Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/216 E. 2020/825 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/216 Esas
KARAR NO : 2020/825

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/11/2013
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, yurt dışından davalı şirketin oteline guruplar halinde turist kafilelerini getirdiğini, bunun gurup konaklama sözleşmesinden kaynaklandığını, sözleşmenin 07.05.2013 tarihli olduğunu ve 3-08.2013 tarihinde 57 adet müşterinin konaklaması için 17.385 Euroyu davalı hesabına 03.06.2013 tarihinde yatırdığını, fakat gezi parkı olayları adı altında çıkan olaylar nedeniyle bir çok müşterinin rezervasyonu iptal etmek zorunda kaldığını, …’de bulunan otelde bu kadar yoğun terör olayları içinde konaklama yapılmasının beklenemeyeceğini, sözleşmenin 8.2. maddesine göre mücbir sebebin doğduğunu, bu durum da da ödemelerin hiç kesinti yapılmadan iadesinin kararlaştırıldığını, davalı otelin …’in merkezinde ve tam ortasında olayların en şiddetli yaşandığı noktada bulunduğunu ve gezi parkı olaylarının yurt dışında da bire bir takip edildiğini, bu olaylar nedeniyle müşterilerinin artık konaklama yapmasının beklenemeyeceğini, zaten turistik otellerin çoğunda da aynı durumun yaşandığını,yani Türkiye’deki bu tür iptallerin çok fazla yaşandığını, örneğin dünya pisikiyatri kongresinin dahi 200.000 kişilik olduğu halde bu nedenle iptal edildiğini, %60 varan rezervasyon iptallerinin yaşandığını, Yargıtay uygulamasında da bu durumun mücbir sebep kabul edildiğini ve bu nedenle davacının, davalıya ödediği 17.385 Euronun dava tarihindeki efektif satış karşılığı 47.539,28 TL olarak ödeme tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki efektif karşılığı olan Türk Lirası karşılığının faizi ile birlikte kendilerine iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddi gerektiğini, çünkü yapılan gurup konaklama sözleşmesinin 5-08.2013 tarihini kapsadığını, ancak olaylar başladıktan sonra dahi gurupların otellerinde konaklamaya devam ettiklerini, Hiçbir rezervasyon iptali yaşamadıklarını, davacı acentenin gezi parkı olaylarını bildiği halde sözleşmeden dönmediğini, kaldı ki 03.06.2013-08.06.2013 tarihleri arasında yeni rezerveler verdiğini, gezi parkı olaylarının 27.05.2013 tarihinde başladığını, kaldı ki olaylar başladıktan sonra davacının 05.06.2013 tarihinde bakiye ödemesini dahi yatırdığını, yani bakiye ödemenin yatırıldığı tarihte olayların başlamış olduğunu, sözleşmenin 6. maddesinin gayet açık olduğunu, davacı 05.06.2013 tarihine kadar ödeme süresi var iken davaya konu yaptığı bedeli 03.06.2013 tarihinde sürenin bitmesi beklemeden kendiliğinden yatırdığını, yatırma tarihinde de olayların zaten mevcut olduğunu, kaldı ki olayların dünya çapında zaten gündem maddesi olduğunu ve dış basın tarafından da desteklendiğini, gezi parkı olayları nedeniyle iptallere rastlamadıklarını, kendilerine gurup konaklama sözleşmesinin fesih eden hiç bir ihtarında gelmediğini, olaylar sırasında otelin doluluk oranının %100 e yakın olduğunu, yani gezi parkı olaylarının konaklamayı engelleyecek mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceğini, bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, çünkü oteldeki misafirlerinin kalmalarına engel bir durumun olmadığını, gezi olayları nedeniyle bu hakkın kullanımının ortadan kalkmadığını, seyahat acentelerinin önceden gelen müşterilerinin konaklamaya devam ettiğini, hiç birinin aksamadığını, hatta süresi dolup ayrılan misafirlerinden övgü dolu mesajlar aldıklarını, onların tedirgin olmasını sağlayacak bir durumun olmadığını, bu nedenle davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtıklarını ve açılan davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’da faaliyet