Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/477 E. 2023/191 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/477 Esas
KARAR NO : 2023/191

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının, 14/05/1999 tarihli Acentelik Sözleşmesi gereği, davacı müvekkilinin … yetkili acentesi olduğunu, bu kapsamda davalıya vekalet verildiğini, ancak … tarih … yevmiye sayılı ihtarı ile sözleşmenin feshedildiğini ve davalının azledildiğini ve borcunu ödemesine dair ihtarnamenin gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine, … 35. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, davanın öncelikle yetki yönünden reddini talep etmiş, davanın … ve …’a ihbarını, davanın itiraz iptali değil de alacak davası olarak açılması gerektiğini, acenta olarak eşi … ile birlikte çalıştıklarını, davacı şirketin … bölge müdürü …’un 2007 yılı Haziran ayında eşini arayarak … ve … ili yetkili acentalarının bir takım faaliyetlernden dolayı ekranlarının kapatıldığını, ancak müşterileri olduğunu, bu nedenle kendilerinin ekranından bu işlemlerin yapılmasını ve bu amaçla şiflerini bildirmelerini istediğini, kendilerinin buna olumlu bakmaması üzerine …’un kötü bir şey olmadığını, kendisinin buna kefil olduğunu beyan ettiğini, bir süre sonra ekranlarının kapanması üzerine 102.000 TL borçlarının olduğunun beyan edildiğini, alınan borç dökümünden borçların … acentası tarafnıdan yapılan işlemlerden kaynaklandığının anlaşıldığını ve borca itiraz edildiğini, üstelik bu borca konu poliçelerin BSM beyanname ve vergilerinide ödemedikleri için 37.000 TL vergi cezası aldıklarını, dolayısı ile takibe konu miktarda davacıya borçlu olmadıklarının beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi kapsamında, doğan alacağın tahsili amacı ile yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce dava konusu … 35. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası celp edilmiş, tetkikinden; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhinde 92.129,00 TL cari hesap alacağından kaynaklanan alacağının tahsili bakımından 28/05/2013 tarihinde haciz yolu ile takibe geçtiği, ödeme emrinin davalıya 27/06/2013 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın süresinde yapıldığı, davanın da yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yasaya uygun inceleme ve araştırma yapılmış, muhasip bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi …; davacı taraf 1999-2013 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usül ve yasaya uygun tutulan ve lehine delil teşkil eden defterler olduğunu, davacının davalı ile ticari münasebetini 4 ayrı hesap altında takip ettiğini, 30/11/2008 tarihinden sonra bu dört hesabın bir hesapta toplandığını ve kanuni takip hesabından hesapların takip edilmeye başlanıldığının anlaşıldığını, davacının usulüne uygun tutulan ve bir birini teyit eden ticari defterlerinde 28/05/2013 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 132.484,97 TL alacaklı durumda olduğunu, ancak davacı talebinin 92.129,00 TL olduğunun dikkate alınması gerektiğini, davalı iddialarının takdirinin mahkemeye ait olduğunu rapor etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, 2014/899 Esas 2015/114 Karar sayı ile 03/03/2015 tarihinde davacının davacının kabulüne karar verilmiş, bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/14176 Esas 2016/6286 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, davalı tarafça karar düzeltme yoluna gidilmekle edilmekle, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/10478 Esas, 2018/2911 Karar sayılı 19/04/2018 tarihli ilamı ile “taraflar arasındaki sözleşmede uyuşmazlık halinde davacı sigorta şirketinin defter ve kayıtlarının esas alınacağı yönünde delil sözleşmesi mahiyetinde hükme yer verilmiş ise de, bilirkişi raporunda davacının alacağı olan tutarın varlığı genel olarak belirtilerek, dayanaklarının açıklandığı, ayrıca, davalının … acentesi … vekili …’a yönelik savunmaları üzerinde durulup buna yönelik araştırma ve inceleme yapılmadığı, bu durum karşısında mahkemece, anılan ceza dosyasının akıbeti araştırılıp, davalı vekilinin savunmaları dikkate alınarak dava konusu borca dayanak poliçelerin kim tarafından nasıl düzenlendiği, sonrasında primlerin kim tarafından ve nasıl tahsil edildiği konusunda bilirkişiden ek rapor alınması veya yeniden uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılarak denetime uygun rapor alınması, takip tarihi itibariyle davacı alacağının tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Dava dosyası mahkememizin 2018/477 Esas sırasına kaydedilmekle yargılamaya devam olunmuştur.
