinden davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 48.666,58 TL’nin 09.01.2006 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi, 43.200 USD’nin ise 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 2006/466 E. 2012/213 sayılı 26/12/2012 tarihli karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2013/7451 E. 2014/14176 K. Sayılı 19/09/2014 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma ilamında “….davanın, havayolu taşıma sözleşmesinin ihlal edildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın, Türkiye’den Almanya’ya havayolu ile taşınması için davalıya teslim edilen katalogların, davalı tarafından hiç taşınmadığını ileri sürerek, menfi ve müspet zararının tahsilini talep ettiği, davalının, davacının talimatı ile taşımanın iptal edildiğini savunduğu, mahkemece davalının sözleşme ile yüklendiği edimini hiç ifa etmediği, bu nedenle davacının kanıtlayabildiği menfi ve müspet zararından davalının sorumlu bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının 14-17.01.2006 tarihinde düzenlenecek fuarda kullanmak üzere bastırdığı 23.000 adet kataloğu, taşınmak üzere 06.01.2006 tarihinde davalı taşıyıcıya teslim ettiği, 07.01.2006 tarihinde eşyanın gümrük işlemlerinin tamamlandığı, 09.01.2006 tarihinde havayolu taşıma senedinin (Air Waybill) düzenlendiği, gönderi türü olarak “Global Express” türünün seçildiği, davalının web sitesinde bu tür gönderilerin Avrupa’nın her yerine ertesi gün teslim edildiğinin ilan olunduğu, fuarın ikinci günü itibariyle gönderinin varış yerine ulaştırılmadığı, her ne kadar davalı tarafça 09.01.2006 günü davacının taşımayı iptal ettiği savunulmuş ise de bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davacı çalışanının, fuarın birinci gününde de gönderinin teslim edilmediğini, taşımanın üçüncü gün öğleden sonraya ertelendiğinin davalı tarafça kendilerine bildirildiğini, bunun kendileri yönünden bir anlamı olmadığı için taşımayı iptal ettiklerini beyan ettiği, bu durumda, öncelikle çözümlenmesi gereken sorunun davalının sorumluluğunun, akdin ifasında gecikme hükümlerine göre mi yoksa akdin ifa edilmemesi hükümlerine göre mi belirlenmesi hususu olduğunu, gecikme kavramının, ne dava konusu taşımanın tabi olduğu Varşova Konvansiyonu’nda ne de Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda tanımlanmadığını, doktrinde taşıyıcının taşıma sözleşmesinden doğan taahhüdünü yerine getirmesi gereken süre içerisinden daha ilerideki bir süre içinde yerine getirmesi ve varma yerine vaktinde ulaşılamaması olarak tanımlandığını (Ülgen, H.: Hava Taşıma Sözleşmesi, 1987, s. 182, Sözer, B.: Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun Hükümlerine Göre Taşıyanın ve İşletenin Sorumluluğu, Batıder Aralık 1984, s.34, Kaner, İ.: Hava Hukuku, 2004, s. 83), gecikmeden bahsedebilmek için taşıma ediminin ifa edilmiş olması ve fakat kararlaştırılan süreden sonra teslimin gerçekleşmesi gerektiğini, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere somut olayda, taşıma edimi yerine getirilmediğinden gecikmeden bahsedebilmenin mümkün olmadığını, her ne kadar davacı taraf taşıma işini, taşınan katalogların kullanılacağı fuarın birinci gününden sonra iptal etmiş ise de, dava konusu olayda tarafların “Global Express” gönderi türünde anlaşmış olmaları ve taşınan katalogların ancak 14-17 Ocak tarihleri arasındaki fuarda kullanılmalarının mümkün bulunması karşısında gönderinin, fuarın ilk gününde teslim edilmemesi ile borcun ifası artık imkansız hale geldiğini, davalının edimi için tayin edilen ifa zamanı, borcun gerçekleştirilebileceği yegane zaman dilimini ifade etmekte olup, bu zamanın geçirilmesi borcun ifasını imkansız hale getirdiğini, (Oğuzman-Öz, Borçlar Hukuku, 1995, s.281), söz konusu taşıma işi davacı tarafça iptal edilmeseydi dahi taşınan katalogların kullanılacağı fuarın başladığı tarihte davalı edimini yerine getirmediğinden artık davalı ediminin ifasının imkansız olduğunun kabulü gerektiğini, davalının yüklendiği edimi yerine getirmediğinin kabulü ve uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerekmekte olup bu husus mahkemenin de kabulünde bulunduğunu, Varşova Konvansiyonu’nun 19. maddesinde, havayolu taşıyıcısının, taşımadaki gecikmeden sorumlu olduğu düzenlenmekle birlikte somut olayda olduğu gibi taşıma ediminin hiç ifa edilmemesi haline, anılan Konvansiyon’da yer verilmediği gibi bu hususta Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda da bir düzenleme bulunmadığını, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, borcun ifa edilmemesinin sonuçları zaman itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nun 96. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup anılan 96. madde uyarınca, alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifade edemediği takdirde borçlu kusursuz olduğunu ispat etmedikçe bundan doğan zararlardan sorumlu olacağı, davalı edimini hiç ifa etmediğinden ve bu konuda kusursuz olduğunu da kanıtlayamadığından, anılan hüküm gereğince davacının zararını karşılamakla yükümlü olduğu, davalının karşılamakla sorumlu olduğu zararın, alacaklının müspet zararı olup davacının menfi zararını istemesinin söz konusu olmadığını, davalının taşıma edimini yerine getirmesi imkansız hale gelmiş olup böyle bir sözleşmenin feshi mümkün olmadığından davacı ancak sözleşme ifa edilseydi elde edebileceği gelirleri talep edebilecektir.O halde, mahkemece davacının ancak olumlu (müspet) zararını ve bu kapsamda kalan kar mahrumiyetini talep edebileceği dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hem menfi hem de müspet zararın tahsiline karar verilmesi doğru olmadığını, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerektiği, kabule göre de, davanın kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen, reddedilen kısım yönünden davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı, hükmün bu nedenle de davalı yararına bozulması gerektiği, davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Taraflar arasında düzenlenen taşıma sözleşmesinin 11/b. maddesi uyarınca davalının sorumluluğunun sınırlı olduğu kabul edilmiş ise de anılan hükümde, davalının, kayıp ve hasar halinde sorumluluğu sınırlandırılmış olup, somut olayda olduğu gibi taşımanın hiç gerçekleşmemesine ilişkin olarak herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda, mahkemece, taraflar arasındaki sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin hükmün, somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olduğu…”bildirilmiştir. bozma ilamı kapsamında yargılamaya mahkememizin 2015/1120 Esas sayılı dosyamız üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının davalıdan ancak olumlu zararını ve bu kapsamda kalan kar mahrumiyetini talep edebileceği, 06.02.2012 tarihli mali müşavir … sektörel bilirkişi … tarafından düzenlenen ek rapor doğrultusunda davacının dava tarihi itibar ile talep edebileceği kar mahrumiyetinin 254.004,00 TL olarak hesaplandığı, yapılan hesaplamada, brüt satış tutarı üzerinden tüm giderlerin tenzil edilmesi ile dönem net karının bulunduğu, davacının kar mahrumiyeti olarak 100.000 EURO talep ettiği, davanın açıldığı tarihi itibari ile 1 EURO’nun 1.9718 TL olduğu, 100.000 EURO’nun 197.180,00 TL olduğu, yapılan oranlama sonucunda da 254.004,00 TL’nin 128.818,33 EURO’ya tekabül ettiği, davacının talebinin 100.000 EURO olması sebebi ile taleple bağlı kalınarak 100.000 EURO kar mahrumiyetinin temerrüt tarihi olan 09.01.2006 tarihi itibari ile 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilerek davalıdan tahsil edilmesi gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, mahkememizce verilen 2015/1120 Esas, 2016/353 sayılı karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesince verilen 2016/10513 Esas, 2018/4027 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma ilamında “…davalının karşılamakla sorumlu olduğu zararın, alacaklının müspet zararı olduğu, davacının olumlu müspet zararı ve bu kapsamda kalan kar mahrumiyeti hesabına ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, davacı tarafından hedef müşterilere dağıtmak için uluslar arası fuarda kullanılmak üzere hazırlanan ve davalı tarafında teslim alınan katalogların hiç taşınmadığı ve davacı şirketin kataloglar olmadan fuara katılıp tanıtım hizmeti verdiğinin anlaşıldığı, bu itibarla, davacı şirketin 2006 yılında düzenlenen fuarda kataloglarının hiç dağıtılmamasının genel satışları ne şekilde etkileyeceği konusunda aralarında mali müşavir ve ekonomistin de bulunduğu uzman heyetten denetime elverişli rapor alınarak zarar miktarının belirlenmesi, zarar miktarının tespit edilememesi halinde gerekirse BK’nun 42. Ve 43. Maddelerine göre değerlendirme yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği…” gerekçesi ile mahkememizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesince verilen 2016/10513 Esas, 2018/4027 Karar sayılı ilamına uyularak yargılamaya mahkememizin 2018/818 Esas sayılı dosyamız üzerinden devam olunmuştur.