gösteren bir turizm acentesi olduğunu, 5-8 Haziran tarihleri arasında 57 kişilik bir müşteri grubunun konaklaması ile ilgili davalı otel ile 07/05/2013 tarihli bir “Grup Konaklama Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkilinin anıan sözleşme uyarınca davalıya ödemeler yaptığını, ancak 2013 yılı Mayıs ayı sonlarında başlayan ve Haziran ayı boyunca devam eden …’ de yer alan … nedeni ile ortaya çıkan ve bu nedenle “…” olarak anılan olayların beklenmedik bir anda başladığı gibi tahmin edilmeyecek bir boyuta ulaştığını, müvekkilince her şeyin olağan gözüktüğü durumda konaklama sözleşmesi gereği yapılan ödemelerden sonra, giderek hiddetlenen gezi olaylarının merkezinde yer alan davalı otelde yapılacak konaklamanın müvekkili müşterilerinde büyük tedirginlik yarattığını, buna istinaden gezi olayları sebebi ile iptal edilen rezervasyonları müvekkilinin davalıya bildirdiğini, daha sonra müvekkilinin sözleşmenin mücbir sebep maddesi gereği iptal edilen rezervasyonlara ilişkin yapılan ödemenin iadesini davalı otelden istemiş ise de davalı otelin ödemeye yanaşmadığını, müvekkilinin 17.385 Euro üzerinden … 5. ATM.’ nin … esas sayılı dosyası ile dava açtığını, söz konusu dosya ile iş bu dosyanın birleştirilmesi taleplerinin olduğunu, ilk davada davalı otelin sigorta poliçesi kapsamında sigortalısı olduğu davalı … şirketine davanın ihbar edildiğiden diğer davalı … şirketinin de müvekkilinin alacağından müteselsil sorumluluğu bulunduğu ortaya çıktığıdan iş bu davayı ona karşı da yönetlmek zorunluluklarının olduğunu açıklanan nedenler ile açılan davanın … 5. ATM’ nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dava konusu … 31. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiştir.
Mahkememizin 2013/358 esas sayılı dosyamız üzerinde yapılan yargılama neticesinde; davacı banka tarafından davalılar aleyhinde açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulüne ve 2.690 Euronun fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankasının Euroya uyguladığı efektif satış değeri olan 7.285,59 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bu miktara dava tarihinden itibaren TC Merkez Bankasınca 4/a. maddesi gereğince Euro döviz faizinin değişen oranlarda uygulanmasına, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 07/07/2014 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını temyiz etmesi neticesinde dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.
Y. 23. Hukuk Dairesinin 2014/7979 esas, 2015/5941 karar sayılı 17/09/2015 tarihli bozma ilamı; “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca ödenen tutarın bir kısmının mücbir sebeplerden dolayı karşılığının kalmadığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalıya iki taksit halinde toplam 36.120,00 Euro ödeme yapılmış olduğu davalının da kabulünde olup, temyiz dilekçesinde de bu husus tekrarlanmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının sadece 03.06.2013 tarihinde yapmış olduğu 17.385,00 Euro ödeme miktarı dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır.
Öte yandan, davacı tarafça otelde 25 kişinin konakladığı ileri sürülmüş olup, bilirkişi tarafından bu sayı 29 olarak kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Bu durumda, mahkemece, davalının defter, kayıt ve belgeleri ile davacı tarafça sunulan delil ve belgeler incelenmek suretiyle davacının otelde kalan kişi sayısının 25 olduğuna yönelik itirazlarını cevaplandıran ve uyuşmazlık konusu olmayan ödeme miktarını da dikkate alan ek bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, dava itirazın iptali davası olmamasına rağmen, hüküm fıkrasında, “itirazın iptali davasının kısmen kabulüne” ibaresine yer verilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA,” şeklindedir.
