Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/693 E. 2019/1331 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/693 Esas
KARAR NO : 2019/1331

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile davalı karşı davacı arasında güvenlik işlerinin temini maksadıyla hizmet sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin davalı karşı davacı ile ile arasında imzalamış olduğu sözleşme gereğince tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiğini ancak davalı karşı davacının hizmetlerin bedelini ödemekten kaçındığını bunun üzerine müvekkili şirketin davalı karşı davacıdan alacağın tahsili için … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmekle davanın kabulü ile davalı tarafın yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalı üzerine bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesi özetle; davacının davasını 1 yıl hak düşürücü süre içinde açmadığını, müvekkili şirketin uzun yıllardır güvenlik hizmetini davacı şirketten temin ettiğini, müvekkili tarafından davacı şirkete … 19. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiile 2.321,71 TL bedelli kısmi iade faturasına yansıttıklarını ancak davacının bu aide faturasını kendi hesabından kesmediğini bildirerek haksız ve kötüniyetli takibin iptalini ve davanın reddini talep etmiştir.
Karşı davaya ilişkin açıklamalarında ise; müvekkilinin güvenlik hizmetlerini davacı/karşı davalı tarafından temin edildiğini, güvenlik hizmeti veren işçilerin davacı/karşı davalı firmasının işçileri olduğunu, işçilerin tazminatına ilişkin tüm alacaklarından davacı/karşı davalının sorumlu olduğunu ancak davacı/karşı davalının bu miktarları ödemediğini ve müvekkili şirkete bırakıldığını, müvekkili şirketçe … 11. İş mahkemesinin … E. … K. Sayılı kararı ile işçi …’a 29.267,14 TL ödeme yapıldığı, davacı/karşı davalının ödeme yapmaması üzerine bu miktarın müvekkilinin ödemek zorunda olduğunu bildirmekle asıl davanın reddine, kötüniyetli takibin %20’den aşağı olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine, karşı davanın kabulü ile şimdilik 20.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini ve yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı/karşı davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davacının 11.380,02 TL asıl alacağın tahsiline ilişkin davalı aleyhine icra takibine geçildiği, davalı vekilinin sunmuş olduğu 03/05/2016 tarihli itiraz dilekçesinde takip alacaklısına müvekkilinin borcu olmadığını, faize, alacağa bağlı her türlü feri alacak kalemine itirazları üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce … 11. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi hukukçu … ve mali müşavir …’e tevdi edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 02/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı Ticari Defterleri Yönünden; davacı tarafından incelemeye ticari defter sunulmamış olup, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak davacının icra dosyasına sunmuş olduğu hesap dökümü incelenmiştir. Davalı Ticari Defterleri Yönünden; Davalı tarafın 2015, 20l6, 2017 yılı ticari defterlerinin, 6102 sayılı Yasa’nın 64’nci maddesinin, 3. fıkrasının, son cümlesi kapsamında 06.06.2013 tarihli T.C. Kesmi Gazete’nin, 28669 sayısında belirtilen değişikliğin 15/a maddesi kapsamında tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, HMK 222/2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığı belirlenmiştir. Takdir Sayın Mahkemeye aittir. Davacı tarafından sunulan kayıtlar uyarınca tespit edilenler; Davacının takıp talebi ekinde sunmuş olduğu 120,002 … A.Ş. hesabına; ait yardımcı kayıt incelendiğinde, 2015 yılından devreden 49.206,77 TL davalı borcu mavcut olduğu, 2016 yılı 4’ncü aya kadar davacının tanzim ettiği 52.129.72 TL tutarındaki i faturasın m davalı borcu olarak kaydedildiği, karşılığında toplam 89.956,52 TL davalı o|emesi ve faturası kayıtlandığı ve 26.04.2016 takip tarihinde 11380,02 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu mevcuttur. Davalı tarafından sunulan kayıtlar uyarınca tespit edilenler; Davalı tarafından sunulun 320 01 E01… hesabına ilişkin yardımcı kayıtları uyarınca 2015 yılından davacının faturalarının atacak ve davalı ödenlelerirı borç kaydı olarak girilmesi neticesinde 2015 yılı sonunda 44.915,55 TL davacı alacağının 2016 yılma devrettiği görülmüştür. 2016 yılında, davacının davalıya Mart ayına kadar tanzim etçiği 52.129,77 TL tutarındaki 3 adet faturanın davalıda kayıtlı olduğu, 2015 yılından devreden 44.915,55 Tl. tutar ile birlikte toplam 97.045,32 TL davacının alacaklı olduğu tutara ilişkin, davalının 3 adet 7.803,60 Tl/lik fatura ve 9.241,72 TL’lik ödemesinin kayıtlandığı. 26.04.2016 takip tarihinde … alacak kalanı mevcut olmadığı, 26.04.2016 takip tarihinden sonra, … kayıtlarında, 03.08,2016 tarihinde “.. 20. İcra Dairesi açıklaması ile 29.267,14 TL borç kayıtlandığı ve yıl sonunda, … firmasının, …’ya 29.267,34 Tl- borçlu olduğu mevcuttur.
