Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/306 E. 2021/819 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/306 Esas
KARAR NO : 2021/819

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 16/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması, Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizde görülmekte olan 2017/107 E sayılı dosyada davacı … Tarafından davalı … A.Ş aleyhine açılan davada; 2012 tarihinden dava tarihi olan 2017 tarihine kadar 5 yıllık kar payının ödenmesinin talep edildiği, yargılama devam ederken … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında davacı … elektrik .. AŞ tarafından davalı … aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizin 2017/347 e sayılı dosyası ile birleştirildiği, mahkememizce … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve …karar sayılı dosyasının bu dosyadan tefrikine karar verilerek 2018/306 Esas sayılı dosyanın esasına kaydedildiği, yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilirken, … 12. ATM … E sayılı … karar sayılı davacısının … davalısının … Tic. A.Ş. olduğu, alacak davasının mahkememizin 2018/306 E. sayılı dosyalı ile birleştirildiği, yargılamaya her iki dosya açısından 2018/306 esas sayılı dosya üzerinden devam olunmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 2018/306 Esas sayılı dosyasında davacı …Tic. A.Ş. Tarafından verilen 10/04/2017 tarihli dava dilekçesinde; davalı … nın müvekkili şirketin 2015 yılına kadar yönetim kurulu başkanlığını yaptığı bu kapsamda şirketin para akışından sorumlu olduğunu bankalardan çekilecek kredilerde dahi imza yetkilisi olduğunu, davalının müvekkili şirketi zarara uğratma yönünde faaliyetlerde bulunduğunu, davacı şirkette yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde 11/09/2014 tarihine kadar dava dışı … Ltd şirketinde ortak olduğunu müvekkili şirketin tüm kaynaklarını ortağı olduğu bu şirkete aktardığını, ortağı olduğu şirketin müvekkili şirkete olan cari hesap borcunu dahi ödemediğini bu borç dolayısıyla dava dışı … şirketi aleyhine taraflarından … 2. İcra müd. Nün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibe itiraz üzerine … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davalının ortağı olduğu, … şirketine müvekkili şirketi kullanarak maddi çıkar sağladığını, şirketten çeşitli zamanlarda aldığı ve geri ödemediği borçlardan kalan bakiye açısından … 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını davalının icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı … Tic. A.Ş nin %15 oranında hissedar ve ortağı olduğunu, … ile birlikte şirketin müşterek imza ile temsil etmek üzere yetkili olduğunu, şirket ortağı olmakla birlikte davacı şirket sigortalı çalışanı olduğunu, müvekkili şirkete ait ciro kapsamında %2 prim almak üzere işe başladığını ,müvekkilinin aylık maaşının 10.000-TL + cironun %2’si olduğunu, davacı şirketin SGK maaş oranını düşük gösterdiğini, müvekkilinin şirket ortağı olmak sebebiyle sessiz kaldığını, 18/03/2013 den haziran 2014 tarihine kadar çalışmasının bu koşullarda devam ettiğini, bu şekli ile çalışma süresinin 16 ay olduğunu, akabinde alınan karar ile yöneticilik sıfatının sona erdiği, sigortalı çalışmasının devam ettiğini, 16 aylık çalışması süresince 60.000.000,00-TL üzerinde ciro yapıldığını, müvekkilinin şirket müdürü vasfının sona ermesi ile şirketin sürekli zarara uğradığını, … 8 İcra Müd nün … E sayılı icra takip dosyasında takibe konu edilen tahsilat ve tediye makbuzları incelendiğinde aynı elden çıkmamış ve aynı tarihte doldurulmamış evraklar olduğunu, bu belgelerin sonradan doldurulduğunu, ticari defter ve kayıtlarda yer almayan belgelere dayalı olarak icra takibi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, tediye ve tahsilat makbuzlarında yer alan imzanın müvekkiline ait olup olmadığının tartışma konusu olduğunu, imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, tahsilat belgesinde yer alan belgelerde … Tic. A.