Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/541 E. 2019/471 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/541
KARAR NO : 2019/471

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili davacı şirketin hala Yeminli Mali Müşavirlik hizmeti veren bir şirket olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete değerinin tespit edilebilmesi için talepte bulunulduğunu ve bu kapsamda değerleme sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye karşılığında 10.000,00 TL+KDV olarak fatura kesildiğini ve davalı şirkete tebliğ edildiğini, müvekkilinin söz konusu alacak için çok kez mail yolu ve yazılı olarak talep edildiğini ancak davalının ödeme yapmadığını, yapılmayan ödemeden kaynaklı olarak … 27. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafın söz konusu takibe yetki ve borca itirazı üzerine icra takibinin durduğunu beyan etmiştir. İmzalanan sözleşmenin 10. Maddesi uyarınca her iki tarafında tacir olmakla yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve yetkili mahkeme ve icra dairelerinin İstanbul olduğunu beyan etmekle takibin devamına, davanın kabulüne, asıl alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ olduğu görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketin davaya taraf olmadığından husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının dilekçesi ekinde sunulan değerleme sözleşmesi’nde müvekkili şirketin taraf olmadığını ve müvekkili şirketin imzası bulunmadığını, yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın sözleşmeye ilişkin edimlerini yerine getirmediğini beyan etmekle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, icra dairesi ve mahkemesinin yetkisizliğine, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celb edilen … 27. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının 11.800,00 TL asıl alacağının davalı borçludan tahsili için icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşıldı.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında bilirkişi heyeti Mali Müşavir … ve Sermaye Piyasası ve Borsa Uzmanı …’e tevdii edilmiş olup bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 12/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Faturanın davalı … adına düzenlenmesi hususu: Değerleme Sözleşmesi dava dışı … ile davacı … arasında aktedilmiştir. Sözleşme hükümleri incelendiğinde; maddesine göre, davalı … ile …Ticaret A.Ş.’ nin şirket değerlemesinin yapılması ve değerleme raporu hazırlanması olduğunu, 2. maddeye göre konusu, Şirketlerin son finansal tabloları ve yönetimin beklentileri doğrultusunda şirketlerin değerinin belirlenmesi olup, mevcut olması durumunda yurtiçi ve yurtdışı piyasalarda kote benzer şirketlerin çarpanlarına göre şirketlerin değerinin tespiti ve şirketler ve proje bazlı şirketlerin gelecekte üreteceği nakit akımlarının bugüne indirgenerek şirketler ya da ürünün değerinin tespit edilmesidir. 3. maddeye göre …’ nun yükümlülüğü, değerlemeye ilişkin gerekli her türlü belge, evrak ve beyanların hazırlanması ile …’nin her türlü araştırma ve inceleme yapması için her türlü yardım ve imkanı sağlamak; bilgi ve belgelerin … tarafından doğru ve eksiksiz sunulması; eksik, yetersiz ve/veya yanlış olması halinde …’ nin hazırlayacağı raporun yanlış olması ve üçüncü kişilerin bundan zarar görmesi durumunda sorumluluğun…’ ye ait olacağıdır. 4. maddeye göre …’ nin hak, taahhüt ve yükümlülüğü ise, şirketlerden aldığı bilgi ve belgeler doğrultusunda rapor hazırlanması olup, bunun için gerekli olacak ölçüde bir değerleme çalışması yapması ve İnceleme ve değerleme raporunun tamamlanabilmesi için … tarafından istenecek bilgi ve belgelerin şirketler tarafından ivedilikle verilmesi, değerleme çalışmasının kısa sürede tamamlanmasını sağlamaktır.7. maddeye göre; Şirketler veya …, Sözleşmeye konu olan değerleme raporunun hazırlanması ve raporla ilgili …’nin işbu sözleşme dairesinde mali danışman olarak hareket etmesi ve bu çerçevede … tarafından verilecek hizmetler karşılığında 20.000-TL + KDV danışmanlık ücreti Ödeyecektir. Bu sözleşme uyarınca …’ ye ödenecek oian ücretlere, KDV, BSMV, harç, resim, fon ve diğer masraflar dahil olmayıp bu giderler Şirketler veya … tarafından ödenecektir. Sözleşmenin aktedilmesi ve icra edilmesi ile ilgili her türlü damga vergisi, diğer vergiler, harç ve resim … tarafından ödenerek bedeli fatura edilecektir. 