Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/811 E. 2020/666 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/811 Esas
KARAR NO : 2020/666

HMK. 124 MADDESİ UYARINCA DOSYADAN TARAF OLMAKTAN ÇIKARTILAN
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 21/05/2015
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin harabe halinde iken aldığı gayrimenkulün hiçbir şekilde elektrik bağlantısının bulunmadığını ve yıllarca atıl vaziyette kaldığını, müvekkilinin 10.01.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, bu tarih itibariyle … numaralı abonelik ile sözleşme imzaladığını ve abonelik ile ilgili ödemelerini yaptığını, davalı kurumca sayaçların kırık olması ve açıklanmayan sebepler ile müvekkili aleyhine 11.991,35 TL borç tahakkuk ettirdiğini, müvekkilinin kötü niyeti olmamasına ve söz konusu sayaçları kullanmamasına rağmen haksız ve hukuksuz şekilde bu borcu ödemeye zorlandığını belirterek, … kaçak tutanak seri, … abone numarası ve … dosya numarası ile müvekkili adına çıkarılan fatura borcunun 11.991,35 olmadığının tespiti ile davadan önce yapılan 3.624,14 TL ve dava süresince yapılacak ödemelerin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı ve husumet itirazında bulunduğunu, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan ihtilaflarda husumetin … A.Ş’ne yönetilmesi gerektiğini, … Satış A.Ş’nin ayrı bir tüzel kişiliğe haiz olduğunu, abonelik tesisi yapmak ve perakende elektrik satışı yapmakla iştigal eden EPDK kararları gereği kurulmuş ayrı tüzel kişiliğine haiz şirket olduğunu belirterek, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak da; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2015/518 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 09/03/2016 tarihinde husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekilinin 27/05/2016 havale tarihli beyan dilekçesi ile temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiştir.
Yargıtay 3. HD 2016/19323 E. 2018/6592 K. sayılı 07/06/2018 tarihli yargıtay ilamında; “mahkemece davanın husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
Her iki davalının unvanları arasındaki benzerlik ve dürüstlük kuralları dikkate alındığında dava dilekçesinde davalının yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir yanılgıya dayandığı bu nedenle taraf değişikliği konusunda karşı tarafın bu konuda rızasının bulunmasının gerekli olmadığı anlaşılmakla yargılamaya asıl tarafla devam edilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece davanın, 6100 sayılı HMK 124. md gereği … A.Ş’ye yöneltilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle davanın esasına girilmesi gerekirken, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Elektrik Mühendisi bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 31/05/2019 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; ayrıntısı rapor içinde verildiği şekliyle davacı tarafın menfi tespit davasında kısmi haklı olduğu, davalı tarafa borcunun 2.500,95 TL hesaplandığı, bu durumda … ile imzaladığı taksitlendirme protokolü nedeniyle yaptığı 3.624,14 TL ödemeden 2.500,95 TL çıkartılınca 1.123,19 TL‘nin istirdatına haklı olduğu, taksitlendirme protokolünün ise 02.06.2015 tarihli 1.140,47 TL meblağlı taksitten itibaren tümüyle iptal edilmesinin gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflar tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 11/02/2020 tarihinde tanzim olunan ek raporda özetle; davacı tarafın menfi tespit davasında kısmi haklı olduğu, davalı tarafa borcunun protokol tarihinde 2.645,47 TL hesaplandığı, bu durumda … ile imzaladığı taksitlendirme protokolü nedeniyle yaptığı 3.624,14 TL. ödemeden 2.645,47 TL çıkartılınca elde edilen 978,67TL‘nin istirdatına haklı olduğu, taksitlendirme protokolünün ise 02.06.2015 tarihli 1.140,47 TL meblağlı taksitten itibaren tümüyle iptal edilmesinin gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflar tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 29/09/2020 tarihinde tanzim olunan ikinci ek raporda özetle; davacının işyerini 15.08.2013 tarihinde kiraladığı dikkate alındığında, davacının bu tarihten itibaren tesisatta bulunan sayacı tadilat için sürekli kullanmaya başladığı kabul edilirse, kaçak kullanım süresi uzayacaktır. Kabul edilebilir şekilde kaçak kullanımın sonladığı süre ise 29.03.2014 tarihinde tesisata yeni sayacın takıldığı tarih olmalıdır. … Tahakkuk İşlemleri’nin yazısından görüleceği üzere, kaçak kullanımın 360 gün olması mümkün olmayıp, Takdir Sayın Mahkemede olmak üzere belirtilen 15.08.2013 – 29.03.2014 tarihleri arası 226 gün kaçak kullanımın kabulü halinde kaçak elektrik faturası 6.933,20 TL. hesaplanmaktadır. Mahkeme 90 gün kaçak kullanımın dosyadaki bilgilere göre uygun olmadığı görüşünde ise, … komisyonunun kararına göre kaçak kullanım bedelinin 226 gün üzerinden 6.933,20 TL.’nin uygun olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, … nolu aboneye ilişkin olarak davacıya tahakkuk ettirilen kaçak kullanım bedeli olan 11.991,35 TL’lik borçtan borçlu olunmadığının tespitine yönelik açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı …’in … adresinde bulunan yıkıntı halindeki taşınmazı 15.08.2013 tarihinde kiralayarak tadilata başlaması ve 17.03.2014 tarihinde tesisatta bulunan … marka … seri no’lu elektronik sayacın endeksinin okunamaması nedeniyle sökülerek muayene istasyonuna gönderilmesi sonrasında davacı … hakkında kaçak işleminin yapılarak davaya konu fatura düzenlenmiştir.
