Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/44 E. 2019/1329 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/44 Esas
KARAR NO : 2019/1329

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/12/2016
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; davalılardan …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla 19.05.2016 perşembe günü akşam saat 20:00’da … mahallesi, … otobüs terminali Petrol Ofisi önünde …’a çarptığını, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını ve 28/05/2016 tarihinde vefat ettiğini, kazada davalı sürücünün tamamen kusurlu olduğunu, trafik kaza raporu, olay yerine ait kamera görüntü kayıtları ve bilirkişi raporu ile davalı sürücünün ağır derecede kusurlu ve alkollü olduğunun belirlendiğini, davalı sürücü hakkında bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan … 23. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, davacılardan …’un müteveffanın babası, …’un annesi ve …’un da küçük kardeşi olduğunu, davalı …’ın … plaka sayılı aracın kaza tarihinde trafik tescil kayıtlarında kayıtlı maliki ve işleteni olduğunu, davalı … Sigorta AŞ’nin de aracı ZMSS ile sigortalayan olduğunu, kazada vefat eden …’un kuyumcu ustası olduğunu, askerliğini yapmamış açık lise mezunu olduğunu, ölmeden önce aldığı son maaşın aylık 2.000,00 TL olduğunu, bordroların gerçeği yansıtmadığını, TÜİK verilerine göre el sanatlarında çalışan kuyumcu işçisinin 2014 yılı itibariyle 1.524,00 TL olduğunu, bu miktarın 2016 yılına transfer edildiğinde aylık maaşının 2.000,00 TL olduğunu, müteveffanın annesinin geliri olmayan bir ev hanımı, babasının kaza tarihinde işçi iken dava tarihinde malulen emekli olduğunu, kardeşinin ise ortaöğretimde öğrenci olduğunu, …’in ölümü ile ailenin önemli bir desteğini kaybettiğini, ZMSS kapsamında davalı … şirketinden tazminat talep edildiğini, davalı şirketin toplamda 54.792,00 TL ödeme yaptığını, …’un kaza sonrası 10 gün hastanede komada kaldığını, 23 yaşında hayatını kaybettiğini, anne, baba ve kardeşinin büyük acı yaşadığını, annesi için 100.000,00 TL, babası için 100.000,00 TL ve kardeşi için 50.000,0 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve araç sahibinden talep ettiklerini, ne kadar sigorta şirketi tarafından … için 23.241,00 TL, … için 31.551,00 TL ödeme yapılmış ise de ödenen tazminatın yeterli olmadığını, ceza davası soruşturması esnasında Trafik Kanunu 85/2 madde uyarınca kazaya karışan … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, … İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 28.06.2016 tarihli yazıda aracın dört defa el değiştirdiğini ve kaydına şerh konulduğunu, yapılan devirlerin hükümsüz bulunduğunu belirterek araç kaydı üzerine kim adına kayıtlı olursa olsun ihtiyati tedbir konulmasını, davacılar için 500,00 ‘er TL’den 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve … için 100.000,00 TL, … için 100.000,00 TL, … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 250.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı şahıslardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı … AŞ vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; … Plakalı aracın … Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirket tarafından 15/11/2016 tarihinde 54.792,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, bakiye tazminat talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ödemenin poliçe teminat limitleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesini gerektiğini, Zorunlu Sigortalar çerçevesinde aktüeryal hesaplamayı gerekiren tazminat ödemelerinde uygulamaya ilişkin Genelge 2010/4 gereğince davacının yaşı, destek süresi, mesleği, somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri, eşinin tekrar evlenme olasılığı gibi Yargıtay kararlarına uygun olarak, aktüer siciline kayıtlı bir aktüer tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, davacının ceza dosyasında şikayetçi olup olmadığı hususunun tespiti ile davacının şikayetçi olmaması durumunda dava açma hakkı ortadan kalkacağından davanın reddi gerekeceğini, mütevefanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi taktirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları Ek 2 Madde 5 uyarınca; “Belgelendirilmiş olması durumunda, hesaplamalarda ölen kişinin vergilendirilmiş geliri dikkate alınır. Vergilendirilmiş gelir tutarı için herhangi bir belge sunulamaması durumunda hesaplama, asgari ücret kullanılarak yapılır. Aynı kriterler pasif dönem hesaplamasında da geçerli” olacağını, Trafik Sigortası Genel Şartları Ek:2 madde 10 gereğince hesaplamaya ilişkin standartların Hazine Müsteşarlığı tarafından belirleneceğini, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların Karayolları Trafik Kanunu 90. maddede ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğunu, söz konusu tazminatların ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağını, aktüerya hesabı yapılırken müteveffanın bireysel özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini, davacının yaşı, destek süresi, mesleği, somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri, eşin tekrar evlenme olasılığı (TÜİK verileri) gibi hususlara dikkat edilerek ve genel şartlara uygun olarak, aktüer siciline kayıtlı bir aktüer tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları hükmü uyarınca tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosu TRH 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faizin %1,8 olarak düzenlendiğini, davacı tarafından, sigortalısının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, trafik sigortası genel