Ş nin kaşesinin yer almadığını, bu belgelerin şirket tarafından yapılan ödeme olarak sunulmasının gerçeği yansıtmadığını müvekkiline bildirilen ödemelerin yapılmadığını, başka işlemlerde kullanılan makbuzların davacıya aitmiş gibi gösterildiğini, kim tarafından düzenlendiğini belli olmayan başka şirketlere ait olabilecek makbuzlardaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin şirket yöneticiliğini bırakması ile birlikte şirketin zarar etmeye başladığını, müvekkilinin davacı şirketten alacağı olan maaş + %2 oranı üzerinde iş mahkemesinde alacak davası ikame edileceğini bildirerek açılan davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
… 8. İcra müd.’nün … E sayılı takip dosyası getirtilmiş yapılan incelemesinde davacı …Tic. A.Ş tarafından davalı … aleyhine 367.620,41-TL asıl alacak 65.990-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 433.610,41-TL üzerinden şirketten borç olarak alınan geri ödenmeyen alacağa yönelik takip yapıldığı, Davalı … tarafından alacaklı şirketten kar payı, işçi, kıdem, ihbar, maaş, prim alacakları bulunduğu, şirketten alınan ve ödenmeyen herhangi bir bedel olmadığı bildirilerek ödeme emrine itiraz edildiği, takibin durduğu görülmüştür.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası getirtilmiş yapılan incelemesinde davacı … Tic. A.Ş tarafından dava dışı … Ltd aleyhine yapılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası üzerinden “Davacı ile davalı arasında, davacının mal satışına ve davalı adına borç ödenmesine dayalı bir ticari ilişkinin olduğu, ancak taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir anlaşma ve/veya cari hesap sözleşmesi olmadığı,davacının cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 16/04/2015 tarihinde, cari hesap alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine … 6.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davalarının açıldığı,davacının ibraz ettiği yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu,davacının dava konusu alacağını teşkil eden davalı yana tanzim etmiş olduğu faturaları yasal ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği ,davacının yasal ticari defterlerine göre, takip tarihi (16/04/2015) ve dava tarihi (14/10/2015) itibariyle davalıdan 410.780,24 cari hesap alacağının olduğu,davalının inceleme gün ve saatinde yasal ticari defter ve belgelerini incelemeye hazır etmediği için davalıya ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılamadığı,yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalara göre malların davalıya teslim olgusunun ve davalı şirket adına kredi kartı ile yapılan ödemelerin ihtilafsız olduğu,neticeten davacının cari hesaptan kaynaklı olarak davalıdan olan bakiye cari hesap alacağının takip ve dava tarihi itibariyle ¨410.780,24 olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının … 6.