Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/816 E. 2019/978 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/816 Esas
KARAR NO : 2019/978

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2012
KARAR TARİHİ : 11/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sosyal medya yönetim hizmetleri sunan, sosyal medya üzerinden işlem yapmak isteyen şirketlere danışmanlık hizmeti veren bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında 27.03.2012 tarihinde …Yönetimi konulu bir Hizmet Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşmenin tarafları bakımından müvekkili şirketin ajans olarak nitelendirilmiş olduğunu, davalı tarafından müşteri olarak bahsedilmiş olduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğunu tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, 11.06.2012 tarihinde davalı tarafından bir ihtarname keşide edilmiş olduğunu, söz konusu ihtarname ile sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmediğinden bahisle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini bildirmiş olduğunu, 29.06.2012 tarihinde müvekkili şirket tarafından davalı şirkete bir ihtarname gönderildiğini, Fesih sebebine ilişkin herhangi bir detaylandırma yapılmadığını,soyut bir sebeple fesih yoluna gittiklerini,sözleşmeye uymayarak süresinden önce sözleşmeyi haksız feshettiklerinin belirtilmiş olduğunu, ödenmeyen sözleşme bedeli, haksız fesih sebebi ile sözleşme metnin de geçen ve 3.1,3.2 maddelerinde geçen hizmetlerin bedelinin ödenmesi gerektiğinin ihtar edilmiş olduğunu, davalı tarafça 03.07.2012 tarihinde tebliğ alınmış olduğunu, davalı tarafın,sözleşmeye göre her ay belirlenmiş hizmet bedelini ödemeyi sözleşme ile taahhüt etmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından Mayıs ayı boyunca hizmetin ifa edildiğini, davalı şirketin 3.000+KDV tutarındaki hizmet bedelini ödemediğini, borcun muaccel olduğunu, sözleşme ile belirlenen 3.1 ve 3.2 maddelerinde geçen hizmetlerin bedeli olarak, sözleşmenin tarihinden önce davalı şirket tarafından feshedilmesi halinde kararlaştırılan,davalı şirketin ödeme yapacağı 8.750 TL + KDV tutarındaki bedelinde ödenmemiş olduğunu, davalı şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, sözleşme süresi içerisinde anlaşılan aylık bedeli ödemediğini, sözleşmeden doğan borcunu gereği gibi ifa etmediğini, sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından tahsil edilemeyen alacak ve taleplerinin; 3.000 TL + KDV sözleşme ile belirlenen Mayıs ayı hizmet bedeli 8.750 TL + KDV sözleşmede süresinden önce fesih halinde ücretsiz verilecek hizmetlerin karşılığı olarak tayin edilen bedel fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla kar kaybından kaynaklı şimdilik 3,000 TL tutarındaki müspet zararın tazminine karar verilmesini, davalarının kabulünü, 13.565 TL sözleşme bedelinin 04.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taraflar arasında 27.03.2012 tarihli …Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini ileri sürdüğünü, dava dilekçesi ekinde imzasız bir sözleşme sunmuş olduğunu, sözleşme tasarısı niteliğindeki metnin bağlayıcı olmadığını, öngörülen cezai şart yahut tazminat anlaşması niteliğinde bir hükmünden dolayı davalı şirketin sorumlu tutulmasının yasal dayanağının bulunmamakta olduğunu, davanın bu yönü ile temelsiz ve redde mahkum olduğunu, sözleşmenin taslak metnin de yer alan cezai şart niteliğindeki maddelerin davalı şirket tarafından kabul edilmediğini, yazılı metinde mutabakata varılmamış olduğunu, şifahen bir hizmet sözleşmesinin diğer ana şartlarında anlaşılmış olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmanın feshine ilişkin noter kanalıyla gönderilmiş bulunan fesih ihtarnamesinde sadece mutabakata varılan ana şartlara yollama yapılmış olduğunu, davacının anlaşma gereği yerine getireceği edimleri açıkça belirtilmiş olduğunu, davalı ile tam bir işbirliği içinde çalışması verdiği hizmetin kalitesini koruması ve yükseltilmesi için her türlü çabayı göstermesinin kararlaştırılmış olduğunu, davalı şirketin anlaşma gereği kararlaştırılan aylık hizmet bedellerini, proje bazlı bütçelendirilen ödemeleri ve diğer masrafları zamanında peşin olarak davacıya ödemiş olduğunu, 2012 Mayıs ayında düzenlenecek anneler günü özel etkinliği için davacı tarafından kesilen 4.425 TL tutarında faturanın davalı şirket kayıtlarına işlenmiş olduğunu, davacının etkinliği yapmadığını, bu nedenle ödeme yapılmayarak