şartları’nın a.6. (f) maddesi gereğince manevi tazminat talepleri teminat dışında olduğunu, Yargıtay 17. hukuk dairesi’nin 23.12.2015 tarihli, 2015/8721e. ve 2015/14857k. sayılı kararında davacının maddi hasar nedeni ile talep ettiği manevi tazminat talebini reddettiğini, trafik sigortası genel şartlarında da belirtildiği üzere sürücünün alkollü ve ehliyetsiz olması halinde sigorta şirketlerinin rücu imkanı bulunmadığını, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olacağını, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, aracın hususi araç olarak kullanması nedeniyle avans faize hükmedilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davalı ….’ye müzekkere yazılarak hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … SGK’ya müzekkere yazılarak davacı ve davalılara ait hizmet döküm cetvellerinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememiz dosyasının … 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/11/2017 Tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile “mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşeceği tarihten itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde ek bir karar ile davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceği,” şeklinde karar verilmiş olup, mahkememizin 2018/44 numarası ile esas kaydına alınıp açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce … 23. Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya örneğinin uyap üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi makine mühendisi … ve aktüer …’ya tevdi edilmiş olup bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 12/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; Tutanağa göre bu kazanın oluşumunda, sürücü …’nun sürücü kusurlarından şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamaktan ve alkollü araç kullandığından kusulru olduğu, sürücü … ve yaya …’un bu kazada kural ihlalinin görülmediği belirtilmiştir.
Tutanağa göre davalı sürücü … kaza anında 1,38 promil alkollüdür.
Şüpheli … ifadesinde, esenler yönüne doğru giderken yoldaki şahsı gördüğünde direksiyonu kırdığım ve diğer araca çarptığını» çarpmadan dolayı yayaya da çarptığını, aracından hemen indiğini, sağ şeritteki araçları durdurduğunu, şahsın nabzının atmadığını fark ettiğini ve kalp masajı yaptığını, kazadan birkaç saat öncc alkol aldığını belirtmiştir.
Müşteki sürücü … İfadesinde, … plakalı aracıyla … yönünden … otogar yönüne giderken Petrol Ofisi önünden geçtiği sırada Petrol ofisinden hızla çıkan … plakalı aracın yolun kenarında bekleyen bir yayaya çarptığını gördüğünü, araç m kendisinin kullandığı aracın sağ arka lastiğine çarptığı, aracı durdurduğunu belirtmiştir.
… C. Başsavcılığı Genel soruşturma bürosuna hitaben düzenlenen 15.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, olayda ölen … ile sürücü … kusursuz oldukları, şüpheli …’nun ise tehlikeli şekilde şerit değiştirdiğinden ve yolun kenarındaki yayaya çarptığından tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre:
Karayollarında trafiğin akışı:
Madde 46 – Karayollarında trafik sağdan akar.
Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler:
a) Araçlarını, gidiş yönüne göre yolun sağından, çok şeritli yollarda ise yol ve trafik durumuna göre hızının gerektirdiği şeritten sürmek.
b)Şerit değiştirmeden önce gireceği şeride sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek,
c)Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şeklide şerit değiştirmemek,
d)Gidişe ayrılan en soldaki şeridi sürekli olarak işgal etmemek,
e)İki yönlü trafiğin kullanıldığı dört veya daha fazla şeritli yol/arda aksine bir işaret bulunmadıkça, motosiklet, otomobil, kamyonet ve otobüs dışındaki araçları kullananlar, geçme ve dönme dışında en sağ şeridi izlemek, Zorundadırlar.
Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak
MADDE 52 – Sürücüler:
A) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar koprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarım azaltmak,
b) Hızlarını kullandikları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava vc trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,
Zorundadırlar.
Madde 84 – Araç sürücüleri trafik kazalarında,
a) Kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaret iride geçme.
b) Taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme,
c) İkiden fazla şeritli taşıt yollarında, karşı yönden gelen trajiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girme,
d) Arkadan çarpma,
e) Geçme yasağı olan yerlerde geçme,
f) doğrultu değiştirme manevralarım yanlış yapma,
g) Şeride tecavüz etme,
h) Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,
i) Kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymama,
j) Manevraları düzenleyen şenel şartlara uymama,
k) Yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde, zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama.
ı) Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma.
Hallerinde asli kusurlu sayılırlar.
Dava konusu olayda davalı sürücü …, yönetimindeki … plakalı aracıyla karayolunda tehlikeli araç kullanmış, yönetimindeki aracının hızını yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlamamış, meskun mahalde dikkatsiz ve tedbirsiz seyretmiş, yolda görüş açıkken ve yol genişliği yeterli ikenf herhangi bir trafik zorunluluğu yokken aşırı hızlı dikkatsiz araç kullanmış, tehlikeli şekilde şerit değiştirmiş ve yolun kenarında bekleyen yayaya çarparak ölümüne neden olmuş ve sağ şeritte giden dava dışı arata arkadan çarpmıştır. Bu nedenle dava konusu olayda davalı sürücü … % 100 oranında tam kusurludur.
