Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/5 E. 2020/641 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/5 Esas
KARAR NO : 2020/641

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 20.06.2013 tarihinde akdedilen acentelik sözleşmesi kapsamında … yetkili sigorta acentası olduğunu, davalının sözleşmeyi 02.01.2017 tarihli ihtarname ile 3 aylık ihbar süresinin beklemeden feshettiğini, feshin haksız fesih olduğunu, fesih gerekçesi olarak gösterilen tüm işlemlerin kendi izni dahilinde olduğunu, somut gerekçe gösterilmediğini, müvekkilinin denkleştirme tazminatına hak kazandığını bildirerek ve diğer hususları bildirerek, haksız fesih sebebiyle denkleştirme tazminatına ve mahrum kaldığı komisyon bedellerinin tahsili ile yargılama masrafları ile vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/10/2020 havale tarihli beyan dilekçesi ile dava değerini artırarak süresinde harcını yatırdığı anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acentelik sözleşmesinin feshinden sonra doğrudan veya başka acenteler vasıtasıyla yenilenen poliçe bilgileri, prim tutarları ve komisyon oranlarını içeren bilgiler incelendiğinde davacı şirketin fesihten sonra önemli bir menfaat elde etmediğinin görüleceğini, davacı şirketin davalı şirket nezdinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, davalı şirket tarafından hiçbir menfaat elde edilmemiş olmasına rağmen bir yıllık komisyonun davacı şirkete ödenmesine karar verilmesinin sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir ile sigortacı bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 27/06/2018 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; feshin haksız olduğu mahkemece kabul olunduğu takdirde davacın denkleştirme talebine yönelik koşulların oluştuğu, davacının 39 aylık süreçte 1 yıllık ortalama komisyon gelirinin kendi kayıtlarına göre 1.271.834,71 TL ve bu komisyon gelirinden gelir tablosu verilerine göre 190.612,67 TL kazanç hesaplandığı, davalının 39 aylık süreçte 1 yıllık ortalama komisyon ödemesinin davalının kayıtlarına göre 1.191.912,28 TL ve bu komisyon gelirinden davacının gelir tablosu verilerine göre 178.634,52 TL kazanç hesaplandığı yönünde görüş ve kanat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan mali müşavir ile heyete yeni eklenen akademiysen bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 12/04/2019 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; davacı şirketin ticari defterlerinin tasdik durumu bakımından usulüne uygun tutulduğu, ticari defter kayıtlarının HMK m.222/2 hükmüne göre sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalı ticari defterlerinin de nihai takdirin yüce mahkemeye ait olmak üzere HMK m.222/2 gereği lehine delil vasfını haiz olduğu, davacı yanca, süre gelen sözleşmeler kaynaklı komisyon bakiyesi alacağının sabit olmadığı, davacının fesihten kaynaklı 3 ay için mahrum kaldığı brüt karın 74.519,74 TL hesaplandığı, davacının, davalı yanca 39 ay süren sözleşmede, sözleşme süresince bu süreye oranla (toplam süre gözetilerek 1/5 oranında) 0,65 yıl için ödenen gelir miktarı 116.112,44 TL ile sınırlı olmak üzere denkleştirme tazminatı talep edebileceği, bu tavan miktardan, esasen portföyün sigorta şirketi tanınırlığı ve bilinirliği yanında davacının da emek ve mesaisi ile oluştuğu gözetilerek, hakkaniyet değerlendirmesinin sayın mahkemece yapılması ve indirim yapılmasının değerlendirilebileceği, davacının sair zarar iddialarının dosyada sabit olmadığı yönünde görüş ve kanat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan mali müşavir ile yeni eklenen akademisyen hukukçu bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 12/03/2020 tarihinden tanzim olunan raporda özetle; sigorta şirketleri ile acente arasındaki ilişkiyi acentelik sözleşmesinde yer alan hükümlerin tayin ettiği, fesih sebebi olarak gösterilen işlemlerin acentelik sözleşmesine aykırı olmasının feshi haklı kılacağının açık olduğu, bununla birlikte feshe esas teşkil eden işlemlerin şirketin bölge müdürlüğünün onayından geçmesi ihtimalinin tazminatın hesaplanmasında dikkate alınması gerekli olduğu neticesi ortaya çıkacağı, dolayısıyla tazminatın hesaplanmasına yönelik yukarıdaki değerlendirme kapsamında ve sigorta şirketinin sunmuş olduğu Teftiş Kurulu raporu içeriğinde … Sigorta ile ilgili genel değerlendirmeler kısmında acente puanının 81,0 puanla olumlu olarak değerlendirilmesi kapsamında, ve yine davalının prim kaybı çizelgesi tutarları ile birlikte taraf kusurlarının belirlenmesi gerekliliği değerlendirilmiş olduğundan % 35 Acente Kusur oranı olacağı, belirlenen kusur oranı kapsamında davacının fesihten kaynaklı 3 ay mahrum kalacağı kar mahrumiyetinin 48.437,83 TL hesaplandığı, davacının ortalama 1 yıllık kazancı üzerinden ve belirlenen kusur oranı uyarınca denkleştirme tazminatının 116.112,44 TL olacağı yönünde görüş ve kanat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taraflar arasındaki acentecilik sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği iddiasıyla davacının denkleştirme tazminatı, mahrum kalınan komisyon bedeli ve haksız fesih nedeniyle uğranılan zararların tazminine ilişkin açtığı tazminat davasıdır.
Davacı ile davalı arasında 20.06.2013 tarihinde süresiz acentelik sözleşmesinin 27. maddesinde, tarafların 3 ay öncesinden noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü bir mektupla feshi ihbar etmek kaydı ile sözleşmeyi her zaman feshedebileceği düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 30. maddesinde taraflar arasındaki ihtilafta davalı … şirketinin defter ve kayıtlarının esas alınacağı kararlaştırılmıştır.
… 10. Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu “Sigorta Poliçesi Düzenlemeye ve Primlerini Tahsil Etmeye Yetkili Acentelik” vekaletnamesi olduğu görülmüştür.
Davalı … Şirketi tarafından davalı … Ltd. Şti’ne çekilen … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile poliçelerde yer alan araç bilgilerinin ruhsatta yer alan bilgilerden farklı olduğu, bir kısım poliçelere müşterinin bilgisi olmaksızın muafiyet eklendiği, poliçelerin olması gerekenden farklı tarife bilgisi seçilerek düzenlendiği, aynı referans poliçesinin hem davalı … hem de diğer sigorta şirketleri nezdinde kullanılarak farklı poliçelere aynı referans poliçesi üzerinden hasarsızlık indirimi uygulandığı, davacının tanzim etmiş olduğu poliçe bilgisinin iki veya daha fazla poliçede referans olarak kullanılarak hasarsızlık indirimi sağlandığı, davalı … şirketinin prim kaybına uğratıldığının tespit edildiği, sözleşme kapsamında hatalı indirimler ve diğer yükümlülüklerin ihlal edildiği gerekçesiyle sözleşmenin 3 ay beklenmeksizin davalı … tarafından feshedildiğine ilişkin ihtarname davacı şirkete gönderilmiştir.
Davacı acente şirket tarafından da çalışmama kararına itirazlarının olmadığıı ancak ihtarnamede belirtilen gerekçelerin değiştirilmesi gerektiğine dair ihtar çekilmiştir.
Davalı … tarafından davacı acenteye çekilen … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu “Fesihname” başlıklı ihtarda 20.06.2013 tarihli acentelik sözleşmesinin, 12.01.2015 tarihli acentelik sözleşmesinin 20.01.2017 tarihi itibariyle feshedildiği ve acentenin vekaletnamesine ilişkin tüm yetkilerin 20.01.2017 tarihi itibariyle feshedildiği ihtar edilmiştir.