iade faturasının düzenlenmiş olduğunu, davacı şirketin davalı tarafından defalarca uyarıldığını, edimlerini yerine getirmemiş olduğunu, sözleşmenin davalı şirket tarafından haklı nedenle feshedilmiş olduğunu, davacıya herhangi bir tazminat yahut cezai şart ödenmesinin söz konusu olmadığını, davacı tarafından davaya dayanak gösterilen sözleşmenin gerçekte taraflarca imzalanmamış olması nedeniyle yok hükmünde olması, bu nedenle davacının yok olan sözleşme maddesine dayanarak talepte bulunmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin haklı fesih nedeniyle ortadan kalkmış olduğunu savunarak haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizin 2012/324 E., 2015/249 K. Sayılı 15/04/2015 tarihli ilamında; davacı şirketin sosyal medya hizmetleri sunduğu, sosyal medya üzerinden işlem yapmak isteyen şirketlere danışmanlık yaptığı, bu kapsamda davacı şirket ile davalı arasında 17.3.2012 tarihli … konulu bir sözlemede mutabık kalındığı, sözleşmede tarafların imzası bulunmasa da sözleşme kapsamındaki ticari ilişkinin tarafların kabulünde olduğu, bu nedenle davacı tarafça yapılan iş ve fesih koşulları bu sözleşme kapsamında irdelenmiş, taraflar arasındaki mail yazışmalarına göre davalı tarafla Mayıs sonuna kadar iş ilişkisinin devam ettiği, davalının Mayıs ayına ilişkin faturanın kesilmesini kabul ettiği anlaşılmış, alınan teknik bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin sözleşmeyle kararlaştırılan aylık hizmet bedellerinin, proje bazlı bütçelendirilen ödemeleri ve diğer masrafları zamanında peşin olarak davacıya ödediği, 2012 Mayıs ayında düzenlenecek Anneler Günü özel etkinliğinin davacı tarafından yapılmadığı, davacının bu konuda davalı tarafından defalarca uyarıldığı, davacının sözleşme metnindeki 3.1 ve 3.2 maddelerindeki birçok çalışmayı yaptığına dair dosyada basılı materyal ve görselin bulunmadığı, sadece blok çalışmasıyla ilgili yazışmalar, Anneler Günü ile ilgili görsel tasarım çalışmalarına ilişkin bilgiler olduğu, bu değerlendirmeler ışığında ve 17.07.2013 tarihli teknik bilirkişi raporu kapsamı ve tespitleri doğrultusunda sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı olduğu sabit görülmüş, bu nedenle davacı tarafça ileriye dönük olarak müspet zarar talep edilemeyeceği kabul edilmiş, karara esas alınan hesap bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın sözleşmenin 3.1- 3.2 maddelerine göre davacı tarafça yapılan işlere göre hesap bilirkişisi tarafından yapılan hesaplama neticesinde davacının sözlemenin 11. Maddesinde düzenlenen cezai şart maddesine göre 5.162,50 TL cezai şart, Mayıs ayı ücretine ilişkin olarak da 1.180 TL olmak üzere toplam 6.342,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
Davalı vekilinin 29/07/2015 havale tarihli beyan dilekçesi ile kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/9960 E., 2018/3779 K. Sayılı 27/06/2018 tarihli ilamında; “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Dava, alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme olmasa da TTK’nun 20. maddesi uyarınca tacirin yaptığı hizmet karşılığında ücret isteyebileceğine göre Mayıs ayı için ücrete karar verilmesi hukuken doğru ise de yapılan bu işin davalı yararına olup olmadığı yeterince araştırılmamıştır. Ayrıca taraflarca imzalanmayan sözleşme uyarınca belirlenen cezai şarta hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA,” şeklinde karar verilmiştir.
Bozma ilamı kapsamında yenin esas alan dosyamız kapsamında yeniden rapor tanzimi amacıyla Bilgisayar Mühendisleri …, … ile …’a tevdii edilen dosyaya 14/05/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki sözleme her ne kadar ıslak imzalı olmasa da davacı tarafında verilen ve tespit edilen bir takım hizmetlerden dolayı taraflar asındaki sözleşmenin var olduğu, sözleşme metnindeki 3.1 ve 3.2 maddelerindeki birçok çalışmaya dair dava dosyasında herhangi bir veri bulunmadığı, bunlardan sadece BLOG çalışması ile ilgili yazışmalar, Anneler Günü ile ilgili görsel tasarım çalışmaları ile ilgili belgeler bulunduğunu, davacı tarafından belirlenmiş olan fiyatların piyasa rayiç değerlerine göre normal olduğu, sözleşme metnindeki 3.1 ve 3.2 maddelerindeki belirtilen 12 adet hizmetin 6 adetinin tamamlandığını, bir önceki bilirkişi raporunda belirtilen, “işin yarısı yapıldığından 4375,00 TL + KDV tutarımda bir zarara uğradığının tespit edildiği bildirmişlerdir”. Bu görüşe teknik bilirkişilerde katılmıştır.