Dosya kapsamında alınan ilk elektrikçi bilirkişi raporuna göre, davacı …’in tadilata başlamadan önce elektrik idaresine gidip sayacı açtırması gerektiği halde, bu işlemi tadilat bittikten sonra yaptığı anlaşıldığından muayene raporunda tespiti yapılan sayacın müdahaleli halinin davacı …’in tadilatı sırasında meydana geldiği, muayene raporunda, sayacın bozuk olduğu, kayıt yapmadığı, sayacın ekran kısmının darbeli olduğu ve kapağın açık olduğu, bu durumda bile sayaç kayıt yapmasa bile sayacın akım giriş ve çıkış uçları güç iletimi sağlayarak işyeri içinde elektrik kullanılması başka bir deyişle elektrikli cihazların kullanılması sağlanabileceği, davacı …’in bu işyerini kiraladıktan sonra tesisatta bulunan sayacın güvenlik sorumluluğunu da üzerine almış olduğu, iş yerinde bu şekilde ölçüsüz elektrik kullanıldığından ve zaten …’a haber vermeden yönetmeliğe aykırı şekilde tesisat açıldığından kaçak kullanımın gerçekleştiği, kaçak işleminin 08.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre yapılmasına rağmen kaçak kullanımın ilk olarak 17.03.2014 tarihinde tespit edilmiş olduğundan ve sayaç 29.03.2014 tarihinde kaldırıldığından, kaçak kullanımın 29.03.2014 tarihinde sonlandırıldığı, dolayısıyla kaçak tutanağının 29.03.2014 tarihli olması gerektiği işlem yapılan yönetmelik yerine bir önceki Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmelik 13. Maddesi a) bendi uygulanması gerekeceğinden ölçüsüz kullanım gerçekleştiğinden …’in kaçak elektrik kullandığı, kaçak kullanım süresi ise kesin olarak bilinemediğinden 90 gün olarak alınması gerektiği, kurulu güç olarak sözleşmede kararlaştırılan 9,2 kw değeri alınmış ise de bu güç değerinin tadilat sonrası işyerinde kullanılacak elektrikli cihazlara ait olup, gerçekte tadilat sırasında kullanılan elektrikli cihazların kurulu gücü alınması gerektiğinden 8 kw alınması uygun görüldüğünden tadilat sırasında abonesiz kullanım gerçekleştiğinden günlük kullanım süresinin 10 h/gün olması gerekmekle kaçak elektrik faturasının 2.500,95 TL olması gerektiği tespit edilmiştir.
Kök rapordan sonra davalı vekilinin itirazı üzerine mahkememizin 3 nolu celsesinde davalı vekilinin 90 gün kaçak kullanım süresi hesabına itirazı (geriye dönük 1 yıl üzerinden hesap yapılması gerektiği yönünden), 8 kw olarak kurulu gücün baz alınması gerektiği dolayısıyla hesaplamanın yanlış yapıldığı ve hesaplanan bedele kısmi ödeme yapılan tarihe kadar gecikme zammı ve gecikme zammının KDV sinin hesabının yapılması gerektiği yönündeki itirazlarının değerlendirilmesi için aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Sunulan ek raporda teknik bilirkişi dava konusu … marka sayacın darbe sonucunda hasarlandığı, hasarın eski kiracının mahalden çıkması sırasında ya da davacı tarafın yaptığı tadilat sırasında da olabileceği, fiili olarak kaçak kullanımın yapıldığı dönemde davacı taraf abone olmaması nedeniyle kaçak kullanımın 29.03.2014 tarihinde sayacın sökülmesiyle sonlandığı, dosyadaki bilgilerde işyerinin 15.08.2013 tarihinde kiraladığı belirtilmekte ise de bu işyeri için tadilat süresi açısından doğru bulgu ve bilgi olmadığından kök raporda belirtilen Yönetmeliğin 13. maddesine göre en fazla 90 gün kaçak işlemi yapılabileceği, davalı taraf kaçak işlemini sayaca yapılan müdahale ile sayacın kaçak kullanıma açık hale getirilmesin dolayısıyla bu şekilde kaçak elektrik kullanımına dayandırdığından Yönetmeliğin 13. Maddesi ve 622 Sayılı Kurul Kararı gereğince davacının ödemesi gereken fatura bedelinin 2,603,46 TL olduğu, davalı vekilinin itirazı doğrultusunda kısmi ödeme yapılan 03.04.2015 tarihine kadar borç ödenmediğinden bu fatura bedeline gecikmiş gün faizi ve KDV işletilmesi halinde davacı borcunun 2.645,47 TL olacağı, tesisatta bulunan sayaç 29.03.2014 tarihinde sökülmüş olup muayenenin ise 02.01.2015 tarihinde yapıldığı, tutanağın ise 13.02.2015 tarihinde düzenlendiği, muayene raporuna göre sayacın üzerine gelen bir darbe ile hasarlandığı, kaçak kullanımın davacının tedbirsizliği nedeniyle oluştuğu, iş yerindeki kaçak kullanım süresini kesin olarak tespit etmek mümkün olmadığından 90 gün üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, tadilat döneminde davalı taraf tespit yapmadığından