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin devamına” karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 2017/107 Esas sayılı dosyasında; davacı … nın davalı … Aş aleyhine açmış olduğu kar payının ödenmesi talepli davada; “…TTK nun 408/2-d maddesinde; kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesi yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kara katılması dahil kurullanılmasının genel kurulun devredilmez görev ve yetkilerinden olduğu düzenleme konusu yapılmış olup; TTK nun 409/1. Maddesinde de belirlendiği şekilde kârın kullanım şekli, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenme yetkisi genel kurula aittir. Esas Sözleşmede belirli bir oranda kâr payı ön görülmüş ve dağıtılabilir bir oranda kâr var ise bu pay sahipleri için müktesep bir hak teşkil eder ve genel kurulun pay sahiplerine dağıtımı ön görülen bu kâr payının dağıtımı konusunda karar alınması zorunludur. (Prof Dr. H. Güzin Üçışık, Yardımcı Doç Aydın Çelik Anonim Ortaklıklarda Finansal Tablolar , Yedek Akçeler ve kâr Dağıtımı Sayfa 357)
Davalı şirketin esas sözleşmesinin 12. Maddesinde net dönem karından her yıl %5 kanuni yedek akçe ayrılacağı kalan miktarın %5 nin kâr payı olarak dağıtılacağı, net dönem kârının geri kalan kısmının genel kurulun tespit edeceği şekil ve surette dağıtacağı kararlaştırılmış isede; Pay sahipleri için müktesep bir hak teşkil eden dağıtımı ön görülen kâr payının dağıtımı konusunda genel kurulda bir karar alınmadığı, davalı şirketin 22/04/2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında ve dava açıldıktan sonra yapılan olağan genel kurul toplantılarında kâr payının dağıtılmaması yolunda kararlar alındığı, davacı tarafından kâr payının dağıtılmaması yolunda alınan bu kararların iptali yoluna başvurularak kâr payının dağıtılmasının sağlanabileceği, davalı şirket tarafından kâr payı dağıtılması yolunda alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı …” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş istanbul bölge adliye mahkemesi 13. hukuk dairesi 14/11/2019 tarihli 2018/1191 Esas 2019/1596 Karar sayılı ilamı ile davacı …’nın istinaf talebinin reddine karar verilmiş, red kararı Yargıtay 11 HD Başkanlığının 05/11/2020 tarihli 2020/515 Esas 2020/4795 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
İcra Takibine dayanak olan Makbuzlardaki imzaya davalı tarafından itiraz edildiğinden makbuzlar üzerinde imza incelemesi yaptırılmış ibraz edilen 22/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; 03.12.2013, 18.12.2013, 24.12.2013, 06.01.2014, 14.01.2014, 06.02.2014, 14.12.2014, 21.02.2014, 02.07.2014, 24.06.2014, 30.05.2014, 04.04.2014, (7000-TL’lik), 27.03.2014, 14.03.2014, 26.02.2014, 11.11.2013, 31.10.2013, 23.10.2013, 11.10.2013, 04.10.2013, 27.09.2013, 24.09.2013, 06.09.2013, 28.08.2013, 19.08.2013, 14.08.2013, 02.08.2013, 22.07.2013,11.07.2013, 08.07.2013, 01.07.2013, 24.06.2013, 14.06.2013, 04.06.2013, 24.05.2013, 17.05.2013, 10.05.2013, 02.05.2013, 26.04.2013, 19.04.2013, 12.04.2013,. tarihli toplam 41 adet tahsilat makbuzlarında ve 10.12.2013, 04.04.2014 (3000-TL’lik ),03.04.2013 ve 26.03.2014 makbuzlarındaki imzaların davalı …’ın eli ürünü olduğu, 21.01.2014, tarihli (8000-TL’lik) 21.04.2014 tarihli (6000-TL’lik) , 14.02.2014, 09.06.2014 tarihli ( Miktar kısmı 9215.10 TL yazılı olmasına karşı “Tediye edilen Firma “ hanesinde 6000.nakit yazısı içeren), 22.05.2014 tarihli ( miktar kısmı 10.274.68 TL olarak yazılmış olmakla birlikte imza hanesinde 7000- TL-nakit aldım yazısını havi ), 08.05.2014, 21.04.2014, 11.04.2014, 20.03.2014, 04.03.2014, 21.11.2013, 17.09.2013 tarihli toplam 12 adet tahsilat makbuzlarındaki imzaların ise mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.