Sözleşme feshi halinde ödeyeceği belirtilen cezai şart olan 8.750,00 TL + KDV tutarındaki ücretin teknik olarak fahiş olmadığını, davacı şirketin Davalı şirkete 2012 mayıs ayında düzenlenecek anneler günü özel etkinliği için davacı tarafından etkinliğin yapıldığı görülmüştür şöyle ki; mayıs ayı içinde yapılan hizmetlere karşı dosya içeriğinde bulunan bilgiler ışığında bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı gibi, Mayıs ayı içinde sosyal medya hesapları açılmış, entegrasyonlar yapılmış, sayfaların tasarımları (avatar, kapak, renk düzeni vb.) sağlanmış, reklam programlarına üye olunmuş gibi işler yapıldığı, taraflar arasındaki mailleşmeler de yukarıda belirtilen sosyal medya hesapları açılmış, entegrasyonlar yapılmış, sayfaların tasarımları (avatar, kapak, renk düzeni vb.)gibi işlerin yapıldığı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; Mayıs ayı içinde davalının yararına sosyal medya hesapları açılmış, entegrasyonlar yapılmış, sayfaların tasarımları (avatar, kapak, renk düzeni vb.) sağlanmış, reklam programlarına üye olunmuş gibi işler yapıldığı, Mayıs ayı için yapılan hizmetin davalı yararına olduğu tespit edilmiştir. Miktarının işin yarısına tekabül ettiğinden bir önceki bilirkişi heyetinin “işin yarısı yapıldığından 4375,00 TL + KDV tutarımda bir zarara uğradığının tespit edildiği bildirmişlerdir.” şeklindeki görüşe katıldıklarına yönelik görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı tarafından davalıya sosyal medya alanında verilen hizmetten dolayı ve danışmanlık hizmetinden dolayı doğan alacağın tahsiline, ceza-i şart alacağına ve müspet zararın tazminine yönelik alacak davasıdır.
Taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme olmasa da TTK’nun 20. maddesi uyarınca tacir yaptığı hizmet karşılığında ücret isteyebilecektir. Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak Mayıs ayı için yapılan işin davalı yararına olup olmadığı noktasında Bilgisayar Mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmuş olup hükme elverişli 13/05/2019 tarihli heyet raporuna göre Mayıs ayı içinde davalının yararına sosyal medya hesapları açıldığından, entegrasyonlar yapıldığından, sayfaların tasarımları (avatar, kapak, renk düzeni vb.) sağlandığından ve reklam programlarına üye olunmuş gibi işler yapıldığından Mayıs ayı için yapılan hizmetin davalı yararına olduğu teknik bilirkişi heyeti raporundan anlaşılmış olmakla Mayıs ayı ücretinin belirlenmesine ilişkin olarak mahkemimizce bozma öncesi alınan hükme elverişli 20/01/2015 havale tarihli mali bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak davacı tarafın davalı taraf ile Mayıs sonuna kadar iş ilişkisinin devam ettiği ve davalının Mayıs ayı faturasının kesilmesini kabul ettiği anlaşılmıştır. 31/05/2012 tarihi itibariyle ticari ilişkinin sonlanacağının mail yazısından belirtilmesinden sonra 11/06/2012 tarihinde Noter ihtarı ile fesih bildiriminde bulunulduğu, Mayıs ayı sonuna kadar devam eden ticari ilişki yapılan işlere ilişkin mail yazışmaları ve aylık ücret kararlaştırılması nedeniyle fesih tarihi de dikkate alınarak teknik tespitte yapılan işlere ilişkin davacının Mayıs ayına ilişkin talep edebileceği ücretin 1/3’ü olan 1.180 TL’lik kısmının talep edilebileceği gözetilerek 1.180,00 TL Mayıs ayı ücretinin 09/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca bozma ilamı dikkate alınarak taraflarca imzalanmayan sözleşme uyarınca ceza-i şart talep edilemeyeceğinden bu yöndeki talebin reddine ve davacının müspet zarar davası yönündeki davasının Yargıtay ilamı neticesinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-1.180,00 TL Mayıs ayı ücretinin 09/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının ceza-i şart yönünden davasının reddine,
-Davacının müspet zarar davası yönündeki davasının Yargıtay ilamı neticesinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,61 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 250,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 169,84 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,61 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 4.582,00 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 320,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 89,50 TL posta, tebligat ve müzekkere ücretlerinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 83,25 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 1.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”