Davacıların murisi yaya … ise aracın seyir yönüne göre yolun sağ kenarında beklediği üzerinde dikkatsizce ve tehlikeli şekilde şerit değiştirerek kendisine çarpan davalı sürücüye karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir bulunmadığından olayda kendisine atfı kabil bir kusur oranı mevcut değildir.
Davalı sürücünün arkadan çarptığı diğer araç sürücüsü … da kendi şeridinde normal süratle seyrettiğinden ve kazayı önlemesi mümkün olmadığından olayda kusursuzdur.
Tazminat Yönünden Yapılan İnceleme Ve Kanaat; Ekonomik koşulların gösterdiği büyük dalgalanmalar nedeniyle her yıl ücretlerde ve kaynaklarda görülen artış oranları değişken olmaktadır.
Ülkemiz gerçeği olan durum ise küçük ve orta tasarrufların değerlendirilmesi oranı daima ücretlerdeki artışın en 3 puan üzerinde gerçekleşecektir.
14.05.2015 tarihinde 23355 sayı ile Resmi gazetede yayımlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlan Ekinde belirtildiği üzere, kaza tarihi 01.06.2015 tarihi ve sonrasında gerçekleşen kazalar için yürürlüğe giren Destek Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplamasına göre;
“Hesaplamada ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyotlara güncellerime si halinde tazminat tutarı, kaza tarihi İtibariyle güncel versiyona göre hesaplanır. Hesaplama da iskonto oranı (teknik faiz), %1,8 olarak dikkate alınır. Iskonto oranı, (teknik faiz) gerekli görüldüğü hallerde Hazine Müsteşarlığı tarafından güncellenir.
Dava konusu kazanının 19.05,2016 tarihinde meydana gelmesi davaya konu aracın ise davalı … şirketi tarafindan 25.11.2015-25.11.2016 tarihleri arasinda sigortalandığı dikkate alındığında yeni genel şartların uygulanacağı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Esas ve gerçek anlamda hukuki yönden sakat kalan kişinin sağlığı zamanındaki kazancıyla sakat kalması neticesi uğradığı maddi zararın tazminini temin etmek BK.53 ve 54.maddeleriyle sağlamıştır.
BK 53.madde “ölüm halindeki” zararlardan, RK 54.madde “sakatlanma halindeki” zararlardan söz eder. BK ilgili maddelerine istinaden, çalışma gücünün azalması ya da yitirilmesi nispetinde edenecek tazminat tutarı aktüeryal olarak hesaplacaktır.
Çalışma gücünden kayba karşılık hesaplanacak tazminat hesabında malul kalan kılının muhtemel yaşam süresi boyunca beher yaşında hayatta kalma ihtimali dikkate alınarak, peşin irat formülleri kullanılmaktadır. Örneğin; Bugün 30 yaşında olan bir kişinin 30 sene boyunca yani 6ü yaşına kadar alacağı iratların sermaye değeri (N30 – N60)/ D30 formülü kullanılmaktadır. Bunun literatürde karşılığı â3û,30 “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” olarak ifade edilmektedir. Gerçek anlamda aktüerya bilim dalı taralından kullanılmaktadır, İş bu komütasyon değerleri faiz ve ıskontoyu birlikte ihtiva etmektedirler. Burada asıl olan 30 yaşından 60 yaşına kadar geçecek her yaş için yaşam ihtimali otomatik olarak devreye girmektedir.
Motorlu araçların işletilmesi sırasında bir kimsenin üliiıniine veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebehiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluk için tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta poliçesi, bu zararı sigorta limitlerine kadar temin eder. Limit üzeri mevcut ise işletenden tahsil edilir.
Yürürlükteki emeklilik mevzuatına paralel olarak kişinin emeklilik yaşı [60) yaş üstü yaşama dönemi pasif dönem [emekli) olarak değerlendirilmiştir.
Yargıtay 21 Hukuk Dairesi nin E.2010/11117, K.2011/2009 ve 08.03,2011 tarihli kararında “Açıklanan zarar ve tazminatın hesaplanması yönteminde, işçinin yaşlılık aylığı alması veya işçinin yaşı ve işçide oluşan meslekte kazanma gücü kayın oranına göre ileride yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunsa dahi pasif dönemin zarar hesabına dahil edilmesi gerekir, Sigortalıya bağlanan yaşlılık aylığında meslek hastalığı ve ış kazası kolundan alınan primlerin hiçbir etkisi bulunmamakta tamamen uzun vadedeki sigorta kollarından Ödenen primler sonucu aylık bağlanmaktadır.