20.000,00 TL olarak belirlenen sözleşme bedelinin, kesilen faturadan ve taraflar arasındaki yazışmalardan anlaşıldığına göre değerlemesi yapılacak her bir şirket için 10.000,00 TL olduğu ortaya çıkmakta olduğunu, yine söz konusu 7. maddeye göre Ödemenin, değerlemesi yapılan Şirketler (… ve …) veya … tarafından yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Yani davalı …’ ın da ödeme yapabileceği, ödemede yükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Davalı …’ ın …’nun iştiraki olduğu ve sermayesinin %100′ ünün …’ya ait olduğu görülmektedir. Bu durumda TTK hükümleri uyarınca davalı … bağlı şirket (…’ya) konumundadır. Hizmet bedeli olarak 10.00-TL + KDV olarak düzenlenen fatura, hem … hem de davalı …’ da yönetim kurulu üyesi olan …’ ın talep ve bilgi vermesi ile değerlemesi yapılan şirketlerden olan davalı … adına düzenlendiği (bkz. Ek 2) ve Batı Tarımsal’ a 10.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, Heyetimize de ibraz edilen tebellüğ belgesinde görülmektedir (Ek 3- Fatura tebliğ belgesi). TTK’ nun “Fatura ve teyit mektubu” başlıklı 21/2. maddesine göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın İçeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” Bakılan uyuşmazlıkta faturanın davalı şirket tarafından 10.04.2018 tarihinde tebellüğ olunmasına rağmen yasal süresi içinde içeriğine itiraz edilmediği ve faturanın içeriğinin kesinleştiği görülmektedir. Borca yönelik ilk itirazın yasal süreden sonra … 27. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılt dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde ödeme emri gönderilmesi üzerine 09.05.2018 tarihli dilekçe ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu Değerleme Sözleşmesi gereği yapılan “şirket değerleme” hizmetinin yerine getirilip getirilmediği hususu: Davacı taraf, Değerleme Sözleşmesi kapsamında değerleme raporunun hazırlandığını ve karşı tarafa sunulduğunu, hizmetin yerine getirildiğini, yine hizmete ilişkin faturanın karşı tarafın verdiği bilgilere göre değerlemesi yapılan davalı şirkete tebliğ edildiğini ve kesinleştiğini, bu nedenle ödemenin yapılması gerektiğini belirtmektedir. Davalı Şirket vekili savunma ve itiraz dilekçelerinde sözleşmede taraf olmadıklarını, hizmetin de kusurlu ve gereği gibi yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın reddini savunmaktadır. Hizmetin gereği gibi yapılmadığı kapsamında; Davalı taraf, … (kısaca …)’ nın 5.4.2018 tarihli yazısı ekindeki “istenen Bilgi ve Belgeler Listesi” başlıklı listede yer alan hususların teknik olması ve değerleme yapılan hususları kapsaması nedeniyle …’ ye gönderdiklerini, davacı Şirketin yazı ekinde yer alan listede yer alan hususları cevaplamadığını; bunun üzerine …’ in 5.6.2018 tarihli yazısı ile, Borsa’nın Kolektif Yatırım Ürünleri ve Yapılandırılmış Ürünler Pazarı’nda işlem gören …’yu Yakın izleme Pazarı’na aldığını bildirdiğini, böylece yeni Pazarda işlem görmesi …’ yu telafisi imkansız zararlara soktuğunu; davacı Şirketin görevini gereği gibi ifa etmediğini savunmuştur. Bu itiraz incelendiğinde; Öncelikle belirtmek gerekirse, …’ davada taraf bulunmamaktadır. …’ in 05.04.2018 tarih ve …-4-2935 tarihli …’ ya yönelik yazısında (Ek 4-Sözkonusu … yazısı ve eki), 03.04.2018 tarihinde Şirketiniz (…) nezdinde yapılan inceleme esnasında Şirketinizden talep edilen ve Ek’te yar alan bilgi ve belgelerin yazılı olarak Borsamıza gönderilmesinin istendiği; yazı eki olan “İstenen Bilgi ve Belgeler Listesi” başlıklı listeye göz atıldığında, …’ nun cevaplaması gereken mizan, şirketin banka ve finansal kuruluşlar borç tutarları, vadesi gelen borçları, personele borç olup olmadığı, iştiraklerin eski denetim raporları ve mali tabloları, vadesi gelen vergi vs borçları, değerleme raporlarındaki gelir projeksiyonları, kredi sözleşmeleri, şirket ve iştiraklerinin teminat, ipotek vs bilgileri, şirket ve iştiraklerinin hukuki takipleri ve davalar gibi hususlarda bilgiler sorulduğu görülmektedir. Heyetimize göre, bu hususların davada taraf olmayan …’ nun şirket kayıtlarında yer alan bilgi ve belgelerin istendiği ve …’ nun bizzat bilgi vermesi gereken konular olduğu, bu nedenle değerleme yapan davacı şirketin cevaplaması gereken hususlar olmadığı kanaatindeyiz. …’ in …’ ya yönelik 05.10.2018 tarih ve …-4-4858 sayılı yazısında (Ek 5-İlgili … yazısı) ise, payları Borsanın Kolektif Yatırım Ürünleri ve Yapılandırılmış Ürünler Pazarinda işlem gören Şirketiniz (…) ile ilgili olarak daha önce 22.02.2016 tarihinde …’ta yayımlanan Borsamız duyurusu ile Kotasyon Yönergesi’ nin aynı bendi kapsamında finansal durumunu güçlendirecek önlemler alması konusunda uyarılan Şirket iniz’in, finansman sıkıntısına düştüğünü gösterir derecede vadesi geçmiş finansal ve kamu borçları bulunması nedeniyle. Şirketinizin ve finansal yatırımlarının faaliyetleri ve finansal durumu da dikkate alınarak, Kotasyon Yönergesi’ nin 35. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında Yakın izleme Pazarı’na alınmasına karar verildiği bildirilmiştir. …’ in işbu yazısında bildirilen kararı incelendiğinde, Borsaca dava dışı …’ nun işlem sırasının değiştirilmesine karar verilmesinin, davacı … tarafından Değerleme Sözleşmesi ile yapılan değerleme hizmeti ile ilgisinin bulunmadığı, … ‘nun önceden (2016) uyarılmasına rağmen Şirketin finansman sıkıntısı nedeniyle bu kararın alındığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının bu iddiası doğru görülmemektedir. Davalı şirket vekilinin hizmetin gereği gibi yerine getirilmediği konusunda belirttiği diğer husus ise; davacı şirketin 31.12.2017 dönemine ilişkin olarak 28.02.2018 tarihli … Değerleme Raporunda şirketin piyasa değerini 335.561-TL ve davalı … Tartm’ın … için yatırım değerini 4.034.158-TL tespit ettiğini ve …’ nun ise 6.3.2018 tarihinde 31.12.2017 dönemi finansal tablolarını Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP)’ da yayımladığını; SPK’ nin … tarihli yazıyla davacı …’ den talepte bulunması üzerine davacı şirketin … tarihli cevabi yazısı ekinde …dönemine ilişkin olarak revize edilmiş 11.09.2018 tarihli değerleme raporu sunduğunu; bu yeni değerleme raporunda ise …’ın revize edilen piyasa değeri 1.322.794-TL, davalı … Tarım’ın … için yatırım değeri 5.021.390-TL olarak tespit edildiğini; değerleme dönemi aynı olmasına rağmen 28.02.2018 tarihli değerleme raporu ile SPK’ ya sunulan revi2e edilmiş değerleme raporu arasında farklılıkların bulunduğu; öte yandan SPK’ nınll.10.2018 tarihli yazısı ile, şirketinizin (“… yıisonu değerlerinin tespiti için SPK’nın 17.07.2003 tarih ve 37/875 sayılı kararında belirtilen nitelikleri haiz başka bir kuruluştan hizmet alınması hususunun Şirketinizce değerlendirilmesi, EK/l’de belirtilen hususlar ile … tarafından revize edilen değerleme raporu hakkında anılan şirketlerin 2018 yıl sonu değer tespitini gerçekleştirecek kuruluşun ve Şirketinizin (…)01.01-31.12.2018 hesap dönemine ait finarısal tabloların bağımsız denetimini gerçekleştirecek kuruluşun Şirketiniz tarafından bilgilendirilmesi hususlarını Şirketlerine bildirdiği, bu durumda Yorum Denetim’ in sözleşme gereği yapması gereken değerlemeyi doğru yapmayarak, işini gereği gibi ifa etmediği hususudur. SPK’ nın …’ ya yönelik 11.10.2019 tarihli yazısı incelendiğinde (Ek 6- SPK yazısı); SPK’ nın davacı …’ den talepte bulunması üzerine davacı Şirketin, davalı … Yatırım’ın revize edilen 11.09.2018 tarihli yeni değerleme raporunu SPK’ya ilettiği; bu raporun SPK’ nın yazısı ekinde …’ ya da gönderildiği; revize değerleme raporuna göre davalı şirket vekilinin iddia ettiği gibi …’ın revize edilen piyasa değerinin 1.322.794-TL, davalı … Tarım’ın … için yatırım değeri 5.021.390-TL olarak tespit edildiği