Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/645 E. 2019/573 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/645
KARAR NO : 2019/573

DAVA : Tazminat (Hayat Sigortası)
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 06.01.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin muris …’ın mirasçıları olduğuğunu, murisin çektiği kredi nedeniyle … numaralı poliçe ile davalı tarafından Kredi Hayat sigortası yapıldığını, murisin geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat ettiğini, sigorta tazminatı için davalı şirkete başvurulduğunu ancak red cevabı alındığını, bu nedenlerle poliçe tazimat tutarı olan 42.000,00 TL nin ölüm tarihinden itibaren avans faizi ile birlitke davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacılar aktif dava ehliyetine haiz olmadıklarını, dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile sigortalı … arasında 09.06.2011 başlangıç, 09.06.2012 tarihli … poliçe numaralı 27-70 Yaş Kredili Hayat Sigorta Poliçesi imzalandığını, sigorta poliçesinin 09.06.2012 tarihinde yenilendiğini, yenilenen poliçenin bitiş tarihi ise 09.06.2013 olduğunu, sigortalının ise 16.03.2013 tarihinde vefat ettiğini, davacı yanın talep etmiş olduğu tazminat miktarının hatalı olduğunu, poliçenin teminat miktarının 42.000,00 TL olduğunu, fakat iş bu poliçenin bitim tarihinden sonra yenilenen sözleşmenin teminat miktarının 36.330,00 TL olduğunu, müteveffanın gerçeğe aykırı beyanları nedeniyle müvekkil şirketin gerçeğe uygun olarak risk değerlendirmesi yapamadığını, poliçe yönünden müvekkilinin sözleşme iradesi müteveffanın gerçeğe aykırı beyanları nedeniyle fesada uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemimizin 2014/80 Esas 2015/410 Karar ve 10/06/2015 Karar tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı vekili tarafından 14/08/2015 havale tarihli temyiz dilekçesi ile temyiz edildiği görülmekle Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/13470 Esas, 2018/2718 Karar ve 19/03/2018 Karar tarihli kararı ile “… Davacıların murisinin 09/06/2011 başlangıç ve 09/06/2012 bitiş tarihi ile davalı …Ş. Nezdinde hayat sigortası ile 1 yıllık 42.000,00 TL teminat ile sigortalandığı, aynı şekilde 1 yıllık sigorta sözleşmesini müteakip 09/06/2012 başlangıç ve 09/06/2013 bitiş tarihli 36.330,00 TL teminat ile, sigortalandığı anlaşılmaktadır. Davacıların murisi 16/03/2013 tarihinde vefat etmiştir. Riziko 09/06/2012 başlangıç tarihli ve 36.330,00 TL teminat veren poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiğinden bu sigorta poliçesi limitlerine göre, sigorta limitinin davacı murislere hissesi oranında ödenip ödenmeyeceği tartışılarak karar virlemesi gerekirken, önceki poliçeye göre; 42.000,00 TL’nin 16/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar virelmesi ve 09/06/2012 – 09/09/2013 tarihlerini kapsayan poliçedeki teminat limitlerinin dikkate alınması doğru görülmemeştir.” şeklindeki hükmü ile kararın bozulmasına karar verilmiş olup mahkememizin 2018/645 Esas sayılı numarası ile kaydedilip açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında sigorta uzmanı bilirkişi …’e tevdii edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 11/03/2019 tarihli raporunda; TTK m. 1487 hükmü gereği hayat sigortasında ‘…sigortalının ölümü veya hayatta kalması halinde, sigorta bedelim ödemeyi üstlenir…” bu durumda, somut olayda sigortalı …’ın ölümü halinde belirlenen sigorta bedeli tam olarak, eğer bir lehtar belirtilmemiş ise yasal mirasçılara ödenmek durumundadır. Nitekim davacılar vekili de tüm yasal mirasçıları temsilen dava ve talepte bulunmuştur, Somut olayda, sigorta bedeli 36.330,00 TL miktarmdadır ve bunun tamamının sigorta bedeli olarak sigortalının mirasçılarına miras payları nispetinde ödenmesi gerekir. Burada söz konusu “hayat sigortası” her ne amaçla yapılırsa yapılsın, kredi kullanımı için yapılması da fark etmeksizin “sigorta bedelfnin ödenmesi esastır. Bu yönüyle hayat sigortası meblağ sigortasıdır. Dava dışı bankaya yapılan ödemeden bağımsız olarak sigorta bedeli mirasçılara ödenecektir. Gelinen aşamada, davacıların mirasbırakanının sigortacıyı yanıltması veya sair şekilde kusuru olmadığı hususu belirlenmiş, yine ölüm sebebinin kalp krizi şeklinde meydana geldiği ve Adli Tıp Kurumu kusur raporları ile tespit edilmiştir. Hal böyle olunca, davacıların mirasbırakanının ölüm tarihinde geçerli poliçe hükümlerine göre davacıların sigorta bedelini tahsil talep etme haklan açıktır. Yargıtay bozma kararı gözetildiğinde, davalı sigorta şirketinin cayma hakkının da kanuna uygun olduğu iddiası yerinde değildir. Müteveffanın ölümü ani kalp krizine dayanmakta; hastalıklarının dolaylı etkisine karşın, doğrudan ölüm sebebi olmadığı da dosyada sabit olmuştur. Dosyada mevcut sigorta poliçeleri incelendiğinde; Miras bırakan … (…) … 05.02.1964 doğumlu olup, kullandığı kredi sebebi ile ve acente sıfatı ile hareket eden …BANK aracılığı ile 09.06.2011 itibarı