Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/404 E. 2021/547 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/404 Esas
KARAR NO : 2021/547

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak – İtirazın İptali davasında yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ana davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davah arasında 30.12.2016 tarihinde iletişim sistemleri satış sözleşmesi (… markalı telefon hattı santrali kurularak teknik hizmet ile birlikte yıllık bakım sözleşmelerini kapsamakta) imzalandığını, ancak davalı sözleşmeye aykırı teslim süresini 8 ay gecikmeli olarak ifa ettiğini, sistem geç kurulmuş ve müvekkilin zararı oluştuğunu, davalı şirket sözleşmede belirtilen özellikleri müvekkile sunmadığını, teknik olarak servis hizmeti sunmadığı ve konusunda uzman 3. bir şirketi müvekkile önermiş ve şirket sistemin aktif ve düzenli çalışması için 53.390+KDV ile her yıl 4.500 USD+KDV bakım hizmeti fiyat teklifinde bulunduğunu, her türlü zarar talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla, Sözleşmenin geç ifa edilmesi nedeniyle oluşan zarar ile borcun gereği gibi ifa edilmediği için 5,000 TL tazminatın, sözleşmenin fesih edilmesi belirtilerek TBK227. Md. Gereği satılan fatura bedelinin 100.000 TL nin ödenmesi nedeniyle kalan ödenememiş bedelden ayıp oranında indirim talebinin kabulü ile yargılama masrafları ile vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Ana davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı sözleşmeye aykırılık iddiasıyla aiacak davası açmış ancak sözleşme konusu 200.000 TL bedelli işlem olup davacı 100.000 TL ödeme yaptığını, bakiye alacak için icra takibi yapıldığını, öncelikle davanın … 18. ATM.’nin … esas sayılı dosyasındaki tarafları ve konusunun aynı olması sebebiyle birleştirilmesini talep ederek haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, Video Konferans sistemleri, Kablolu-Kablosuz … ve yapısal kablolama hizmetleri temel alanlarında müşterilerine hizmet veren bir şirket olduğunu, müvekkilinin davalıya 200.000,00-TL tutarında mal ve hizmet verdiğini, müvekkiliin bahse konu iş sebebiyle davalıdan 26.12.2016 tarihinde 50.000 TL, 25.07.2017 tarihinde 30.000 TL, 19.09.2017 tarihinde de 20.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL ödeme aldığını, ancak davalının tebliğ ve teslim aldığı 30.12.2016 tarihli 200.000 TL bedelli faturaya itiraz etmemesine rağmen 100.000 TL’lik bakiye borcunu ödemeye bir türlü yanaşmadığını, bu sebeple … 4. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla 30.12.2016 tarihli fatura bedelinden kalan bakiye alacakları için davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının ise borcunu kapatmak yerine ödeme emrini tebliğ aldığı gün müvekkili aleyhine ihtarname keşide ettiğini ve bilahare de icra takibine itiraz ederek kötü niyetini sergilediğini, bunun üzerine davalıya … tarihli … yevmiye sayılı cevabi ihtarname keşide edilerek borcu ödememek için gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan asılsız isnatlarda bulunduğunu ve lehine delil ihdas etme peşine düştüğünden bahisle borcu kapatması için son kez süre verildiğini ancak davalı son kez verilen sürede de borcunu kapatmadığını, davalının tebliğ ve teslim aldığı, itiraz etmeyerek münderecatını kabul ettiği ve hatta 100.000,00- TL’lik kısmını da ödediği faturaya dayalı bakiye alacaklarını inkâra kalkışmasının haksız ve yersiz olduğunu, davalı itirazında taraflar arasında sözleşme imza edildiğini, 100.000 TL’sinin ödendiğini, bakiyenin ise; fatura konusu hizmetin geç ifa ile zamanında sunulmayarak vaad edildiği şekilde yerine getirilmemesi ve kötü hizmetten zarar görmesi sebepleriyle borcunun bulunmadığını ileri sürdüğünü, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, davalının, sanki müvekkili ile imza ettiği bir sözleşme varmış gibi sunulan beyanları kabul etmediklerini, davalının, müvekkilini sözleşmesel yükümlülük altına sokma gayretlerinin tamamen yersiz ve geçersiz olduğunu, anılan sebeple geç ifa ve kötü ifa itirazlarının hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu, nitekim davalı için hazırlanan CRM uygulaması davalının satın aldığı bir özellik olmamasına rağmen davalının isteği doğrultusunda ücretsiz olarak bu uygulama da davalıya hazırlanıp sunulduğunu ve bu uygulama doğrultusunda defalarca davalı istekleri doğrultusunda değişiklikler yapıldığını, davalının ihtarında yer alan ayıp oranında indirim ya da ürünlerin iadesi taleplerinin haksız yersiz ve tamamen kötü niyetli olduğunu belirterek, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