… 2. Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmış, … Esas (bozma sonrası … Esas) sayılı dosyasından verilen karar ile aldırılan bilirkişi raporları celp edilmiş, … 2. Asliye Ceza Mahkemesini … Esas sayılı dosyasında sanık hakkında beraat kararı verildiği, kararın temyiz incelemesinde olduğu bildirilmiş, aldırılan bilirkişi raporu gönderilmiş, dosyanın Sigortacı …, …, Mali Müşavir … ya verilerek; dosya ve davacı kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yaparak, dava konusu borca dayanak poliçelerin kim tarafından nasıl düzenlendiği, sonrasında primlerin kim tarafından ve nasıl tahsil edildiği, taraflar arasındaki sigorta acentelik sözleşmesinden kaynaklanan bir alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, 06/03/2021 tarihinde bilirkişiler”… Acenteliğinin dava konusu poliçeleri ısrarla kendisinin düzenlemediğini beyan ettiği; poliçe sahiplerinin tanık ifadelerinden poliçeleri …’ın düzenlediği ve primleri …’ın tahsil ettiği, poliçelerde …’ın kaşesi ve …’ın imzasının bulunduğunu,. 18.08.2016 tarihli Bilirkişi raporunda; davalının kendisine ait olmayan bedelini tahsil poliçeler olduğunu belirtmesine rağmen, işbu poliçelerin kökten veya kısmen iptali mümkün iken işlem yapılmamış olduğunun ifade edildiği; ancak ekranı kapatılmış ve kendisine ait olmayan poliçe bilgilerini Bölge Müdürlüğünde öğrendiği anlaşılan Acente’nin üretimin iptalini yapmasının mümkün olmadığı, böyle bir iddianın, Bölge Müdürlüğü’nde ifade edilmesine rağmen; Bölge Müdürlüğü tarafından dikkate alınmaması ve işlem yapılmamasının düşündürücü olduğu, sigorta şirketi programının acentenin borcunu görme yeterliğinde olmadığı; karşılıklı güven esasına göre ay sonunda mutabakat yapıldığı, dosyada poliçeler ve bu poliçeler ile ilgili olabilecek zeyiller görülemediği için Bilirkişi raporuna itibar edilerek yapılan kontrollerde; 03.11.2007 tarihinde ekranı kapatılan acente partajından Ekim ayı içinde ve tamamı Kasım vadesine ait ileri tarihli olarak düzenlendi görülen bu poliçelerin Bölge Müdürlüğü tarafından sigortalılara ihtar çekilerek ve bilgisi verilerek iptalinin gerçekleştirebileceği, ancak hiçbir işlem yapılmadığı, bölge Müdürlüğü’nün bu işlemi yapmayarak usulsüz işlem yapan tarafı koruduğu bu vesile ile sigorta şirketinin zarar görmesine sebebiyet verdiği gibi söz konusu poliçelerin düzenlenmiş olduğu tarihe kadar acenteliği ile ilgili hiçbir problemden bahsedilmeyen acentesini mağdur ettiği, acente ekran şifresini vererek kendisine özel tanımlanan yetkisini paylaşmış olması nedeni ile hatalı olmakla birlikte; davalı Acente’nin iddiası doğrultusunda, Sigorta Şirketi tarafından yetki verilerek görevlendirilen Bölge Müdürü …’un konumunun ağırlığı ile acentesinin bu hataya düşmesine aracılık etmiş olma olasılığının olduğu, davalıdan … Acentesi … tarafından şifresi kullanılarak kesildiği iddia edilen poliçelerin de talep edilmesi ile davalı …’in şifre paylaşımı hususundaki iddiasının gerçekliği destekleneceği, dava konusu olayın meydana gelmesinde şifrenin paylaşılması acente açısından ağır bir kusur olmakla beraber davacı şirket Bölge Müdürü’nün bilgi paylaşımını ifadesinde kabul etmese de tanık ifadeleri ile iddiası doğrulanan davalıdan bu bilgiyi alması ekranı kapalı acentelerle paylaşarak sigorta şirketine iş yaptırma eylemi mümkündür ve bu hususta ağır bir kusur sayıldığı, 07.01.2020 tarihli … 2.asliye Ceza Mahkemesi … E sayılı dosyasında davalının “Hizmet Nedeniyle Güveni, Kötüye Kullanma” suçundan beraat etmesine karar verildiği; ancak kararın henüz kesinleşmediği dava ile ilgili sigorta şirketi Bölge Müdürlüğü yetkililerinin kusurlu olduğu” rapor edilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, bilirkişilerin yapılan