Pasif dönemde herhangi bir işte çalışılmasa bile, ekonomik bir değer taşıyan salt yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi sebebiyle emsallerine göre fazla efor sarf edeceği ve bu durumun sigortalı bakımından zarar oluşturacağı açıktır, Bu sebeple pasif devre zararının da hesaplanması ve bu hesaplamanın fiili bir çalışmanın olmadığı gözetilerek asgari geçim indirimi nazara alınmaksızın belirlenecek asgari ücret esas alınarak yapılması gerekmektedir. Dava dosyasındaki hesaplar söz konusu Yargıtay Kararları göz önüne alınarakyapılmıştır
Destek Olma durumunun Tartışılması; Kural olarak mütevaffanın ölümü nedeniyle eşi ve çocukları desteğini yitirmiş sayılır. Bu nedenle davacı çocuk için olay tarihinde cari TBK m. 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanacaktır.
Yine Kural olarak müteveffanın ölümü nedeniyle çocuğunun desteğini yitirmiş sayılır. Bu nedenle dava anne ve baba için olay tarihinde cari TBK m, 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanacaktır.
Paylaşım Tablosu; Müteveffa tahminen hu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi 25 yaşında evleneceği ve 2’şer yıl ara ile asgari 2 çocuğu olacağı kabul ve varsayılarak gelirinin büyük bir kısmını kendi ihtiyacı ile muhtemelen eşi vc çocuğuna ve artanını da hak sahipleri davacı anne ve babasına ayıracak ve lahbis udcctkli. Müteveffa evlenene kadar kalan kısımda anne-baba destekliği kazancının %50 olacak, evlendikten vc çocuğu/çocukları olduktan sonra gelirinin büyük bir kısmını ailesine ayıracaktır.Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş İçtihatlarında belirtilen hususlarda dikkate alınarak müteveffanın gelirinin hsaplandığı görülmüştür.
İndirime Esas Ödemelere İlişkin Değerlendirilmesi; Dosya kapsamında davalı … şirketi tarafından anne ve babaya 15/11/2016 tarihinde toplamda 54.792,00 TL ödeme yapılmış olup, söz konusu tutarın rapor tarihine kadar işleyen faizi ile birlikte davacıların zararından tenzil edilecektir.
Davacı baba kasım için nihai zararın 66.057,84 TL olduğu görülmüştür.
Temerrüt tarihi; Davalı … ŞİRKETİ Tarafından davacıya 15.11.2016 tarihinde anne ve baba toplam 54.792,00 TL bir ödeme yapıldığı görülmüştür. Bu ödeme davacı vekilinin dava dilekçesinde açık bir şekilde ortaya konulmuştur.
Davalı … Şirketinin sorumlu olduğu ve tazmin etmesi gerektiği bir meblağın varlığı tespit edildiği takdirde, tazminat ödemesinin yapıldığı tarih olan 15.11.2016 tarihinden itibaren; kardeşin destekliği konusunda değerlendirme; Dava konusu uyuşmazlıkta ölen … 05,10.1993 doğumlu olup 2016 kaza tarihinde 23 yaşındadır.
Davacı Kardeş … 20,06.2002 doğumlu olup, kaza tarihinde 14 yaşındadır, davacı kardeşin müteveffadan fiili bir destek gördüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Kardeşin kardeşe destekliği koşulları;
a) Kardeşin kardeşe destekliği için, eski Medeni Yasanın 315 ve 316. maddelerine ve yeni Medeni Yasa’nın 364.maddesine göre çok özel koşulların varlığı gerekmektedir.
b) Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, küçük çocuklar yalnızca anne ve babalarının varsayımsal (farazi) desteği olup, kardeşler yönünden varsayımsal desteklik söz konusu olamaz. Öte yandan ileri yaşlarda dahi kardeşin kardeşe destek olması için, yasalarda öngörülen özel koşullar bulunmalıdır.
c) Bunlardan başlıcaları, destek tazminatı isteyen kardeşin özel bakımı gerektirecek derecede sakat veya iyileşmeyen bir hastalığa yakalanmış bulunması ya da ayırtım gücünden yoksun, akıl ve sinir hastası olması, bunların dışında anne ve babanın ölmüş olması ya da çok yoksulluk içinde bulunmaları; buna karşılık desteklik edecek kardeşin, gerek parasal yönden ve gerekse yaşam koşulları içerisinde bakım gücünün ve olanaklarının bulunması gerekmektedir. Görüldüğü gibi, kardeşin kardeşe destekliği için çok özel koşullar bulunmalı ve bunlar kanıtlanabilmelidir.
