Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/353 E. 2018/1081 K. 02.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/353 Esas
KARAR NO : 2018/1081

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Bostancı şubesi nezdinde borçluları dava dışı … Tic. Ltd. Şti., …. Ltd. Şti. İle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kefiller davalı … ile … arasında 06/05/1998 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine borçlulara … 14. Noterliğinin … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilderek borcun ödenmesinin talep edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla … 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, daha sonra davalılara tebligat işlemleri tamamlandıktan sonra yeniden … 26. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalıların itirazları üzerine takibin durdurulduğunu, davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılma masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermedikleri ancak davalı asil … duruşmaya katılarak sözlü beyanında icra dosyasındaki itirazlarını tekrar ettiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı bankanın genel kredi sözleşmesine dayalı alacağını takibe koyması üzerine davalıların borca ve feriilerine itirazla birlikte borcun zamanaşımına uğradığı ve borçların ödendiği ve faiz oranının çok yüksek olduğu iddiası ile itirazları üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve bunu değiştiren tüm kanunlar, bu Kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler hariç olmak üzere yürürlükten kaldırılmış; 5411 sayılı Kanun, 5472 sayılı Kanunla değişikliğe uğrayarak, bu değişiklik 14.03.2006 tarih ve 26108 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun; 138/4. maddesinde; “Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz.” Geçici madde 13’te; “Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda (Tasfiye Hâlinde … dâhil) 26.12.2003 tarihinden önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ya da yeniden yapılandırma şartlarını ihlal edenler ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller, taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak tesisine ilişkin sözleşmeden doğan hakların da, diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan arî hakları aleyhine olmamak üzere Fon alacaklarının tahsiline ilişkin 123, 134, 136, 137, 138, 140, 142 ve 165 inci madde hükümleri, tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası şartı aranmaması, tüzel kişilerin kanunî temsilcileri ile borçlu ve borçla diğer ilgililerin yurt dışına çıkmasını yasaklama dahil bankalarınca uygulanır.” Geçici madde 16’da; “Bu kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda fon lehine getirilen hükümler makable şamildir.” Hükümleri yer almaktadır.(Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2017/4310 E 2017/10222 karar Sayılı ilamına göre)
4389 sayılı Bankalar Kanununun 14/5-d maddesi 12.05.2001 tarihli ve 4672 sayılı ve daha sonra 12.12.2003 tarihli ve 5020 sayılı kanunlarla değiştirilerek, “Bankalar ile fon ve bankaların iflas idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür…” şeklini almıştır. Madde metnindeki “bankalar” ifadesi 4672 sayılı Kanun ile eklendiğinden bankalar ile fon ve bankalarının İflas İdaresi tarafından açılacak hukuk davalarının çözüm yerinin yasada belirtilen ticaret mahkemeleri olacağı kabul edilmişse de daha sonra yürürlüğe giren 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesi; “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesinde bakılır, o yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.” hükmünü getirmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanununda 4672 sayılı Kanun ile eklenen “Bankalar” sözcüğü yasa metninden çıkarıldığına göre, yasa koyucunun ihtisaslaşma sağlanarak hükümlerde doğruluk ve yargılamaya hız kazandırmak istemiş olduğu anlaşılmakla, sadece “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına birden çok asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde l ve 2. Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakacağı sonucuna ulaşılır. Ancak 4672 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde göreve ilişkin 4389 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasına 4672 sayılı Kanun ile eklenen (d) bendi hükmünün bu Kanunun yürürlüğünden önce açılan davalar bakımından uygulanmayacağı belirtilmiştir. 4672 sayılı kanununun 16. maddesine göre yürürlük tarihi 12.05.200l’dir. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2015/6183 Esas 2015/10008 Karar sayılı İlamına göre)
Tasfiye Halinde T. Emlak Bankası tarafından 06/05/1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak müşterek müşteselsil kefiller aleyhine itirazın iptali davası kanunun yürürlük tarihi olan 12/05/2001 tarihinden sonra açılmış olduğundan davaya bakmakla görevli olan Mahkemeler İstanbul 1. veya 2. Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan Mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul 1. veya 2. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzii edilmek üzere gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin REDDİNE,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE veya İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere gönderilmesine,
3-HMK.’nın 331. maddesi uyarınca vekalet ücreti, yargılama, harç ve giderleri konusunda bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asil …’nın yüzlerine karşı diğer davalı …’nın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”