Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/650 E. 2019/1215 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/650 Esas
KARAR NO : 2019/1215

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/10/2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla … Sokağı takiben … Sokağa döndüğü sırada aracın sağ ön köşe kısımları ile … Sokak istikametinden gelip … Sokağı takiben … Caddesi istikametine seyreden sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısımları ile kavşak içinde çarpışması sonucunda yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazazı meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin geçici ve kalıcı maluliyet zararının oluştuğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 200 TL geçici ve kalıcı maluliyet tazminatının faiziyle birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 29/09/2015-2016 tarihlerini kapsar şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığını, öncelikle kazaya ilişkin kusur ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kusur oranında poliçe teminatlarıyla sınırlı sorumluluğunun bulunduğunu, bu kapsamda 14/08/2017 tarihinde % 75 kusur oranında 16.523,00 TL ödemenin yapıldığından müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin … 7. Asliye Ceza Mahkemesinin … E., … K. sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinde; mahkemece yapılan yargılama neticesinde 13/06/2017 tarihinde verilen kararda; “Toplanan kanıtlarla sanığın üzerine atılı taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği sabit olduğundan, eyleminin uyduğu TCK’nun 89/1 maddesi gereğince sanığın kişiliği, şahsi, sosyal ve ekonomik durumu, katılanın yaralanma derecesi ve sanığın olayda asli kusurlu bulunması nazara alınarak taktiren ve teşdiden 120 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, olay nedeniyle katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde, vücudunda hayat fonksiyonlarını ağır (4) dercede etkiler nitelikte kemik kırığı meydana geldiği anlaşıldığından, sanığa verilen cezadan TCK nun 89/2-b maddesi gereğince, yarı oranında artırım yapılarak sanığın 180 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın ikrarı, suçtan sonra ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları, cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alınarak verilen cezasından TCK nun 62. Maddesi gereğince, taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak, 150 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen 150 günlük adli para cezasının, TCK nun 52/2 maddesi gereğince günlüğü taktiren 20 TL’den olmak üzere adli para cezasına çevrilmesine ve sonuç olarak sanığın bu suçtan 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen adli para cezasının miktarı nazara alınarak TCK nun 52/4 maddesi gereğince her ay bir taksit olmak üzere 10 eşit taksitle tahsiline, taksitlerden biri süresinde ödenmediği taktirde, kalan kısmın tamamının tahsiline, sanığın sabıkası yok ise de, atılı suçla ortaya çıkan ve dosyaya yansıyan kişilik özellikleri itibarı ile yeniden suç işlemeyeceği yolunda Mahkememize vicdani kanaat gelmediğinden hakkında CMK nun 231. Maddesinin uygulanmasına taktiren yer olmadığına, 270,00 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline,” dair karar verilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin … 7. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası kapsamında alınan kusur raporunda özetle; … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın tali kusurlu olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası kapsamında davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla … Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 22/07/2019 tarihinde tanzim olunan maluliyet raporunda özetle; bu bulgulara dayanılarak 17.02.1999 doğumlu …’da 21.10.2015 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle oluşan sakatlık oranı, olay tarihinde ve sigorta poliçesi başlangıç tarihinde yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikten” (Resmi Gazete, Mart 2013, 28603 Sayı) faydalanılarak değerlendirildiğinde;
Kas-iskelet sistemi 2. üst ekstremiteye ait sorunlarda engellilik oranı, 2.1 hareket kısıtlılığının değerlendirilmesi, şekil 2.6 Elbileği fleksiyon ve ekstansiyon kısıtlılığına bağlı üst ekstremite engellilik yüzdeleri %Kf: %3, şekil 2.7: elbileği radial ve ulnar deviasyon kaybına bağlı üst ekstremite engellilik yüzdeleri %Krd: %2, %Kud: %2’dir.
Sonuç olarak; Tablo 2.3 Üst ekstremite engelliliğinin kişinin engellilik oranına dönüştürülmesi tablosundan faydalanıldığında sağ el bileğindeki hareket kısıtlılığına bağlı kişinin sakatlık oranının %4 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, ancak istenildiği takdirde kesin iş göremezlik süresinin kişinin tedavi ve takibini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin İstanbul ATK Trafik İhtisas Kurulu tarafından 11/06/2019 tarihinde tanzim olunan kusur raporunda özetle; Trafik kazası tespit tutanağı ve ekli basit kroki incelendiğinde; olay mahallinin meskun içi üç yönlü … olduğu, yolun yatayda düz düşeyde eğimsiz 2 şeritli 7.6 metre genişliğinde iki yönlü asfalt kaplama sokak olduğu, vaktin gündüz havanın açık zeminin kuru olduğu, araçlara ait fren veya sürtünme izi tespiti olmadığı, davacı sürücü …’ın ehliyetinin olmadığı belirtilmiştir.
