Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/725 E. 2020/887 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/725 Esas
KARAR NO : 2020/887

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.02.2018 tarihinde yayalar için yeşil ışık yandığı sırada sürücü …’ün idaresindeki … plakalı araç ile karşıdan karşıya yaya olarak geçmekte olan 60 yaşındaki müvvekiline çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığı, bedensel güç kaybına uğradığı, sürücünün KTK 84 kuralını ihlalden kusurlu olduğu, maluliyetin hesaplanmasını, tazminat hesaplamasının asgari ücret üzerinden yapılmasını talep ettikleri, … plakalı aracın ZMS sigortacısı …’nin kazada müvekkilinin uğradığı zararlardan kusur oranında sorumlu olduğu, geçici ve kalıcı iş görmezlik zararının ödenmesi için başvuru yapıldığı, 07.03.2018 tarihli başvuru dilekçesini 08.03.2018 tarihinde teslim aldığı, 15 gün geçmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı, uyuşmazlık nedeniyle dava açma zorunluluğu hasıl olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın kabulüne, oluşan bedensel zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL daimi iş göremezlik, 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, sorumluluğun sigortalının kusuru oranında ve azami poliçe limiti ile sınırlı olduğu, kusurun tespitini takiben taleplerin sigorta poliçesi teminatına girip girmediğinin araştırılıp değerlendirilmesi gerektiği, maluliyet oranı ile ilgili olarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden rapor alınması, çalışma gücü kaybının, davacının durumu, tedavi ile giderilebilecek boyutta olup olmadığı, sosyo-ekonomik durumu, gelir durumu vb. hususların incelenerek aktüerya raporu ile tespit edilmesi gerektiği, trafik kazası nedeniyle meydana gelen bütün sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından ödeneceği, müvekkili şirketin tedavi, ilaç, taksi-ulaşım, protez, pansuman, bakıcı vb. harcamalarına ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, geçici iş göremezlik ödemelerinin sağlık giderleri teminatına girdiği ve SGK’nun sorumlu olduğu, uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiği, sigortalı aracın ticari araç olmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin davacının maluliyet durumunun tespiti amacıyla İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan … tarihli raporda özetle; dosyada mevcut tıbbi belge ve grafilere göre; … oğlu, 1958 doğumlu …’ın 12.02.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği,Kas İskelet Sistemi; Alt Ekstremite Tablo 3.10: %4 kişinin özür oranı olduğuna göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %4 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, kurulumuzun 29.04.2020 tarih ve 5497 sayılı müzekkeresinde kişinin muayene edilmek üzere 10.06.2020 tarihinde Kurulumuza gönderilmesinin istendiği ancak geçen sürede kişinin muayene için Kurulumuza başvurmadığının anlaşıldığı cihetle kişinin muayene edilmek üzere randevu tarihi istenmesi halinde dosyanın yeniden değerlendirilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla İTÜ Makine Mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 04/10/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı yaya …’in %50 oranında kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobil sürücüsü …’ün %50 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla aktüer bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 09/12/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; 12.02.2018 tarihinde meydana trafik kazasında davalının %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’in; 1.Seçenekte; Aktüeryal yönteme(TRH 2010 yaşam+1,8 teknik faiz) göre; Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 7.082,13 TL, Sürekli iş göremezlik dönemine ait %4 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 6.641,31 TL olduğu, 2. Seçenekte; Progresif rant yöntemine (PFM yaşam tablosu+%10 artış ve iskonto) göre; Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 7.082,13 TL, Sürekli iş göremezlik dönemine ait %4 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının= 7.613,65 TL olduğu, Davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı, takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 12/02/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında bedensel zarara uğrayan davacı yayanın geçici ve kalıcı iş göremezliğe dayalı açmış olduğu tazminat davasıdır.
ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 14/09/2020 tarihli rapora göre, davacı …’ın 12.02.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği hükümlerine göre, kişinin tüm vücut engellilik oranının %4 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
İTÜ Makine Mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 04/10/2019 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı yaya …’in %50 oranında kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobil sürücüsü …’ün %50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe şartları dava tarihi itibariyle yürürlükte olup, Borçlar Kanunu’nda tazminat hesabının hangi ilkelere göre yapılacağı yönünde açık bir hüküm bulunmadığından ve Anayasa Mahkemesi iptal kararında tazminat esaslarının idarece belirlenmesi hususunun Anayasaya aykırı olmadığına hükmedildiğinden Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkartılan genel şartlarının ilgili hükümlerinin de Danıştay tarafından iptal edilmemesi nedeniyle geçmişe yönelik olarak sigorta şirketlerinin risklerinin mesuliyet sigortalarında artırılamayacağı kanaatiyle dava konusu olayda Zorunlu trafik sigorta poliçesi 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarındaki değişiklikten sonra düzenlendiğinden iptal kararında önce oluşan Yargıtay kararlarında 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçeler bakımından 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartları ve ekleri dikkate alınarak Aktüeryal yönteme (TRH 2010 yaşam tablosu+1,8 teknik faiz) göre hesap ve değerlendirme yapılması gerektiği kanaatine mahkememizce varılmıştır. Şöyle ki, sigorta şirketleri poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte ve geçerli olan genel şartlar dahilinde prim bedeli belirleyerek riziko bedellerini de bu şartlar çerçevesinde belirlemektedir. Dolayısıyla geçmişe dönük olarak sigorta şirketlerinin üstelendiği riskin artırılması hukuk güvenliği ilkesi açısından uygun değildir. Şöyle ki aldığı prim bedeli sabitken üstlendiği riziko bedeli poliçenin düzenlenmesinden itibaren sigorta şirketlerinin kendi iradeleri dışında çok sonra sözleşmeye bağlılık ilkesine aykırı olarak artırıldığından nisbilik ilkesine de aykırılık oluşmaktadır. İşleten ve sürücü yönünden zaten haksız fiil hükümlerine göre tazminat hesabı yapılmakta olup geçmişe dönük sigorta şirketlerinin risklerinin artırılması sözleşme hukukuna ve mesuliyet sigortaları poliçe hükümlerine aykırılık teşkil edecektir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmekte olduğundan davacı taraf geçici iş göremezlik tazminatı talep edebilecektir.
12.02.2018 tarihinde meydana trafik kazasında davalının %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’in Aktüeryal yönteme (TRH 2010 yaşam+1,8 teknik faiz) göre, geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 7.082,13 TL ve sürekli iş göremezlik dönemine ait %4 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 6.641,31 TL olduğu hükme elverişli aktüer raporundan anlaşılmakla ve davacı tarafça talep edilmesine rağmen kısa kararda faiz hakkında hüküm kurulmadığından HMK. m. 305/A maddesi kapsamında Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesi gereğince davacı tarafından davalı … şirketine 08.03.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğundan temerrüdün 21.03.2018 tarihinde gerçekleşmesi ve sigortalı aracın kullanım amacı ruhsatında hususi olması gerekçeleriyle davacı yararına yasal faize hükmedilmesi gerektiğinden bu yönüyle hüküm tamamlanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 7.082,13 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 6.641,31 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 13.723,44 TL tazminatın 21/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 937,45 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL + 51,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 86,9‬0 TL harçtan mahsubu ile bakiye 850,55 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ile 51,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 86,9‬0 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.198,95 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.053,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 972,34 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”