taraflar arasında 30.12.2016 tarihli İletişim Sistemleri Satış Sözleşmesi imzalandığını, ancak; davacı şirketçe geç ifa ile birlikte sözleşme ile yükümlendiği edimlerini kötü ifa ederek müvekkilinin zararının oluşması nedeniyle zarar tazmini ile birlikte; sözleşmenin feshi ve feshe bağlı sonuçlar bakımından TBK’nun 227. maddesi uyarınca seçimlik haklarını kullandığı … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasından Alacak davası ikame ettiğini, dava tarihinin işbu davadan önceki tarihli olduğunu, öncelikle davanın esasına girilmeksizin işbu dosyasının yukarıda esas numarası belirtilen dosya ile birleştirilmesi gerektiğini, usule ilişkin ise, zamanaşımı itirazlarının mevcut olduğunu, itirazın iptali davasına dayanak 30.12.2016 tarihli toplam 200.000,00-TL tutarındaki faturanın 100.000,00-TL sinin müvekkili tarafından ödendiğini, bu hususun taraflar arasında tartışmasız olduğunu, ancak taraflar arasında sözleşmenin ifasının imza tarihinden itibaren tam 8 ay sonra başlaması ve sözleşme konusu hizmetin vaad edildiği şekilde yerine getirilmemesi ve son olarak hizmetin başka bir şirket tarafından alınması gerektiği, sözleşme konusu olan … marka sistem konusunda Davalı Şirket’in uzman olmadıklarına dair durumun anlaşılması üzerine başlayan mailleşmeler sonucunda müvekkili şirketin konusunda uzman … firması ile görüşmesi gerektiğinin belirtildiğini, … firmasınan da müvekkili şirkete anılan hizmetin sunumu için ödemede bulunması gerektiğine dair yüksek tutarda teklifte bulunduğunu, bu durumlar olurken davacı şirketin müvekkili şirkete yönelik olarak haksız ve kötüniyetli bir şekilde icra takibi başlattığını, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davasını işbu davadan çok önce ikame edildiğini, müvekkili şirketin bir yandan zarara uğrarken bir yandan da başka bir firma ile sözleşme yapmak zorunda bırakılması ve son olarak davacı şirket tarafından icra takibi tehdidi altında kalması ve bakiye 100.000,00 TL alacak bakımından kendi hakkını korumak adına davacı şirkete karşı dava açmak zorunda bırakıldığını belirterek, davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu … 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı tarafın taraflar arasındaki 30/12/2016 tarihli iletişim sistemleri satış sözleşmesi gereğince ilgili marka telefon hattı santralinin kurularak teknik hizmet ile birlikte yıllık bakım hizmetlerinin davalı tarafından geç ve kötü ifa edildiği, bu nedenle şimdilik 5.000 TL’lik tazminatın davalı şirketten tahsili talebiyle ayıplı ifa nedeniyle sözleşme gereğince ödenecek miktardan 100.000 TL’nin indirilerek ayıp oranında indirimin talebine ilişkin alacak davasıdır.
Birleşen İstanbul 18 ATM.’nin 2018/442 Esas, 2018/1169 Karar sayılı dosyada; birleşen dava davacısı ana dava davalısı …’nin ana dava davacısına karşı açmış olduğu, taraflar arasındaki bakiye kalan 100.000 TL fatura alacağının işlemiş faiziyle birlikte icra takibine konulması üzerine ana dava davacısı borçlunun takibe konu fatura nedeniyle fatura konusu hizmetin geç ifası ve kötü ifası nedeniyle borçlu olmadığından bahisle borca ve ferileri üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama devam ederken davacı vekili tarafından ibraz edilen 18/06/2021 havale tarihli beyan dilekçesi ile taraflar arasında yapılan protokol kapsamında karşılıklı olarak anlaşılmış olduğundan huzurdaki davadan feragat ettiğini bildirerek yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirdiği, davalı vekili ise 18/06/2021 havale tarihli beyan dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan protokol kapsamında karışılıklı olarak anlaşılmış olduğundan davanın feragat ettiğini bildirerek yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 309. maddelerinin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nıın 310. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Taraf vekillerinin vekaletnamelerindeki yetki durumu incelendiğinde, davadan feragate yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de HMK’nın 310. Maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Ana davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL + 1.878,52 TL tamamlama harcından oluşan toplam 1.963,91‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.904,61‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Talep gibi taraflarca yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
-Talep gibi taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-Birleşen davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.240,67 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.181,37 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Talep gibi taraflarca yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
-Talep gibi taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”