Davalı taraf çektiği fesih ihtarında tespit ettiği usulsüzlükleri somutlaştırmadığı hangi poliçeye ilişkin ne tür usulsüzlükler yapıldığını açıklamamıştır. Her ne kadar davacı ihtarında bu usulsüzlüklerin davalının bilgisi dahilinde yapılan işlemler olduğu belirtilmiş ise de bu işlemlerin işlem hacmi içerisinde hata oranının en az seviyede olduğu bildirilmiştir. Yine davalı … fesih bildiriminde dayanak yaptığı iddiaları doğrulayan soruşturma, inceleme yapmaksızın ve davacı acenteye düzeltme imkan tanımaksızın derhal fesih hakkını kullanmakla sözleşmeyi haksız olarak feshetmiştir.
Tazminat acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucunda aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasından fazla olamayacağından hesaplama faaliyetin devam ettiği toplam süre üzerinden hesap edilmelidir. Denkleştirme tazminatı hakkından sözleşme sona ermeden önce vazgeçilemeyeceğinden denkleştirme davasının sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Somut olayda dava 02.01.2018 tarihinde açıldığından feshin yapıldığı tarih olan 20.01.2017 tarihinden itibaren 1 yıllık süresinin geçmediği anlaşılmıştır.
Kök raporda, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre sözleşmenin ayakta kaldığı sürede 4.133.462,80 TL komisyon tutarının belirlendiği, sözleşme başlangıcından bitiş tarihine kadar toplam 39 aylık sürede ortalama 1 aylık komisyon tutarının 105.986,23 TL olduğu, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre sözleşmenin ayakta kaldığı sürede 3.873.715,00 TL komisyon tutarının belirlendiği, sözleşme başlangıcından bitiş tarihine kadar 39 aylık sürede ortalama 1 aylık komisyon tutarının 99.326,02 TL olarak hesaplandığı, davacının mali tablolarına göre faaliyet giderlerinin sözleşmenin sonlandığı 2017 yılı döneminde önceki yıla göre ciddi bir değişim göstermemesi nedeniyle net kazanç hesabında faaliyet giderlerinin yarısı üzerinden yapılan hesaplamaya göre hakkaniyete uygun davacının 39 aylık süreçte 1 yıllık ortalama komisyon gelirinin davacı kayıtlarına göre 190.612,67 TL ve davalı kayıtlarına göre 178.634,52 TL olarak tespit edilmiştir.
TTK m. 122’deki şartların gerçekleşmesi halinde, acente, tek satıcı ve bayiler portföy tazminatı isteyebilir: Bunun için: (1) Önemli bir müşteri çevresi oluşturma veya müşteri çevresinde önemli artış olması, (2) Fesihten sonra bu müşteri çevresinden ürün sahibinin önemli ölçüde yararlanması, (3) Tazminat talep eden acentenin hakkaniyet gereği korunmasının gerekmesi gerekmektedir. Somut olay bakımından davacının bu şartları içeren şekilde davalı yana katkı verdiği ve denkleştirme tazminatı talep edebileceği her iki tarafın mali kayıtlarından anlaşılmıştır.
Ancak kök raporda davacının tüm gelirleri üzerinden 39 ayda davacının 1 yıllık ortalama kazancının 190.612,67 TL olarak belirlendiği, 1 yıllık davalı ödeme ortalaması gözetildiğinde ise 178.634,52 TL denkleştirme tazminatının talep edilebileceği belirtilmiş ise de ikinci bilirkişi heyet raporunda belirtildiği gibi 39 ay üzerinden de 5 yıllık sözleşme için belirlenen 1 yıllık bedelin değil fiilen çalışılan 39 aylık süre üzerinden 1/5 hesabı ile tazminatın belirlenmesi hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmakla 0,65 yıl üzerinden yapılan hesaplama neticesinde taraflar arasındaki sözleşmede münhasır delil sözleşmesi hükmü gereğince davalı kayıtlarına göre belirlenen ödemeler esas alınarak hesaplama yapılması gerekeceğinden davalı ödemeleri gözetildiğinde 178.634,52 TL x 0,65= 116.112,44 TL tazminatı davacı acente talep edebilecektir.
