Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/71 E. 2021/799 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/71 Esas
KARAR NO : 2021/799

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle;…’nin, … Şubesi’nin uzun zamandır … nolu müşterisi olduğunu, müvekkil şirketin bir kısım ticari hesaplarının davalı banka nezdinde bulunduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin ticari faaliyetlerinin bir kısmını ilgili banka nezdinde gerçekleştirdiğini bankacılık işlemleri ile yürüttüğünü, müvekkili şirketin … adresinde bulunan …’de yer alan ve “…” markası altında ticari faaliyetine devam eden mağazasında 12.11.2017 tarihinde saat 10.00 sularında 44.300,00 TL bedelli 195 gram, 9 adet 22 ayar altın bilezik alımı gerçekleştirildiğini, alıcının ilgili altın alımına ilişkin bedeli banka havalesi ile gerçekleştirmek istediğini beyan etiğini, müvekkili şirketin davalı banka nezdinde bulunan hesabına ilişkin bilgilerin paylaşıldığını, böylelikle ürün bedeli olan 44.300 TL ‘nin 12.11.2017 tarihinde müvekkili şirketin … nezdindeki Iban numaralı hesabına …’e ait … nezdindeki Iban numaralı hesabından havale edildiğini, ilgili havale işleminin gerçekleştirilmesinin akabinde havalenin yapıldığını ortaya koyan mobil internet bankacılığı ekranı da mağaza yetkilisine gösterildiğini, ürün bedellerinin davalı bankanın mobil internet bankacılığı ile müvekkili şirket hesabına aktarılmasının üzerine 44.300 TL bedelli ürünlerin müşteriye teslim edildiğini, bu olayların yaşanmasını takip eden 13.11.2017 Pazartesi günü mağaza müdürü… tarafından ilgili satışa ilişkin bedelin müvekkili şirkete ait … hesabından çekilmesi için bankaya gidildiğinde ilgili bedel üzerinde bloke bulunduğu bilgisi edinildiğini, takip eden süreçte davalı banka yetkilileri ile iletişime geçildiğinde 44.300 TL bedelin bir soruşturma kapsamında …’in hesabına iade edileceğini bildirdiğini, anılan süreçle ilgili işlemlerin …’in hesap bilgilerini ele geçiren bir üçüncü kişi tarafından gerçekleştirildiği bilgilerin edinildiğini, davalı bankanın bloke ve ilgili bedelin …’in hesabına iade işlemleriyle birlikte müvekkili şirketin satışa konu altın ve diğer değerli eşyanın bedelinden mahrum kaldığını, davalı bankanın ilgili tutan … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numarası ile kayıtlı soruşturma dosyası kapsamında verilen karar gereğince …’in hesabına iade etmesinin işlem güvenliğini sağlayamadığı gerçeğini yansıtmadığını, bu haliyle bankanın kendi sistemi üzerinden gerçekleştirilen para transferlerinde kendisine duyulan güvene aykın hareket ettiğini ve güvenlik zafiyetine neden olduğunu, bankanın ilgili soruşturmadan bağımsız olarak internet üzerinden gerçekleştirilen işlemlerin güvenliğini sağlamak, şifrelerin üçüncü kişilerin eline geçmesini engellemek, hatta gerekmesi halinde ilgili hesaplardan müşterinin doğrudan onayı alınmadan işlem yapılmasını engellemekle yükümlü olduğunu, bankanın internet bankacılığı sistemi kullanılarak kötüniyetli üçüncü kişilerin işlem yapmasına imkan vermeyen sistemi oluşturmaması, sistemin olması halinde de sistemin güvenli bir şekilde işlemesi için gerekli güvenliği sağlayamaması ve üçüncü kişilerim müdahalesine engel olunamaması sebebiyle müvekkili şirketin uğradığı zararlardan sorumlu olduğunu, şirketin uğramış olduğu 44.300 TL maddi zararın, zararın meydana geldiği 12.