görülmektedir. Davacı şirketin davalı şirkete sunduğu 28.02.2018 tarihli değerleme raporunda ise davalı … Tarım’ ın piyasa değerinin 335.561-TL olarak tespit edildiği görülmektedir. Ayrıca SPK’ nın dava dışı …’ ya değerleme Şirketini (davacı …) değiştirmesini önerdiği anlaşılmaktadır. Davacı … şirketinin davalı … Tarım’a ilişkin değerleme raporunun SPK tarafından davacı Şirketten yeniden istenilmiş olması, Şirketin değerleme raporunu revize ederek, değerleme tutarını değiştirmiş olması, bu gelişmeler sonucu denetleyici kurum olan SPK’ nın …’ ya, yeni dönemde şirket değerlemesi yapacak şirketi değiştirmesinin önerilmiş olması davacı şirketin hatalı olduğunu göstermektedir. Taraflar arasındaki Değerleme Sözleşmesi’ nin 3. maddesine göre değerlemeye ilişkin gerekli her türlü belge, evrak ve beyanların hazırlanması dava dışı …’ nun yükümlülüğünde olduğu; 4. maddeye göre …’ nin yükümlülüğü ise, şirketlerden aldığı bilgi ve belgeler doğrultusunda rapor hazırlamasıdır. Yine 3. maddesine göre, … tarafından bilgi ve belgelerin doğru ve eksiksiz sunulması; eksik, yetersiz ve/veya yanlış olması halinde raporun yanlış olması ve üçüncü kişilerin bundan zarar görmesi durumunda sorumluluğun …’ ye ait olacağı düzenlenmiş olup, ilk rapor ve revize edilen raporlardaki farklılığın sunulan belgelerden mi yoksa tarafların müterafik kusurundan mı veyahut da sadece davacı …’nin hatasından mı kaynaklandığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Öte yandan, davacı Şirket sermaye piyasası kurumları içinde değerleme lisansı olan şirketler listesinde lisanslı şirket olarak yer almakta (Ek 7- SPK internet sitesi çıktısı) olup, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ nun “Bağımsız Denetim, Derecelendirme ve Değerleme Kuruluşları” ana başlıklı ve “Faaliyet esasları” madde başlıklı 62. maddenin 1. fıkrasına göre SPK, listede yer alan bağımsız denetim kuruluşlarının bu Kanun kapsamındaki bağımsız denetim faaliyetlerine ilişkin yapacağı kalite kontrol ve denetim çalışmaları neticesinde standart ve mevzuata aykırılıkları tespit edilenleri listeden çıkarmaya yetkilidir. SPK’ nın ise bu gelişmelere rağmen denetleyici kurum olarak davacı …’ yi listeden ihraç etmediği, başka bir anlatımla yetkisini iptal etmediği görülmektedir.Tüm bu gelişmelere rağmen, davacı şirketin değerleme hizmetini yerine getirdiği; hatta bu hizmet kapsamında tekrar raporlama yaparak SPK’ya sunduğu; ancak davalı şirketin değerlemesinde hatalı raporlama yapmış olması nedeniyle gerek Borsa’dan gerekse SPK’ dan herhangi bir müeyyideye maruz kalmadığı; bu nedenle başka kurum ve kuruluşlar ile piyasa oyuncuları ve yatırımcıların da zarar tazmini vs gibi talep ve davalarına maruz kalmadığı görülmektedir. Kısaca sunulan hizmet nedeniyle meydana gelen hatalı değerlendirmenin, davalı şirketin ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Davalı Şirket vekilinin davacının hizmeti gereği gibi ifa etmediğine yönelik diğer bir iddiası ise, SPK’ nın 01.01.2019 tarih ve 2019/2 sayılı Bülteninde belirtildiği üzere davalı …’ nin SPK’dan idari para cezası aldığı hususudur. SPK Karar Organı’nın kararlarının ilan edildiği ve SPK’ nın kurumsal internet sitesinde yer alan 10.01.2019 tarihli 2019/2 sayılı Bültene göre, davacı …’nin “Şirket Değer Tespit Raporunda maddi hata yapılması ve değerlemeye esas alınan hesaplama yöntemlerinde makul olmayan varsayımlarda bulunulması suretiyle Uluslararası Değerleme Standartlarına aykırı uygulamalar” nedeniyle 52.098-TL idari para cezası verildiği (Ek 8- İlgili Bülten sahifesfl anlaşılmaktadır. Davacı Şirketten söz konusu cezaya ilişkin ilgili belgeler istenmiş, Heyetimize SPK’ nın idari para cezası ile davacı Şirkete yaptığı bildirim yazıları gönderilmiştir (Ek 9- SPK’ nın 11101.2019 tarihli yazısı ve eki idari Para Cezası Bildirim Tutanağı. SPK’ nın yazılarının incelenmesinden, cezanın davacı …’ nin, davamızla ilgisi olmayan … Sanayii Ticaret A.