Tarafların sunulan kayıtlardaki takip tarihine katlar olan farklılıklara ilişkin tespitler; Davacının dosyada mevcut 2016 yılma ilişkin takip tarihine kadar olan kayıl dökümleri ile davalının sunmuş olduğu davacıya ait kayıtlar karşılaştırıldığında, 26.04.2016 takip tarihinde davacı … firmasının … firmasından 11.308,02 TL alacaklı kaldığı, … firması kayıtlarında ise karşılıklı borç alacak bakiyemi olmadıkı mevcuttur.
Farklılıklar incelendiğinde; 2016 yılı açılışında 20l5 yılından devreden rakamlarda davacı … sunulanlarında 49.206,77 TL davalı … borcu mevcut İken … firmasının sunulan kayıtlarında bu tutarın 44.915,55 TL olduğu, 4.291,22 TL 2016 yılı öncesi taraf kayıtlarında fark mevcut olduğu, davalının tanzim etmiş oludğu 29/02/2016 tarihli 4.349,18 TL ve 31/03/2016 tarihli 2.739,62 TL tutarındaki faturaların davacının icra dosyası eki hesap dökümünde yer almadığı belirlemiştir. … GYO’nun 31/03/2016 tarihinde tanzim ettiği aide faturasını … 4. Noterliği … tarih, … Yevmiye sayılı ihtarname ile “5510 sayılı Sosyal sigortalar ve Genel Sağlık sigortası Kanunun ilgili madde gereği firmaya yansıtılması gereken % 5 indirim bedeli yansıtılmaması nedeniyle bu bedele isabet ederi tutarın iade İt olduğu bildirilerek ” gönderdiği mevcuttur. İhtarname ekinde mevcut … firmasının tanzim ettiği 31/03/2016 tarihli faturası ile … GYO’nun iade faturası içerikleri incelendiğinde … faturası toplam 16.490,93 TL, … iade faturası toplam 2.739,62 TL’dir.
Mali yönlerden yapılan incelemeler neticesinde; Asıl davaya konu … firmasının davalıya tanzim ettiği Mart 2016 dönemi faturası sözleşme kapsamında düzenlenen ve davalıda tespit edilen fatura kaydı sebebiyle davacı alacağı olarak kabul edilerek usulüne uygun davalının sunulan kayıtları kapsamında iade faturasına konu ettiği 5510 sayılı yasa açıklaması ile düzenlenen yukarıdaki iki adcı (29.022016 tarihli 4.349,18 TL ve 31.03.2016 tarihli 2.739,62 tutarlı) fatura hariç tutulmak suretiyle davacının takibe konu edebileceği tutar 7.088,80 TL hesaplanmıştır.
Karşı davaya konu hususta; … firmasının dosyada suretleri sunulan davacı ile birlikte aleyhlerine açılan iş mahkemesi kararına istinaden ödemek durumunda kaldığı 29.267,14 TL tutarın şimdilik 20.000 TL’lik kısmını talep etmiştir. Dosyada … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına 29.267,14 TL ödeme yaptığına ilişkin dekont mevcuttur. Mahkeme kararı içeriğindeki hüküm altına alınan 17/07/2010 – 01/03/2013 döneminde çalışan işçi alacakları sözleşme kapsamında … yükümlülüğünde olan hususlar olarak görülmekle, iş kanunundan kaynaklı müteselsil sorumlu olan davalının davacı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında iç ilişkide davacının sorumluluğu olan ücret ve diğer alacakları talep edebileceği değerlendirildiğinde …’nin ödenen 29.267,14 TL için talep gibi 20.000,00 TL talepte bulunabileceği, tespit edilen sözleşme maddesi içeriğindeki … ait olduğu kararlaştırılan Dini Bayram ücretlerinin karara konu edilen İşçi alacakları içinde yer alıp almadığı değerlendirilmesi kapsamında belirlenmiştir.