Yargıtay kararları; Kardeşin kardeşe destekliği konusunda Yargıtay kararlarından birkaç örnek şöyledir: Kanunen kardeşin kardeşe destek olması, refah içinde bulunmasına bağlı olup, ölen kardeşin davacı kardeşlerine destek olacağının kabulü pek zayıf olasılık olduğundan tazminata hükmedilmesi doğru değildir. (11.HD. 29.01.1990 gün 89/6494 E. 90/294 K.) (Yasa H.D. 1991/9-1286,no:504)
Ölen işçinin kardeşlerine bakmakla yükümlü olmadığı ve esasen ana ve babalarının hayatta oldukları gözetilerek, kardeşlerin maddi tazminat isteklerinin reddi gerekir (9.H.D.21.10,1993 gün 5054-14951) (özel belgelik)
Trafik kazasında ölen destek , kural olarak kardeşlerine bakmakla yükümlü değildir. Sağlığında zaman zaman yaptığı yardımları gerekçe göstererek, ölümünden sonra da destek olacağı şeklindeki yorumla tazminata hükmetmek doğru değildir, Zira bir kimseyi destek haline getiren yardımlarda, düzenlilik ve devamlılık öğelerinin aranması esastır.(4.HD 28,05.1998, 1453-4085) (Yasa HD 1999/7-864,no 400)
Ölen kardeşin, refahta bulunduğunun ya da ilerde bulunacağının kanıtlanması gerekir. Ölen çocuğun olay tarihindeki yaşı itibariyle kardeşlerine henüz gerçekten yardımda bulunabilecek bir yaşta olmamasına ve kanuni nafaka yükümlülüğünün, yükümlünün refah halinde bulunması şartına bağlı olmasına ve çocuğun ilerde kazanacağı tahmin edilen gelirin miktarı itibariyle refah halinde bulunacağı kesin olarak anlaşılamamasına göre, kardeşler yararına maddi tazminata hükmedilmiş bulunması yasaya aykırıdır.(4 HD.09.01.1957, 4590-1129 (Karabasan , Tazminat Davaları, 1976, sf.674)
Bir ağabeyin, küçük kardeşinin erginlik çağına kadar ona bakması temeldir Ne var kt, erginlik çağından sonra, destek olduğu iddia edilen ağabeyin, refah içinde bulunduğunun kanıtlanması gerekir B.K.45 gereğince maddi tazminata hükmedilebilmesi için, ölenin askere alınmasından önce kardeşine yardım etmekte olduğunun ispat edilmesi şarttır. Hastalık gibi özel bir sebep olmadıkça, bir ağabeyin küçük kardeşine erginlik çağına kadar bakması esas olduğundan, küçük kardeş lehine erginlik çağından sonrası için tazminata hükmedilebilmesi, ancak büyük kardeşin refah halinde olması, küçük kardeşine bakabileceğinin veya nafaka hükümlerince bakmakla yükümlü bulunacak olduğunun ispat edilmesine bağlıdır.
Erkek kardeşin, kız kardeşinin desteği olduğunun kanıtlanması gerekir. Davacı, ölenin kız kardeşi olup evli bulunmaktadır. Davacı kanunen kız kardeşine bakıp gözetmekle yükümlü olmadığı gibi. bu ödev davacının kocasına aittir öte yandan davacının yardıma muhtaç olduğunu ve ölenin kendisine düzenli şekilde fiilen yardım ettiğini ispatlaması gerekir. Bu hususta köy muhtarının düzenlediği ilmühaber ve jandarmanın verdiği cevap, HMUK. açısından başlı başına bir delil sayılamaz. Kaldı ki, davacının ve ölen ağabeyinin ayrı ayrı yerlerde oturduklarının anlaşıldığına ve olayların olağan akışına ve yaşam deneyimlerine göre ölenin yardımlarının posta aracılığı ile gönderilmesi gerektiği halde bu hususun davacı tarafından iddia ve ispat edilmemiş olmasına ve ayrıca ölenin aylık kazancına göre bir bölümünü kız kardeşine ayırması mümkün bulunmamasına göre, davacının destekten yoksun kalma tzminatı isteğinin reddine karar verilmelidir.(15.HD.09.05.1975, 2464-2494) (Karabasan, age.. sf. 673)
Erkek kardeşin, kız kardeşinin desteği olduğunun kanıtlanması gerekir.Davacı, ölenin kız kardeşi olup evli bulunmaktadır. Davacı kanunen kız kardeşine bakıp gözetmekle yükümlü olmadığı gibi, bu ödev davacının kocasına aittir. Öte yandan davacının yardıma muhtaç olduğunu ve ölenin kendisine düzenli şekilde fiilen yardım ettiğini ispatlaması gerekir. Bu hususta köy muhtarının düzenlediği ilmühaber ve jandarmanın verdiği cevap, HMUK. açısından başlı başına bir delil sayılamaz. Kaldı ki, davacının ve ölen ağabeyinin ayrı ayrı yerlerde oturduklarının anlaşıldığına ve olayların olağan akışına ve yaşam deneyimlerine göre ölenin yardımlarının posta aracılığı ile gönderilmesi gerektiği halde bu hususun davacı tarafından iddia ve ispat edilmemiş olmasına ve ayrıca ölenin aylık kazancına göre bir bölümünü kız kardeşine ayırması mümkün bulunmamasına göre, davacının destekten yoksun kalma tzminatı isteğinin reddine karar verilmelidir.(15.HD.09 05.1975, 2464-2494) (Karabasan, age., sf 673)
Sonuç olarak; Dava konusu olayda davalı sürücü …’nun % 100 (Yiizdeyüz) oranında lam kusurlu olduğu, davacıların murisi yaya … olayda kusursuz olduğu, dava dışı sürücü …’tun olayda kusursuz olduğu, davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek zarardan tenzil edildiği, davacı kardeşin fiili bir şeklide müteveffanın desteğinden yararlandığına dair bir bilgi ve belge bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmadığı, davacı anne …’nin bakiye destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 71.359,99 TL, davacı baba Kasım’ın bakiye destekten yoksun kalma tazminatı tutarının ise 66.057,84 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak mahkememiz dosyasının kusur durumunun tespiti için yeniden ATK’ya gönderilmesine karar verilmiş olup, ATK trafik ihtisas kurulunun mahkememize sunmuş olduğu 05/04/2019 tarihli raporunda; davalı sürücü …’nun %90 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’un %10 oranında kusurlu bulunuğu, dava dışı sürücü …’nın kusursuz olduğuna dair raporu bildirmişlerdir.