Birleşen … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin .. Esas Sayılı dosyasında;
Davacı … vekili tarafından … 23. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18/03/2013 tarihinden 17/03/2015 tarihleri arasında davalı şirkette sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığını, müvekkilinin genel müdür olarak çalıştığını, müvekkilinin 22/06/2014 tarihinde genel müdürlüğünün sona erdirildiğini, bu tarihten itibaren 17/03/2015 tarihine kadar 10 aylık maaş bedelinin ödenmediğini, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, %2 ciro alacağı ile ödenmeyen 2014 Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, ve 2015 Ocak, Şubat, Mart ayları maaş alacağı olduğunu bildirerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000-TL kıdem tazminatı, 500- TL ihbar tazminatı 500-TL yıllık izin ücreti, 2.000-TL %2 prim alacağı olmak üzere 6.000-TL ve ödenmeyen 2014 Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, ve 2015 Ocak, Şubat, Mart ayları maaş alacağı 4.000-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL nin kıdem tazminatına, işten çıkarıldığı tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile diğer tazminat alacaklarının ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde öne sürdüğü haksız ve hukuki hiçbir gerekçe içermeyen iddialarının gerçek ve samimi bulunmadığını, tamamının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı ve şirket ortağı olduğunu, şirketi sevk ve idare eden kişi konumunda olduğunu, davacının şirketi çok büyük zararlara uğrattığını, davacının müvekkili şirkette aylık 10.000,00 TL maaş ve %2 prim ile çalıştığı iddiasınnı külliyen gerçek dışı ve hayal mahsulü olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
… 23.İş Mahkemesinin …Esas ve…Karar sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda; “…sözleşmesinde işçi işveren için belirli veya belirsiz süreli olarak çalışır. Vekâlet sözleşmesinde ise vekil kural olarak uzmanlığı bakımından iş sahibinin talimatları ile bağlı değildir. İş sözleşmesinin varlığı ücretin ödenmesini gerektirir. Oysa vekâlet için ücret zorunlu bir öğe değildir. Vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerde iş sözleşmesinin aksine sosyal nitelikte edimlere ve koruma yükümlülüklerine rastlanmaz. Vekil bağımsız olarak iş görür, bu nedenle faaliyetini sürdüreceği zamanı belirlemede kısmen de olsa serbestliğe sahiptir. Bütün zamanını tek bir müvekkile özgülemek zorunda olmayan vekil, farklı kişilerle vekâlet sözleşmeleri yapabilir. Ekonomik olarak tek bir işverene bağımlı değildir. Tüzel kişilerde yönetim hakkı ile emir ve talimat verme yetkisi organlarını oluşturan kişiler aracılığıyla kullanılır. Tüzel kişiler yönünden tüzel kişinin kendisi soyut işveren, tüzel kişinin organını oluşturan kişiler ise somut işveren sıfatını haizdir. Ticaret şirketleriyle tüzel kişilerde somut işveren sıfatını taşıyan organ bir kurul olabileceği gibi tek başına bir kişiye verilen yetki çerçevesinde gerçek kişinin de organ sıfatını kazanması mümkündür. İş Kanununa tabi genel müdür olarak çalışanların aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olmaları halinde kişi-organ statüsünü taşıyıp taşımadıklarının araştırılması gerekir. Genel müdürün organ sıfatını kazanmaksızın yönetim kurulu üyesi olması halinde, “genel müdürlük görevi” sebebiyle iş ilişkisinin devam ettiği sonucuna varılmalıdır. Buna karşın şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi-organ sıfatı kazanılmışsa, işçi ve işveren sıfatı aynı kişide birleşemeyeceğinden iş ilişkisinin bulunmadığı kabul edilmelidir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir. Davacının davalı şirket bünyesinde yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı, taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanında kaldığı…” gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiği, … 12 ATM nin … esas sayılı dosyasına tevzi olduğu, … 12. ATM nin … Esas sayılı dosyası üzerinden verilen birleştirme kararı ile Mahkememizin 2018/306 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Mahkememiz dosyası ve birleşen dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından sunulan 14/07/2019 tarihli raporda; …’nın aylık 10.000 TL ücret aldığını ileri sürmekte ise de, resmi kayıtlarda bu miktarın aylık brüt 2.500 TL olduğu, ( davacı tanıklarından … … 23. İş Mahkemesinin … sayılı dosyasında verdiği ifadede davacının aldığı ücret ve prim konusunda sarih kişisel bir bilgisinin olmadığını belirttiği, … ise elden 10.000TL aldığını belirttiği, anılan kişilerin … ile beraber şirket değişikliği yaptıklarından organik bağ açısından takdirin mahkemeye ait olduğu, …’nın şirketten diğer aldığı paralara, benzer paraların şirketin diğer ortaklarına da dağıtıldığından ücret olarak kabul edilemeyeceği, bu konuda takdirin mahkemede olduğu, ücretin 2.500 TL olarak kabul edildiğinde 10. 139,20 TL alacağı olduğu, Prim alacağına ilişkin dosyada yeterli belge bulunmadığı, İhbar ve kıdem tazminatı alacağına ilişkin davacı tarafça da ne kadar aldığı belirtilmediğinden hesap yapılamadığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 11/03/2021 tarihli celsesinde verilen ara karar gereği; Davalının bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesi dosyada mevcut bulunan ve icra takibine dayanak makbuzlar ve imza incelemesine esas bilirkişi raporu davalı karşı davacı …’ nın imzasını içerir makbuzlar değerlendirilmek sureti ile şirkete borcu olup olmadığı varsa miktarının ne olduğu konusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 15/06/2021 tarihli ek raporda; Mart 2013 Temmuz 2014 dönemlerinde aylık olarak …’a yapılan ödemeler incelendiğinde, 5.000 TL -30.000 TL arasında ödemeler olduğu bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda …’a Mart 2013- Temmuz 2014 tarihleri arasında toplam 287.920,00 TL ödeme yapıldığı hesaben belirlendiğini, Davacının itirazında bildirdiği kayıtlarda kayıtlanmayan maaş esas alındığında yapılan hesaplama : 10.12.2020 tarihli celsede Birleşen dosya davacı tanığı şirkette 2013 ve 2014 yıllarında muhasebe görevlisi olarak çalışan …’ın beyanında ; …’ın 10.000 TL maaş verildiğini ve %2 primin elden makbuz karşılığı verildiği beyanı kapsamında hesaplama yapılması istendiğinde Net Kıdem Tazminatının 6.511,57 TL ve İhbar Tazminatının 11.693,74 TL olarak hesaplanacağını, ek rapor görevlendirmesi kapsamında makbuzlar ile ilgili yapılan hesaplamalar neticesinde şirketin … eli mahsulü 287.920,00-TL tutarında makbuzunun hesaplandığı bildirilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden …Tic. Aş ye ait ticaret sicil kayıtları getirtilmiş yapılan incelemesinde …’nın yönetim kurulu başkanı olduğu, müştereken imza yetkisine sahip bulunduğu anlaşılmıştır.
… 23. İş Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı kesinleşmiş ilamında da belirtildiği şekilde …’nın … Tic. Aş şirketinde işçi olarak çalışmadığı, bu şekli ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi-organ sıfatı kazanılmışsa, işçi ve işveren sıfatı aynı kişide birleşemeyeceğinden iş ilişkisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğu tespit edilmiş bulunduğundan birleşen dosyada işçi sıfatında bulunmayan davacı …’nın iş kanunundan kaynaklanan kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin alacaklarını talep edemeyeceği, vekalet sözleşmesi gereğince sadece ücret alacağını talep edebileceği, (Yargıtay 11. HD.’ nin 2019/1536 Esas 2019/6085 karar sayılı 02/10/2019 tarihli ve Yargıtay 11. HD.’ nin 2018/893 Esas 2019/6323 Karar sayılı 08/10/2019 ilamlarıda bu yöndedir.) dava açarken ücret alacağı açısından 4.000-TL talep edildiği, 11/03/2021 tarihli oturumda da … vekili tarafından davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, 10.000-TL lik taleplerinin içerisinde 4.000-TL ücret alacağı, kalan 6.000-TL nin de kıdem ve ihbar tazminatı olduğunun beyan edildiği, ücret alacağı açısından davada ıslah yapılmadığı bedel artırımına gidilmediği, birleşen dosyada davacı … ‘ın 4.000-TL lik ücret alacağı talebi ile bağlı bulunduğu anlaşıldığından kıdem, ihbar tazminatı taleplerinin reddi ile 4.000-TL lik ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Tic. Aş ‘den tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin 2018/306 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan asıl davada; davalı …’ nın tahsilat makbuzları imzalamak suretiyle Mart 2013-Temmuz 2014 tarihleri arasında şirketten toplam 291.920,00-TL para aldığı, 80.824,68-TL lik tahsilat makbuzunda …’nın imzasının bulunmadığı, bu miktar ödemenin …’a yapıldığının ispatlanamadığı, Mart 2013- Temmuz 2014 tarihleri arasında kasa hesabından “Ortaklara Yapılan Ödeme” açıklamasıyla çıkış yapılarak 1.777.612,00-TL lik ödeme yapıldığı, 422.612,00-TL lik kısmın davacı …’nın hesabına aynı açıklama ile virman edildiği, 1.777.612,00-TL den 422.612,00-TL lik kısmın …’a diğer kısmın ise diğer ortaklara ödeme olarak kayıt edildiğinin bilirkişilerce tespit edildiği, yaptırılan grafolojik inceleme sonucunda; …’nın imzasını içeren tahsilat makbuzları karşılığında, davalı …’a 291.920,00-TL nin ödendiği, 80.824,00-TL lik kısmına ilişkin … imzalı tahsilat makbuzunun bulunmadığı, …’ nın kız kardeşi olan …’a yapılan ödemelerin …’a yapılmış ödeme olarak sayılamayacağı, takip tarihinden önce davalının TBK nun 117. Maddesine uygun şekilde temerrüde düşürülmediği, bu sebep ile takip tarihinden öncesine dayalı olarak faiz talep edilemeyeceği anlaşıldığından Asıl davada; itirazın kısmen iptaline, takibin 291.920,00-TL üzerinden devamına, asıl alacak 291.920,00-TL ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere reeskont faıizi uygulanmasına, taraflarca belirlenebilir likit alacak miktarına davalı … tarafından itiraz edildiğinden %20 tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, Birleşen 12. ATM nin … sayılı dosyasında davanın kısmen kabülüne, 4.000,00-TL ücret alacağının dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl davada;
1-İtirazın kısmen iptaline, takibin 291.920,00-TL üzerinden devamına, asıl alacak 291.920,00-TL ‘sine takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere reeskont faıizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesap edilen 58.384‬,00-TL %20 oranında icra inkar tazminatının Davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 19.941,05-TL nispi karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 5.236,94-TL peşin harç ve icra veznesine yatırılan 2.168,05-TL harç olmak üzere toplam 7.404,99-TL harcın mahsubu ile eksik harç olan 12.536,06-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 7.404,99-TL harç ile yine davacı tarafından yapılan toplam 1.361-TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 911,87-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 283-TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmına tekabül eden 93,39‬- TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 28.884,40-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın red edilen kısmı üzerinden hesaplanan 17.410,59 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Birleşen 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında;
1-Davanın kısmen kabülüne, 4.000,00-TL ücret alacağının dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 273,24-TL nispi karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile eksik harç olan 102,46-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan toplam 170,78-TL harç ile yine davacı tarafından yapılan toplam 1.770-TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 708-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 28-TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmına tekabül eden 16,8- TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesinin 2 fıkrası gereğince hükmedilen ücret kabul veya red edilen miktarı geçemeyeceğinden davanın kabul edilen kısmı olan 4.000- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı/ karşı davalı vekili ile davalı / karşı davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/11/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imzalıdır. E-imzalıdır. E-imzalıdır. E-imzalıdır.

Asıl davada;
Harç Beyanı
K.H: 19.941,05–TL.
P.H: 7.404,99 -TL.
B.H: 12.536,06 – TL.

Davacı yargılama gideri
1.300-TL.Bilirkişi Ücreti
61-TL.Posta gideri
1.361-TL. TOPLAM

Birleşen Davada;
Harç Beyanı
K.H: 273,24-TL.
P.H: 170,78-TL.
B.H: 102,46- TL.

Davacı yargılama gideri
1.600-TL.Bilirkişi Ücreti
170-TL.Posta gideri
1.770-TL. TOPLAM

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.