Dosyamız tüm dosya kapsamı ile tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliler, davacının ticari defter ve kayıtları ile dosya incelenerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesince verilen 2016/10513 Esas, 2018/4027 Karar sayılı ilamı uyarınca davacının hedef müşterilere dağıtmak için uluslararası fuarda kullanılmak üzere hazırlanan ve davalı tarafnıdan teslim alınan katalogların hiç taşınmadığı ve davacı şirketin kataloglar olmadan fuara katılıp tanıtım hizmeti verdiği, bu sebeple davacının 2006 yılında düzenlenen fuarda kataloglarının hiç dağıtılmamasının ve fuarın yurt dışında olmasının genel satışlarını ne şekilde etkileyeceği hususlarında resen tayin edilen Mali Mşüavir …, Taşıma Lojistik Uzmanı …, Ekonomist Doç. Dr. …, Fuar Uzmanı Prof. Dr. …’ya tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 18/04/2018 tarihli rapor ile; davacının ticari defter ve mali tabloları ve dosya incelenerek davacının hedef müşterilerine dağıtmak için uluslararası fuarda kullanılmak üzere hazırlanan ve davalı tarfından teslim alınan katalogların hiç taşınmadığı ve davacı şirketin kataloglar olmadan fuara katılıp tanıtım hizmeti verdiği, bu sebeple davacının 2006 yılında düzenlenen fuarda kataloglarının hiç dağıtılmamasının ve fuarın yurt dışında olmasının genel satışlarını etkileyeceğinin tespit edilerek davacının uğramış olduğu zararının tespit edildiği, yapılan tespit sonucunda 223.568,94 TL (dava tarihi değeri 113.383,17 Euro) zararının hesaplandığı hususlarını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi neticesinde; davacıya ait katalogların Türkiye’den Almanya’ya taşınması konusunda tarafların anlaştıkları, davalının taşıma edimini hiç yerine getirmediği, sözleşme hiç yerine gelmemiş olduğundan davacının ancak müspet zararını ve bu kapsamda kalan kar mahrumiyetini talep edebileceği, fuarlarda katalog eksikliğinin önemli bir tanıtım malzemesi eksikliği olduğu, katılımcının daha sonradan hatırlanması konusunda kartvizit, broşür ve örnek ürün dağıtımı veya alıcıların kartvizit veya iletişim bilgilerini toplayarak daha sonra iletişime geçilmesi ile giderilebileceği, davacının hedef müşterilerine dağıtmak için uluslararası fuarda kullanılmak üzere hazırlanan ve davalı tarafından katalogların hiç taşınmaması sebebiyle davacı şirketin tanıtım katalogları olmaksızın fuara katılıp hizmet verdiği, 2006 yılında düzenlenen fuarda katalogların hiç dağıtılmaması sebebiyle ve fuarın yurt dışında olması da dikkate alındığında genel satışları etkileyebileceği, davacının 2006 ve 2008 yılları satışları genel satış trendindeki artış ve yurt dışı satışlarındaki 2007 yılındaki artış ve fuar giderlerinin 2007 yılında stabil olması birlikte değerlendirildiğinde 2005-2007 yıllarındaki yurt dışı satışlarındaki artışın en az yarısı kadar muhtemel artışın söz konusu olacağı 2006 yılı yurt dışı satışı düşünüldüğünde davacının mahrum kalınan yurt dışı satış gelirinin 5.848.945,38 TL olduğu, 2006 yılı verileri ile satış maliyeti o lan 5.401.807,49 TL’nin düşülmesi ile mahrum kalınan karın 447.137,89 TL olduğu, bu tutarın tamamının davalıya yükletilmesinin satışlardan kaynaklanan korelasyonun katalog ile ilgili olarak %100 olamayacağı, diğer fuar imkanları ile zararın azaltılabileceği, fuara katılan davacının beklenen satış kazancının tamamından mahrum olmayacağı, %50 oranındaki kısmın tenzil edilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, davacının 223.568,94 TL talep edebileceği, davanın açıldığı tarih itibari ile EURO kuru üzerinden yapılan hesaplama sonucunda 113.383,17 EURO olduğu, davacının 100.000,00 EURO kar mahrumiyeti talep ettiği, bu talebi ile bağlı olduğu, hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, 100.000 EURO kar mahrumiyetinin temerrüt tarihi olan 09/01/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 100.000 EURO kar mahrumiyetinin 09/01/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 13.525,38 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 6.172,40 TL peşin harçtan mahsubu ile, bakiye 7.352,98 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 6.172,40 TL harç ile, yine davacı tarafından bozmalardan önce yapılan 3.793,00 TL ve bozmalardan sonra 3.316,50 TL olmak üzere toplam 7.109,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 3.087,65 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 72,00 TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmı üzerinden yapılan hesaplanan 40,73 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.830,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 21.502,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden 15 günlük sürede temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/06/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI
K.H.= 13.525,38 TL
P.H.= 6.172,40 TL
B.H= 7.109,50 TL

BOZMALAR ÖNCESİ DAVACI YARGILAMA GİDERİ
3.793,00 TL BOZMADAN ÖNCE
3.793,00 TL BOZMADAN ÖNCE TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

BOZMA SONRASI DAVACI YARGILAMA GİDERİ
3.200,00 TL BİRKİŞİ ÜCRETİ
116,50 TL POSTA MASRAFI
3.316,50 TL BOZMADAN SONRA TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

DAVALI YARGILAMA GİDERİ
72,00 TL POSTA GİDERİ

¸İşbu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden e-imza ile imzalanmıştır.