Mahkememizce İstanbul Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılarak davacılara kaza tarihi itibariyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak ek rapor alınmak üzere dosyanın aynı aktüer bilirkişi …’ya tevdi edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 14/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Destek Olma durumunun Tartışılması; Kural olarak mütevaffanın ölümü nedeniyle eşi ve çocukları desteğini yitirmiş sayılır. Bu nedenle davacı çocuk için olay tarihinde cari TBK m. 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanacaktır.
Yine Kural olarak müteveffanın ölümü nedeniyle çocuğunun desteğini yitirmiş sayılır. Bu nedenle dava anne ve baba için olay tarihinde cari TBK m. 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanacaktır.
Paylaşım Tablosu; Müteveffa tahminen bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi 25 yaşında evleneceği ve 2’şer yıl ara ile asgari 2 çocuğu olacağı kabul ve varsayılarak gelirinin büyük bir kısmını kendi ihtiyacı ile muhtemelen eşi ve çocuğuna ve artanını da hak sahipleri davacı anne ve babasına ayıracak ve tahsis edecekti. Müteveffa evlenene kadar kalan kısımda anne-baba destekliği kazancının %50 olacak, evlendikten ve çocuğu/çocukları olduktan sonra gelirinin büyük bir kısmını ailesine ayıracaktır.Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlarda dikkate alınarak müteveffanın gelirinin aşağıdaki şekilde hak sahipleri arasında paylaştırılacaktır.
İndirime esas ödemelere ilişkin değerlendirilmesi; Dosya kapsamında davalı … şirketi tarafından anne ve babaya 15.11.2016 tarihinde toplamda 54.792,00 TL ödeme yapılmış olup, söz konusu tutarın rapor tarihine kadar işleyen faizi ile birlikte davacıların zararından tenzil edilecek olup, davacıların nihai zarar aşağıdaki gibidir.
Yine ara karar gereği rücuya tabi bir ödemenin olup olmadığının belirlenmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na verilen yazı cevabında rücuya tabi bir alacağın bulunmadığı belirtildiğinden ayrıca bir indirim söz konusu olmayacaktır.
Davacıların nihai zararı; anne …’nin nihai zararı 83.840,82 TL, davacı baba …’ın nihai zararı 77.244,79 TL’dir.
Temerrüt tarihi; Davalı … ŞİRKETİ Tarafından davacıya 15.11.2016 tarihinde anne ve baba toplam 54.792,00 TL bir ödeme yapıldığı görülmüştür. Bu ödeme davacı vekilinin dava dilekçesinde açık bir şekilde ortaya konulmuştur.
Davalı … Şirketinin sorumlu olduğu ve tazmin etmesi gerektiği bir meblağın varlığı tespit edildiği takdirde, tazminat Ödemesinin yapıldığı tarih olan 15.11.2016 tarihinde itibaren kardeşin destekliği konusunda değerlendirme; Dava konusu uyuşmazlıkta ölen … 05.10.1993 doğumlu olup 2016 kaza tarihinde 23 yaşınadır.
Davacı Kardeş … 20.06.2002 doğumlu olup, kaza tarihinde 14 yaşındadır, davacı kardeşin müteveffadan fiili bir destek gördüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Kardeşin kardeşe destekliği koşulları;
a) Kardeşin kardeşe destekliği için, eski Medeni Yasanın 315. ve 316. maddelerine ve yeni Medeni Yasa’nın 364.maddesine göre çok özel koşulların varlığı gerekmektedir.
b) Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, küçük çocuklar yalnızca anne ve babalarının varsayımsal (farazi) desteği olup, kardeşler yönünden varsayımsal desteklik söz konusu olamaz. Öte yandan ileri yaşlarda dahi kardeşin kardeşe destek olması için, yasalarda öngörülen özel koşullar bulunmalıdır.
c) Bunlardan başlıcaları, destek tazminatı isteyen kardeşin özel bakımı gerektirecek derecede sakat veya iyileşmeyen bir hastalığa yakalanmış bulunması ya da ayırtım gücünden yoksun, akıl ve sinir hastası olması, bunların ‘ dışında anne ve babanın ölmüş olması ya da çok yoksulluk içinde bulunmaları; buna karşılık desteklik edecek kardeşin, gerek parasal yönden ve gerekse yaşam koşulları içerisinde bakım gücünün ve olanaklarının bulunması gerekmektedir. Görüldüğü gibi, kardeşin kardeşe destekliği için çok özel koşullar bulunmalı ve bunlar kanıtlanabilmelidir.