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı banka tarafından tanzimini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Davacının 44.300 TL havale işlemi karşılığında 195 gram altın sattığını iddia ettiğini, hesabından işlem yapılan …’e yöneltilmesi gerekirken müvekkili bankaya dava açılmış olması nedeniyle davanın öncelikle husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının 5549 sayılı suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi kanunu kapsamında kimlik tespiti yapmanın yükümlülüğü bulunduğunu, kimlik tespiti yapmaksızın 44.300 TL lik işlem yapan davacının kendi kusuru ile sözde zararını müvekkili bankadan talep etme hakkı bulunmadığını, davacının beyanlarının aksine müvekkili banka tarafından tüm güvenlik önlemlerinin gerektiği gibi alındığını, işlemlerin SMS bilgilendirmesi ile tamamlandığını, müvekkili banka kayıtları incelendiğinde itiraza konu tüm işlemlerle ilgili dava dışı …’in bildirdiği telefon numarasına gerekli SMS bilgilerinin paylaşıldığını, bu bildirimlerde şifresinin üçüncü kişilerle paylaşılmaması da açıkça izah edildiğini, davacının beyan ve iddiasının aksine müvekkili bankanın hesabının ele geçirildiğine ilişkin iddialardan haber olur olmaz … hesabına bloke koyduğunu, başkaca işlem yapılması engellendiğini, müvekkili bankanın internet sitesine girildiğinde bankanın gerekli tüm güvenlik uyarılarım yaptığını, müşteriyi bu konuda bilgilendirdiği ve müşteri güvenliği için tüm yönlendirmeleri yaptığı görüleceğini, açık deniz internet şubesi tüm güvenlik programlan ve sistemlerine sahip olduğunu, bu siteden bilgi çalınması, sızdırılası mümkün olmadığını, ulusal ve uluslar arası tüm güvenlik zorunluluklanna uyduğunu, hatta daha üstün güvenlik tedbirlerini bünyesinde barındırdığını, müvekkili bankanın bilgisayar sistemine ve ağına yetkisiz veya kötü niyetli kişilerce girilmesi ve bilgi sızdınlması mümkün olmadığını, kullanıcı bilgilerinin ancak kullanılan bilgisayardaki loğlama programlan ile edinilebileceğini, bu bilgilerin çalınmasında bankanın kusuru olmayacağını, bankanın müşterilerine ek güvenlik alternatiflerini de sunduğunu, somut olayda havale işlemlerinin …’in internet bankacılığı işlemlerini gerçekleştirmekte kullandığı şifrenin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğini, şifreyle gerçekleştirilen bu tip işlemlerde dava dışı üçüncü kişiden teyit alınmasının gerekmediğini, havale işlemlerinde bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının şifresini koruyamaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, havale işlemi yapılmak istendiğinde işlemi gerçekleştirmek için gerekli olan tek kullanımlık onay kodu, müşterinin müvekkili banka sisteminde kayıtlı olan cep telefonuna SMS olarak gönderildiğini, internet şubesine kullanıcı kodu ve parola ile giriş yapıldıktan sonra EFT İşleminin sonlandınlması için onay kodunun ilgili yere girilmesinin gerekli olduğunu, müvekkili bankanın internet bankacılığı işlemlerinde hiçbir kusuru bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davalı banka nezdinde bulunan davacı hesabına 3.kişilerce yapılan havalenin bloke edilmesinden doğan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu olay, davacının işyerine gelen dava dışı üçüncü kişinin davacıdan altın satın alması, aldığı altınların bedelini de davacının davalı bankadaki hesabına havale ile ödemesi, ancak altını alan kişinin ödemeyi cep telefonu ve internet bankacılığı vasıtasıyla dava dışı ücüncü kişi …’in hesabından yapması, havale edilen para şikayet üzerine bloke edilmesi ve davacıya ödenmesi şeklinde gerçekleşmiş olup, davacı bu nedenle zararının oluşmasında davalı bankanın kusurlu olduğundan bahisle zararının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce davacı tanıklarının talimat yolu ile dinlenmesine karar verilmiş, tanık … davacı şirkette 2013 den beri müdür yardımcısı olarak çalıştığını, 12.11.2011 tarihinde bir kişinin gelerek altın alacağını söylediğini, … çalışıp çalışmadıklarını sorduğunu, çalıştıklarını söyleyince iban numarasını istediğini ve iban numarasına cep telefonumdan satım bedeli olan 44.300,00-TL yi havale ettiğini, kendi hesaplarını kontrol ettiklerinde bedelin hesaplarına geçtiğini görüp ürünleri teslim ettiklerini, kişinin aynı zamanda ödeme yaptığına ilişkin cep telefonuna gelen dekontu da gösterdiğini beyan etmiştir.