Davacı acente, bildirimsiz haksız fesih sebebi ile 3 aylık kazanç kaybı talep etmekle yapılan ikinci bilirkişi heyet raporu incelenmesinde gelir tablosu verileri kapsamında sabit faaliyet giderlerinin devam etmesi ve tasarruf ettiği bir hususun bulunmaması nedeniyle davacı acentenin mahrum kaldığı brüt kar 74.519,74 TL olarak hesaplanmıştır.
İkinci bilirkişi heyet ek raporuna karşı davacı vekili tarafından 1/5 oranlamaya itiraz edilmiştir. Davalı … de davalının davacı faaliyeti nedeniyle önemli bir menfaat sağlayıp sağlamadığı, davacı acentenin başka sigorta şirketleriyle çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa portföy kaybının olamayacağı, davalı şirket hesapları üzerinde inceleme yapılarak davacının kar zararının hesaplanması gerektiği ve haklı fesih olduğundan davacının kar kaybı talep edemeyeceği yönündeki itirazları neticesinde dosya ikinci raporu sunan mali bilirkişi ile sigorta uzmanı yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Davalı … şirketinin sunmuş olduğu Teftiş Kurulu raporu içeriğinde davacı acente … Sigorta ile ilgili genel değerlendirmeler kısmında acente puanının 81,0 puanla olumlu olarak değerlendirilmesi ve acentenin işlemlerinin bölge müdürlüğünün onayından geçmesi ve bölge müdürlüğünün denetimine tabi işlerin fesih sebebi olarak gösterilmesi nedenleri ile davalının prim kaybı çizelgesi tutarları dikkate alındığında % 35 olarak acente kusur oranı son raporda belirlenmiştir.
Davalı taraf davacı acentenin başka sigorta şirketleri için çalışmaya devam etmesi halinde portföy kaybının söz konusu olmayacağı iddia etmiş ise de davacının fesih tarihinden önceki ve sonraki döneme ilişkin gelir tabloları kök raporda da incelenmekle itiraza istinaden tekrar gelir tablosunun satışlara ilişkin kısmı incelendiğinde davacının gelirlerinin fesih tarihinden sonraki dönemde aynı seyirde devam etmediği, feshi tarihinden önceki dönem ile sonraki dönem satışları arasında % 85 oranında düşüş olduğu son mali raporda belirlendiğinden davalının bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı … şirketinin önemli menfaat elde edip etmeyeceği yönündeki itirazına ilişkin yapılan mali incelemede davacı müşterileri üzerinden eski poliçelerden poliçe tanzim edilmeye devam edildiği ve davalı kayıtlarında devam eden poliçelerin mevcut olduğu tespit edilmekle davalının portföyden kaynaklı kazanç sağladığı tespit edildiğinden davalı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafın 1/5 orana ilişkin itirazının değerlendirilmesinde, portföy tazminatına ilişkin hesaplamaların tüm çalışma dönemi olan 39 ayın 1 yılına isabet eden ortalaması üzerinden TTK 122/2- son cümlesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak yapıldığından itiraz yerinde görülmeyerek kök raporda hesaplanan davacının ortalama 1 yıllık kazancı 178.634,52 TL üzerinden davacının belirlenen % 35 kusur oranı uyarınca talep edebileceği portföy tazminatının 116.112,44 TL olduğu ve davacının 3 aylık süre için hesaplanan 74.519,74 TL kar mahrumiyeti talebine ilişkin davacının % 35 oranındaki kusurunun bu bedelden tenkisi neticesinde davacı acentenin fesih tarihinden itibaren işleyecek 3 aylık uygun önel süresi için kar kaybı talebinde bulunabileceği gözetilerek kar mahrumiyeti bedelinin 48.437,83 TL olduğu hükme elverişli son bilirkişi heyet raporundan anlaşılmakla davanın kabulüne, 48.437,83 TL kar mahrumiyetinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 116.112,44 TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
A-48.437,83 TL kar mahrumiyetinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-116.112,44 TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 11.240,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL + 1.976,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 2.829,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.410,55 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 853,88 TL peşin harç ile 1.976,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 2.829,88 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 3.499,1‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 19.582,28 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”