… 7. Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere tanzim edilen 09.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’ın asli kusurlu, sürücü …’ın tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, … 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2017 tarihli gerekçeli kararı, trafik kazası tespit tutanağı ve ekli kroki, sürücü beyanları, olay mahalli şartları, … 7.Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere tanzim edilen 09.03.2017 tarihli bilirkişi raporu, sürücülerin seyir istikametleri ve tüm veriler dikkate alındığında kazanın açıklandığı şekilde meydana geldiği anlaşılmakla; aşağıdaki şekilde rapor tanzim edilmiştir.
Mevcut verilere göre; sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşakta sol tarafındaki sokağa dönüş yapmadan evvel kavşak kollarını yeterli ve gerekli şekilde kontrol etmesi, karşısından gelen ve seyrini düz devam ettiren davacı sürücüye ilk geçiş hakkını vermesi, yolun müsaitlik durumuna göre kontrollü bir şekilde dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüzce dönüş yaptığı esnada meydana gelen kazada asli kusurludur.
Davacı sürücü …, sevk ve idaresindeki motorlubisikletle seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi, olay mahalli kavşağı dikkate alıp her an tedbir alacak şekilde müteyakkız seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla meydana gelen kazada tali kusurludur.
Sonuç olarak; sürücü …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 09/10/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; olay 21.10.2015 günü saat 14:45 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile … Sokak üzerinden seyirle gelip sol tarafındaki … Sokak istikametine dönüş yaptığı esnada otomobilinin sağ ön kısımları ile sağ tarafından … Sokak üzerinden gelerek kavşağa giren davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motorlubisikletin ön kısımlarının çarpışması sonucu, davacı sürücü …’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Davalı tarafından keşide edilen zorunlu trafik sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 29.09.2015 olup, poliçe 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarındaki değişiklikten sonrasına aittir. Bu durumda bu konudaki Yargıtay kararlarına göre; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartları ve ekleri dikkate alınarak Aktüeryal yönteme(TRH 2010 yaşam+1,8 teknik faiz) göre davacının maddi zararı belirlenecektir.
Adli Tıp Kurumunun 11.06.2019 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde Kusur değerlendirilmesinde; davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü davacı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
… Ün. Tıp Fak. tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme süresinin 4 ay olduğu belirlenmiştir.
Dosyada mevcut SGK kayıtlarına göre davacının 21.03.2016 tarihinde yani 17 yaşında sigortalı olarak çalışmaya başladığı gözükmektedir. Bu durumda davacının 4 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanarak takdire sunulacağı, davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacaktır.
… Ün. Tıp Fak. tarafından 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının sakatlık oranı %4 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı belirlenecektir.
17.02.1999 doğumlu davacı, olay tarihinde, 16 yıl, 8 ay, 4 günlük olup, 17 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (57)yıl ve muhtemelen (74)yaşına kadar yaşayacaktır.
SGK hizmet dökümüne göre davacının 21.03.2016 tarihinden(17 yaşında) itibaren sigortalı çalışmaya başladığı gözükmektedir. Bu durumda;
Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-17)= 43 yıl ve pasif devresi 14 yıldır. Askerlik hizmet süresi kazanç tespitinde dışarıda tutulacaktır.
SGK hizmet dökümünde davacının kazançları asgari ücret olarak gözüktüğünden hesaplamalar net yasal asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre kazalının 21.10.2015 -21.10.2019 tarihleri arası 4 yıllık bilinen dönemdeki net kazançlarının hesaplanmasında kazalının geçici iş görememezlik dönemindeki net kazancının 4.512,92 TL olduğu, kazalının % 4 oranındaki maluliyet durumuna göre yapılan toplam kazanç toplamı 69.089,09 TL’dir.
Kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan poliçe genel şartları dikkate alınarak bilinmeyen dönem hesabına esas kazançlar an,x = Nx – Nx+n / Dx formolüne göre belirlenecektir. Formüle de iskonto oranları %1,8 teknik faiz esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre belirlenen sayılar uygulanacaktır.
Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise, 2.020,90 x 12 Ay 24.250,80 TL olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan, kazalı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına agi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (1.829,02×12=) 21.948,24 TL esas alınacaktır.
Buna göre, raporun düzenlendiği bilinmeyen dönem başında 21 yaşında olan kazalı bakımından 53 yılık bilinmeyen dönemdeki iskontolu kazancı104.124,65 TL dir.
Davalı tarafından davacıya 14.08.2017 tarihinde 16.253,00 TL sürekli sakatlık tazminatı ödenmiştir. Hesaplama ilkelerine göre ödemenin yapıldığı tarih itibariyle bilinen veriler(asgari ücretler) esas alındığında davacının maddi zararı 21.10.2015-21.10.2017 arası bilinen 2 yıllık dönemdeki net kazanç toplamı ödeme tarihindeki verilere göre davacının bilinmeyen dönemdeki iskontolu kazanç tespiti ödeme tarihindeki verilere göre aktif devre başındaki bir yıllık net geliri (1.404,06×12 ay) = 16.848,72 TL, ödeme tarihindeki verilere göre pasif devre başındaki bir yıllık net geliri (1.270,75×12 ay)= 15.249,00 TL olup, buna göre, ödemenin yapıldığı bilinmeyen dönem başında 19 yaşında olan kazalı bakımından 55 yılık bilinmeyen dönemdeki iskontolu kazanç tespiti ayrıntılı olarak raporda hesaplanmıştır.
