Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/464 E. 2019/381 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/464
KARAR NO : 2019/381

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili tarafından …nolu … Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan…’un kiracı olarak ikamet ettiği; “…” adresinde bulunan villa tipi konuta 31/05/2016 tarihinde giren kimliği belirsiz şahıs/şahıslarca yapılan hırsızlık sonucunda sigortalı konutta bulunan ziynet eşyaları ile otomobilin anahtarı çalındığını, müvekili şirket tarafından yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda davaya konu çalınma olayı nedeniyle sigortalı vevde meydana gelen toplam hasarın 200.000,00 TL civarında olduğunu, sigorta poliçesinde verilen teminatlar ve muafiyetler uyarınca sigorta poliçesi genel ve özel şartları kapsamında bulunan hasar miktarının 11.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, davaya konu hırsızlıktan sorumlu olan davalı güvenlik şirketi olduğunu, güvenlik, bakım ve gözetim kusurundan ve site yönetiminin ise sitenini güvenliği ile ilgili gerekli tedbirleri almamasından kaynaklandığı, olayın meydana gelmesinde kimliği tespit edilemeyen hırsız/hırsızların dışında başkaca etkenini de olmaması nazara alındığında davalı/borçluların oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, olay nedeniyle 30/06/2016 tarihinde 11.000,00 TL sigorta tazminatı ödendiğini ve müvekkilinin davalıların sorumluluğunu karşılayan 11.000,00 TL alacak için davalılara rücu hakkı doğduğunu beyan etmekle davalı/borçlular hakkında başlatılan … 29. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti.’ye dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ olduğu görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş oludğu 16/06/2017 havale tarihli cevap dilekçesi özetle; davanın görev yönünden reddi gerektiğini, görevli mahkemelerin tüketici mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin site yönetimi ile anlaşmalı olduğunu davacı sigorta şirketinin ödeme yaptığı… ile müvekkil iarasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirketin 17/02/2016 tarihinde yazılı bir tutanak düzenlediğini, çevre emniyetinin zayıf olduğunu, çevrede herhangi bir dikenli tel veya kamere olmadığını, dışarıdan gelecek saldırıyı veya hırsızlık teşebbüsün görme veya algilama şanslarının bulunmadığını, görev zaafiyeti yaşadıklarını, site ışıklarının yeterli olmadığını, giriş bariyerinin kontrol noktasından uzak olduğunu ve kendi kendine açılıp kapanmasından dolayı sıkıntı yaşandığını bildirdiklerini ancak site yönetiminin uyarıları dikkate almadığını, olayın meydana geldiği gün görevli olan güvenlik görevlilerinin daha önce şirketlerinde çalışmadığını, site yönetiminin ısrarı üzerine müvekkili tarafından sigortalı çalıştırıldığını, site yönetiminin 09/12/2016 tarihli … 21. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarname ile müvekkili şirket ile sözleşmesinin feshettiğini beyan etmekle davanın usul bakımından reddine, mahkeme aksi kanaatteyse usulden reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Yönetimine usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği görülmekle davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 23/06/2017 havale tarihli cevap dilekçesi özetle; müvekkili site yönetiminin dava konusu hususta hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, kat maliklerince kendilerine verilen yetki ve bütçe imkanları dahilinde site ortak alanlarının muhtelif yerlerine güvenlik kameraları yerleştirildiğini, bu kameraların gözlenebileceği özel bir bölüm oluşturulduğunu, siteye yeteri kadar güvenlik personelinin istihdamının sağlandığını, özel güvenlik şirketi adına site bünyesinde çalışmakta olan personelin her türlü denetiminin ve gözetiminin yapıldığını beyan etmekle davanın reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememize tevzi edilen dosyanın … 3. Tüketici Mahkemesinin … Esas … Karar ve … Karar tarihi ile görevsizlik ile mahkememize gönderildiği, … Esas