Ş.’ ye ilişkin değerleme raporundaki SPK Mevzuatına aykırılıktan dolayı idari para cezası verildiği, davamızla ilgisinin bulunmadığı yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava; davacı şirket tarafından davacının dava dışı 3. Şirketle imzalamış olduğu 19/01/2018 tarihli değerleme sözleşmesi kapsamında davalı tarafla ticari ilişkinin bulunduğu iddiasıyla kesilen faturaya dayalı alacağın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlu şirketin yetkiye borca ve feriilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı … şirketi tarafından Değerleme Sözleşmesi kapsamında yapılan değerleme hizmeti için değerlenen şirketlerden davalı … Tarım’ın Değerleme Sözleşmesi’ nin 7. maddesi uyarınca ödeme sorumlusu olarak öngörüldüğü, bu kapsamda davalı şirket adına düzenlenen 11.800,00 TL tutarlı, 15.03.2018 tarih ve Seri A 452249 no.lu faturanın, 10.04.2018 tarihinde davalı … tarafından teslim alındığı ve TTK’nun 21. maddesinde öngörülen süre içinde içeriğine itiraz edilmeyerek kesinleştiği, dava dışı …’nun değerlemenin hatalı yapılması nedeniyle payların işlem gördüğü Borsa’daki pazarının değiştirildiği ve bu nedenle zarar gördüğü iddia edilmiş ise de, gerek …’ nun dava dışı olması, gerekse de …’ nun Pazar değişimine ilişkin yazının incelenmesi neticesinde pazar değişikliğinin değerleme hizmeti ile ilgisinin bulunmadığı, davalı … şirketine, davacı şirketin 28.02.2018 tarihli değerleme raporunu sunduğu, daha sonra ise SPK’ nın talebi üzerine 11.09.2018 tarihinde yeniden değerleme raporu hazırlayarak SPK’ya sunduğu; 11.09.2018 tarihli revize raporda gerek davalı şirketin gerekse …’nun değerlemesinin farklı tespit edildiği ve bu durumdan şirketlerinin zarar gördüğü iddia edilmiş ise de, davacı şirketin değerleme hizmetinde bulunduğu, hatta SPK’ nın talebi üzerine tekrar revize rapor hazırlayarak sözleşme konusunu ifa ettiği, ancak bu ifada hatalarının bulunduğu SPK tarafından belirlenmiş ise de bu hatalar nedeniyle davalı şirketin gördüğü herhangi bir zararın bulunduğu ve ilgili kurum ve kuruluşlardan yaptırımlara maruz kaldığı yönünde dosyada herhangi bir bilgi ve belgelerin bulunmadığı, sadece SPK tarafından davalı şirketin bağlı olduğu hakim şirketten (…) yeni değerleme döneminde değerleme yapacak şirketi değiştirmesinin istendiğini, tamamen SPK’nın yetkisinde olmasına rağmen davacı …’ye değerleme lisansının iptali gibi bir yaptırım uygulanmadığı, öte yandan SPK tarafından …’ye verilen idari para cezasının da dava konusu uyuşmazlıkla ilgisinin bulunmadığı ve bütün bu işlemlerin davalı şirketin ödeme yükümlülüğüne engel olmadığı, … 27. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından başlatılan icra takip borcunun 18.04.2018 tarihi itibariyle 10.000 TL sözleşme hizmeti bedeli, 1.800 TL KDV ile 11.800 TL asıl ücret, bunun yanında vekalet ücreti, faiz, harç ve giderler vs ile toplam 13.817,20 TL’ye tekabül ettiği, davalı şirketin bu tarihten itibaren işleyecek ana borca ayrıca değişen oranlarda TCMB avans faizi ödemesi gerektiği yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan, hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici bilirkişi heyet raporundan anlaşılmakla davanın kabulü ile takibin 11.800,00 TL üzerinden devamına, 11.800,00 TL’ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere avans faizi işletilmesine, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı olan 2.360,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile takibin 11.800,00 TL üzerinden devamına, 11.800,00 TL’ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere avans faizi işletilmesine, %20 icra inkar tazminatı olan 2.360,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 806,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 142,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 663,53 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 142,52 TL peşin harç, 1.329,50 TL müzekkere, posta, tebligat, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.472,02 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.. 08/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”