Davamıza konu olay ile ilgili yapılan … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası ve bu soruşturma sonucunda açılan ceza dosyası örnekleri celp edilmiş, incelenmesinde, … 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, sanık …’in dosyamız davacısına karşı işlediği dolandırıcılık suçuna istinaden 5 yıl hapis ve 4500 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz 27/02/2019 tarihli ara kararı uyarınca dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olduğu, dosyanın finans uzmanı …, bankacı bilirkişi … ve bilgisayar mühendisi bilirkişi …’ye verilerek; dosya ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapıp, davacının hesabından dava dışı üçüncü kişi hesabına havale yapılmasından davalı bankanın kusuru olup olmadığı, davacının kusurunun olup olmadığı, davalının kusurunun varlığı halinde davacının oluşan zararı ne kadar olduğuna ilişkin rapor düzenlemesine karar verilmiş olmakla, bilirkişi heyeti tarafından 20/08/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;” Tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan teknik/sektörel incelemeler ve değerlendirmeler sonucunda; Somut olayda tarafların rolü, sorumlulukları ve yükümlülükleri göz Önüne alındığında, dava konusu havale işleminin gerçekleşmesi olayında her iki tarafa da izafe edilecek bir kusurun bulunduğu kanaatinin tekemmül ettiği, olaya etkileri değerlendirildiğinde davacı tarafin %50, davalı bankanın da %50 oranında kusurlu bulunduklarının değerlendirililebileceğinm sayın Mahkemenin takdirine muntazır olduğu, davacının dava konusu işlemlerden ötürü zaran olan 44.300,- TL’yi talep ettiği, bu zarardan tarafların kendilerine atfedilen kusur oranında sorumlu olduklarının benimsenmesi seçeneğinde, bu bağlamda; davacıya atfedilen % 50 oranında kusur nedeniyle kendisinin 44.300,00 TL * %50 = 22.150,00 TL Tik zarardan sorumlu olduğu, davalı bankaya atfedilen %50 oranında kusur nedeniyle kendisinin 44.300,00 TL * %50 = 22.150,00 TL’lik zarardan sorumlu olduğu, mahkemece değerlendirmenin kabul görmesi halinde; davacımn, talep doğrultusunda işlem tarihi itibariyle (12.11.2017) 22.150,- TL üzerinden işletilecek kısa vadeli avans faizini davalı bankadan talep edebileceği, görüş ve kanaatine ulaşıldığını ” rapor etmişlerdir.
Mahkememizce bilirkişi raporu alınmış, mahkememiz 20/12/2019 tarihli ara kararı uyarınca dosyanın günsüz olarak bilirkişi heyetine tevdii ile dosyaya celbedilen … 10 Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası da incelenerek ve taraf itirazlarının değerlendirilerek, bu hususlarda ve zarardaki sorumluluk açısından inceleme yaparak ek rapor düzenlemesine karar verilmiş olmakla, bilirkişi heyeti tarafından 05/06/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;” asli takdir tamamen delillerle doğrudan temas eden yüce Mahkemeye ait olmak kaydıyla; Bilirkişiliğimizin kök rapor’da açıklanan kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmadığı rapor edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu alınmış, 23/03/2021 tarihli ara kararı uyarınca dosyanın Bankacı Bilirkişiler … ile … ve Bilgisayar Mühendisi Bilirkişi …’a verilerek, dosya ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapıp, davacının hesabından dava dışı üçüncü kişi hesabına havale yapılmasından davalı bankanın kusuru olup olmadığı, davacının kusurunun olup olmadığı, davalının kusurunun varlığı halinde davacının oluşan zararın ne kadar olduğu konusuna ilişkin rapor düzenlemesine karar verilmiş olmakla, bilirkişi heyeti tarafından 28/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;” Somut olayda davalı banka sisteminde kayıtlı cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık şifrelerin kullanılması suretiyle havale işleminin gerçekleştirilmiş olduğu, olayın teknik şekli itibariyle davalı bankanın somut olayda standart güvenlik amaçlı tedbirler dışında ek ilave güvenlik tedbirlerini aldığına dair somut bulgulara rastlanmadığı, banka hesabı üzerinden internet bankacılığı kanalı ile gerçekleştirilen yüksek meblağdaki havale işleminin şüpheli işlemler kapsamında değerlendirilmemesi ve bu işlemin müşterisinin bilgisi ve onayı dâhilinde olup olmadığını teyit etmek amacıyla sesli yanıt sistemini (IVR) somut olayda işletmemesi bankanın önemli eksiklikleri olarak göze çarptığı, bu bağlamda, havale işlemine tamamen kontrolsüz ve denetimsiz şekilde izin / onay verilerek zararın doğmasına sebebiyet veren davalı bankanın tamamıyla kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Dava dışı …’in davacı işletmeye müşteri olarak gelip kendisini … olarak tanıtarak işlem yaptığı sabit olduğu, ihbar olunanın banka hesabı üzerinden yapılan havale işlemine istinaden satış işlemini gerçekleştiren ve işlemi yapanın aynı kişi olmadığını fark ettiği halde ve kimlik talebinde ise ibraz edilmemesine rağmen yüksek meblağdaki satış işlemine izin veren davacının olayda gerekli özen ve hassasiyeti göstermemesi ve basiretli iş adamı olma sorumluluğunu göstermemesinden doğan zarardan banka ile aynı derecede sorumlu olduğu kanısına varılmıştır, olaylar ve durumlar çerçevesinde ilgili dava dosyası ayrıntılı olarak incelenmiş gerekli tespitler elde edilip teknik değerlendirilmeler sağlandığını” rapor etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın davacı şirketin yapılan satım işlemi sonrası, davalı bankada mevcut hesabına geçen paranın, soruşturma kapsamında gönderici hesap sahibi-3. kişiye iade edilmesinden ötürü uğranılan zararın, zararın oluşmasına kusuru ile davalı bankanın sebebiyet verdiğinden bahisle, davalıdan tazmini istemine ilişkin olduğu, davacının davalı bankanın … hesap nolu müşterisi olduğu, davaya konu olayın 12/11/2017 tarihinde gerçekleştiği, davacının bu tarihte satışını yaptığı 44.300,00 TL bedelli 195 gram, 9 adet 22 ayar bileziğin, alıcının talebi üzerine banka havalesi ile ödendiği, ürün bedelini havale eden hesap sahibinin … olduğu, davalı banka tarafından dava dışı bu şahsın hesabından, bilgisi dışında havale işlemi yapıldığının anlaşıldığından bahisle, davacı hesabına geçen paranın davacıya verilmediği, dava konusu olay ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda … 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, sanık …’in dosyamız davacısına karşı işlediği dolandırıcılık suçuna istinaden 5 yıl hapis ve 4500 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davalının, işlemi ilgili mevzuat hükümleri ve gerekli güvenlik önlemleri alınarak müşterilerin kullanımına sunulan mobil bankacılık uygulamasına göre gerçekleştirildiğinden, dolayısı ile davacının zararının oluşmasında bir kusurlarının olmadığından bahisle davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüştür.
Dava konusu havale işleminin 12/11/2017 tarihinde, davalı banka nezdinde bulunan …’e ait … IBAN numaralı hesaptan davacı şirketin… IBAN numaralı hesabına, 44.300,00 TL havale edilmesi şeklinde meydana geldiği, yapılan soruşturma kapsamında dava dışı şahsın hesabına… IP numarası üzerinden internet bankacılık sisteminden girildiğinin ve havale yapıldığının tespit edildiği, davalı bankanın işlemin müşterisi … tarafından değilde sistemine giriş yapan 3. kişiler tarafından gerçekleştirildiğinin tespiti üzerine, bu hesaptan davacıya gönderilen paraya bloke koyarak, işlemin bu şahsın hesabına 3. kişilerce bilgisi dışında girildiğini kabul etmiş olduğu, dolayısı ile dava dışı şahsın davalı bankadan olan internet bankacılığı hesabına koyulan güvenlik tedbirlerini aşarak girildiği, dolayısı ile havale işleminin gerçekleşmesi esnasında şifre girişi, hesap sahibinin doğrulanması ve havale edilen miktardan sonra müşteriden beklenen onay işleminin tamamlanması gibi tedbirlerin aşılmış olduğu, yaptığı satış sonrası bedelini havale alan davacıdan ise ödemenin, malı teslim alan şahıs tarafından değilde başka birinin hesabından hırsızlık-dolandırıcılık yolu ile yapıldığının bilmesinin beklenemeyeceği, davacının davalı bankaya ve internet bankacılığı sistemine güven duyarak satış karşılığı ürün bedelini davalı bankanın başka bir hesabından kendi hesabına havale edilmesini kabul ettiği, davacının zararının oluşmasında bir kusur ve ihmalinin olmadığı, zararın meydana gelmesine davalının kusurlu davranışı ile sebebiyet verdiği ve davacının zararından sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının KABULÜNE, 44.300,00 TL nın 12/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2–Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.026,13 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 756,54 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.269,59 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 756,54 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 5.355,9‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.559,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7 -Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 02/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”