numarası ile kaydı yapılmış olup açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında bilirkişi heyeti olan Güvenlik uzmanı …, Sigorta Uzmanı …, Tazminat Hesaplama Uzmanı … ve Olay yeri inceleme ve Güvenlik Uzmanı …’e tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 02/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde; Davalı … Şirketi ile diğer davalı … Yönetimi arasında imzalandığını, 18/02/2016 ve 18/02/2017 tarihleri arasındaki süreyi kapsayan “Güvenlik Hizmeti Sözleşmesinin olduğu dolayjsıyla 31/05/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayının, davalı güvenlik şirketi ile diğer davalı site yönetimi arasında imzalanan 08/02/2016 tarihli sözleşme süresi içerisinde meydana geldiği anlaşıldığını, … Valiliğinin … tarihli ve belge no:… sayılı kararı ve Valilik onayı ile … ne “özel Güvenlik İzin Belgesinin verildiği, yine … Valiliği Özel Güvenlik Komisyonumun 30/12/2010 tarihli ve 1950 sayılı ve valilik onayı ile … Konut Yapı Kooperatifi Sitesi’nin koruma ve güvenliğini sağlamak üzere (15) kişilik özel güvenlik personel kadrosunun tahsis edildiğini, ancak davalı güvenlik şirketi ile diğer davalı site yönetimi arasında imzalanan 08/02/2016 tarihli sözleşmede ise sitede toplam 6 güvenlik personelinin çalıştırılacağını, ancak bu personellerin nasıl görevlendirildiklerine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığını, özel güvenlik görevlilerinin görev alanı içerisinde, öncelikle suçu önleme görevlerinin olduğunu, bu görevin asıl amacı görev alanında bulunan kişilerin can ve mat güvenliklerinin sağlanmasıdır. Görev alanlarında herhangi bir olay meydana gelmesi halinde ise olaya el koymak ve varsa olayın şüphelilerini ve suç delillerini muhafaza altına alarak derhal genel kolluğa teslim etmek olduğunu bildirmiştir. 5188 Sayılı Kanunda: özel güvenlik görevlilerinin yetkileri başlıklı; “Madde-7: “Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörie arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme .., (Değişik:23/1/2008-5728/544 md.) Ceza Muhakemesi Kanununun 90 ıncı maddesine göre yakalama., (Değişik: 23/1/2008 – 5728/644 md.) Görev alanında, haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet karan bulunan kişileri yakalama ve arama…, Genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı emanete alma…” Şeklinde düzenlendiğini, 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Suça el Koyma” başlıklı, Madde.16: Özel güvenlik birimleri ve görevlileri, görev alanında bir suçla karşılaştığında suça el koymak, suçun devamını önlemek, sanığı tespit ve yakalama ile olay yerini ve suç delillerini muhafaza ve yetkili genel kolluğa teslim etmekle görevli ve yetkilidir. Bunlar genel kolluğun olaya el koymasından itibaren araştırma ve delil toplama faaliyetine genel kolluğun talebi hafinde yardımcı olur.” Şeklinde olduğunu, ayrıca özel Güvenlik personelleri görev alanı girişlerindeki noktalarda görev yaparken, korumakla sorumlu oldukları alanlara giren kişileri giriş prosedürlerine uygun olarak durdurma ve kimlik sorma yetkisini kullanmalarının gerektiğini, bu meyanda şüpheli bir durum var ise derhal genel kolluğa bildirirler. Bir kişinin veya aracın durdurularak kontrol edilmesi işlemi makul bir süreyi açmamalıdır. 31/05/2016 tarihinde meydana gelen ve raporumuza konu hırsızlık olayının meydana geldiği … Sitesi’nde hırsızlık olayını gerçekleştiren şahıs yada şahısların söz konusu siteye nasıl girdiklerine dair herhangi bir bilgi ve belge dosya kapsamında bulunmadığını, 03.06.2016 tarihli ve … sayılı sigorta ekspertiz raporunda belirtildiğine göre; site girişinde güvenlik personeli bulunduğu, sigortalı konutta güvenlik kamerası ve alarm sistemi bulunmadığı, site girişinde güvenlik kamerası mevcut olduğu, şahısların 21.30 sıralarında siteden çıkış yaptıkları bilgisinin alındığı, ancak kamera kayıtlarının temin edilemediğinden bahis edildiğini, müşteki…’un şikayetçi sıfatıyla genel kollukta vermiş olduğu 01.06.2016 tarihli ifadesinde de villasında alarm ve kamera sistemi bulunmadığını beyan ettiğini, ayrıca, davalı güvenlik şirketi vekili tarafından sayın mahkeme sunulan ve dosya kapsamında mevcut 13/07/2017 tarihli dilekçesi ekinde bulunan … sitesi yöneticileri ile site sakinleri arasında, sitenin genel sorunları ve çözümleri konusundaki 21 Mayıs 2016 tarihli e-mail yazışmalarda; Sitenin fiziki güvenliği ile ilgili duvar ve tel çitin ve ayrıca kamera sisteminin yapılması konusunda site genel kurulunda karar alındığı, bunların bir an önce yapılması gerektiğinin site yöneticilerinden talep edildiği, site yöneticilerinin ise, duvar, tel çit ve kamera sistemi ile ilgili projelendirme çalışması yapıldığını, Haziran ayı ilk haftasında duvar çalışmalarının başlatılmasının öngörüldüğü belirtilmektedir. Yine, site güvenlik amiri … tarafından hazırlandığı anlaşılan “Tutanak” başlıklı 17/02/2016 tarihli raporda; … sitesi çevre emniyeti ve iç aydınlatması konusunda zafiyetler yaşandığı, çevre emniyeti konusunda ne bir dikenli tel, ne de bir kamerayla destekleme olmadığı için dışarıdan olabilecek herhangi bir saldırıyı veya hırsızlık teşebbüsünü görme ve algılama şanslarının bulunmadığı, bu nedenle görev zafiyeti yaşandığını, site İçerisinde devriye atarken iç aydınlatmalar yeterli olmadığından el feneri atmamaları halinde tökezleyip düşüp sakatlanabilecekierini, bu nedenle bir an önce bu sorunların giderilmesi konusunda gerek yönetim, gerekse şirket olarak destek beklediklerini, site giriş bariyerinin kontrol noktasından uzak olması ve bariyerin zaman zaman kendi kendine açılıp kapanması neticesinde, araçlar giriş çıkış yaparken sıkıntılar yaşandığını, bir an önce güvenlik kulübesinin bariyerin dışına çıkartılmasını talep ettiklerini belirtmiştir. Aslında olması gereken, özel güvenlik şirketleri koruma ve güvenlik hizmeti sağlayacakları alanlarda hizmete başlarken veya hizmete başladıktan sonra, bu görev alanlarının risk analizini bir güvenlik uzmanı veya 5188 sayılı yasaya göre özel güvenlik şirketlerinde yöneticilik yapan özel güvenlik yöneticilerine bir risk analiz raporu hazırlatmaları, bu raporda çalıştırılması gereken özel güvenlik personeli sayısı, görev alının fiziki durumu ve teknolojik güvenlik sistemlerinin nasıl olması gerektiği hususların belirtilerek bu rapor doğrultusunda işverenlerin (site yönetimi vb.) risklerin azaltılması için gerekenleri yapmalan, şirketlerinde almaları gereken tedbirleri yine bu rapor doğrultusunda almaları ve bu doğrultuda koruma ve güvenlik hizmetine devam etmeleri gerekmektedir. Bu risk analizinin amacı, mevcut veya meydana gelebilecek muhtemel tehiike ve tehditlerin neler olduğunun tespitine yöneliktir. Elbette en önemli husus ise bu risklerin güvenlik şirketleri, site yönetimleri veya diğer işverenler tarafından da ciddiyete alınarak, almaları gereken tedbirlerin bir an Önce alınmasıdır. Ayrıca özel güvenlik şirketleri koruma ve güvenlik hizmeti verdikleri alanlarda görevlendirdikleri güvenlik personellerini önce bu görev alanının özelliğine ve risk durumuna göre eğitmeleri ve zaman zaman da hizmet içi eğitimine tabi tutmaları gerekir. Yine bu görev alanlarında kullanılacak telsiz ve diğer teçhizatları da projenin özelliğine uygun bir şekilde temin etmeli ve personeline kullandırmalıdır. Özel güvenlik şirketleri ve site yönetimleri özel güvenlik personellerini denetlemek suretiyle varsa görev zaaflarını giderici tedbir almaları veya görevlerini aksatan veya yapmayan personelleri de değiştirmeleri yerinde olacaktır. Site yönetimi ve özel güvenlik şirketinin görevi öncelikle sitede ikamet eden site sakinlerinin, çalışanlarının can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Dosya kapsamında bulunan ve site güvenlik amiri … tarafından hazırlandığı anlaşılan “Tutanak” başlıklı 17/02/2016 tarihli raporda; … Sitesi’ndeki güvenlik zafiyetlerinden bahsedilmekte, yine dosya kapsamında bulunan 21 Mayıs 2016 tarihli site yöneticileri ile site sakinleri arasındaki e-mail yazışmalarından; site yönetiminin bu tedbirleri almadığı ve