Sözleşme yönünden; taraflar arasındaki 2010 yılı ve devamında 3’er aylık sürelerde Hizmet Sözleşmeleri akdedildiği görülmüş olup, dosyada mevcut sözleşmeler ve süreleri incelenediğinde son sözleşmede görülen çalışanların hakları maddesinin 31/12/2014 tarihli sözleşme devamı dönemlerde 7-k maddesinin 20/09/2015 tarihli sözleşme ve devamı dönemdeki sözleşmede eklendiği görülmüştür.
En son sunulan 15.12.2015 tarihli Hizmet Sözleşmesi incelendiğinde;
… ile … arasında, … … inşaatlarında güvenlik hizmetinin sağlanmasına ilişkin olduğu, personelin toplam 7 kişiden oluştuğu, güvenlik hizmet bedeli aylık olarak 18.573,42 TL + KDV olduğu, 01/01/2016 tarihinde gelecek olan asgari ücret farkının personelin maaşına, bordroya, faturaya yansıtılacağı, sözleşme süresinin 01/01/2016 – 31/03/2016 tarihleri arasında olduğu, … GYO 15 gün önceden haber vermek kaydıyla sözleşme tek taraflı olarak feshedilebileceği, … şirketinde görev yapıp da herhangi bir nedenle işten ayrılmış elemanlar tarafından işveren veya işveren temsilcilerine karşı hukuken ya da idareten gelebilecek tüm cezalardan, maddi ve manevi tazminatlardan, … şirketi sorumlu olacağı ve … tarafından ödeneceği, aksi halde işveren veya işveren temsilcileri, … bu bedelleri hiçbir neden olmaksızın tahsil etme hakkı olduğu ve geçerli olduğu, …’nın tüm bu hususları bilerek kabul ve taahhüt ettiği, dini bayram mesai karşılığının personele … tarafından verileceği, çalışanlar hakları ve çalışma şartları maddesinin rapor içerisinde incelendiği, taraflar arasında aide faturasına sebep olan ödeme miktarının da 2.321,71 TL olduğu görülmüştür. Davalı tarafın bu bedeli iade faturası kesilmesine rağmen davacı taraftan hesaptan düşülmediğni iddia ettiği, bu konu ile ilgili olarak muhasebesel açıdan incleemede yapılmıştır.
Dava yönünden; Davacı tarafın, özel güvenlik firması olduğu, davalının ise “…” nin yönetiminde olan şirket olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirketin yaptığı şirket faaliyetleri aracında özel güvenlik olmadığı için özel güvenlik hizmetini davacı şirketten aldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da iade faturasına konu olan SGK 5510 prim indirimi olduğu anlaşılmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Önel Sağlık Sıgortci Kanununun maddesi uyarınca, işçi çalıştıran işverenlere dava konusu olan prim teşvikleri mevcuttur. 4/1 (a) maddesine göre sigortalı çalıştıran özel sektör işverenlerine sağlanan prim teşviki verilmektedir. İşverenlerin bu teşvikten yararlanabilmesi için; Aylık prim ve hizmet belgelen (APHB), prim ödemesi, yasal süresi içinde yapılmalıdır. Kayıt dışı sigortalı istihdam edilmemelidir. Kesinleşmiş idari para cezası veya prim borcu bulunmamalıdır. Sigorta primlerinin tahakkuku işlemlerin; ve prim ödemeleri işçi istiham eden ve hizmet veren davacı Şirketin yapması gereken hususlardandır. SGK mevzuatına göre şartlar oluşması halinde, süresinde de prim tahakkukları sisteme girişi sağlandığında ve primler de zamanında ödendiğinde SGK 5510 ile ilgili %5 prim indirimini sistem üzerinden otomatik olarak gerçekleşmektedir ve işveren bu SGK teşvikinden yararlandırılmaktadır, aksi halde işveren bu indirimden yararlanamamaktadır. SGK priminin zamanında ödenmemmesine, davalı Şirket’in bir kusuru var ise, davalı Şirket bu kusurundan dolayı sorumlu olacağı sonucunu da ulaşılabilir. Bu sebeplerle de, davalı Şirket lüm edimlerini sözleşmesine göre zamanında yerine getirdiği ve özel güvenlik biznıet bedellerini zamanında ödediği sonucuna varılması halinde, SGK priminin ödenmemesinden dolayı