Mahkememizce bozma sonrasında dosya yeni esas numarası alınarak tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir bilirkişi tevdii edilen dosyaya 24/10/2018 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; tablo 3-C2 de görüldüğü üzere davalı otel tarafından sunulan icmalde sözleşme fiyatları kapsamında konaklayan dışında kalan ödenen fazla 21.425,00 Euro’dur, Davacının sunduğu konaklayan listesine göre ise tablo 4-B2 ödediği fazla kısım 22.250,00 Euro’dur, Her iki tarafın sunulanları arasındaki fark ise 825,00 Euro’dur. Davacı ve davalı sunulanlar kapsamında davacının 17.385 Euro talebi ile bağlı alacaklı kaldığı belirlendiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir, …, Otelcilik ve konusunda uzman bilirkişi tevdii edilen dosyaya 05/06/2020 tarihinde tanzim olunan raporda kök özetle; asıl davada, davacının 17.385,00 USD alacaklı olduğu ve borçlusunun davalı olduğu, birleşen davada davacının 1.davalıdan 4.040,00 USD alacak iddiasının yerinde olduğu, birleşen davada 2.davalı … firmasına yöneltilen husumetin sunulan sigorta poliçesi ve iddia olunan alacak bakımından yerinde olmadığı yönünde görüş ve kanat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir, Lojistik ve Taşıma uzmanı ile Turizm, Otelcilik ve konusunda uzman bilirkişi tevdii edilen dosyaya 01/10/2020 tarihinde tanzim olunan raporda ek özetle; 1. ek rapor tespit ve değerlendirmelerini değiştirmeyi gerektirecek yeni bir değerlendirme ve sonuca ulaşılmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Asıl Dava; önceden davalı otelde grup konaklama hizmeti sözleşmesi kapsamında davacı şirketin gruplar halinde getireceği turistlerin gezi olayları nedeniyle programlarını iptal etmesi nedeniyle ödediği 17.385 Euro’nun sözleşmenin mücbir sebep maddesine dayanarak aynen kendisine iadesi ilişkin alacak davasıdır.
Davacı şirket, sözleşme dönemindeki gezi olayları olarak bilinen durumdan kaynaklı sözleşme adetleri içersindeki müşterilerin güvenlik sebebiyle konaklama isteğinden vazgeçmesinin mücbir sebep niteliğinde olması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan iade kapsamında konaklama yapılmayan kısmına ilişkin ödenen bedelin iadesini talep etmektedir. Davacı taraf, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 17.385 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek faizi ile fiili ödeme günündeki TCMB efektif karşılığı TL’sinin ödenmesini talep etmiştir.
Yargıtay Bozma ilamına konu olan husus konaklayan kişi sayısının araştırılmasıdır. Dolayısıyla davacı şirketin sözleşme kapsamında gezi olaylarının mücbir sebep teşkil edeceği hususu Yargıtay kararı ile kesinleşmiştir.
