Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/759 E. 2018/903 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/759 Esas
KARAR NO : 2018/903

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 24/03/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Hakemler Kurulu Kararı gereğince alacaklı çıkan … Tic Ltd Şti ile ilgili hakem kararını 1 aylık iptal davası açma süreleri dolmadan ve kararın tebliği ile birlikte derhal icra takibi başlatıldığını, … 29. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına icranın durdurulması yönünde talepte bulunulduğunu ve ilgli dosya borcu tutarının 823.000,00-TL karşılığı teminat mektubunun teslim edildiğini, HMK 439/2 maddesi d bendi gereğince hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar veremeyeceğini veya talebin tamamı hakkında karar vermez ya da yetkisini aşarsa bu kararın iptali gerekeceğini, hakem heyeti kurulunca aynı zamanda HMK 439/2 e fıkrası gereğince usul açısından bu kısımda yer alan hükümlere uygun yargılamanın yürütülmediğini ve usuli aykırılıkların kararın esasına etkili olduğunu, hakem kurulu heyetinin ilgili maddenin f fıkrasına aykırı hareket ederek, tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına da riayet etmediğini, aynı zamanda kamu düzenine de aykırı karar oluşturduğunu, hakem kurulunun teknik rapor dışında ve rapora aykırı ve rapor üzerinde rakama hükmederek karar oluşturduğunu ve yüklenicinin hata ve kusuru ile mevcut delilleri değerlendirmediğini, hakem kurulunda görülen davada, … firmasının talepleri arasında işin uzuması sebebiyle ilave maliyet bedeli olan 312.780,11 TL’nin tahsili talebinin mevcut olduğunu, ilgili heyetin alacak taleplerinin değerlendirilmesi için inşaat konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturduğunu ve mahallinde keşif yapılmasına karar verildiğini, teknik bilirkişi heyeti raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu, BK 470 gereğince yüklenicinin zamanında ve kararlaştırılan niteliklere uygun şekilde eseri teslim etmesi gerektiği, yüklenicinin işin uzmanı konumunda olması sebebiyle teknik konularda hata yaptığını beyan ederek bundan doğan zararlardan sorumlu olacağının beyan edildiğini,yüklenici tarafından başlatılan tahkime konu icra takibine yetki itirazında bulunulmasına rağmen hakem kurulunce yetkisiz icra dairesinin yetkisinin kabul edilerek hüküm kurulduğunu bildirerek; HMK madde 439/2 (d) bendi gereğince hakem ve hakem kurulu, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar vermesi, talebin tamamı hakkında karar vermemesi, yetkisini aşması, HMK madde 439/2 (e) fıkrası gereğince usul açısından bu kısımda yer alan hükümlere uygun yargılama yürütmemiş olması ve usuli aykırılık kararın esasına etkili olması, yine hakem kurulunun ilgili maddenin (f) fıkrasına aykırı hareket ederek tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet etmemesi ve son olarak ilgili hakem kurulu kararının aynı zamanda kamu düzenine de aykırı olması sebepleriyle tahkimde uygulanacak maddi hukuk ve usul kurallarına riayet edilmemesi karşısında ilgili hakem heyeti kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 12/04/2017 tarihli cevap dilekçesinde; davacı yanın … 14 Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile hakem kararının ve dosyasının saklanması için dava açtığını, derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, taraflar arasında … Üniversitesi Öğrenci Yurdunun mekanik inşaat tesisat işlerinin yapılması konusunda 28/05/2013 tarihinde inşaat ve hizmet sözleşmesi yapıldığını, taraflar arasında bakiye iş bedeli, ilave işler ve iş süresinin uzaması sebebi ile uğranılan zararlardan oluşan alacak ve sair hususlarda ihtilaf doğduğunu, müvekkili şirketin bir kısım alacakları için 27/06/2014 tarihli faturayı tanzim ederek noter aracılığı ile davacı şirkete tebliğ etmiş, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine … 11 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davacı şirketin icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete ihtarname göndererek …’i hakem tayin ettiğini bildirdiğini ve hakemini seçmesini ihtar ettiğini, davacı yanın süresi içinde hakemini seçmemesi üzerine … 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacı tarafından bir iptal sebebi olarak gösterilmemiş olmakla birlikte hakem kurulunun diğer taleplerinin kabulü yönündeki değerlendirme ve kabul sözleşmeye ve maddi gerçeğe uygun olduğu, davacının karar harcı ile ilgili itirazı da bir iptal sebebi olmadığını, var ise maddi hatanın düzeltilmesi gerektiğini bildirerek; derdestlik ve görev yönünden davanın reddine, hakem kararının iptali talebinin reddine, karar harcı yönünden düzeltilerek onanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememiz tarafından verilen 2017/292 Esas ve 2018/154 Kararı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/3140 Esas ve 2018/2459 Karar sayılı ilamı ile 11.06.2018 tarihinde bozulmuş olup, Bozma ilamında “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında verilen karar, 6100 sayılı HMK’nın 439. maddesinde düzenlenen hakem kararının iptâli davasına ilişkindir. 