Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/619 E. 2019/928 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/619 Esas
KARAR NO : 2019/928

DAVA : Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2014
KARAR TARİHİ : 04/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 27/10/2014 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili … Tic. San. A.Ş.’nin civata, somun ve saplama gibi çelik bağlantı elemanlarının korozyona karşı 40-50 yıl süre dayanım gösterebilmeleri için yapılan sıcak daldırma galvaniz kaplamalarda kullanımları bir yöntem ile ilgili olup, özelliğinin yağdan arındırılmış olan civata, somun ve benzeri vida dişli çelik parçaların yüzeyine basınçlı bir hava yardımı ile kum ya da grit tanecikleri çarptırılarak mekanik temizlik yapılması ve temizliği yapılan parçaların sıvı içerisinde durulanması işlem basamaklarını içeren buluşun sahibi olduğunu, müvekkili şirketin bu buluşunu “civataların sıcak galvanizlenmesinde hidrojen kırılganlığı riskinin önlenmesine yönelik bir yöntem” ismi ile gerekli başvuru, takip ve diğer tüm işlemler için … Ltd. Şti’ne vekalet verdiğini, müvekkili şirket tarafından verilen vekalet kapsamında davalı şirketin, müvekkili şirketin buluşu için Türk Patent Enstitüsü Patent Dairesi Başkanlığına patent başvurusunda bulunduğunu, ancak yapılan bu başvurudan sonra vekalet ilişkisi kapsamında patent vekilinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile patentle ilgili gerekli prosedürü bilmeyen müvekkilinin, patent hakkını uluslararası alanda da koruma altına alınması için yapılması gereken Rüçhan hakkını süresi içinde kullanamadığını ve nedenle de çok büyük maddi zararlara uğradığını, rüçhan hakkının öncelik hakkı anlamına geldiğini, müvekkilinin bu buluşunu Amerika’da bulunan büyük bir şirkete milyon dolarlarla tabir edilecek bir fiyata satma hususunda anlaşmaya vardığını, ancak rüçhan hakkının süresi içerisinde kullanılmaması nedeni ile söz konusu şirketin müvekkilinin bu buluşunu satın almaktan vazgeçtiğini, müvekkilinin bu buluşunu milyon dolarlık bir fiyata satarak maddi olarak büyük bir gelir elde edecekken patent vekilinin vekalet ilişkisi kapsamında müvekkilinin şirkete karşı sorumlulukları ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine bu gelirinden açıkça mahrum kaldığını, diğer yandan rüçhan hakkının süresi içerisinde kullanılmaması nedeni ile müvekkilinin buluşunun uluslararası alanda tamamen korumasız hale geldiğini, bu nedenle müvekkilinin buluşunun artık geçersiz bir durumda olduğundan herhangi birisinin bu buluşu görüp Avrupa’dan kendisiyle ilgili bir başvuru yapmasının ve sahiplenmesinin mümkün hale geldiğini, patent vekiline mesleki sorumluluk sigortası yapan sigorta şirketinin davaya dahil edilmesini istediklerini belirterek, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin maruz kaldığı gerçek zararın bilirkişiler tarafından tespitini, gerçek zararın bilirkişilerce tespitinden sonra maddi tazminat talebini arttırmak kaydıyla maddi zararının şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının söz konusu buluşu için dava dışı …-… aracılığı ile patent başvurusunda bulunduğunu, patent başvurusunun TPE tarafından şekli şartlara uygunluk açısından incelendikten sonra 5,5 sayfa eksiklik bildirildiğini ve TPE tarafından davacıya bildirilen eksikliklerin giderilmediği takdirde buluşun tescil alamayacağına dair ihtarın yapıldığını, bunun üzerine taraflar arasında 23/09/2011 tarihli patent işlemleri vekalet sözleşmesi imzalanarak ilişki kurulduğunu, müvekkili şirket tarafından daha önce bildirilen tüm eksiklikler giderilerek usulüne uygun şekilde TPE ‘ye patent tescil başvurusunda bulunulduğunu, tescil işlemleri sırasında müvekkili şirket tarafından her aşamada davacının bilgilendirildiğini, ücretlerin yatırıldığını, araştırma raporlarının alındığını, davacı koskep desteğini alabilmesi ve korumasının 20 yıl devam etmesi için buluşu ile ilgili başvurusunun 23/01/2012 tarihinde ilana çıktıktan sonra dava dışı … Tic. Ltd. Şti tarafından davacının başvurusuna itiraz edildiğini, itiraz üzerine müvekkili tarafından savunma yapıldığını ve TPE tarafından dava dışı firmanın itirazının reddedildiğini, tescile karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından gerekli takip ve usuli işlemlerin yerine getirilerek davacının buluşunun incelemeli patent tesciline kavuşturulduğunu, böylece davacıya bu buluşu için 06/10/2011 tarihinden itibaren 20 yıllık koruma kazandırıldığını, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini ifa ettiğini, tüm sorumluluk ve yükümlülüklerini layıkıyla yerine getirdiğini, yurtdışı patent sözleşmesinin ayrı bir sözleşme konusu olduğunu ve taraflar arasında böyle bir sözleşmenin bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm sorumluluğunu ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı tarafın hiç bir zaman yurt dışında başvuru yapmak istediğini ve bu konuda hizmet almak istediğini müvekkiline bildirmediğini, bildirdiğini de ispat edemediğini, davacının yurtiçinde TPE’ye yapılacak patent başvurusu talebinin dışında başka bir talebi varsa bunu müvekkiline bildirmek zorunda olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile kararlaştırılan ulusal patent başvurusunu layığı gibi yaparak davacıyı incelemeli patent tesciline kavuşturduğunu, davacının müvekkili tarafından 06/10/2011 tarihinden itibaren 20 yıl süreli olarak incelemeli patent sahibi yapıldığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmayıp ihmalde bulunduğunu, kendi hatasını müvekkili şirkete yükletmeye çalıştığını, davacının buluşunu Amerika’da bulunan bir şirkete milyon dolarlık ücret karşılığında satabilecekken, söz konusu Amerika’lı şirketin davacının rüçhan hakkını kullanmadığı gerekçesi ile buluşunu satın almaktan vazgeçtiğine dair hiçbir belgeye dayanmayan farazi iddialarının hukuken kabul edilmesinin mümkün olmadığını, hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının verdiği vekalete istinaden davacının buluşuna ilişkin gerekli patent başvuru ve koruma işlemlerini yapmaması nedeniyle davacının buluşunu koruma altına ve patentini alamamasından dolayı uğradığı maddi zararın tazminini istemine ilişkindir.
Dava dosyasının … 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas 2015/189 Karar sayılı 07/05/2015 tarihli görevsizlik kararı gereği mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 331/1. maddesinde “görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkmece hükmedileceği…” ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince daha önce verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararları nedeniyle vekalet ücretlerine hükmedilmesi gerektiği hususları düzenleme konusu yapılmıştır.(Yargıtay 17. H.D. 2018/5829 E., 2019/7804 K. Sayılı, 19/06/2019 tarihli ilamıda bu yöndedir.)
Davacı vekili 31/07/2019 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirerek gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 03/10/2019 havale tarihli dilekçesi ile feragate bir diyeceklerinin olmadığını, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davadan feragat HMK.’nun 307. ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde, davadan feragate yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.’nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 44,40 TL’nin, peşin alınan 170,80 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 126,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Görevsizlik kararı gereğince yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
dair verilen karar tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/10/2019

Katip …

Hakim …