Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/442 E. 2020/522 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/442 Esas
KARAR NO : 2020/522

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2017
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 28/06/2017 tarihli dava dilekçesinde; 12.08.2015 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … Beldesi … Mahallesi yolu üzerine geldiği esnada yola çıkan müvekkiline çarpması neticesinde tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında trafik kazası meydana geldiğini, kazada yaya müvekkili …’ın bedensel zarara uğraması nedeniyle, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak Geçici işgöremezlik ve sürekli iş gücü kaybı tazminatının, sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava açmıştır.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 110.maddesinde “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesi yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği” hükmü gereği huzurdaki dava yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkeme müvekkil sigorta şirketinin yerleşim yeri olan İstanbul olduğunu, açılan davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile 25.01.2015-2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da yerleşik içtihatlar ve yasa gereği tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağını, davacının sakatlık tazminatı talebi için “Özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliği”ne göre kişinin kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini beyan ile müvekkili sigorta şirketi aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; trafik kazasında yaralanma nedeniyle oluşan maluliyet zararının tazmini istemine ilişkindir.
Dava dosyasının Adana 3. Asliye Tcaret Mahkemesinin 2017/2118 Esas 2018/346 Karar sayılı 29/03/2018 tarihli yetkisizlik kararı gereği mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, dosyanın İstanbul ATK’ya sevkinin yapılarak dava konusu kaza nedeni ile vücudunda oluşan maluliyete ve oranına ilişkin rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 08/07/2019 tarihli raporda; … kızı, … doğumlu, …’ın … tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olduğunu bildirmişlerdir.
Dosyanın kusur bilirkişisi …, aktüerya bilirkişisi …’ya verilerek; davaya konu kazadaki kusur durumu ve ATK’dan alıdırılan rapora göre davacının maluliyet zararının ne kadar olduğuna dair rapor düzenlenmesinin istenilmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 13/12/2019 tarihli heyet raporunda; kusur durumu değerlendirilmesi neticesinde; … plakalı kamyonet sürücüsü …’un mağdur yaya …’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %20 oranında tali derecede kusurlu olduğu, olaya müdrik yaşta bulunmayan 2008 doğumlu mağdur yaya …’ın kendi yaralanması ile neticelenen trafik kazasında davranış faktörleri sonuç üzerinde %80 oranında etkenlik arz ettiği, tazminat yönünden değerlendirme neticesinde; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 28/06/2019 tarihli raporunda; …’ın … tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceğine dair mütalaa olunduğu, davacının 03/12/2008 doğumlu olup, 12/08/2015 kaza tarihinde 6 yıl, 8 ay, 9 günden 7 yaşında olduğu, davacının henüz çocuk yaşta ve her hangi bir gelirinin olmaması nedeni ile geçici iş göremezlik zararının olamayacağı, mahkemece davacının geçici iş göremezlik tazminatının kabulü durumunda, davacı …’ın 12/08/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak 2 aylık iyileşme/geçici iş göremezlik tazminatının 1.820,86 TL olduğu ve kazanın meydana gelmesinde %80 oranında kusurlu olması nedeni ile talep edeceği maddi zararını:(1.820,86 TLx%20 … plakalı araç sürücüsünün kusuru)=675,31 TL olacağı, başvuru dilekçesinin teslim alındığı 01/06/2017 tarihinden sonraki 8 iş günü olan 13/06/2017 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edileceğinin takdirinin mahkememize ait olduğu yönündeki görüş ve kanaatlerini takdiri mahkememize ait olmak üzere bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davanın trafik kazasında yaralanma nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, dava konusu kazanın 12/08/2015 tarihinde dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yaya davacı …’a çarpması şeklinde meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün seyrini yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlamamakla tali kusurlu, davacı yayanın ise kontrolsüz şekilde yola çıkmakla ve ilk geçiş hakkını vermeyip kendi can güvenliğini tehlikeye sokmakla asli kusurlu olduğu ve ayrıca kaza neticesinde sakatlığına sebep olacak bir yaralanmasının olmadığı, iyileşmesinin ise 2 ay kadar süreceği tespit edilmiş olmakla, davacının 2008 doğumlu olduğu, kazanın ise 2015 yılında meydana geldiği, maluliyete uğramadığından ve henüz çocuk yaşta olduğundan bir gelir kaybından yani maddi zarardan bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, davacının tedavide geçen süre zarfında hesap edilecek bir geçici iş görmezlik zararı olmadığı kanaatine varılmakla, davasının reddi gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 54,40 TL’nin, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13.maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, reddedilen kısmı aşamayacağından 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda KESİN olmak üzere karar verildi. 06/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”