6100 sayılı HMK’da tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusunda 410 ve 439. maddelerde düzenlemeler yer almakta iken 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun 57. maddesiyle HMK 410. madde, 60. maddesiyle de HMK 439. madde değiştirilmiştir. Ayrıca 53. madde ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15. maddesinde yapılan değişiklik ve 54. madde ile bu Kanun’a eklenen ek 1. madde ile de görevli mahkeme konusunda ihtiyari tahkim ve milletlerarası tahkim arasında paralellik sağlanmıştır. Kanun’un 55. maddesiyle de 5235 sayılı Kanun’un 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve iptâl davaları ticaret mahkemesinin heyet halince göreceği davalar arasından çıkarılmıştır. Yapılan değişiklikler sonucu HMK’daki son düzenlemelerde; tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret Mahkemesi yetkili mahkemenin ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, tahkim yeri Bölge Adliye Mahkemesi’nde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK 439/1) belirtilmiştir. 4686 sayılı MTK’daki son düzenleme ise hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, 3’üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili Bölge Adliye Mahkemesi’nde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (15/1), bu Kanun’da asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkilerin, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılacağı (ek 1) şeklindedir. Yapılan değişiklikler ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ve 6100 sayılı HMK’daki tahkim konusundaki görev kuralları benzer hale getirilmiştir.Yapılan bu düzenlemeler mahkemelerin görevine ilişkindir. Görev düzenlemesi yapılan 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir hükme yer verilmemiştir. Sonuç olarak uygulanması gereken geçiş hükmü bulunmamaktadır. Usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağından, yapılan görev kuralı değişikliklerinin kanunda istisna niteliğinde geçiş hükümlerine yer verilmediği için eldeki davalara da uygulanması gerekir. Davanın 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce ya da Bölge Adliye Mahkemeleri’nin faaliyete geçtiği tarihten önce açılıp açılmadığının da bir önemi bulunmamaktadır. Aynı şekilde sözleşme tarihi itibarıyla hakem kararlarına karşı iptâl davası mı açılacağı ya da temyiz yoluna mı başvurulması gerektiği konusundaki görüş ayrılığı da 13.04.2018 tarih, ve 20162 Esas, 2018/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile giderilip sözleşme tarihine bakılmaksızın iptâl davası olarak belirlenmiştir. 6100 sayılı HMK geçici 1/1. maddede bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmayacağı düzenlemesi, geçici 3/3. maddede ise, bu Kanun’da Bölge Adliye Mahkemeleri’ne görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun’un bu Kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı düzenlemeleri bulunmakta ise de bu maddeler 6100 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelere ilişkin olup 6100 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun hükümlerini kapsadığından söz edilemez. Somut olay değerlendirildiğinde hüküm verildikten sonra yapılan kanun değişikliği ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 439. maddesine göre açılmış olan iptâl davasının Bölge Adliye Mahkemesi’nde görülmesi zorunlu hale gelmiş olmakla mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına…” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş bozma ilamı doğrultusunda açık yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; 7101 sayılı kanunda görev kurallarına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir hükme yer verilmediği, uygulanması gerektiğine yönelik geçiş hükmü bulunmadığı, usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu, aksine düzenlemenin bulunmaması halinde göreve ilişkin kuralların derhal uygulanması gerektiği, yapılan görev kuralı değişiklikleri kanunda istisna niteliğinde geçiş hükümlerine yer verilmediği için eldeki davalarada uygulanması gerektiği, 6100 sayılı HMK’nun 439. maddesine göre açılmış bulunan iptal davasının 7101 sayılı kanunla yapılan göreve ilişkin değişiklik nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi’nde görülmesinin zorunlu hale geldiği, Yargıtay 15. HD nin 2018/3140 Esas, 2018/2459 Karar sayılı 11/06/2018 tarihli kesin olmak üzere verilen kararında da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin görevli olduğunun kesin olarak belirlendiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin usulden reddine, Bölge Adliye Mahkemesinin görevli olduğuna, talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE
2-Talep halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331.maddesi uyarınca Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı KESİN OLARAK oybirliği ile karar verildi. 19/09/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …