Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/256 E. 2019/516 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/256 Esas
KARAR NO : 2019/516

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 15/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari işlemlerden dolayı davacı müvekkili şirketin davalı şirketten alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin muhtelif gıdalar (baklava, börek, açma, poğaça, vb.) üretip haftanın 3-4 günü servis elemanı aracılığı ile davalıya teslim ettiğini, bu teslimatlara ilişkin olarak kesilen faturalar mallarla beraber kendilerine teslim edilmiş ve bazı zamanlar cüzi ödemeler alındığını, ancak davalı kadar kalan cari hesap alacağına ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili şirketin davalı aleyhine … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numarası ile icra takibini başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, %20 arınında icra inkâr tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketten 2014 yılında 7.802,00TL, 2015 yılında 9.152,00TL, 2016 yılında 6.032,00TL ve 2014 yılında 3.011,00TL alımlar yapılmış ve fatura bedellerinin ödendiğini beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 23. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında cari hesap alacağına ilişkin 25.268,66 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Mali Müşavir …’ın tevdii edilen dosyaya 16/01/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; dava itirazın iptali davası olup, davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari işlemlerden dolayı müvekkili şirketin davalı şirketten alacağı bulunduğunu, müvekkili şirket muhtelif gıdalar (baklava, börek, açma, poğaça, vb.) üretip haftanın 3-4 günü servis elemanı aracılığı ile davalıya teslim ettiğini, bu teslimatlara ilişkin olarak kesilen faturalar mallarla beraber kendilerine teslim edilmiş ve bazı zamanlar cüzi ödemeler alındığını, ancak davalı kadar kalan cari hesap alacağına ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davacı müvekkili şirket davalı aleyhine icra takibini başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirketin ticari defterler ve kayıtları incelendiğinde alacağının sabit olduğu ortaya çıkacağını beyanla; itirazın iptali ile takibin devamını ve icra inkâr tazminatı talep etmiştir.
Davacı ise davacı şirketten 2014 yılında 7.802,00TL, 2015 yılında 9.152,00TL, 2016 yılında 6.032,00TL ve 2014 yılında 3.011,00TL alımlar yapılmış ve fatura bedellerinin ödendiğini beyan etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık; davacı alacaklının cari hesaptan dayalı fatura alacağının icra takibine koyması üzerine olduğu, borçlunun itirazı üzerine açılan davanın itirazın iptali davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflardan Davacı … (…)’nin yasal ticari defterler ile yardımcı defter kayıtları incelendiğinde; davacı 2017 yılına ait yevmiye defteri ve yardımcı defterleri tarafıma sunmuş olup, ticari defterleri içeriği muavin dökümünde 120 S02 – …TİC. LTD. ŞTİ. cari hesabına BORÇ/ALACAK kaydı ile davalı adına kayıtlarının incelenmesinde; davacının 2017 yılı yevmiye defterlerine göre, davacının 23.02.2018 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 8.310,50 TL alacaklı göründüğü, davacının takibe dayanak faturalarının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edildiği, davalı … Ltd. Şti. ticari defter ibrazında bulunmamıştır.
Bilindiği gibi, “Salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi, fatura düzenleyene karşı borçlu duruma düşürmez. Adına fatura düzenlenen kişinin borçlu sayılabilmesi için, V.U.K’un 230.Md’ne göre hazırlanmış faturayı, T.T.K.21/2. Maddesi uyarınca usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde 8 gün içinde münderecatı hakkında itiraz etmemiş olması, ya da fatura konusu mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerekmektedir. Bu iki teslim veya tebliğden biri varit olmadan düzenlenen fatura borç doğurmaz.” davacının takipte talep edilen alacağa dayanak dosyaya mübrez faturaları incelendiğinde, faturaların davalı şirkete teslim/tebliğ edildiğine dair faturanın üzerinde bir imza ibare ya da emare yoktur. Ancak davalı şirket yetkilisi 24.04.2018 tarihli dilekçesi ekinde davacının kayıtlarında bulunan faturaları dosyaya ibraz etmiş, faturaları aldığını ve fatura bedellerinin ödendiğini beyan etmiştir. Ancak ödemeye ilişkin bir belge ibraz etmemiştir. Bu itibarla faturaların ibrazı ikrar niteliğinde olduğundan davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyasına sunulan deliller ve ticari defterler incelemesi sonucu davacının yevmiye defterindeki kaydî verilere göre, Takip ve dava tarihi itibariyle davacının 8.310,50 TL davalıdan alacaklı görünmekle birlikte söz konusu alacağın 5.297,03 TL’lik kısmına ilişkin dayanak belgeler sunulmamıştır. Bu itibarla davacının alacağının 8.310,50 – 5.297,03 = 3.013,47 TL olduğu, davacı takipte her ne kadar 25.268,66 TL alacak talebinde bulunmuş ise de gerek ticari defterlerindeki verilere göre gerekse de alacağa dayanak bir belge sunulmadığından davacının 25.268,66 TL alacak iddiasının 22.255,19 TL’lik kısmının ispata muhtaç olduğu, taraflar arasında akdi faiz yönünden bir sözleşme olmadığından uyuşmazlığın 3095 sayılı yasa hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. 3095 sayılı yasanın 4489 sayılı yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin “avans” oranında hesaplanacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 23.02.2018 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %9,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi işletilmesi gerektiği tespit edilmektedir.
Sonuç olarak; dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davacının ibraz olunan yevmiye defterinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, ancak kebir ve envanter defteri ibraz olunmadığından ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının, 8.310,50 TL davalıdan alacaklı olduğu, ancak söz konusu kaydi alacağın dönem başı açılış kaydı ile gelen 5.297,03 TL’lik kısmının tevsik edilemediğinden davacının 3.013,47 TL alacağının ispatlı olduğu, davacı takipte her ne kadar 25.268,66 TL alacak talebinde bulunmuş ise de gerek ticari defterlerindeki verilere göre gerekse de alacağa dayanak bir belge sunulmadığından davacının 25.268,66 TL alacak iddiasının 22.255,19 TL’lik kısmının ispata muhtaç olduğu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 23.02.2018 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %9,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı alacaklının cari hesaba dayalı fatura alacağının icra takibine koyması üzerine borçlunun, borca itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacının takibe dayanak dosyaya mübrez faturaları incelenmesinde, faturaların davalı şirkete teslim/tebliğ edildiğine dair faturanın üzerinde bir imza ibare ya da emare bulunmadığı, ancak davalı şirket yetkilisi 24.04.2018 tarihli dilekçesi ekinde davacının kayıtlarında bulunan faturaları dosyaya ibraz etmiş, faturaları aldığını ve fatura bedellerinin ödendiğini beyan etmiş ise de ödemeye ilişkin bir belge ibraz etmemiştir. Davalı tarafça alınıp işlendiği kabul edilen faturalar yönünden davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu kanaatine varılmış olup hükme elverişli mali bilirkişi raporuna göre, davacının ibraz olunan yevmiye defterinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, ancak kebir ve envanter defteri ibraz olunmadığından ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının, 8.310,50 TL davalıdan alacaklı olduğu, ancak söz konusu kaydi alacağın dönem başı açılış kaydı ile gelen 5.297,03 TL’lik kısmının tevsik edilemediği anlaşılmakla davacının 3.013,47 TL alacaklı olduğu dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 3.013,74 TL üzerinden devamına, 3.013,74 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan % 20 oranındaki 602,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 3.013,74 TL üzerinden devamına, 3.013,74 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, % 20 oranındaki 602,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 205,87 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 431,53 TL harçtan mahsubu ile bakiye 225,66 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 205,87 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 712,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 84,92 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”