Birleşen Dava; Bozma ilamı sonrası alınan kök mali bilirkişi raporunda davacı icmal dökümleri uyarınca 22.250 Euro fazla ödeme, davalı kayıtları uyarınca 21.425,00 Euro fazla ödeme tespit edilmiştir. Davacı asıl davada 17.385 Euro fazla ödemiş olduğu tutarı talep etmiş olup, birleşen davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile asıl davada raporla tespit edilen kalan 4.040 Euro fazla ödenen bedeli talep etmiştir. Asıl ve birleşen davada davacı tarafından 21.425 Euro, bozma sonrası alınan rapora göre davalı kayıtlarına göre belirlenen bedeldir. Dolayısıyla birleşen davada asıl davanın davalısından 4.040 Euro (21.425,00 Euro hesaplanandan asıl davada talep edilen 17.385,00 Euro sonrası kalan) fazla ödemeyi talep etmiştir. Her iki dosyaya ilişkin toplam talebin 21.425 Euro olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen Davanın Diğer Davalısı … Yönünden; Davacı tarafından birleşen davada davalı … A.Ş.’den 21.144,71 Euro tutar talep edilmiştir. Davacı, bu talebinde diğer davalı … şirketi aleyhine Bozma ilamı öncesinde Mahkememizce 2.690 Euro olarak verilen kararın icra dosyasına konu olması sebebiyle bu dosyanın borçlusu … şirketi tarafından 09.07.2015 tarihinde icra dosyasına yapılan ödemenin, tehiri icra talepli temyizi neticesinde ödenmesi nedeniyle icra dosyasından Bozma ilamı tarihi olan 17.09.2015 tarihinden sonra ve tashih karara ilişkin 05.02.2018 tarihinden sonra 08.11.2018 tarihinde tahsil edildiği gözetilerek asıl dava tarihinden sonra temyiz incelemesi sırasında verilen kararın icraya konulması sebebiyle icra dosyasına davalı tarafından 09.07.2015 tarihinde 2.690 Euro bedelli takibe ilişkin ferileri ile birlikte yapılan ödemenin tehiri icra kararı alınması sebebiyle davalı tarafından dosyadan çekilemediği, bozma ilamı tarihi olan 17.09.2015 sonra ve tashih karara ilişkin 05.02.2018 tarihinden sonra ödemenin 08.11.2018 tarihinde tahsil edilmesi nedeniyle davacı tarafça bu ödeme fer’ilerine sayılarak Anadolu Sigorta’dan asıl alacaktan 280,29 Euro olarak tahsil edilen ana para tutarının düşülerek talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf acente sıfatı ile müşterilerinden tahsil ettiği ve 1. davalı … firmasına aktardığı ödemeleri, hizmetin sunulamaması sebebi ile iadesini talep etmektedir. 1. davalı ise 2. davalı … ile aralarında sigorta sözleşmesine istinaden düzenlenen poliçe gereğince tazminat sorumluluğunun sigortacıya ait olduğunu ileri sürerek, asıl davada dava sigorta şirketine İhbar edilmiş olup birleşen davada ise davacı taraf, sigorta şirketini davalı olarak husumet yöneltmiştir.
Bozma ilamı sonrasına dosyaya sunulan kök mali bilirkişi raporunda davalı otel tarafından sunulan icmalde sözleşme fiyatları kapsamında konaklayan dışında kalan ödenen fazla bedelin 21.425 Euro olduğu belirlenmiştir.
Dosyaya sunulan Sigorta Poliçesinin kar kaybı sigorta poliçesi adı altında düzenlenen bir pasif mal varlığı sigortası olduğu, 03.04.2013-03.04.2014 dönemi için düzenlendiği, esas itibarı ile yangın ve sel-su basması, dahili su, fırtına, yer kayması, duman, kar ağırlığı, hava-kara taşıt çarpması, deprem, grev-lokavt-terör olayları sebebi ile otelin “tam kagir bina” olarak zarar görmesinden kaynaklı çalışamamasında oluşan kar kaybının teminat altına alındığı, sigortalı ve sigorta ettirenin “… Şti.” olduğu anlaşılmıştır.
Düzenlenen poliçe bir sorumluluk sigorta poliçesi olmadığından sigortalısı davalı … Ltd. Şti. olup bu davalının sorumluluk riskleri sigorta edilmemektedir. Aksine bu davalının olası zarar riski sigorta edilmektedir. Ayrıca bu risk otel binasında meydana gelen olaylara dayalı kar kaybı riski olarak tanımlıdır. Dolayısıyla sigorta poliçesi kapsamında “kar yoksunluğu” riski gerçekleşmiş ise bunu dava ve talep edebilecek olan sigortalının kendisidir. Somut olayda, sorumluluk sigortası söz konusu olmadığından TTK m. 1478 hükmüne göre davacının dava hakkı olmayacaktır.