Davacının ödeme tarihindeki verilere göre maddi zararı, 4 aylık geçici iş görememezlik maddi tazminatı 3.384,69 TL olduğu, kazalının sürekli iş görememezlik dönemindeki maddi zararının 16.843,97 TL olarak hesaplanmıştır. Ödeme tarihindeki verilere göre davacının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 3.384,69 TL ve sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 16.843,97 TL olarak belirlenmiştir.
Davalı tarafından ise davacıya geçici iş göremezlik dönemindeki zararı için bir ödeme yapılmamış, sürekli iş göremezlik dönemi için ise 16.253,00 TL ödeme yapılmıştır. Bu durumda davalı taraf davacının geçici iş göremezlik dönemi için uğradığı 3.384,69 TL.lık zararı için bir ödeme yapmamıştır. Sürekli iş göremezlik dönemi için ise ödenen tutar ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında (16.843,97-16.253,00)= 590,97 TL fark bulunmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafında ödemeye esas alınan aktüer raporundaki maluliyet oranı, kusur durumu ve hesap tekniği aynı ise de; SGK dökümüne göre davacı 17 yaşından itibaren aktif olarak çalışmasına karşın sigorta aktüeri tarafından davacının 18 yaşından itibaren çalışacağı kabul edilerek hesaplama yapılmış ve geçici iş göremezlik dönemi için zarar hesabı yapılmamıştır. Yargıtay kararlarında kazaya uğrayan kişi küçük de olsa “tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarf etmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak görülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir” demektedir. Bu durumda Yargıtay kararlarına göre 18 yaşından küçük olanlar bakımından da sürekli iş göremezlik dönemi için zarar hesabı yapılması gerekmektedir. Sigorta aktüeri tarafından düzenlenen rapor somut olaya ve bu konudaki Yargıtay kararlarına uygun düşmemektedir.
Bu durumda, ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen maddi zarar tutarı ile yapılan ödeme arasında fark bulunduğundan bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olduğundan, ayrıca davalı tarafından yapılan ödeme güncellenerek günümüze kadar bilinin verilere göre belirlenen zarar tutarından tenzil edilerek bakiye zarar tutarı belirlenecektir.
Buna göre Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/4-824 E, 2012/134 K. ve 14.03.2012 tarihli bu konudaki en son kararında özetle; ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile güncellenerek güncel tutarın hesaplanan tazminattan indirileceği yönündedir. Buna göre sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş faizi ve güncel tutarı toplamda 19.402,96 TL’dir. Günümüz itibariyle bilinen verilere göre davacının bakiye maddi zararı 5.869,47 TL’dir.
21.10.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık ve tedavi gideri bakımından ayrı ayrı 290.000,00 TL’dır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir.
Bu durumda, davacının yukarıda belirlenen geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararı poliçe limitleri içinde kalmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir.
Bu durumda, dava dosyasında başvuru belgesi bulunmadığından davalı bakımından en erken temerrüt tarihi daha önce ödeme yaptığı 14.08.2017 olarak belirlendiği, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 21/10/2005 tarihinde meydana gelen trafik kazasında çift taraflı kaza neticesinde davacının geçici ve kalıcı maluliyet oranına dayalı bedensel zararlarına ilişkin açmış olduğu maddi tazminat davasıdır.
21.10.2015 tarihinde meydana trafik kazasında davalının 11/06/2019 tarihli ATK kusur raporuna göre, %75 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın, ödeme tarihindeki verilere göre, geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 3.384,69 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %4 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 16.843,97 TL olduğu, davalı tarafından ise davacıya geçici iş göremezlik dönemindeki zararı için bir ödeme yapılmadığı, sürekli iş göremezlik dönemi için ise 16.253,00 TL ödemenin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının geçici iş göremezlik döneminde uğradığı 3.384,69 TL’lik zararı için davalı tarafından bir ödeme yapılmamıştır. Davacıya sürekli iş göremezlik dönemi için ödenen tutar ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında (16.843,97 TL – 16.253,00 TL) 590,97 TL fark bulunduğu, günümüze kadar bilinen verilere göre, ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu ve buna göre de ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilerek günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından, ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu davacının, geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 3.384,69 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %4 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının 5.869,47 TL olduğu, davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı, davalı bakımından temerrüdün 14.08.2017 ödeme tarihi olduğu, dava ve ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu hükme elverişli 09/10/2019 tarihli aktüer bilirkişi raporundan anlaşılmakla davanın kabulü ile 5.869,47 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile l00,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 5.969,47 TL’nin 14/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 5.869,47 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile l00,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 5.969,47 TL’nin 14/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 407,77 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL + 20,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 55,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 351,87 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, 20,00 TL tamamlama harcı ile 1.162,49 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.218,39 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”