yararlanılamayan 5510 sayılı %5 SGK prim teşviği indiriminden davalı işverenliğin sorumlu olamayacağı sonucuna ulaşılabilecektir. Dava o hizmet veren ve işçi istihdam eden ta rai. SGK 5510 ile ilgili %5’lik prim indiriminden kendisi faydalanmaktadır, ayrıca taraflar arasında yapılan sözleşmede de davacı tarafın, bu bedeli davab Şirkete ödeyeceği hususunda ezel bir maddeye de rastlanılmamıştır. Hu sebeplerle,SGK 5510 %5 prim indirim bedelinin fıizmetalan davalı Şirket’e ödenmesi yönünde bir yükümlülüğü olmadığı sonucuna ulaşılabilecektir. Zira bu SGK işlemleri de davalı Şirket’e değil, işçi istihdam eden ve bildirgesini veren yani hak sahibi olan davacıya ait olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Karşı dava yönünden: Davalı Şirket, hizmet aldığı Şirket’in işçisinin açmış olduğu bir davaya muhatap olup, ödemeyi de hizmet alan Şirket olarak kendisi yapması halinde, davalı Şirket ile davacı Şirket arasındaki özel güvenlik hizmet alım sözleşmesinde aksine bir hüküm olmadığı takdirde, tazminat ve işçilik alacaklarının sorumlusu, işçiyi sigortalı olarak, hizmet akdi ile çalıştıran davacı Şirket olacakı sunucuna ulaşılabilecektir. Zira, taraflar arasındaki sözleşme de incelendiğinde, tazminatlar ve işçilik alacakları ile ilgili yükümlülüklerin davalıda değil, SGK’dan talep hakkı olan davacı hizmet veren özel güvenlik Şirketinde olduğu görülmüştür. Davalı taraf, karşı davasına ilişkin açıklamalarında davacı yüklenici şirketin işçilerinden olan …’a 04.08.20 16 tarihinde 29.267,14 TL Umııinat ödemesi yapmak zorunda kaldığını belirtmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere davalı şirket tarafından … 20. İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyasına 29.267,14 TL ödeme yaptığına ilişkin dekont olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında yapılan 25.06.2015 tarihli hizmet sözleşmesinin 7. Maddesinin “j” bendinde resmi ve dini bayram mesailerinin karşılığının özetle … tarafından verileceğinin belirtildiği görülmüştür. Kararda da genel tatil talebine karşılık olarak 100,00 TL’nin dava tarihinden, bakiyesi olan 703,29 TL’nin ıslah tarihinden itibaren en yüksek mevduat laizi ile ödenmesine ilişkin karar verildiği görülmüştür. Davalı … ait olduğu kararlaştırılan resmi ve dini bayram mesai ücretlerinin, dava dilekçesinde talep edilen şekliyle “Bayram ve Genel Tatil Alacağı” kapsamı içerisinde değerlendirilebileceği sonucuna ulaşılabileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı şirketin 2016 yılına ilişkin cari hesap alacağına dayalı fatura alacağını icra takibine koyması üzerine davalı borçlunun borca ve faize itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafın özel güvenlik firması olduğu, davalının ise “…” nin yönetiminde olan şirket olduğu, davalı şirketin yaptığı şirket faaliyetleri aracında özel güvenlik olmadığı için özel güvenlik hizmetini davacı şirketten aldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da iade faturasına konu olan SGK 5510 prim indirimi olduğu anlaşılmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve … Sigortacı Kanununun maddesi uyarınca, işçi çalıştıran işverenlere dava konusu olan prim teşviklerinin söz konusu olduğu, 4/1 (a) maddesine göre sigortalı çalıştıran özel sektör işverenlerine sağlanan %5 prim teşvikinin verildiği, işverenlerin bu teşvikten yararlanabilmesi için aylık prim ve hizmet belgelerinin (APHB), prim ödemesinin yasal süresi içinde yapılması gerektiği, kayıt dışı sigortalının istihdam edilmemesi ve kesinleşmiş idari para cezası veya prim borcunun bulunmaması gerekmektedir.