görevlendirme konusunda inceleme ve hüküm oluşturmaya elverişli denetime açık rapor düzenlememiş olmaları nedeniyle takdir edilen ücretin iade alınmasına ve dosyanın Mali Müşavir Bilirkişi …, Sigortacı Bilirkişi … ve …’a verilerek, dosya ve davacı kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yaparak, dava konusu borca dayanak poliçelerin kim tarafından nasıl düzenlendiği, sonrasında primlerin kim tarafından ve nasıl tahsil edildiği, taraflar arasındaki sigorta acentelik sözleşmesinden kaynaklanan bir alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, ön rapor eksikleri tamamlandıktan sonra bilirkişiler tarafından “Davalı …’in şifresini paylaşmak suretiyle dava dışı kişilerce kendi acente sistemi üzerinden yapılmış olan poliçe üretimlerinin davacı …. Sigorta A.Ş. ile davalı … arasında yapılmış olan Acentelik Sözleşmesinin 5. maddesine aykırı olduğu, davacı sigorta şirketine yapılması gereken ödemelerin davalı …’in sorumluluğunda olduğu, davacı tarafından sunulan kayıtlarda 28,05.2013 takip tarihi itibariyle 129.259,13 TL davalı borcu mevcut olup, davacının takip talebinin 92.129,00 TL olduğu, davalıdan talebe konu edilen 92.129,00 TL’yi oluşturan üretilen poliçeler ile ilgili davacının bildirdiği şifre kullanımı ile davacının borçlandırılmasına ilişkin hangi poliçelerin söz konusu olduğu tarafımıza sunulan kayıtlar uyarınca belirlenmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığı” 18/07/2022 tarihinde rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının davalı acentesinden olan alacağının tahsili bakımından .. 35. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasında başlattığı icra takibine davalının itirazının iptalini talep ettiği, davalının davacıya borcunun bulunmadığı ve takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığından bahisle borca, faize ve ferilerine, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
Taraflar arasında … tasdik tarihli Acentelik Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme ile davalının, … adresinde davacı sigorta şirketinin acenteliği yapma işini üstlendiği, sözleşmenin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 19.maddesinde İstanbul Mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili kılındığı ve ayrıca uyuşmazlık halinde davacı sigorta şirketinin defter ve kayıtlarının esas alınacağı, taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkilerinin tespitinde şirket kayıtlarından başka delil kabul olunmayacağının düzenlendiği, sözleşmenin feshinin 17.madde de düzenlendiği ve sözleşmenin 14/05/1999 tarihinden itibaren tarafların her birinin bir ay evvelinde usulüne uygun şekilde fesih bildirim yaparak sözleşmeyi feshedebileceği, aksi halde sözleşmenin süresiz olarak yapıldığı, acentenin sözleşme ve kanun hükümlerine aykırı hareketinin tespiti halinde ise şirketin bir aylık müddet aranmaksızın sözleşmeyi feshedebileceği, sözleşmenin feshi halinde acentenin portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamayacağının, fesih işlemlerinin sigorta şirketi tarafından yapılması halinde ise masrafların acenteye borç kaydedileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 03/06/2008 tarihinde davacı tarafça feshedildiği görülmüştür.
Davalı tarafça, 2007 yılında davacı şirket … bölge müdürünün, şirkete borçları nedeniyle ekranları kapalı olan başka acentelere, kendilerinin acente ekranından iş yaptırmak üzere şifrelerini istediği, sözlü taahhüdü karşısında … bölge müdürü …’a şiflerini verdikleri, ardından …’ın … Acentesi …-… ve … Acentası … ile şifrelerini paylaştığı, davacının kendilerinden tahsil etmek istediği takip konusu alacağın da anılan acentelerin iş, işlem ve borçlarından kaynaklandığını savunulmuştur.
