Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/670 E. 2019/447 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/670
KARAR NO : 2019/447

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 18/07/2018 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili ve … A.Ş., … A.Ş.ve … Yapım A.Ş.’nin diğer azınlık hissedarları olan; …, …, … ve … ile davalı …Ş. arasında akdedilen ortaklık sözleşmesiyle, azınlık hissedarlar ve … arasındaki; şirketlerin yönetimi ve idaresi ile tarafların şirketlerde sahip oldukları payları devretmek istemelir halinde tatbik edilecek hususlar dahil olmak üzere, karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiğini, … Yönetim Kurulu tarafından alınan karar ile, … Genel Kurulu’nun … tarihinde saat…’de, “…” adresinde yıllık olağan Genel Kurul Toplantısının gerçekleştirilmesi amacıyla toplanmasına karar verildiğini, Genel Kurul Toplantı tutanağının 7. maddesinde Ortaklık Sözleşmesi’ne ve … esas sözleşmesine aykırı şekilde, … sermayesinin en az %15’ine sahip hissedarlar tarafından önerilen aday yerine, Pozitif şirketin hâkim hissedarı konumunda bulunan davalı … tarafından önerilen …ın Yönetim Kurulu üyesi olarak atanmasına karar verildiğini, bu hususun esas sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, davalı …’in hisseleri adına verilen oylar ile … Genel Kurulu tarafından tesis edilen Ortaklık Sözleşmesi ve esas sözleşmeye aykırılık ihtiva eden kararın iptali istemiyle … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … K. sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, tesis edilen 24.05.2018 tarihli, … E. ve … K. sayılı ilam ile davanın … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, daha sonra, bu dosyalar tefrik edilerek, … aleyhine ikame edilen davanın … 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayısına kaydedildiğini, … ve … Yapım’ın 14.05.2018 tarihli Genel Kurul toplantılarında tesis edilen yedi (7) numaralı karar Ortaklık Sözleşmesi’nin 4.2.1. maddesine aykırılık ihtiva ettiğini, Ortaklık Söyleşmesinin 9.1.4. maddesinde, Ortaklık Sözleşmesinin 4.2.1. maddesinin ihlali hâlinde, ihlali gerçekleştiren tarafa yükletilecek olan cezai şart düzenlendiğini, davalı … tarafından Ortaktık Sözleşmesi’nin 4.2.1. maddesi ile kararlaştırılan Azınlık Hissedarların göstereceği adayın Yönetim Kurulu’na seçilmesi için bu yönde oy kullanma borcuna aykırı davranıldığını, müvekkili lehine davalı tarafından ihlal edilen ortaklık sözleşmesinin 4.2.1. maddesine ilişkin olarak düzenlenen ortaklık sözleşmesinin 9.1.4. maddesi uyarınca hesaplanacak cezai şarta hükmedilmesini talep ettiklerini, dava konusu cezai şartın tenkise tabi olmadığını bildirerek Ortaklık Sözleşmesinin 9.1.4. maddesi uyarınca müvekkilinin hak kazandığı cezai şart tutarının bilirkişi marifetiyle hesaplattırılmasına ve tespitine, davanın kabulü ile Ortaklık Sözleşmesinin 4.2.1. maddesinin ihlali sebebiyle Ortaklık Sözleşmesinin 9.1.4. maddesi uyarınca işleyecek olan günlük 10.000 USD tutarındaki cezai şartın her bir gün için cezai şartın muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek olan 3095 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (a) bendi uyarınca devlet bankalarında USD para birimi için açılan bir (1) yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı tarafından, dava değeri 20.000ABD Doları olarak belirtilmiş ve sonuç ve istem kısmının dışında, talebe ilişkin detaylı açıklamanın yer aldığı tek bölüm olan dava dilekçesinin 5nci sahifesinde konuya; “bu nedenle, davalı … tarafından 14.05.2018, tarihinden, Ortaklık Sözleşmesi’nin 4.2.1. maddesine aykırılığın ortadan kalkacağı tarihe kadar, Ortaklık Sözleşmesinin 9.1.4. maddesi uyarınca işleyecek olan günlük 10.000 ABD Doları tutarındaki cezai şartın, muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un (“3095 sayılı Kanun”) 4. Maddesinin (a) bendi uyarınca, devlet bankalarında USD para birimi için açılan bir (bir) yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte müvekkilimize ödenmesi gerekmektedir.” şekliyle yer verildiğini, buna göre davacının; 14.05.2018 tarihinden itibaren dava sonuçlanıncaya (veya sonsuza kadar) işleyecek günlük 10.000 ABD Doları tutarındaki tutarın tahsilini talep ettiğini, davacının cezai şart talep edebileceği son gün davanın açılma tarihi olduğunu bu kapsamda, hiçbir suretle kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının talep edebileceği meblağın, davaya konu kararın alındığı 14.05.2018 tarihi ile davanın açıldığı tarih olan 18.07.2018 tarihine kadar işlemiş cezai şart tutarı olduğunu, dolayısı ile, davacının iddiasından yola çıkılırsa günlük 10.000 ABD Doları ve 14.05.2018-18.07.2018 arası döneme ilişkin 95 günlük cezai şart talep etmesi gerektiğini, işbu miktarın; 950.000ABD Doları’na tekabül ettiğini, bu mantıkla ve davacının talebi doğrultusunda hareket edildiği takdirde; hesaplanacak davaya esas değer 950.000 ABD Doları iken davacının harçtan muafiyet sağlayabilmek adına davayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107nci maddesinde yer alan Belirsiz Alacak Davası şeklinde açmasının usule aykırı olduğunu, 6100 sayılı Kanun’un 107nci maddesinin İnci fıkrasında; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” denilmek suretiyle belirsiz alacak davası açılabilmesinin şartlarının belirlendiğini, buna göre; alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin davacıdan “Beklenememesi” veya bunun “İmkansız” olduğu hallerde davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceğinin belirtildiğini, davacının belirsiz alacak davası olarak davasını ikame edemeyeceğini, davacının cezai şart talep etme hakkına haiz olmadığını, söz konusu 10.000 doların davacı tarafından tek başına talep etme hakkının olmadığını, fahiş orandaki cezai şart tutarının indirilmesi gerektiğini, davacının haksız faiz talep ettiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; ortaklık sözleşmesine aykırılık nedeniyle sözleşme uyarınca cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
HMK’nun 107.maddesinde belirsiz alacak davasının “…davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı yada değeri belirtmek sureti ile…” açılabileceği düzenlenmiştir.
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerekir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.
Taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinin 9.1.4 maddelerinde, sözleşmeye aykırılık halinde ödenecek olan cezai şart miktarı belirlenmiş olduğundan, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağından, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 44,40 TL’nin, peşin alınan 1.657,38 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 1.612,98 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6. maddesi gereğince, 2.725 TL maktu vekalet ücretinin yarısı olan 1.362,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.30/04/2019

Katip …

Hakim …