Yargıtay kararları;
• Kardeşin kardeşe destekliği konusunda Yargıtay kararlarından birkaç örnek şöyledir: Kanunen kardeşin kardeşe destek olması, refah içinde bulunmasına ; bağlı olup, ölen kardeşin davacı kardeşlerine destek olacağının kabulü pek zayıf olasılık olduğundan tazminata hükmedilmesi doğru değildir. (11 .HD.29.01.1990 gün 89/6494 E. 90/294 K.) (Yasa H.D. 1991/9-1286,no:504
• Ölen işçinin kardeşlerine bakmakla yükümlü olmadığı ve esasen ana ve babalarının hayatta oldukları gözetilerek, kardeşlerin maddi tazminat isteklerinin reddi gerekir. (9.H.D.21.10.1993 gün 5054-14951) (Özel belgelik)
•Trafik kazasında ölen destek , kural olarak kardeşlerine bakmakla yükümlü değildir. Sağlığında zaman zaman yaptığı yardımları gerekçe göstererek, ölümünden sonra da destek olacağı şeklindeki yorumla tazminata hükmetmek doğru değildir. Zira bir kimseyi destek haline getiren yardımlarda, düzenlilik ve devamlılık öğelerinin aranması esastır.(4.HD.28.05.1998, 1453-4085) (Yasa HD. 1999/7-864,no:400)
•Ölen kardeşin, refahta bulunduğunun ya da ilerde bulunacağının kanıtlanması gerekir. Ölen çocuğun olay tarihindeki yaşı itibariyle kardeşlerine henüz gerçekten yardımda bulunabilecek bir yaşta olmamasına ve kanuni nafaka yükümlülüğünün, yükümlünün refah halinde bulunması şartına bağlı olmasına ve çocuğun ilerde kazanacağı tahmin edilen gelirin miktarı itibariyle refah halinde bulunacağı kesin olarak anlaşılamamasına göre, kardeşler yararına maddi tazminata hükmedilmiş bulunması yasaya aykırıdır.(4.HD.09.01.1957, 4590-1129 (Karahasan , Tazminat Davaları, 1976, sf.674)
•Bir ağabeyin, küçük kardeşinin erginlik çağına kadar ona bakması temeldir. Ne var ki, erginlik çağından sonra, destek olduğu iddia edilen ağabeyin, refah içinde bulunduğunun kanıtlanması gerekir. B.K.45 gereğince maddi tazminata hükmedilebilmesi için, ölenin askere alınmasından önce kardeşine yardım etmekte olduğunun ispat edilmesi şarttır. Hastalık gibi özel bir sebep olmadıkça, bir ağabeyin küçük kardeşine erginlik çağına kadar bakması esas olduğundan, küçük kardeş lehine erginlik çağından sonrası için tazminata hükmedilebilmesi, ancak büyük kardeşin refah halinde olması, küçük kardeşine bakabileceğinin veya nafaka hükümlerince bakmakla yükümlü bulunacak olduğunun ispat edilmesine bağlıdır. (HGK. 26.10.1960, 256 E. 257 K.)
•Erkek kardeşin, kız kardeşinin desteği olduğunun kanıtlanması gerekir. Davacı, ölenin kız kardeşi olup evli bulunmaktadır. Davacı kanunen kız kardeşine bakıp gözetmekle yükümlü olmadığı gibi, bu ödev davacının kocasına aittir. Öte yandan davacının yardıma muhtaç olduğunu ve ölenin kendisine düzenli şekilde fiilen yardım ettiğini ispatlaması gerekir. Bu hususta köy muhtarının düzenlediği ilmühaber ve jandarmanın verdiği cevap, HMUK. açısından başlı başına bir delil : sayılamaz. Kaldı ki, davacının ve ölen ağabeyinin ayrı ayrı yerlerde oturduklarının anlaşıldığına ve olayların olağan akışına ve yaşam deneyimlerine göre ölenin yardımlarının posta aracılığı ile gönderilmesi gerektiği halde bu hususun davacı tarafından iddia ve ispat edilmemiş olmasına ve ayrıca ölenin aylık kazancına göre bir bölümünü kız kardeşine ayırması mümkün bulunmamasına göre, davacının destekten yoksun kalma tazminatı isteğinin reddine karar verilmelidir.(15.HD.09.05,1975, 2464-2494)
•Erkek kardeşin, kız kardeşinin desteği olduğunun kanıtlanması gerekir.Davacı, ölenin kız kardeşi olup evli bulunmaktadır. Davacı kanunen kız kardeşine bakıp gözetmekle yükümlü olmadığı gibi, bu ödev davacının kocasına aittir. Öte yandan davacının yardıma muhtaç olduğunu ve ölenin kendisine düzenli şekilde fiilen yardım ettiğini ispatlaması gerekir. Bu hususta köy muhtarının düzenlediği ilmühaber ve jandarmanın verdiği cevap, HMUK. açısından başlı başına bir delil sayılamaz. Kaldı ki, davacının ve ölen ağabeyinin ayrı ayrı yerlerde oturduklarının anlaşıldığına ve olayların olağan akışına ve yaşam deneyimlerine göre ölenin yardımlarının posta aracılığı ile gönderilmesi gerektiği halde bu hususun davacı tarafından iddia ve ispat edilmemiş olmasına ve ayrıca ölenin aylık kazancına göre bir bölümünü kız kardeşine ayırması mümkün bulunmamasına göre, davacının destekten yoksun kalma tazminatı isteğinin reddine karar verilmelidir.