aynı zafiyetlerin devam ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla site yönetimi bu tedbirleri de almalı ve ayrıca denetim ve kontrol görevini de yerine getirmesi gerektiği kanaatindeyiz. Diğer bir husus ise, bu bilirkişi raporunun hazırlanması konusunda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin gerektiği şekilde incelenmesinden dolayı ayrıca, Sayın Mahkemenin yerinde inceleme yapılmasına yetkisinin kullanılmasına gerek görülmediğini, netice olarak söz konusu olayın oluş biçimi ele alındığında; Dosya kapsamında bulunan belge deliller incelenmesinden anlaşıldığı üzere … Kooperatifi Sitesinde 31/05/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayının, daha önceden planlanmış bir şekilde gerçekleştirildiğini, bu nedenle söz konusu hırsızlık olayının … Sitesindeki güvenlik zafiyetinden kaynaklandığı anlaşıldığını beyan etmekle sonuç olarak; Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı … için sigorta teminatına alınan konuttan hırsızlık sebebi ile, ödenen 11.000,00 TL tazminat miktarı aşılmamak koşulu ile, davacının TTK m. 1472 kapsamında sigortalısına halef olduğu ve işbu rücuen tazminat davasını ikame ettiğini, açılan dava kapsamı sigorta tazminatı ödemesinin davacının sigorta güvencesi kapsamında olduğu tespit edildiğini, koruma ve güvenlik hizmetini üstlendiği sitenin koruma ve güvenlik risk analizini yaparak buna göre sitede güvenlik personeli çalıştırması gerekirken bunu yapmadığını, valilik özel güvenlik komisyonu tarafından (15) kişilik güvenlik kadrosu tahsis edilmesine rağmen (6) özel güvenlik personeli ile hizmete sağlamaya çalıştığını, özel güvenlik görevlilerinin site giriş noktasında ve devriye görevi esnasında yerine getirmeleri gereken görevle ilgili talimatların özel güvenlik personeline tebliğ edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığından site sakinlerinin can ve mal güvenliklerinin sağlanması konusunda yeterli şekilde güvenlik tedbiri almadığından, site dahilinde koruma ve güvenlik esas ve usullerini yeterince uygulamadığını, denetim ve kontrol görevini gereği gibi yapmadığından dolayı güvenlik zafiyeti yaşanmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığını, davalı güvenlik şirketine %40 oranında kusur atfedildiğini, sitenin güvenliği ile ilgili sitede muhtemel tehdit ve tehlikelerin neler olduğuna dair risk analizi yaptırmadığını, site güvenlik amiri tarafından sitedeki güvenlik eksiklikleri ile ilgili raporunda belirttiği eksikliklerin gereğini yapmadığını, İstanbul Valiliğince tahsis edilen (15) güvenlik personel kadrosuna rağmen, (6) güvenlik personeli çalıştırdığını, site sakinlerinin de yazışmalarında belirttiği fiziki ve teknolojik güvenlik tedbirleri almadığını, bu nedenle sitede oturanların can ve mal güvenliklerinin sağlanması konusunda yeterli tedbirleri almadığı denetim ve kontrol görevini eksik yapması nedeniyle hırsızlık olayının meydana gelmesinde zafiyete sebebiyet verdiğinden dolayı, davalı site yönetimine %45 oranında kusur atfedildiğini, oturduğu sitenin tam korunaklı ve yüksek güvenlikli giriş ve çıkışlarının tamamen kontrol altında, teknolojik güvenlik sistemlerinin tam olarak kullanıldığı bir site olmadığını bilmesi ile birlikte, müştekinin konutunun pencerelerine içeriden pencere ve kapı güvenlik kilidi vb. sistemi yapmak suretiyle kolay açılmalarını önleme, alarm sistemi vb. tedbirleri almadığı, mallarının korunması İle ilgili yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, hırsızlık olayının meydana gelmesinden dolayı, dava dışı…’un %15 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, hırsızlık mahalli, evde olduğu iddia edilen emtia ve davacı sigorta şirketi 11.000,00 TL tazminat ödemesi gözetildiğinde; somut olaya uygun ve hesaplanan miktarın kadri marufunda olduğu tespit edildiğini, bu çerçevede, davacının sigortalısı zararının 11.000,00 TL maddi zarar olduğu değerlendirildiğini, davacının sigortalısına izafe edilen %15 kusur oranı gözetildiğinde, 1.650,00 TL miktarında tazminatın davacı tarafından rücu edilemeyeceğini davacının ancak, davalıların kusur oranları toplamı %85 oranı gözetilerek, 9.350,00 TL asıl alacak için tazmin talep edebileceği sonucuna varılmaktadır. Her iki davalı da somut olayda davacıya karşı müteselsilen sorumlu olup, iç ilişkide tazminatı kusurları oranında paylaşacaktır. Buna göre iç ilişkide 4.400,00 TL tazminattan davalı güvenlik şirketi; 4.950,00 TL tazminattan ise davalı site yönetimi sorumluluk altında olacağını, davacının … 29. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile giriştiği takip bakımından davalı yandan işlemiş faiz talebinde bulunmakta olduğunu, haksız fiile dayanan davacı ödemesinin 30.06.2016 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde, davacı yanın bu tarihten itibaren temerrüt-tazminat faizi talebi yerinde değerlendirildiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekili ve davalılar vekillerinin mahkememize sunmuş oldukları itiraz beyan dilekçeleri incelenip ek rapor alınmak üzere aynı bilirkişi heyeti olan Güvenlik uzmanı …, Sigorta Uzmanı …, Tazminat Hesaplama Uzmanı … ve Olay yeri inceleme ve Güvenlik Uzmanı …’e tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 21/02/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı … İçin sigorta teminatına alınan konuttan hırsızlık sebebi ile ödenen 11.000,00 TL tazminat miktarı aşılmamak koşulu ile, davacının TTK m.1472 kapsamında sigortalısına halef olduğu ve işbu rücuen tazminat davasını ikame ettiğini, açılan dava kapsamı sigorta tazminatı ödemesinin davacının sigorta güvencesi kapsamında olduğu tespit edildiğini, koruma ve güvenlik hizmetini üstlendiği sitenin koruma ve güvenlik risk analizini yaparak buna göre sitede güvenlik personeli çalıştırması gerekirken bunu yapmadığını, valilik özel güvenlik komisyonu tarafından (15) kişilik güvenlik kadrosu tahsis edilmesine rağmen (6) özel güvenlik personeli ile hizmete sağlamaya çalıştığını, özel güvenlik görevlilerinin site giriş noktasında ve devriye görevi esnasında yerine getirmeleri gereken görevle ilgili talimatların özel güvenlik personeline tebliğ edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığından, site sakinlerinin can ve mal güvenliklerinin sağlanması konusunda yeterli şekilde güvenlik tedbiri almadığından, site dahilinde koruma ve güvenlik esas ve usullerini yeterince uygulamadığını, denetim ve kontrol görevini gereği gibi yapmadığından dolayı güvenlik zafiyeti yaşanmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, davalı güvenlik şirketine %40 oranında kusur atfedildiğini, sitenin güvenliği ile ilgili sitede muhtemel tehdit ve tehlikelerin neler olduğuna dair risk analizi yaptırmadığını, site güvenlik amiri tarafından sitedeki güvenlik eksiklikleri ile ilgili raporunda belirttiği eksikliklerin gereğini yapmadığını, İstanbul Valiliğince tahsis edilen (15) güvenlik personel kadrosuna rağmen, (6) güvenlik personeli çalıştırdığını, site sakinlerinin de yazışmalarında belirttiği fiziki ve teknolojik güvenlik tedbirleri almadığını, bu nedenle sitede oturanların can ve mal güvenliklerinin sağlanması konusunda yeterli tedbirleri almadığı denetim ve kontrol görevini eksik yapması nedeniyle hırsızlık olayının meydana gelmesinde zafiyete sebebiyet verdiğinden dolayı, davalı site yönetimine %45 oranında kusur atfedildiğini, oturduğu sitenin tam korunaklı ve yüksek güvenlikli giriş ve çıkışlarının tamamen kontrol altında, teknolojik güvenlik sistemlerinin tam olarak kullanıldığı bir site olmadığını bilmesi ile birlikte, müştekinin konutunun pencerelerine içeriden pencere ve kapı güvenlik kilidi vb. sistemi yapmak suretiyle kolay açılmalarını önleme, alarm sistemi vb. tedbirleri almadığını, mallarının korunması ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, hırsızlık olayının meydana gelmesinden dolayı, dava dışı…’un %15 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, 02/11/2018 tarihli kök raporumuzda da belirtildiği gibi; Olayın oluş biçimi tüm detaylarıyla birlikte irdelendiğinden, davacı