Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/455 E. 2019/1007 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/455 Esas
KARAR NO : 2019/1007

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirkette sigortalı …’nun … Hastanesindeki tedavisine ilişkin 21.695,71 TL’yi 27/11/2017 tarihli fatura ile hastane provizyon onayı verilerek ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen 21.695,71 TL’nin %50’lik kısmı olan 10.847,86 TL sağlık sigortası genel şartları müşterek sigorta madde 12 uyarınca tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafındantemin edilmiş olunması durumunda bu masrafların sigortacılar arasında teminatları oranında paylaştırılacağı bildirilmiş ise de davalıya yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını bildirmekle 10.847,86 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılarak tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacının sigortalısının tedavisi için yapılan harcamaları müşterek sigorta hükümlerine göre rücu etmek hakkının bulunmadığını, davacının ödediği tazminatın geçirilen operasyonlarla uyumlu ve rayice uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini ve bu nedenle %50 oranında rücu taleplerinin miktar bakımından kabul edilebilir olmadığını, sigorta tazminatı ödeme yükümlülüğünün ancak sigorta şirketine yapılan ihbardan 45 gün geçmekle muaccel olacağını bildirmekle davanın reddini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … Hastanesi’ne müzekkere yazılarak 27/11/2017 tarihli fatura ve 27/11/2017 tarihli faturanın kim tarafından ödendiğini bildirir bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce davalı … Sigortaya müzekkere yazılarak davacı ile dava dışı …’nun başvurusuna ilişkin dosyanın ve özel sağlık sigorta poliçesine ilişkin bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce davacı … Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak dava dışı …’na ilişkin özel sağlık sigorta poliçesi ile davalı … şirketine başvuru yapıldığına dair bilgi ve belgelerin dosyamız arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi …’e tevdi edilmiş olup bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 17/04/2019 tarihli raporunda; 6102 sayılı TTK m.1511 ve devamında hastalık ve sağlık sigortası düzenlenmektedir. TTK m.1513 ile düzenlendiği üzere “sağlık sigortası teminatları” arasında hastane masrafları yer almaktadır. TTK m. 1514 hükmü gözetildiğinde, “meblağ sigortası” söz konusu olduğunda sigorta teminatının birden çok sigortacı tarafından sağlanabileceği, toplam miktarın aşılması halinde sigortalı lehine sayılacağı belirlenmiştir. Burada aşkın sigorta, veya çifte sigorta dolaysı ile bir geçersizlik veya hükümsüzlük söz konusu değildir. Sağlık sigortasında birden çok sigortacıdan teminat alınması serbesttir. TTK m.1518 gereği sigortacının bilgi isteme hakkı ve inceleme yapma hakkı vardır. İşbu aşamada, sigortacının birden çok sigorta olup olmadığını, meydana gelecek masrafı tek başına m; yoksa diğer sigortacılarla birlikte müştereken mi karşılayacağını öğrenme imkanı vardır. İşbu aşamada, sigortacının meydana gelecek masraftan ne kadarını karşılayacağına onay vermesi söz konusu olmaktadır. Bu durumda birden çok sağlık sigortacısı söz konusu olduğunda bunun hastane başvuru, masraf tespiti ve sigorta kapsamı irdelemesinde sorulması ve ona göre masrafın Sağlık Sigortası Genel Şartları m.12 hükmüne göre paylaşılmasının sağlanması önemlidir. Somut Olay inceleme ve Değerlendirmesi: Taraflar arasında her ikisinin de sigortalı … için meydana gelen hastane giderlerini kapsayan SAĞLIK SİGORTASI teminatı verildiği hususu ihtilafsızdır. Hem davacı, hem de davalı dava dışı sigortalıyı hastalık tedavi harcamaları riski bakımından sigorta güvencesine almıştır. Dava dışı … Hastanesinde, sigortalı için hastane faturasına yansıyan sağlık harcaması yapılmıştır. Dava dışı sigortalının tiroid ameliyatı dava dışı Prof. Dr. … tarafından yapılmış, bir takım hastane sarfiyatları ve operasyon için yapılan harcamalardan 21.695.27 TL kısmı davacı … Sigorta’ya fatura edilirken, 1.515,52 TL kısmı sigortalıdan ve sigortacıdan talep edilemeyecek miktar olarak belirlenmiştir. Fatura muhatabı doğrudan davacıdır. Davacı bu fatura düzenlenmeden ödemeyi ve fatura içeriğini denetleme imkanını kullanmıştır. Sigortalı tarafından imzalanan “İBRANAME” incelendiğinde, sigortalının davacıyı ibra ettiği, ancak 3.kişilere rücu bakımından temlik beyanında bulunmadığı, bu yönü ile davacının TBK m.183 ve devamına göre olmadığı gibi; TTK m.1472 gereği sigortalısına halef olması da söz konusu değildir. Davacının sigortalısına halef sıfatı ile akdi veya yasal olarak halefiyete dayalı rücu hakkının söz konusu olmayacağı açıktır. Nitekim sağlı sigortalarında halefıyet esası kanunda da benimsenmemiştir. Sigortalının hem davacıdan, hem davalıdan SAĞLIK SİGORTASI teminatı sağlamasına karşın; hastalık vukuunda, teminatı sağlaması talep edilen ve sigorta firması olarak sağlık kuruluşuna bildirilen davacıdır. Davacı da tam fatura Ödemesi ile ibra edilmiş durumdadır. Esasen sigortalının iradesi, meydana gelen hastane giderleri sağlık sigortası bedeli ödemesi bakımından davacının ödemesi yönündedir. Davacı da başkaca müşterek sigortacı olup olmadığını araştırmamış, sorgulamamış, davalının hastane masrafım teyit veya red etmesine imkan tanınmamıştır. Ancak, davacı SAĞLIK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI M. 12 “Müşterek Sigorta: Madde 12- Tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olunması halinde, bu masraflar sigortacılar arasında teminatları oranında paylaşılır.” Hükmüne dayanarak ödemesinin Yı kısmını davalıdan talep etmektedir. Davalının da sigortacı olduğu ve davacı ile aynı koşullarda sigorta güvencesi verdiği gözetilerek; hastane masraflarını paylaşması gerektiğini ileri sürülmektedir. Somut olayda bunıın uygulanabilmesi için hastane sürecinde bu bilginin sigortalı tarafından bildirilmesi, hastanenin de faturayı ayrı ayrı düzenlemesi gerekirdi. Yine bu konuda davacının o süreçte talep ve denetlemesi ile süreci aydınlatması gerekirdi. Oysa, sigortalı davalı ile olan sigorta sözleşmesi ve alınan güvenceyi bildirmemiştir. Davacı da bunu araştırmamış bilgiyi davalı ile paylaşmamıştır. Bu durumda GENEL ŞARTLAR karşısında, sigortalının davacının sigorta teminatından yararlanma, yani öncelikli davacı … teminatını devreye koyma yönünde özel anlaşma – özel irade ortaya koyduğu şeklinde yorumlanmak gerekir. Sigortalının birden çok sağlık sigortası tedavi yardımından yararlanma hakkı olduğunda, sigortalı tarafından aksi yönde bir beyan veya talep olmadığında ya da ödemede bulunan sigortacıya temlik beyanında bulunmadığı gözetilerek, davacının ödemesinin bir kısmını; somut olayda yarısını diğer sigortacı davalıya yansıtması somut olaya uygun düşmemektedir. Davalının sigorta poliçesi incelendiğinde; 25.01.2018-25.01.2019 dönemini kapsadığı, …’nun EŞİ sıfatı ile sigorta koruması verildiği, 25.01.2013 tarihinden itibaren ömür boyu yenileme garantisi verildiği, Poliçenin 25.01.2018 tarihli sağlık sigortası genel şartlarına ve özel şartlara tabi olduğu hususunun belirlendiği, tespit edilmektedir. Bu kapsamda, dava dışı sigortalı eğer davalı … tarafından sağlanan teminatı devreye sokmak isteseydi bunu hastana başvurusunda belirtmek ve böylece hem …, hem de … Sigorta tarafından tedavi giderleri bakımından sigortalı olduğunu, bu sigortacıların her birinin sigorta güvencesinden yararlanabileceğini bildirmesi gerekirdi. Ona göre, davalı da ödemeye onay vermek veya vermemek, denetim hakkını kullanabilirdi. Somut olayda, sigorta ödemesi, hastane masrafları için PROVİZON VERDİĞİNİ beyan eden davacı yandır. Bu durumda, tek başına sigorta teminatı kapsamında olan fatura konusu masrafı üstlenmiştir. Bundan sonra Genel Şartlar hükümlerine dayanarak rücu-yansıtma hakkından söz edilemez. Davacı yan tek başına kendi adına ve hesabına düzenlenen 03.11.2017 tarihli … numaralı fatura bedelini dava dışı … Hastanesi-… hesabına ödemiştir. Bundan önce Genel Şartlar kapsamında faturanın paylaştırılması talep edilmemiş, tüm ödemeyi üstlenmiş, onay vermiş ve ona göre düzenleme yapıldığını görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; Davacı … şirketince özel sağlık sigortasına dayalı olarak sigortalısına yapmış olduğu ödemenin rücuen tazmini için davalı … şirketine karşı açmış olduğu tazminat davasıdır.
Dosyamız kapsamında alınan 17/04/2019 tarihli sigorta uzmanı bilirkişi rapora göre, davacı ve davalının her ikisinin de dava dışı … için hastane masrafları konusunda tam sigorta teminatı verdiği, sigortalının sadece davacı … teminatı kapsamında hastane giderlerini 03.11.2017 tarihli fatura karşılığı ödettiği, bu ödemeden önce 31.10.2017 tarihinde fiyat ve ödeme konusunda … numaralı poliçe kapsamında davacıdan provizyon alındığı, tüm Ödemenin davacıya fatura edilmesi konusunda sağlık kuruluşu ile davacı arasında mutabakat sağlandığı, gerek davacının, gerekse sigortalının davalıya müracaat ederek, davalının sigorta teminatını işletmek yönünde provizyon, tedavi ve fatura düzenlenmesi ile ödeme sürecinde bir irtibat ve ödeme talebinin olmadığı, davacının aldığı ibraname ile tüm ödemeyi sigortalısı için yaptığı ve bunu yansıtmak konusunda her hangi bir temlik almadığı, sağlık sigortasında tedavi giderini ödeyen davacının yasal halefıyete da hak kazanmadığı; kaldı ki sigortalının halefi olsa da bunun davalıya tazminatın yansıtılması hakkı vermeyeceği, Sağlık Sigortası Genel Şartları gereği davacının davalı ile hastane giderlerini paylaşması hususunun hastaneden provizyon alınması, tedavi kurumu ile görüşme ve fatura tanzimi aşamasında davacı tarafından veya sigortalısı tarafından talep edilmesi gerekirken, davacının Genel Şartlara dayanarak tazminatı paylaşma talep edemeyeceği yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan irdeleyici ve hükme elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 185,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 140,86 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.15/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