Davalı hakkında … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan ceza yargılaması yapıldığı ve mahkumiyetine karar verildiği, kararın “gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından suça konu poliçe bedellerinin intikal ettirilip ettirilmediğinin araştırılması, suça konu poliçe sahibi müşterilerin beyanlarının alınarak poliçelerin … tarafından tanzim edilip edilmediği, bedellerinin kime ödendiği hususlarının sorulması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayininin gerektiği” gerekçesiyle bozulması neticesinde 2016/154 Esas sayılı dosya ile yargılamaya devam olunduğu, yapılan yargılama neticesinde ” sanığın cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak, inandırıcı ve kesin nitelikte delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yararlanır, ilkesi de gözetilerek sanığın üzerine atılı suçlardan delil yetersizliği nedeni ile ayrı ayrı beraatine” karar verilmiştir.
Mahkememizce 2014/899 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde, “davacının aralarındaki acentelik ilişkisinden kaynaklanan alacağının tahsili bakımından davalı aleyhinde icra takibi başlattığı, gerek dosya kapsamı, gerek davaya konu taraf ticari defter ve kayıtları, gerek ise bilirkişi raporunun davacı iddiasını destekler nitelikte olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince karar düzeltme incelemesinde “davacının alacağının dayanaklarının açıklanması, davalının … acentesi … vekili …’a yönelik savunmalarının araştırılması, ceza dosyasının akıbetinin araştırılması, dava konusu borca dayanak poliçelerin kim tarafından nasıl düzenlendiği, sonrasında primlerin kim tarafından ve nasıl tahsil edildiği konusunda inceleme yaptırılması, takip tarihi itibariyle davacı alacağının tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiği gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce, Yargıtay bozma gerekçelerinin de incelenmesi bakımından, dosya ve davacı kayıt ve defterleri üzerinde konusunda uzman bilirkişiler marifeti ile dava konusu borca dayanak poliçelerin kim tarafından nasıl düzenlendiği, sonrasında primlerin kim tarafından ve nasıl tahsil edildiği, taraflar arasındaki sigorta acentelik sözleşmesinden kaynaklanan bir alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında inceleme yaptırılmış, davacının ticari kayıtlarına göre 30.09.2008 ihtar tarihi itibariyle davalı şirketin 102.867,34 TL borçlu olduğu, 28.05.2013 takip tarihi le 129.259,13 TL davalı borcu mevcut olup, davacının takip talebinin 92.129,00 TL olduğu, taraflar arasında kurulan Acentelik Sözleşmesine göre, acentenin çalışma bölgesinin …. olduğu, ancak ilgili acentenin bu bölge dışında da sigorta temin edebileceği, acentenin vekaletname ile kendisine verilen sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkilerini başkasına devredemeyeceği, hasarla ilgili tazminat veya avans ödeyemeyeceği, acentenin şirketin yazılı onayını almak şartı ile tali acentelik tesis edebileceği, tali acentelere verilecek yetkilerin kapsam ve sınırı acente tarafından usulü dairesinde tescil ve ilan ettirileceği, tali acentelere prim tahsil etme ve sözleşme yapma yetisi verilemeyeceği, tali acentenin ifa edeceği aracılık işlemlerinden dolayı acentenin şirkete karşı şahsen muhatap ve sorumlu olduğu, acentenin yetkisi olmaksızın veya yetkisini aşarak yaptığı sözleşme ve işlemlerden bizzat sorumlu olup bu nedenle şirketin uğrayacağı zararları karşılamak zorunda olduğu, her ayın ilk 10 günü içinde bir önceki ayın üretim, tahsilat ve ödemeleri için acente ile şirket arasında mutabakat yapılacağı ve buna ilişkin belgelerin birer örneğinin usulüne uygun olarak saklanacağının düzenlendiği, davacı … Sigorta A.