(15.HD.09.05.1975, 2464-2494) (Karahasan, age., sf. 673) şeklinde görüş bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dava konusu olayda davalı sürücü …’nun %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacıların murisi yaya …’un olayda kusursuz olduğu, dava dışı sürücü …’nın olayda kusursuz olduğu, dava konusu kazanın 19/05/2016 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle ve davaya konu aracın davalı … şirketi tarafından 25/11/2015-25/11/2016 tarihleri arasında sigortalandığı dikkate alındığında yeni genel şartların dosya kapsamında uygulanacağı, davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek zarardan tenzil edildiği, davacı kardeşin fiili bir şeklide müteveffanın desteğinden yararlandığına dair bir bilgi ve belge bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmadığı, davacı anne …’nin bakiye destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 71.359,99 TL, davacı baba Kasım’ın bakiye destekten yoksun kalma tazminatı tutarının ise 66.057,84 TL olduğu, davalı … şirketi tarafından tazminat ödemesinin yapıldığı tarih olan 15/11/2016 tarihinde ve diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 19/05/2016 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği davacı tarafça davalıya bedel arttırım dilekçesinde yasal faiz talep edildiği anlaşılmakla davacının davasının davacı … yönündeki maddi tazminat davasının reddine, … için 66.057,84 TL ve … için 71.359,99 TL tazminat olmak üzere toplam 137.417,83 TL’nin davalı … şirketi yönünden 15/11/2016 tarihinden itibaren ve diğer davalılar yönünden 19/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (kazaya sebebiyet veren aracın kullanım amacının hususi olduğu gözetilerek yasal faize hükmedilmesi kanaatine varılmıştır.) ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Müteveffanın meydana gelen kazada kusursuz olduğu, müteveffa …’in kaza tarihinde 23 yaşında olduğu, müteveffanın açık öğretim lisesinde öğrencisi olduğu, kuyumcuda modelist kalemkar olarak çalıştığı, davacı anne …’un ev hanımı olduğu, davacı baba …’un kaza tarihinden işçi, dava tarihinde malulen emekli olduğu, kardeş …’un ise ortaöğretimde öğrenci olduğu, davalı …’ın ceza dosyasındaki beyanına göre minibüs şoförlüğü yaparak aylık 1.500 TL geliri olduğunu beyan ettiği, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 10/01/2017 tarihli tutanağına göre davacı …’un emekli olduğu, aylık 1.200 TL gelirinin olduğu, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 11/01/2017 tarihli tutanağına göre davalı sürücü …’ın 1.500 TL gelirinin olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla taraflara ait tüm bu sosyal ekonomik durumlar gözetilerek davacı baba Kasım için 75.000 TL davacı anne … için 75.000 TL davacı kardeş … için 35.000 TL olmak üzere davacılar yararına toplam 185.000 TL manevi tazimat takdir edilmiş olup davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL ve … için 35.000,00 TL olmak üzere toplam 185.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının davacı … yönündeki maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-… için 66.057,84 TL ve … için 71.359,99 TL tazminat olmak üzere toplam 137.417,83 TL’nin davalı … şirketi yönünden 15/11/2016 tarihinden itibaren ve diğer davalılar yönünden 19/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
3-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL ve … için 35.000,00 TL olmak üzere toplam 185.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 22.024,36 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 859,00 TL + 465,95 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.324,95 TL’den mahsubu ile bakiye 20.699,41 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı ….’nin bakiye 8.062,06 TL harca kadar müştereken ve müteselsilen sorumlu olmasına)
3-Davacı tarafından yatırılan 859,00 TL peşin harç ile 465,95 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.324,95 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından maddi tazminata ilişkin olarak yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.923,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 17.004,69 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 21.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalılar … tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 9.250,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı … tarafına verilmesine,
8-Davalı … tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen maddi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsil edilerek davalı … tarafına verilmesine,
9-Davalı …. tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen maddi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsil edilerek davalı … tarafına verilmesine,
9-Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından manevi tazminat talebine ilişkin olarak sosyal ekonomik durumunun araştırılması amacıyla yapılan 8,40 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 0,84 TL yargılama giderinin davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.18/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