Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/751 E. 2020/391 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/751 Esas
KARAR NO :2020/391

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:13/08/2018
KARAR TARİHİ:15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 26/08/2011 tarihinde sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken davalı …’ın sevk ve idaresindeki … ve … plaka sayılı çekici ve dorsenin arkadan çarpması sonucunda önündeki araca çarptığını, çarptığı aracın da önündeki araca çarptığını, müvekkilinin kaza sonucunda ağır şekilde yaralandığını, ambulans uçakla hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alındığını, davalı şirketin anılan araçların işleteni, diğer davalının ise sigortacısı olduğunu, davalılar aleyhinde … .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası ile açtıkları davada müvekkilinin % 88 oranında malul olduğunun ve ayrıca kazanın davalı şahsın % 100 kusuru ile meydana geldiğinin Adli Tıp Kurumundan aldırılan raporlar ile tespit edildiğini beyan ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL bakıcı giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevabında, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirkete ancak sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti kadar sorumluluk yüklenebileceğini, kazada ki kusur oranlarının ve davacının gerçek zararının hesap edilmesi gerektiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan raporların müvekkilini bağlamayacağını, müvekkilinin bakıcı giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, davacının zararının tespiti halinde tazminatın konusunda uzman kişiler vasıtasıyla hesaplatılması gerektiğini, müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Şti vekili cevabında, tedavi giderleri bilinen ve belirli masraflar olup, bu talep için belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının tedavi masrafları sgk tarafından karşılandığını, davacının, ömür boyu bakıma muhtaç olduğunu iddia ederek, bakım giderleri talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının buna ilişkin bir belge ibraz etmesi gerektiğini, davacı tarafça ileri sürülen maluliyet oranını kabul etmediklerini, ceza yargılama dosyasında müvekkilinin taraf olmadığını, bu dosyadan alınan kusur raporunu da kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağının olayın oluş şekline aykırı olduğunu, zincirleme kazanın davacının çarpması sonucu oluştuğunu, davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, davanın kasko sigortacısı … A.Ş ihbarını talep ettiklerini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeni ile tedavi bakıcı masraflarının tazmini istemine ilişkindir.
Dava, davalı şirket beyanı doğrultusunda, davalı şirket aracını Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalayan Mapfre Genel Sigorta A.Ş ye ihbar edilmiş, … A.Ş vekili ihbara karşı cevabında; dava açıklamadan önce müvekkili şirkete kaza ile ilgili bir başvurunun olmadığını, bunun dava şartı eksikliği olduğunu, davanın zaman aşımı yönünden reddinin gerektiğini, kazaya karışan … plakalı araç, … poliçe numarası ile 23.11.2010 – 23.11.2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkil şirket nezdinde Motorlu Kara Taşıt Araçları Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkilinin sorumluluğunun ihtiyari mali mesuliyet sigortası teminat limitleri üstünde kalan kısım ile sınırlı olduğunu, öncelikli sorumluluğun ZMMS poliçesi yapan sigorta şirketine ait olduğunu, kusur durumunun tespitinin ve ayrıca davacının sürekli bakım ihtiyacı duyup duymadığının tespitinin gerektiğini, maluliyet oranının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, bakıcı giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını beyan etmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava konusu kaza ile ilgili olarak ceza yargılaması yapıldığı, Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılan kusur incelemesi neticesinde sürücü …’ın asli kusurlu olduğunun, sürücü …, … ve …’nun ise kusursuz olduğunun rapor edildiği, sanık … hakkında toplam 22 ay hapis cezasına hükmolunduğu ve cezanın adli para cezasına çevrildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacının dava konusu kaza sonrası gördüğü tedaviye ilişkin tüm tedavi evraklarının celbi sağlanmakla, dosyamız içerisine alınmıştır.
Mahkememizce davacının maluliyet oranını tespiti bakımından Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanmış, “…’in 26/08/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 15. Maddesi çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisindeki ilk 6 (altı) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği” rapor edilmiştir.