Ş. ile davalı … arasında kurulan Acentelik Sözleşmesi’nin 5. Maddesinde acente yetkisi olmaksızın veya yetkisini aşarak yaptığı sözleşme ve işlemlerden bizzat sorumlu olup bu nedenle şirketin uğrayacağı zararları karşılamak zorundadır ifadesinin yer aldığı, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılan değerlendirmelere göre acentenin sigorta şirketi tarafından mevcut acentelik sözleşmesi çerçevesinde kendisine özel tanımlanan şifresini dava dışı kişilerle paylaşmış olması yetkisini aşan bir durum olduğu gibi, kusurlu bir davranış olarak değerlendirildiği, sigorta şirketi ile sigortalılar arasında kurulan sigorta sözleşmelerinin devamının tarafların birbirlerine karşı azami iyi niyetli olması gerektiği temeline dayandığı, aynı şekilde sigorta şirketi ile aracısı konumunda olan acentenin de arasındaki iş ilişkisinde tarafların azami iyi niyeti göstermesi gerektiği, davalı …’in şifresini paylaşarak poliçe üretimlerine imkan sağladığı, diğer kişilerin ise Acentelik Sözleşmesi 5. maddesine aykırı hareket ettiğinin görüldüğü, ancak dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre bu eylemi davacı tarafın Bölge Müdürünün yönlendirmesi ile yaptığı hususu ile ilgili değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, sigortacılık tekniği ve genel kabul görmüş piyasa koşulları gereği, davalı …’in şifresini paylaşmak suretiyle dava dışı kişilerce kendi acente sistemi üzerinden yapılmış olan poliçe üretimlerinin davacı … Sigorta A.Ş. ile davalı … arasında yapılmış olan Acentelik Sözleşmesinin 5. maddesine aykırı olduğu ve bu nedenle davacı sigorta şirketine yapılması gereken ödemelerin davalı …’in sorumluluğunda olduğunun değerlendirildiği, ödenmeyen primler ile ilgili tutarları gösterir davalıdan talebe konu edilen 92.129,00 TL’yi oluşturan üretilen poliçeler tarihleri ile itibariyle incelendiğinde; listelenen poliçelerin davacının daha önceden de müşteri olan ve poliçe üretilen müşterilerin de yer aldığı, ancak davalının bildirdiği şifre kullanımı ile davalının borçlandırılmasına ilişkin hangi poliçelerin söz konusu olduğunun sunulan kayıtlar uyarınca belirlenmesinin mümkün olmadığı tespit ve rapor edilmiş, mahkememizce 18/07/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunun tarafsız, bilimsel veriler ve dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının, usul ve yasa hükümlerine uygun tutulup tasdik edildiği, dolayısı ile tarafı lehine delil vasfı taşıdığı ve ayrıca taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin 19.maddesi ile uyuşmazlık halinde başkaca delil aranmaksızın esas alınacağına hükmedilen davacı şirket ticari kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan 129.259,13 TL alacaklı olduğu, davalının şifre paylaşımının sözleşmenin 5.maddesinde düzenlenen acentenin yükümlülüklerine aykırılık teşkil ettiği, davalı tarafça yapıldığı anlaşılan poliçelerin, davalının şifresi kullanılmak sureti ile başka bir acente tarafından yapıldığının tespitinin mevcut dosya kapsamı ve delil durumu itibariyle araştırılmasının ve tespitinin mümkün bulunmadığı, ceza yargılama dosyası kapsamı dahi birlikte değerlendirildiğinde davalının bu yöndeki savunmasını destekler yeterli kanıt bulunmadığı, ceza yargılama dosyasında beraat kararı verilmiş ise de, davacı ile davalı arasındaki sözleşmeye aykırılık ve bundan doğan alacağı davacının isteme hakkını ve davalının bundan sorulu olma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı anlaşılmış, davacının davasının kabulüne karar verilerek, … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, davalının takibe itirazının iptaline, takibin 92.120,00 TL alacak üzerinden devamına, kısa kararda icra inkar tazminatı istemine ilişkin hüküm oluşturulmamış ise de, HMK 304/1 maddesi gereğince yazım hatası resen düzeltilerek “alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” ibaresinin eklenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE, … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, davalının takibe itirazının iptaline, takibin 92.120,00 TL alacak üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren % 9 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan, alacak miktarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen 6.292,71 TL karar harcından peşin alınan 1.112,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.180,11 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve bilirkişi ücreti toplamı 3.602‬,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı vekili için AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 14.739,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede YARGITAY YOLU açık olmak üzere karar verildi. 14/03/2023

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”