Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/206 E. 2019/1336 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/206 Esas
KARAR NO : 2019/1336

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili hakkında … 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden haksız olarak takip başlatıldığını, ancak müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, dava konusu … ilinde bulunan taşınmazın 2 nolu bağımsız bölümünün satımı konusunda anlaşıldığını, buna ilişkinde 13 senet yapıldığını ve senet bedellerinin de ödenmesine rağmen müvekkiline teslim edilmeyen senetler bulunduğunu, ödemelerinde banka yoluyla yapıldığını, bu kapsamda müvekkili tarafından borcun ödenmiş olması sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligata rağmen davaya cevap vermediği, davalı vekili tarafından yargılama devam ederken sunduğu vekaletname kapsamında sözlü beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davalı tarafından icraya konulan bonolar nedeniyle davacının borçlu olmadığına dair açılan menfi tespit davasıdır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder denilmektedir.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda, davaya konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde davacı şahıs adına kayıtlı olduğu, vasfının daire olduğu, takibe konu bonolar üzerinde C Blok D:2 için bonoların verildiğinin yazıldığı, tapu kayıtları ile bonoda belirtilen kayıtların uyuştuğu, davacının mahkememiz ara kararı gereğince dava konusu taşınmazı konut olarak aldığını beyan ettiği, Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıdaki resmi senet incelendiğinde davacının kendi şahsı adına bu taşınmazı satın aldığı ve Zeytinburnu Vergi Dairesi cevabi yazısına göre davacı asilin vergi mükellefiyetinin bulunmadığının belirtildiği dolayısıyla davacı asilin müdürü olduğu şirket adına taşınmazı satın almadığı anlaşılmakla davacının taşınmazı ticari amaçlarla satın almadığı, davaya dayanak bononun temelinin tüketici işlemine dayanması nedeniyle mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”