ve davalı yanların itirazları yeniden incelenmiş ve tekraren değerlendirildiğin, ancak, KÖK raporunda belirtilen kusur oranlarında herhangi bir değişikliğe gidilmemesi gerektiği kanaatine varılmadığını, hırsızlık mahalli, evde olduğu iddia edilen emtia ve davacı sigorta şirketi 11.000,00 TL tazminat ödemesi gözetildiğinde; somut olaya uygun ve hesaplanan miktarın kadri marufunda olduğu tespit edidiğini, bu çerçevede davacının sigortalısı zararının 11.000,00 TL maddi zarar olduğu değerlendirildiğini, davacının sigortalısına izafe edilen %15 kusur oranı gözetildiğinde 1.650,00 TL miktarında tazminatın davacı tarafından rücu edilemeyeceğini, davacının ancak davalıların kusur oranları toplamı %85 oranı gözetilerek, 9.350,00 TL asıl alacak için tazmin talep edebileceği sonucuna varıldığını, her iki davalı da somut olayda davacıya karşı müteselsilen sorumlu olup, iç ilişkide tazminatı kusurları oranında palaşacaklarını, buna göre iç ilişkide 4.400,00 TL tazminattan davalı güvenlik şirketi; 4.950,00 TL tazminattan ise davalı site yönetimi sorumluluk altında olacağını, davacının … 29. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile giriştiği takip bakımından davalı yandan işlemiş faiz talebinde bulunmakta olduğunu, haksız fiile dayanan davacı ödemesinin 30.06.2016 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde, davacı yanın bu tarihten itibaren temerrüt – tazminat faizi talebi yerinde değerlendirildiği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava; davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan şahsın evinde gerçekleşen hırsızlık olayı nedeni ile uğranılan zararın tazminine yönelik başlatılan … 29. İCra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına yönelik itirazın iptali davasıdır.
Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı … için sigorta teminatına alınan konuttan hırsızlık sebebi ile ödenen 11.000,00 TL tazminat miktarı aşılmamak koşulu ile, davacının TTK m.1472 kapsamında sigortalısına halef olduğu ve iş bu rücuen tazminat davasını ikame ettiği, sigorta tazminatı ödemesinin davacının sigorta güvencesi kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
Davalı güvenlik şirketinin, koruma ve güvenlik hizmetini üstlendiği sitenin koruma ve güvenlik risk analizini yaparak buna göre sitede güvenlik personeli çalıştırması gerekirken bunu yapmadığı, valilik özel güvenlik komisyonu tarafından (15) kişilik güvenlik kadrosu tahsis edilmesine rağmen (6) özel güvenlik personeli ile hizmete sağlamaya çalıştığı, özel güvenlik görevlilerinin site giriş noktasında ve devriye görevi esnasında yerine getirmeleri gereken görevle ilgili talimatların özel güvenlik personeline tebliğ edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı, site sakinlerinin can ve mal güvenliklerinin sağlanması konusunda yeterli şekilde güvenlik tedbiri alınmadığı, site dahilinde koruma ve güvenlik esas ve usullerini yeterince uygulamadığı, denetim ve kontrol görevini gereği gibi yapmadığından dolayı davalı güvenlik şirketinin %40 oranında kusurlu olarak güvenlik zafiyeti yaşanmasına sebebiyet verdiği, davalı site yönetiminin ise sitenin güvenliği ile ilgili sitede muhtemel tehdit ve tehlikelerin neler olduğuna dair risk analizi yaptırmadığı, site güvenlik amiri tarafından sitedeki güvenlik eksiklikleri ile ilgili raporunda belirttiği eksikliklerin gereğinin yapılmadığı, İstanbul Valiliğince tahsis edilen (15) güvenlik personel kadrosuna rağmen, (6) güvenlik personeli çalıştırdığı, site sakinlerinin de yazışmalarında belirttiği fiziki ve teknolojik güvenlik tedbirleri almadığı, bu nedenle sitede oturanların can ve mal güvenliklerinin sağlanması konusunda yeterli tedbirleri almadığı denetim ve kontrol görevini eksik yapması nedeniyle hırsızlık olayının meydana gelmesinde zafiyete sebebiyet verdiğinden dolayı, davalı site yönetimine %45 oranında kusurlu olduğu hükme elverişli yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan heyet bilirkişi raporundan anlaşılmakla anlaşılmıştır.
Ancak her ne ne kadar dava dışı müştekinin oturduğu sitenin tam korunaklı ve yüksek güvenlikli giriş ve çıkışlarının tamamen kontrol altında, teknolojik güvenlik sistemlerinin tam olarak kullanıldığı bir site olmadığını bilmesi ile birlikte, müştekinin konutunun pencerelerine içeriden pencere ve kapı güvenlik kilidi vb. sistemi yapmak suretiyle kolay açılmalarını önleme, alarm sistemi vb. tedbirleri almadığı, mallarının korunması ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmediğinden hırsızlık olayının meydana gelmesinden dolayı, dava dışı…’un %15 oranında kusurlu olduğu heyet raporunda belirtilmiş ise de dava dışı müştekinin güvenlikli sitede oturması, bunun için aidat ödediği gözetildiğinde müştekiye fazladan yükümlülük yüklenerek kusur izafe edilmesi kabul edilemez. Müştekinin pencere veya kapıları açık bıraktığına dair de dosya kapsamında bir bilgi ve belge olmadığından bu yönüyle kusur izafe edilmesi kabul edilemez. Dolayısıyla meydana gelen hrsızlık olayında davalılar %50 oranında kusurlu kabul edilerek hırsızlık mahalli, evde olduğu iddia edilen emtia ve davacı sigorta şirketi 11.000,00 TL tazminat ödemesi gözetildiğinde; somut olaya uygun ve hesaplanan miktarın kadri marufunda olduğu tespit hükme elverişli heyet raporuyla tespit edildiğiniden davacının sigortalısının 11.000,00 TL maddi zararı olduğu anlaşılmış olup hükme elverişli yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan heyet bilirkişi raporundaki tespitlerden davalıların kusurlu oldukları anlaşılmakla Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 11.559,42 TL üzerinden devamına, asıl alacak 11.000 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmaına, fazlaya ilişkin istemin reddine, % 20 icra inkar tazminatı olan 2.311,88 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 11.559,42 TL üzerinden devamına, asıl alacak 11.000 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmaına, fazlaya ilişkin istemin reddine, % 20 icra inkar tazminatı olan 2.311,88 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 789,62 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 140,60 TL peşin harç + icra dosyasına yatırılan 58,21 TL harçtan oluşan toplam 198,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 590,81 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineyi irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 140,60 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, posta ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.813,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.793,23 TL yargılama davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Yönetimi tarafından yapılan posta, tebligat ve müzekkere masrafı olan 200,00 TL yargılama giderinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 1,40 TL’nin davacıdan alınarak davalı …Yönetimine verilmesine,
Bakiye kısmın davalı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı … Ldt. Şti. tarafından yapılan posta, tebligat ve müzekkere masrafı olan 150,00 TL yargılama giderinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 1,05 TL’nin davacıdan alınarak davalı … Ldt. Şti. verilmesine,
Bakiye kısmın davalı üzerine bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 81,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Site Yönetimi tarafına verilmesine,
9-Davalı … Ldt. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 81,82 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Şti. Tarafına verilmesine,
10-Davacı ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/04/2019

Katip
¸

Hakim
¸