kurulu gücün bilinmediği, Yönetmeliğe göre bu işyerinde olabilecek bağlantı gücünün 5 kW olması gerekeceğinden kurulu gücün 5/0,6=8,333 kw olması gerektiğinden davalı tarafın lehine 8,333 kw kurulu güç kullanılarak yeniden hesaplama yapıldığında kaçak elektrik fatura bedelinin 2.603,46 TL olacağı, kısmi ödeme tarihinde davacının borcunun 2.645,47 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekilinin ek rapora itirazı neticesinde mahkememizin 6 nolu celse ara kararı gereğince davalı vekilinin 90 gün üzerinden hesaplanan kaçak kullanım süresine itirazı, 9,2 kw olarak kurulu gücün hesaplanması gerektiği itirazı, kısmi ödeme yapılan tarihe kadar gecikme zammı ve gecikme zammının KDV si eklenmeden hesaplanan çıplak tahakkuk bedelinin davacının gecikme zammı ve KDV ile birlikte ödediği 3.624,14 TL den mahsubu itirazı ile davalı … tan gelen son yazı cevabı dikkate alınarak aynı bilirkişiden itirazları karşılar şekilde ek rapor alınmasına karar verilmiş olup hükme esas alınan bu son teknik raporda … İşlemleri ve Laboratuvar Müdürlüğü’nün Mahkememize gönderdiği 26.02.2020 tarihli davacı tarafın itirazının değerlendirildiği cevabi yazıda, net bir şekilde kaçak kullanım süresinin en fazla 15.08.2013 tarihli kira sözleşmesi ile sayacın tesisattan kaldırıldığı 29.03.2014 tarihi arası 226 gün olması gerektiği, kurulu gücün yapılan sözleşmede belirtilen 9,2 kW kurulu güç ve abonesiz olarak günlük kullanım saati 1,2×8=9,6 h/gün ile hesap yapılarak davacı itirazı kısmi olarak haklı bulunarak ödemesi gereken miktarın 11.044,10 x (226/360) = 6.933,20 TL olarak hesaplandığı, …’ın daha önceden kaçak elekrik faturasını düzenlerken kullandığı 360 günlük kaçak kullanım süresini iptal ettiği, yerine 15.08.2013-29.03.2014 tarihleri arası 226 gün için kaçak elektrik faturası düzenlenerek düzeltme yapıldığı, fazla bedelin komisyon kararı ile iptal edildiği, … Komisyonunun kararına göre kaçak kullanım bedeli olarak belirlenen 226 gün üzerinden 6.933,20 TL bedelin uygun olduğu tespit edilmekle bu komisyon kararı sonrasında davacı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt koyulmaksızın bu ödemenin yaptığı anlaşılmakla Komisyon kararına ek sunulan ve uyuşmazlık bulunmayan kira sözleşmesi başlangıç tarihine göre sürenin hesap edilmesi gerektiğine mahkememizce de kanaat getirilmiş olup dava tarihinden sonra davalı idare tarafından bu kararın alındığı gözetildiğinde davacının dava tarihinde dava açmkata başlangıçta haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulü ile … kaçak tutanak seri numaralı 13/02/2015 zabıt tarihli, 2015/2 dönemine ait 11.044,10 TL bedelli faturanın 4.110,90 TL bedelinden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının komisyon kararı sonrası 06.07.2015 tarihinde çekince koymaksızın mahkememizce uygun bulunan 6.933,20 TL ödemeyi yapması ve davalının belirlenen bu bedel kadar borçlu olduğu sabit olmakla davacının istirdat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … kaçak tutanak seri numaralı 13/02/2015 zabıt tarihli, 2015/2 dönemine ait 11.044,10 TL bedelli faturanın 4.110,90 TL bedelinden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının istirdat talebinin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 280,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 204,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 76,03 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 204,79 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 760,40 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 572,52 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 406,50 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 100,45 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-a-Mahkememizin 14/12/2018 tarihli 1 nolu ara kararı gereğince davada HMK. 124. gereğince taraf olmaktan çıkartılan … vekili lehine karar tarihi olan 2018 yılı itibariyle AAÜT. M.7/2. fıkrası gereğince 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak taraf olmaktan çıkarılan …’a verilmesine,
b-Taraf olmaktan çıkarılan … tarafından yapılan 56,50 TL posta masrafının davacıdan tahsil edilerek taraf olmaktan çıkarılan …’a verilmesine,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”