Sigorta primlerinin tahakkuku işlemlerini ve prim ödemeleri işçi istiham eden ve hizmet veren davacı şirketin yapması gerektiği, SGK mevzuatına göre şartların oluşması halinde süresinde de prim tahakkuklarının sisteme girişinin sağlandığından ve primler de zamanında ödenmesi halinde SGK 5510 S. K. ile ilgili %5 prim indirimini sistem üzerinden otomatik olarak gerçekleştirdiği ve işverenin SGK teşvikinden bu şekilde yararlandırıldığı, aksi halde işverenin bu indirimden yararlanamadığı, SGK priminin zamanında ödenmemesinde davalı şirketin bir kusuru varsa davalı şirketin sorumlu olacağı, davalı şirketin tüm edimlerini sözleşmesine göre zamanında yerine getirdiği ve özel güvenlik hizmet bedellerini zamanında ödediğinin tespit edilmesi halinde SGK priminin ödenmemesinden dolayı yararlanılamayan 5510 sayılı %5 SGK prim teşviği indiriminden davalı işverenliğin sorumlu olmayacağı, davacı hizmet veren ve işçi istihdam eden taraf SGK 5510 ile ilgili %5’lik prim indiriminden kendisinin faydalandığı, ayrıca taraflar arasında yapılan sözleşmede de davacı tarafın bu bedeli davalı şirkete ödeyeceği hususunda özel bir hükme de rastlanılmadığından SGK 5510 %5 prim indirim bedelinin hizmet alan davalı şirkete ödenmesi yönünde davacının bir yükümlülüğünün olmadığı, zira bu SGK işlemleri de davalı şirkete değil işçi istihdam eden ve bildirgesini veren hak sahibi olan davacıya ait olduğu, davaya konu … firmasının davalıya tanzim ettiği Mart 2016 dönemi faturası sözleşme kapsamında düzenlenen ve davalıda tespit edilen fatura kaydı sebebiyle davacı alacağı olarak kabul edilerek usulüne uygun davalının sunulan kayıtları kapsamında iade faturasına konu ettiği 5510 sayılı yasa açıklaması ile düzenlenen iki adet (29.02.2016 tarihli 4.349,18 TL ve 31.03.2016 tarihli 2.739,62 tutarlı) fatura hariç tutulmak suretiyle davacının takibe konu edebileceği tutar 7.088,80 TL olduğu hükme elverişli 02/08/2019 tarihli mali ve hesap bilirkişi heyet raporundan anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibin 7.088,80 TL üzerinden devamına, 7.088,80 TL’ye takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesap edilen %20 oranındaki icra inkar tazminatı olan 1.417,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yapılan yargılama neticesinde alacağının bulunduğunun mahkememizce tespit edilmesi nedeniyle takipte haksız ve kötüniyetli olmadığı kanaatine varılarak davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden: davalı şirket, hizmet aldığı şirketin işçisinin açmış olduğu bir davaya muhatap olup, ödemeyi de hizmet alan Şirket olarak kendisi yapması halinde, davalı Şirket ile davacı Şirket arasındaki özel güvenlik hizmet alım sözleşmesinde aksine bir hüküm olmadığı takdirde, tazminat ve işçilik alacaklarının sorumlusu, işçiyi sigortalı olarak hizmet akdi ile çalıştıran davacı Şirket olacağı, zira taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde, tazminatlar ve işçilik alacakları ile ilgili yükümlülüklerin davalıda değil SGK’dan talep hakkı olan davacı hizmet veren özel güvenlik şirketinde olduğu, davalı taraf karşı davasına ilişkin açıklamalarında davacı yüklenici şirketin işçilerinden olan … ‘a 04.08.2016 tarihinde 29.267,14 TL tazminat ödemesi yapmak zorunda kaldığı yönünde beyanda bulunduğu, davalı şirket tarafından … 20. İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyasına 29.267,14 TL ödeme yaptığına ilişkin dekontunun bulunduğunu beyan etmiş olup taraflar arasında yapılan 25.06.2015 tarihli hizmet sözleşmesinin 7. Maddesinin “j” bendinde resmi ve dini bayram mesailerinin karşılığının … şirketi tarafından verileceğinin hüküm altına alındığı, buna ilişkin mahkeme kararında da genel tatil talebine karşılık olarak 100,00 TL’nin dava tarihinden, bakiyesi olan 703,29 TL’nin ıslah tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile ödenmesine karar verildiği, …’ye ait olduğu kararlaştırılan resmi ve dini bayram mesai ücretlerinin, dava dilekçesinde talep edilen şekliyle “Bayram ve Genel Tatil Alacağı” kapsamı içerisinde değerlendirileceği, sonuç olarak davalı …’nin sözleşme ile işçilere karşı resmi ve dini bayram mesailerine karşı yükümlülüğü üzerine aldığı kararlaştırılan bu talep miktarı üzerinden işçilere karşı sorumluluğu bu işçilerin işvereni olan …’in değil şirketlerin kendi aralarındaki iç ilişkilerinde davalı …’nin sorumlu olduğundan bu yönden mahsup talep edemeyeceği, taraflar arasındaki sözleşmede kendi aralarındaki iç ilişkide kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret alacağı ile ilgili herhangi bir sorumluluk açısından bir maddeye rastlanılmadığınan genel tatil yönünden yükümlülüğün davalı …’de olduğu, ayrıca harçlar, yargılama gideri, vekalet ücreti yönünden sorumluluğun 1/2 oranında olabileceği, karşı davaya konu edilebilecek 29.267,14 TL, davalının ödediği bedelin 22.752,56 TL’sinin davacıya rücu edilebilecek kısım olduğu ancak davalı karşı davacı tarafça 20.000,00 TL’nin talep edilmesi nedeniyle karşı dava yönünden bu miktar üzerinden karar verilmesi gerekmiştir.
… firmasının dosyada suretleri sunulan davacı ile birlikte aleyhlerine açılan iş mahkemesi kararına istinaden ödemek durumunda kaldığı 29.267,14 TL tutarın şimdilik 20.000 TL’lik kısmını talep ettiği, dosyada … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına 29.267,14 TL ödeme yaptığına ilişkin dekontun mevcut olduğu, mahkeme kararı içeriğindeki hüküm altına alınan 17/07/2010-01/03/2013 döneminde çalışan işçi alacaklarının sözleşme kapsamında …’in yükümlülüğünde olan hususlar olduğu, iş kanunundan kaynaklı müteselsil sorumlu olan davalının davacı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında iç ilişkide davacının sorumluluğu olan ücret ve diğer alacakları talep edebileceği değerlendirildiğinde …’nin ödenen 29.267,14 TL için talep gibi 20.000,00 TL talepte bulunabileceği hükme elverişli heyet raporundan anlaşılmakla karşı dava yönünden davanın kabulü ile 20.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 19/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak karşı dava davacısına verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ana dava yönünden;
-Davanın KISMEN KABULÜ ile … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibin 7.088,80 TL üzerinden devamına, 7.088,80 TL’ye takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, %20 icra inkar tazminatı olan 1.417,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 484,23 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 137,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 346,78 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 137,45 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.175,20 TL yargılama giderinden davanın kabulü oranında yapılan hesaplama neticesinde 732,05 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2-Karşı dava yönünden;
-Davanın KABULÜ ile 20.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 19/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı dava davalısı …’nden alınarak karşı dava davacısı … A.Ş.’ye verilmesine,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 342,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.024,20 TL harcın karşı davalı …’nden tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan; 342,00 TL peşin harç ile 1.000,00 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.342,00 TL yargılama giderinin karşı dava davalısı …’nden alınarak karşı dava davacısı … A.Ş.’ye verilmesine,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin karşı dava davalısı …’nden alınarak karşı dava davacısı … A.Ş.’ye verilmesine,
-Karşı dava davalısı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