Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/397 E. 2018/1311 K. 31.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/397 Esas
KARAR NO : 2018/1311

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 31/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 27/11/2017 tarihli dava dilekçeside; müvekkilinin davalı şirket … A.Ş de %10,51 oranında pay sahibi olduğunu, … Okulları A.ş. nin %99,98’ine sahip olduğunu, şirketin tek ticari faaliyetini … okullarının oluşturduğunu, … Eğitimin tüm malvarlığı ve aktifinininde … Okulları Olduğu, şirket bilançosunda görüldğünü, bu yargılama sonucunda verilecek hüküm kesinleşinceye kadar ileri doğması muhtemel telafisi imkansız zararların önlenmesi amacı ile 6100 sayılı HMK nın 391. Maddesi ve devamı uyarınca öncelikle teminatsız olarak, aksi halde mahkememizce belirlenecek teminat mukabilinde, TTT 376/2 ve TTK 553 maddeleri gereğince davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına, bu yargılama sonucunda veriecek hüküm kesinleşinceye kadar ileride doğması muhtemel telafisi imkansız zararların önlenmesi amacı ile 6100 sayılı HMK nın 391 ve devamı uyarınca öncelikle teminatsız olarak, aksi halde mahkememizce berilenecek teminat mukabilinde, TTK 376/2 ve TTK 553 maddeleri gereğince şirketi borçlandıracak hukuki işlemler yapılmasının ve şirketin mal varlıklarının satılmasının yasaklanmasına yönelik Yönetim Kurulu üyelerinin şirketleri temsil yetkisinin tedbiren sınırlandırılmasına, aynı veya birbirine benzer nedenlerden doğmuş olması ve biri hakkında veriecek olan kararın diğerini doğrudan etkilecek olması nedenleri ile 6100 sayılı HMK nın 166. Maddesi kapsamında ilk açılan … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile birleştirilmesine, TTK 376/2 maddesinde öngörülen tedbirleri almayan davalı … Eğitim Hizm. A.Ş. Nin kendiliğinden feshedilmiş olduğunun tespitine ve TTK nun 553. maddesi kapsamında tasfiye işlemlerinin başlatılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 03/10/2018 havale tarihli cevap dilekçesinden özetle; müvekkili şirketin zorunlu olarak TMS uygulamasına tabil şirketler arasında yer almadığından dolayı konsolide mali tablo düzenleme zorunluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkili şirketin sermayesinin kaybedip kaybetmediğinin tespitini münferit bilançodan değil, konsolide bilanço üzerinden yapılması talebinin doğru olmadığını, davacının, müvekkili şirketin sermayesinin 2/3’ünü kaybettiği yönündeki iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca davacı tarafça açılan … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan davada alınan bilirkişi raporunda da mezkur davanın ve dolayısıyla huzurdaki davanın haksızlığını kanıtlar nitelikte olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 2017/1056 Esas, 2017/965 Karar sayılı 30/11/2017 tarihli karar ile “…Davacının taraf sıfatının bulunmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine” dair karar verilmiş, mahkememizce verilen karar davacı vekilinin itirazları dolayısıyla istinaf incelemesi sonucu verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2018/101 Esas, 2018/323 Karar sayılı, 29/03/2018 tarihli ilamı ile “…HMK. m. 353/1.a.4 uyarınca, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine…” dair verilen karar gereği dosya resen ele alınarak esas defterinin 2018/397 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 28/12/2018 havale tarihli dilekçesi ile mahkememizde görülen davadan taraflar arasında imzalanan 27/12/2018 tarihli “Pay Senedi Devri ve Sulh Sözleşmesi” kapsamında sulh olunduğu için işbu davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 28/12/2018 havale tarihli dilekçesi ile davacı tarafça sunulan feragat beyanı karşısında yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını ve davacı tarafın feragat beyanı doğrultusunda karar verilerek işlem yapılmasını talep etmiştir.
Davadan feragat HMK. nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde, davadan feragate yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de HMK. nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Feragat bildirimi de HMK. nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 4,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Talep edilmediğinden taraflar yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/12/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır