Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/327 E. 2020/644 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/327 Esas
KARAR NO : 2020/644

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2015
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 21/01/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle: davalıların … A.Ş ortak girişim oluşturma suretiyle … Müdürlüğünün … İli Atık Su Tesisinin kurulması ihalesine katıldıklarını, ihaleyi aldıklarını ve sözleşmeyi imzalayarak işe başladıklarını, müvekkili şirketin bu ortak girişimin alt taşeronu olarak bu projede mal ve hizmet satışında bulunduğunu, sonuç olarak mal ve hizmet satışına karşın alacağını tahsil edemediğini, bu ortaklığın tüzel kişiliğinin olmadığını ancak belirli bir işin yapılması için sözleşme ile kurulan bir nevi adi ortaklık olduğunu, iş ortaklığının dava ehliyeti olmadığından ortaklığı oluşturan ortakların tamamına iş bu davanın ikame edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan hizmet ve mal satışından doğan tüm borçlardan ortaklığı oluşturan tüm şirketlerin sorumlu olduğunu bildirerek; fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 800.000,00 TL tutarındaki alacağın mal ve hizmetin teslim edildiği andan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılar vekili vermiş olduğu 18/02/2015 tarihli dilekçesinde özetle: davacı tarafın dava dışı …Tic A.Ş ile çeşitli iş ilişkilerinde bulunduğunu, sözleşme yapıldığını ve faturaların tanzim edilerek karşılığında ödemeler ve kıymetli evraklar alındığını, müvekkili şirketlerin iş bu davaya kadar davacı şirketle hiçbir sözleşme ya da iş ilişkisi olmadığını, taraflarına bugüne kadar davacı yandan herhangi bir bildirim talep iletilmediğini, davacı yanın dava konusu sözleşmeyi dava dışı … A.Ş ile imzaladığını, dava dışı şirket aleyhine takibe giriştiğini, bu nedenle de alacağı iflas masasına dava dışı şirketten olan alacağı olarak yazdırdığını, davaya konu edilen sözleşme, fatura ve bunlar nedeniyle verildiği ifade edilen çek ve bonoların müvekkili şirket tarafından verilmediği gibi ayrıca müvekkili şirket açısından da zamanaşımına uğradıklarını , davacının dava dışı şirket müflis … A.Ş ile imzalamış olduğu sözleşme nedeniyle aralarında oluşmuş herhangi bir ilişkinin müvekkili şirketi bağlamadığını bildirerek; öncelikle davanın yetkisizlik, husumet eksikliği ve zamanaşımı nedeniyle reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın mahkememizce yapılan yargılaması neticesinde verilen 2015/626 Esas, 2017/413 Karar sayılı 25/05/2017 tarihli karar ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu ihtilafsız olduğu, davacının, ortak girişim ile Koski arasında düzenlenen ana sözleşme şartlarını sağlar şekilde taşeronluk sözleşmesi ile yükümlendiği edimlerini yerine getirdiği, projenin 8 adet teleskopik vananın imal ve montajı kısmına ilişkin bölümünün 07/08/2008 tarihinde, manuel 32 adet kapının imaline ilişkin bölümünün de 12/01/2009 tarihinde … Büyükşehir Belediyesi … Genel Müdürlüğü tarafından onaylandığı, davacı taşeronun iş sahibi … tarafından onaylanan işlere dair ücretini alamadığı iddiası ile alacak davası açtığı, alacağına dayanak faturaların 2008 ve 2009 yıllarına ait olduğu, işin bitirilip teslim edildiği tarihlerinde 2008 ve 2009 yılları olduğu, davacının alacak davasını 02/02/2015 tarihinde açtığı, davacının BK nun 126/4 . maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davasını 02/02/2015 tarihinde açtığı, son kabulün 12/01/2009 tarihinde yapıldığı, davacının bu tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde davasını en geç 12/01/2014 tarihinde açması gerekirken 02/02/2015 tarihinde açtığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 2015/626 Esas, 2017/413 Karar sayılı, 25/05/2017 tarihli karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup, davacının istinaf taleplerinin değerlendirilmesi açısından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi Başkanlığınca verilen 2017/1300 Esas, 2018/4 Karar sayılı 16/01/2018 tarihli ilamı ile “Taraflar arasındaki 01/06/2008 tarihli sözleşmenin 3.3. maddesinde sözleşme konusu işin davalı ile dava dışı idare arasındaki ana sözleşme ve eklerine bağlı ve uygun olarak yapılacağı ve yine aynı sözleşmenin 22 ve 23. maddelerinde işin kabulü ve kesin teminat garanti süresinin davalı yüklenici ile dava dışı idare arasındaki ana sözleşmedeki usul ve sürelere tabi bulunacağının anlaşılmasına göre, davalı ile dava dışı idare arasında geçici (01/03/2010) ve kesin kabul tarihleri (01/03/2011) dikkate alındığında dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmasına göre, davanın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen karar hatalı olduğu…” gerekçesi ile mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi Başkanlığınca verilen 2017/1300 Esas, 2018/4 Karar sayılı 16/01/2018 tarihli ilamına uyularak yargılamaya mahkememizin 2018/327 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
… 2. ATM’nin … Esas, … Karar sayılı, 30/03/2015 tarihli kararı ile davalılar ve dava dışı iflas ettiği bildirilen … A.Ş arasında adi ortaklık ilişkisinin varlığının sabit olduğu, ortaklar arasındaki iç sorunun kötü niyet yoksa iyi niyetli 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceği dava dışı adi ortaklardan … A.Ş ile davacı arasıda 01/06/2008 tarihinde taşeron sözleşmesinin akdedildiği, taşeron sözleşmesinin adi ortaklığın tüm ortaklarını bağladığı sözleşmenin 28/1. maddesinde de ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, kesin yetki hükmü gereğince yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davalılar tarafından davacı ile … Atık Su İnşaatının yapılmasına ilişkin taşeron sözleşmesinin … A.Ş tarafından imzalandığı, bu sebeple kendilerine husumet düşmeyeceği iddiasında bulunulmuştur.
… Atık Su Arıtma Tesisi ihalesine ait olan ana sözleşme getirtilmiş yapılan incelemesinde; … Atık Su Arıtma Tesisinin anahtar teslimin inşaat ve montajının yapılması ile yeni inşa edilen tesisin 12 ay süresince zorunlu 36 aya kadar opsiyonel işletmesinin yapılması ortak girişimi oluşturan davalılar …. ve dava dışı … A.Ş tarafından yüklenildiği ve sözleşmede ortak girişimin yüklenici olarak anıldığı görülmüştür.
BK.’nun 520. maddesinde tanımlandığı üzere adi ortaklık iki veya daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için güçlerini ve araçlarını birleştirmeye sözleşme uyarınca söz verdikleri bir şahıs birliğidir. Adi Ortaklık gerçek kişler arasında kurulabileceği gibi bir veya daha çok gerçek kişi ile ticaret şirketi arasında da kuralabilir. Özellikle büyük inşaat işlerinde eserin ortaya çıkarılabilmesi için birden fazla yüklenicilerin kurdukları adi ortaklığa konsorsiyum ortaklığı denmekte olup, konsorsiyum ortakları ve ortak girişimler birlikte akdettikleri eser sözleşmelerinden kendileri için doğan borçlardan aksi kararlaştırılmadıkça müteselsilen sorumlu olurlar. Davacı ile … Atık Su Kanalizasyon İnşaatının … Su ve Kanalizasyon idaresi ile ortak girişim arasında imzalanan sözleşmeye uygun şekilde yapılmasına ilişkin olarak ortak grişimi oluşturan şirketlerden … İnş. ve Tic. A.Ş arasında Taşeronluk Sözleşmesi akdedilmiştir. Adi ortaklığı oluşturan şirketlerden birinin yapmış olduğu sözleşme dış ilişkide adi ortakların tümünü bağlayacağından davalıların husumet itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyamız … İnşaat A.Ş.’nin ticari defterlerinin ve kayıtlarının … 3. İflas Dairesinin … Esas sayılı dosyasında bulunduğu anlaşılmakla, dava dışı müflis şirkette tutulan ortak girişim kayıtlarının ve davacı şirketin 2008/2009/2010/2011/2012 yıllarının ticari defterlerindeki kayıtların incelenerek davacının faturalarının kayıtlı olup olmadığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespit edilerek rapor düzenlenmesi yönünde mahkememizce resen tayin edilen Mali Müşavir …’e tevdi edilmiş, bilirkişi; davacının müflis şirket ile davaya konu … Projesi dışında …, …, … Proje Çalışmaları mevcut olduğu ve 2009 yıl sonu itibariyle 925.717,96 TL, 2010 yıl sonunda 908.716,95 TL alacaklı kaldığı, iflas idaresinde bu alacağının 889.511,10 TL’sinin kabul edildiği, Müflis şirket kayıtlarında davacıya ödeme olarak verilen çeklerin karşılıksız kayıtlarının yapılmamasından kaynaklı rapor içerisinde ayrıntıları verilen farklı tutardaki davacı alacağının 79.798,33 TL olduğu görülmüş ise de tespiti yapılan durum karşısında davacıda tespit edilen tutarda davacının alacaklı olduğu sonucuna varılarak davacının adi ortaklığa konu … Projesinden kaynaklı 555.728,20 TL’lik tutarın çek tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilinin talep edilebileceği hususlarını 19/06/2019 tarihinde rapor etmiştir.
Davacı adi ortaklık ile akdetmiş olduğu taşeronluk sözleşmesi kapsamında yapmış olduğu iş bedelinin tahsilini talep etmektedir. Adi ortaklık adına hareket eden ortak dava dışı müflis … Davacı tarafın … Atıksu arıtma tesisi işine ilişkin alacağını oluşturan faturaların … ticari defterlerinde 118.984 TL ve 457.777,88 Euro karşılığı olmak üzere 1.031.986,30 TL olarak kayıtlı olduğu, davacı tarafından sistem yapıdan almış olduğu ödemelerin hangi projeye ait olduğunu gösterir listenin sunulduğu, bu listede yer alan çek ve senetlerin … tarafından kayıtlara alındığı ayrıca … işine ait olduğuna dair ayrışım notu bulunduğu, davacının alacağı karşılığında pilot ortak …’nın vermiş olduğu çek ve senet ödemelerinin davacıda kayıtlı olduğu davacıya 55.728,20TL tutara karşılık gelen çek ve senet bedelinin ödenmediği dava dışı müflis şirket tarafından da iflas masasına sunulan beyanda davacıya ödenmeyen tutarların kabullerinde olduğunun bildirildiği, davacı ve müflis şirket yardımcı kayıt ve dayanak belgelerindeki açıklamalardan davacının alacaklı kaldığı tutarların davalıların iş ortaklığına ait iş sebebiyle verilen çek ve senetler olduğu, 88.000 TL tutarında çek ve senet ile 221.000 Euro tutarında kayıtlanan TL karşılığı toplam 555.728,20 TL’lik çek ve senede karşılık davacının alacağının bedelinin ödenmediği bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi içeriğinde; bilirkişinin, müvekkilinin adi ortaklığa yaptığı işler ve adi ortaklıkta vaki alacağının tespitinin yerinde olduğunu, dava tarihi itibarıyla Euro’nun TL cinsinden değerinin 3,221 TL olduğunu, bunun 221.000 Euro ile çarpılması sonucunda ( 221.000*3,221 = 709.000 TL +88.000 = 797.000TL) 797.000 TL alacağı olduğunu, dava değerinin bu miktar üzerinden tespit edildiğini, dava tarihi itibarıyla müvekkili şirketin davalıdan 797.000 TL alacağı bulunduğunu bildirmiştir.
Davacı tarafından … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunduğu dilekçesinde alacağının yekünün 800.000 TL olduğu, temerrüde ilişkin davalılara ihtarı olmadığı davalıların dava tarihi itibariyle temerrüde düştüklerini kabul ettiğini bildirmiştir. Davacının bu beyanı doğrultusunda alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verlmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi uyarınca konusu para olan borcun ülke parasıyla ödeneceği, ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacaklının ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahip olduğu, ancak yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişinin bu kararından geri dönemeyeceği, somut olayda davacının davasını açarken alacağını 800.000 TL olarak belirlediği alacağını Türk Lirası üzerinden talep ettiği, tercihini Türk Lirası cinsinden kullandığı daha sonradan verdiği dilekçe ile 221.000 Euro alacağın dava tarihindeki kuru üzerinden bulunan hesaplama sonucunda alacak talebinde bulunamayacağı sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi neticesinde; davacının karşılıksız kalan 88.000 TL ve 221.000 Euro olmak üzere taraf kayıtlarında TL ve Euro toplamı olarak yer alan 555.728,20 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından alacağın TL cinsinden ödenmesinin istendiği, TBK’nun 99. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanan davacının bu talebinden dönemeyeceği, TBK 638 maddesi uyarınca adi ortaklıkta; Ortakların birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olacakları, alacaklının alacağını adi ortakların hepsinden talep edebilceği gibi birinden de talep edebilceği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, 555.728,20 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 555.728,20 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 37.961,79 TL nispi karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.366,20‬ TL peşin ve 12.295,80‬ TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 13.662‬,00 TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 24.299,79‬ TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 37.961,79 TL harç ile yine davacı tarafından yapılan toplam 2.420,8‬0 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.681,48 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 44.836,40 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın red edilen kısmı üzerinden hesaplanan 25.548,97 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/11/2020

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI
37.961,79 TL K.H.
13.662‬,00 TL P.H. VE TAMAMLAMA H.
24.299,79‬ TL İADE HARÇ

DAVACI YARGILAMA GİDERİ
2.000,00 TL B.KİŞİ
420,8‬0 TL POSTA
2.420,80 TL TOPLAM YARGILAMA

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E İMZA ile imzalanmıştır.