“… Poliçesinin” incelenmediği yönündeki itiraz üzerine yeniden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Poliçenin incelenmesi neticesinde teminat altına alınan rizikoların; makine tesisat, demirbaşlar, elektronik cihaz, dekorasyon, 3. kişilere ait emtia, cam, nakit ve kıymetler, hukuksal koruma, geçici adres nakli, iş yeri değişikliği masrafları, iş durması, kira kaybı, yangın, yıldırım,infilak, dahili su, fırtına, yer kayması, duman, kar ağırlığı-çökmeler, sel, su baskını, taşıt çarpmaları, … riskleri, alternatif işyeri değişikliği, enkaz, deprem ve sair riskler tamamen sigortalının kendi malvarlığına yönelik riskler olduğu belirlenmiştir.
Buna karşılık poliçenin 3. sayfasında “… (Grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri, kötüniyetli hareketler) – Terör Kiracılık / Malik Mali Sorumluluğu” sorumluluk sigorta riski olarak poliçe kapsamındadır. Yine aynı risk kapsamında “… – Terör Komşuluk Mali Sorumluluk Riski”de sigorta kapsamındadır. Poliçede “üçüncü şahıs sorumluluk” riski ise bir olay, kaza ve sair durumlar için 4. sayfada öngörülmektedir.
Poliçenin 4. sayfasında ayrıca Genel Şartlara atıfları yapılırken “Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları”na atıfta bulunulmuştur. Bu atıf, teminat altına alınan 3. şahıs riskleri bakımından geçerli olup bunlar; bir kaza veya olaya dayanan binanın verdiği zararlar bakımından ve sigortalının “kiracıları ve/veya komşu kişiler/işletmeler” hakkında geçerli olan risklerdir.
Davacı şirket, davalının acentesidir. Acente sıfatı ile tahsil ettiği ve davalıya ödediği ancak verilmeyen hizmetlerden kaynaklı ödemelerin iadesini davacı şirket talep ettiğinden otel rezervasyon iptalleri “… – terör” riskinden kaynaklanmaktadır. Düzenlenen sigorta poliçesinde 3. kişiye karşı mali mesuliyet riski sadece bir olay, otel kaynaklı zarar verme olguları içindir. Yoksa, 3. kişi acenteye olan borcun ödenmemesi riski ya da acentenin aldığı rezervasyonların iptal riski teminata dahil edilmemiştir. Bu noktada, sigortalının kar kaybı, gelir kaybı riskleri sigorta kapsamında olmakla birlikte acentesi tarafından yapılan müşterilerin sigortalının rezervasyon iptaline dayanan iade borcunun bu kapsamda olmayacaktır.
Davalı otel işletmecisinin terör kaynaklı gelir kayıpları poliçe kapsamındadır. Davacı acente kendi zararını yani iptal edilen ve iade edilen rezervasyon bedellerini talep etmekte olduğundan davalı sigortacı da bu riski sigorta poliçesi kapsamında güvence altına almadığından bu davalı yönünden sorumluluk söz konusu olmayacaktır.
Davalı otel işletmecisinin terör kaynaklı gelir kayıpları poliçe kapsamında olmasına karşın; davacının acente sıfatı ile yaptığı rezervasyonların davalı otel işletmecisi açısından gelir kaybına sebep olduğu da sabit değildir. Eğer davalı otel işletmecisi gelir kaybı içinde ise bunu davalı … şirketinden poliçe kapsamında talep edebilir. Davalı otel işletmecisinin bu talep edebileceği tazminat, davacı acentenin talep edebileceği rezervasyon iptal zararı ile aynı olmayacaktır.
Davalı limited şirket vekili 30.06.2020 tarihli sunduğu itirazında, davacı ödemelerinin gezi olayları başlamasını takiben 6 gün sonra yapıldığı, tamamının iadesinin talep edilmesinin haksız olduğu, konaklamaya 29 gün kaladan sonra yapılan iptallerde otelin tam ücrete hak kazandığı, davacının oda iptali sebebi ile iade talep hakkı olmadığı ileri sürülmüştür.
Sigorta konusu otelin riziko adresi “…” olup … meydanında köşede yer aldığı teknik bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Gezi olaylarının başlamasından itibaren 6 gün sonra acente tarafından ödemenin yapıldığı ancak olayların daha uzun zaman sürmesi nedeniyle rezervasyonların iptal edilmesi neticesinde acente tarafından müşterilerine iptal bedellerinin ödenmesi üzerine bu bedel davalı otel şirketinden talep edilmiştir. Davacı şirketin sözleşme kapsamında gezi olaylarının mücbir sebep teşkil edeceği iddiası Yargıtay bozma ilamı ile kesinleşmiş olduğundan davalıların bu iddiaları mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Sigortacı ile “…’de meydana gelebilecek olası rizikoların” sigorta kapsamına alındığı, ayrıca kar kaybı riskinin de sigorta kapsamında olduğu itirazının değerlendirilmesinde, dava konusu olayın davalı şirkete ait otelde meydana gelen bir risk kaynaklı olmaması, davalıya ait otelin ticari faaliyetini gereği gibi sürdürmesine karşın davacının bir takım müşterilerinin gezi olayları nedeniyle rezervasyon iptallerin yapılması üzerine davacının bunları müşterilerine ödediği nispette davalıya yansıtma olduğundan davalının gelir kaybı zararı, davalının müşteri kaybı zararı veya davalının 3. kişiye karşı otel işletmeciliği kaynaklı sorumluluğunu gerektiren bir zarar vermesi söz konusu olmadığından davacının bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir.
Davacı şirket, davalı … Ltd. Şti’nin tahsil ettiği bedele karşılık hizmet sunmamasından dolayı ödemeyi iade isteyen olduğundan sigortalı veya sigorta ettiren olmadığından davalı …’ya karşı husumet yöneltemeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrası alınan hükme elverişli raporlarda, davalı kayıtları uyarınca 21.425,00 Euro fazla ödeme tespit edildiğinden asıl davada, davacının asıl davada talep ettiği 17.385,00 Euro tespit edilen fazla ödemeyi talep edebileceği, birleşen davada asıl davanın davalısından 4.040 Euro (21.425,00 Euro hesaplanandan asıl davada talep edilen 17.385,00 Euro sonrası kalan) fazla ödemeyi talep edebileceği kanaatine varılmakla asıl davada 17.385,00 EURO, birleşen davada 4.040,00 EURO davacı alacak miktarının davalı ticari defterleri kayıtları ile de teyit edilmesi nedeniyle ana dava yönünden; davanın kabulü ile 17.385 Euro tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi gereğince işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden; davalı … Şti. yönünden davanın kabulü ile 4.040 Euro tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi gereğince işleyecek faiziyle birlikte davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ana dava yönünden;
Davanın KABULÜ ile 17.385 Euro tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi gereğince işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.247,41 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 811,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.435,51 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 811,90 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 4.464,8‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 6.980,11 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Birleşen dava yönünden;
A-Davalı … Şti. yönünden davanın KABULÜ ile 4.040 Euro tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi gereğince işleyecek faiziyle birlikte davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
B-Davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.638,22 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.143,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 505,33‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Davacı tarafından yatırılan 1.638,22 TL peşin harcın davalı …Ltd. Şti.’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; 8,40 TL müzekkere masrafının davalı … Ltd. Şti.’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti.’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davalı … tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı …. Ltd. Şti. tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı … tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden ve davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … tarafına verilmesine,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … Ltd. Şti. ile davalı … vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca YARGITAY yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”