ile bir yıl süreli hayat sigortası için 407,40 TL sigorta primi ödemiştir. Sigorta bedeli 42.000 TL olarak belirlenmiştir. İkinci poliçe ise yine …BANK düzenlemeli 09.06.2012-09.06.2013 dönemi için düzenlenmiş; poliçe sigorta bedelinin 36.330 TL olduğu ve 386,19 TL sigorta primi ödemesi yapıldığı tespit edilmektedir. Bu durumda, yerel mahkemenin, sigortalının ölüm tarihinde geçerli poliçeyi esas almak yerine ilk kredi ilişkisinde düzenlenen sigorta poliçesi sigorta bedeli üzerinden hüküm vermesi somut olaya, dosya kapsamında uygun gözükmemektedir. Davacılar için hükmedilecek tazminata 16,03.2013 tarihinde sigorta bedeli ödemesi meblağ olarak belirli ve ödenmesi gerekmekle, davacılar lehine ticari temerrüt faizi talebi de somut olaya uygun gözükmekte olduğunu beyan ederek sonuç olarak; Ölüm şartına bağlı olan hayat sigortasında sigorta poliçesinde belirlenen bedelin ölüm ile sigorta lehtanna, yoksa mirasçılara ödenmesi gerektiği, ölüm tarihinde geçerli poliçe bedeli gözetilerek; davacıların miras payları oranında sigorta bedeli 36.330,00 TL alacaklı olduğu, davalı sigortacının 16.03.2013 tarihi itibarı ile ticari temerrüt faizi ile söz konusu bedeli ödemesi gerektiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava; davacıların murisi olan … geçirdiği kalp krizi sonucunda ameliyat sonrası oluşan enfeksiyon sebebi ile ölümü nedeni ile davalı sigorta şirketi ile yapılan hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan 42.000 TL lik tazminatın tahsiline yönelik olarak açılan bir tazminat davasıdır.
Bozma kararı öncesi mahkememizce verilen karar, davacıların murisinin 16/03/2013 tarihinde vefat etmesi nedeniyle rizikonun 09/06/2012 başlangıç tarihli ve 36.330,00 TL teminat veren poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiğinden bu sigorta poliçesi limitlerine göre, sigorta limitinin davacı murislere hissesi oranında ödenip ödenmeyeceği hususunun araştırılması yönünden bozulmuş olup Hayat Sigortasında, her ne amaçla yapılmış olursa olsun kredi kullanımı için yapılması durumu da fark etmeksizin sigorta bedelinin ödenmesi esastır. Bu yönüyle hayat sigortası meblağ sigortasıdır. TTK m. 1487 hükmü hayat sigortasında ‘…sigortalının ölümü veya hayatta kalması halinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir…” şeklinde olup somut olayda sigortalı …’ın ölümü halinde belirlenen sigorta bedeli tam olarak, eğer bir lehtar belirtilmemiş ise yasal mirasçılara ödenmek durumundadır. Dava dışı bankaya yapılan ödemeden bağımsız olarak sigorta bedeli mirasçılara ödenecektir. Davacıların mirasbırakanının sigortacıyı yanıltmasının veya sair şekilde kusurunun olmadığı anlaşılmış, yine ölüm sebebinin kalp krizi şeklinde meydana geldiği Adli Tıp Kurumu kusur raporları ile tespit edilmiştir. Hal böyle olunca, davacıların mirasbırakanının ölüm tarihinde geçerli poliçe hükümlerine göre davacıların sigorta bedelini talep etme hakları vardır.
Miras bırakan … 05.02.1964 doğumlu olup, kullandığı kredi sebebi ile ve acente sıfatı ile hareket eden …BANK aracılığı ile 09.06.2011 itibarı ile bir yıl süreli hayat sigortası için 407,40 TL sigorta primi ödemiştir. Sigorta bedeli 42.000 TL olarak belirlenmiştir. İkinci poliçe ise yine …BANK tarafından 09.06.2012-09.06.2013 dönemi için düzenlenmiş olup poliçe sigorta bedelinin 36.330 TL olduğu ve 386,19 TL sigorta primi ödemesi yapıldığı tespit edilmektedir. Bu durumda, sigortalının ölüm tarihinde geçerli poliçe esas alınarak bozma ilamına uyularak ölüm tarihinde geçerli poliçe bedeli gözetilerek davacıların miras payları oranında sigorta bedeli 36.330,00 TL alacaklı olduğu, davalı sigortacının 16.03.2013 tarihi itibarı ile ticari temerrüt faizi ile söz konusu bedeli ödemesi gerektiği anlaşılmış olup davanın kısmen kabulü ile 36.330,00 TL’nin 16/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte 26/03/2013 tarihli Yayladağı Noterliğinin 416 yevmiye numaralı mirasçılık belgesinde belirtilen mirasçılık payları oranında davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 36.330 TL’nin 16/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte 26/03/2013 tarihli Yayladağı Noterliği’nin 416 yevmiye numaralı mirasçılık belgesinde belirtilen mirasçılık payları oranında davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.481,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 717,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.764,40 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 717,30 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 651,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 563,11 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
Bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 48,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 6,48 TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraflar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 4.346,30 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”