Adli Tıp Kurumundan aldırılan maluliyet raporuna itiraz ve talep üzerine dosyamızın Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Kliniği’ne sevki sağlanmış ve kurulca davacının kazadan
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”
itibaren 6 ay süre ile başkasının bakımına muhtaç olacağı, bundan sonraki süreçte sürekli bakıma muhtaç olmadığının 19/02/2020 tarihinde rapor edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmekle, dosyamız resen tayin edilen Aktüer Bilirkişi … ile Doktor Bilirkişi …’e tevdi edilmiş, davacının davalılardan toplam 7.774,07 TL bakıcı gideri talep edebileceğini 04/04/2019 tarihinde rapor etmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itiraza uğramakla yerinde görülen itirazların değerlendirilmesi bakımından yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti; davacının gerçek bakıcı gideri maddi zararının 5.114,57 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 13/08/2018 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise haksız fiilin başlangıcı olan 26/08/2011 kaza tarihi olduğunu 03/08/2020 tarihinde rapor etmişlerdir.
Taraflarca alınan bilirkişi ek raporuna da itiraz edilmiş ise de, mahkememizce bilirkişi raporunun tarafsız, bilimsel, dosya kapsamı ile bilimsel veriler ile uyumlu, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmakla taraf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın trafik kazasında yaralanma nedeni ile bakıma muhtaç olunduğundan bahisle, bakıcı giderlerinin kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan araç sürücüsü, maliki ve sigortacısından tazmini istemine ilişkin olduğu, dava konusu kazanın 26/08/2011 tarihinde davacının aracının, davalı şahsın sevk ve idaresindeki aracın ve başkaca araçların çarpışması şeklinde zincirleme olarak meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde, davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunun ceza yargılaması kapsamında adli tıp kurumu vasıtası ile yaptırılan kusur incelemesi neticesinde tespit edildiği, mahkememizce de yine adli tıp kurumu vasıtası ile davacının maluliyet oranının tespiti bakımından inceleme yaptırıldığı, davacının maluliyetinin % 88 oranında olduğunun iyileşmesinin ise 6 aya kadar uzayacağının tespit edildiği, tespitin itiraza uğraması üzerine … Tıp Fakültesi Hastanesi’nden davacının maluliyeti itibariyle sürekli bakıma muhtaç olup olmadığı ve bunun derecesine ilişkin inceleme yapılması istenildiği, 19/02/2020 tarihli rapordan davacının 6 ay süre ile başkasının bakımına muhtaç olacağı ancak sonraki dönemde başka birinin sürekli bakımına ihtiyacı olmayacağına dair rapor tanzim edildiği, konusunda uzman bilirkişiler marifeti ile yaptırılan inceleme neticesinde ise bu süreye denk gelen bakıcı gideri zararının 5.114,57 TL olacağının hesap edildiği anlaşılmakla; davacının dava konusu kaza nedeni ile malul olduğu, kaza sonrası 6 ay süre ile bakıcı desteğine ihtiyaç duyacağı, dava konusu kazanın davalı sürücü …’ın asli ve tam kusuru ile meydana geldiği, davacının ise maluliyetinin meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığı, sürücü …’ın kusurundan araç işleteni olarak Kocabaşlar Tic. Ltd Şti nin, ayrıca davacının talebinin poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmakla sigorta şirketinin de sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulüne taleple bağlılık ilkesi gereği 1.000 TL nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1-Davacının davasının KABULÜNE, 1.000 TL nın davalı … A.Ş den dava tarihiniden itibaren, diğer davalılar … Şti ve … dan 26/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 68,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,41 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 545,12 TL posta ile 562,00 TL adli tıp masrafı olmak üzere toplam 2.807,12 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil davacı tarafa verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların tarafın yokluğunda KESİN olmak üzere karar verildi. 15/09/2020

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır